savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,2423
EURO
36,9795
ALTIN
2.933,31
BIST
8.882,31
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
14°C
Ankara
14°C
Açık
Perşembe Açık
16°C
Cuma Açık
14°C
Cumartesi Çok Bulutlu
13°C
Pazar Az Bulutlu
14°C

İstanbul Fetihlerini Anma Günleri

İstanbul Fetihlerini Anma Günleri
A+
A-

İstanbul Fetihlerini Anma Günleri

Yazar: Robert Spencer, Jihad Watch, 29 Mayıs 2017

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 29 Mayıs 2017

İstanbul’a giren Muzaffer Türk Ordusu. 6 Ekim 1923

Asla ödemeyeceğimiz derin bir minnet borcu ile bizleri özgür tutabilmek için hayatlarını feda edenleri hatırlarken, özgür dünyanın ciddi olarak mücadele dahi etmediği cihada karşı bu büyük savunmayı kaybettiğimizde sonuçların neler olacağını da hatırlayalım.

Bugün 29 Mayıs, İstanbul’un Müslümanlar tarafından işgal edildiği 29 Mayıs 1453 tarihinin yıl dönümü.

Bütün gönül rahatlığımız ve genel tarihsel hafıza yoksunluğumuzla ve İslamofobiyi önleme kaygılarının hâkim olduğu bu ortamda, Müslümanlar bu büyük kente girdiğinde neler olduğunu hatırlamak yararlı olacaktır.

Tarihçi Steven Runciman, Müslüman askerlerin kente girmeleri sonrasında, sokaklarda karşılaştıkları bütün erkek, kadın ve çocukları ayrım gözetmeksizin katlettiklerine dikkat çekmektedir. Dökülen kanlar, Petra tepelerinden Altın Boynuza doğru nehirler gibi akmıştır. Fakat çok geçmeden kan dökme arzusu yatışmış ve Müslüman askerler, esirler ve değerli şeylerin onlara daha fazla kâr sağlayacağını anlamışlardır. (İstanbul’un Düşüşü 1456, Cambridge Üniversitesi Yayını, 1965, sayfa 145).

Bazı cihatçılar küçük fakat görkemli kiliseler olan Charisian Kapısı yanındaki Saint George, Petra’daki Saint John ve Edirnekapı’da bulunan Kariye Kutsal Kurtarıcı Kilisesine (Chora Holy Savior Church) koşarak değerli kaplama, papaz elbiseleri ve buldukları her şeyi yağmalamışlardır. Chora’da mozaikler ve freskleri bırakmışlar fakat bütün Bizans’taki en kutsal resim olan Hodigitria, Tanrının Anası ikonunu tahrip etmişler, insanların ve bizzat Saint Luke’nin söylediklerine göre, kuşatmanın başında Sarayın hemen yanındaki kilisesinden alınarak, kutsal varlığı surlarda kenti savunanlara ilham vermesi maksadıyla Chora’ya getirilen ikonu dört parçaya ayırmışlardır.

İsa’yı Meryem’in Kucağında Gösteren Hodigitria –  Tanrının Anası İkonu

Artık böyle olmayacak değil mi? Öyle mi? Bizim insanlarımız daima güven içinde yaşayacak ve kültürümüz ve medeniyetimiz asla yok olmayacak öyle mi? Boston, Manchester, San Bernardino,  Brüksel, Nice, Orlando ve diğer yerler, hepsi güçlü öyle mi? Bizi bölmek için çabalayan faşist İslam korkaklarını hariç tutarsak biz ne kadar güçlüyüz? Biz, ellerimizde mumlar ve kutsal gecelerimizle her yerde güçlüyüz ve sevgimizle hem aşırı sağcıları hem de teröristlerin hakkından geleceğiz! Öyle değil mi?

15 Nisan 2013 tarihinde, ABD’nin Boston kentinde her yıl düzenlenen maraton koşusunun bitim noktasında gerçekleştirilen bombalı saldırı sonucu hayatlarını kaybedenlerin ve olayın anısı için oluşturulan ‘‘Biz Boston’uz, Biz Güçlüyüz’’ poster düzenlemesi.

Çevirenin Notları: Sun Savunma Net web sitesi olarak, yaklaşık bir yıldır sadece ‘‘Bir Yazar & Bir Editör’’ ile sürdürdüğümüz yayın hayatımızda zaman zaman, neden bu tür yazıları çevirdiğimiz ve yayınladığımız konusunda sayın okurların saygıdeğer eleştiri ve sorularına maruz kalıyoruz. Bu yazı belki de bütün eleştiri ve sorulara en güzel cevap. Bu yazıyı çevirmek ve yayınlamak, Sun Savunma Net sitesi yazar ve editörünün yazar Robert Spencer ile aynı düşünceleri paylaştığı anlamına gelmemektedir. ‘‘Bir Yazar & Bir Editör’’ olarak her zaman yaptığımız ve yapmaya elimizden geldiği sürece devam edeceğimiz hedefimiz; bir durumsal farkındalık yaratmak ve önemli konularda Türkiye ve bizler hakkında başkalarının neler düşündüğünü ve neler yaptıklarını açık ve net bir şekilde ortaya koymaktır.

Kendimizi bildiğimiz ve doğru olduğumuz sürece başkalarının düşündükleri ve yaptıklarının hiçbir değeri yok, bunları bilmek bize sadece avantaj sağlayacak ve pozisyonumuzu doğru olarak belirlememize hizmet edecektir.

İstanbul iki kez fethedilmiştir. Bunlardan ilki, Robert Spencer’in de kafasına taktığı ve kendi aklınca günümüzdeki olaylar ile bağlantı kurarak sözde anmaya çalıştığı 29 Mayıs 1453 tarihinde, ikincisi ve Türkiye Cumhuriyeti açısından çok daha önemli olanı ise 6 Ekim 1923 tarihinde muzaffer Türk Ordusu İstanbul’a girdiğinde gerçekleşmiştir.

İki fetih tarihini de analım ve kutlayalım. Robert Spencer ve benzer düşüncede olanlara 6 Ekim 1923 tarihinde de neler olduğunu öğretelim. Fakat biz unutur ve anmazsak başkalarına hiçbir şey öğretemeyiz…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.