Müyesser Yıldız, Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu G4 Blok, 04 Ağustos 2020
Emperyalizm ve maşası “FETÖ”nün hayallerinden birisi, jandarmanın TSK’dan koparılıp İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasıydı.
“Allah’ın lütfu” diye nitelendirilen 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra bu da süratle hayata geçirildi. Böylece halkla doğrudan teması olan bu en yaygın teşkilat da tümüyle iktidarın kontrol ve tasarrufuna geçti. Halkımız jandarmayı hala asker zannetse de TSK ile hiçbir bağı, bağlantısı kalmadı.
Malum, geçtiğimiz günlerde sadece 45 dakikalık YAŞ toplantısı ile TSK’deki terfi, uzatma ve emekliliklere karar verildi. Hemen ardından jandarmadaki atamalara ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlandı.
Birkaç gazete ve yazar dışında ne YAŞ kararları ne de jandarmadaki tayinler üzerinde duran oldu. Ha tapu kadastro atamaları, ha asker atamaları bir farkı kalmadı. “Ne güzel işte, askeri vesayet bitti. Artık bunlar kimseyi ilgilendirmiyor” denebilir. Denebilir; de keşke bu coğrafyada yaşamasak ve de 5 cephede birden savaş durumunda olmasak!..
YAŞ toplantısından önce Yeni Şafak Ankara Haber Müdürü Hüseyin Likoğlu, “FETÖ’nün geride kalan kriptolarıyla YAŞ öncesi 15 Temmuz gecesi direnen subayları hedef almaya başladığını, kendinden olmayanlar hakkında isimsiz ihbar mektupları ve ispiyonculukla disiplin soruşturması açmak istediğini” yazmıştı.
Bu satırlardan sonra en azından “15 Temmuz ve Suriye Kahramanı” olduğu anlatılan İsmail Metin Temel ile Zekai Aksakallı’nın neden emekli edildiğini sorması, sorgulaması gerekmez miydi?
Aynı ilgisizlik jandarma tayinlerinde de gösterildi. Muhalif medya 15 Temmuz’da Jandarma Genel Komutanlığı’nda çatışmaya girip darbecileri engelleyen komutanların tasfiye edildiğine dikkat çekti. Kimdi bu komutanlar? Balyoz kumpasında 3 yıl hapis yatan Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu ile Tuğgeneral Ali Demir’di. Haberde 2017’den itibaren jandarmadan tasfiye edilen diğer bazı Balyoz kumpası mağdurları ile 15 Temmuz’da direnen bazı komutanların isimleri de hatırlatıldı.
İktidarı destekleyen Yeni Şafak gazetesi, “FETÖ mağduru komutana görev” başlığı ile Tümgeneral Hüseyin Kurtoğlu’nun Van Asayiş Kolordu Komutanlığı’na atanmasını ön plana çıkardı. Haberde Kurtoğlu’nun İstanbul İl Jandarma Komutanı iken “FETÖ kumpasına” maruz kaldığı ve terfisinin engellendiği vurgulandı. Peki, Kurtoğlu’nun yeni atamadan önceki görevi neydi? Nedense belirtilme ihtiyacı duyulmamıştı!..
Karargahta Kim Var?
Kendilerinin terfi ve görevlendirmelerine 2016 ve 2018 tarihli iki yazımda yer vermiştim; ancak şimdi bu üç ismin safahatını detaylı olarak anlatayım.
Evet, Ahmet Hacıoğlu 15 Temmuz’un önemli isimlerindendi. Canlı yaşadım, 16 Temmuz sabahı Jandarma’da çatışmanın sürdüğünü haber alıp Hacıoğlu’nu aradım. Arkadan silah sesleri gelirken, “Merak etme, iyiyim.” deyip telefonu kapattı.
Hacıoğlu, Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki görevinden sonra Bursa İl Jandarma Komutanlığı’na atandı. Oradan karargâha gelmesi beklenirken Erzurum Bölge Komutanı yapıldı. Geçen yıl, “Tamam, bu defa Ankara’ya döner” denirken Şırnak Jandarma Bölge Komutanlığı’na verildi.
İktidarın bizlere bakışını bildiğimden, zarar görmemeleri için Balyoz’dan yatıp göreve dönenleri düğün veya ölüm gibi çok özel durumlar haricinde aramamaya dikkat ettim.
Hacıoğlu ile de son görüşmem, daha doğrusu mesajlaşmam, oğlunun düğünü vesilesiyle oldu.
Düşünün; Anayasa Mahkemesi önündeki 45 günlük Adalet Nöbeti’nden sonra mahkûmiyet kararları bozulmuş ve bu haberi de Hacıoğlu’nun eşi ve oğluyla birlikteyken almışım. Sonra Mamak Cezaevi’ne gitmişiz, oğlu tulum çalarak hepimizi coşturmuş.
İşte Şırnak Bölge Komutanı olduktan kısa bir süre sonra Hacıoğlu’nun Ankara’da oğlunun düğününü yaptığını duydum. Davet edilmemiştim. Edilsem bile kesinlikle gitmezdim de, ancak insan haliyle bekliyor. Bunun üzerine bir sitem mesajı gönderdim. O da, “Abla, sen bizim başımızın tacısın.” mealinde bir cevap verdi.
Bunu niye mi anlatıyorum?
Balyoz kumpası mağduru bir komutan… 15 Temmuz’da aslanlar gibi çatışmış… Daha geçen yıl Şırnak’a atanmış… Bunları geçtim, Karadenizli olduğu için iktidardakiler tarafından da benimsenip sevilen biri. Ama emekliliğe sevk ediliyor.
Malum, gözaltındayken cep telefonumdaki mesajlar üzerinden soruşturma konusuyla hiçbir ilgisi bulunmayan sorular yönelttiler.
Öncesinde de İçişleri Bakanı Soylu, telefon görüşmelerimden haberdar olduğu izlenimini veren açıklamalar yaptı ve gazeteci yazar Faruk Bildirici’nin sorusu üzerine de bunu yalanlayamadı, biliyorsunuz.
İşte bunları alt alta koyunca Hacıoğlu’nun bana cevabi mesajının da Bakan Soylu’ya sunulmuş olabileceğini düşündüm.
İnşallah bu başarılı komutanın ipinin çekilmesinin müsebbibi ben değilimdir demekle yetinip Ali Demir’e geçeyim.
Onu da Balyoz kumpasından Mamak’ta yatarken cezaevi ziyaretine gittiğimde tanıdım. Hakkında çok bilgim ve kendisiyle samimiyetim de yoktu; ama bende bıraktığı izlenim, iyi bir istihbaratçı olduğuydu.
15 Temmuz’dan hemen sonra İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na atanması kararlaştırıldı. Ancak bizzat Erdoğan’ın müdahalesi ile İstanbul’a Hüseyin Kurtoğlu’na verilince Ali Demir Diyarbakır’a gönderildi. İki yıl burada PKK’lı teröristlerle mücadele etti. Ardından Bakü Büyükelçiliği’ne müşavir yapıldı.
Bu yıl Ankara’ya, karargâhta bir göreve atanacağı bekleniyordu; ancak emekli edildi.
Anlaşılan o ki Hacıoğlu gibi Demir’in de karargaha girmesini istemeyen birileri varmış!..
Tasfiye Mi Jandarma Komutanlığı’na Hazırlık Mı?
Van Asayiş Kolordu Komutanlığı’na atanan Hüseyin Kurtoğlu’na gelirsek; evet, Yeni Şafak’ın kurguladığı gibi “FETÖ kumpasına” maruz kaldı; ancak dönemin Başbakanı Erdoğan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’un bizzat takip edip aklanmasını sağladığı dosya da sadece onunki oldu.
Yukarıda da belirttim. 15 Temmuz’dan sonra İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na verildi. Ardından komutanlık içinde komutanlık haline getirilen personel temininin ana merkezi olan Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’na atandı.
Görev süresinin bitiminde karargâhta bir göreve veya Ankara dışına atanması gerekirken Akademi’de kalmaya devam etti.
Peki, bu yıl Van’a gönderilmesini nasıl yorumlamalı? Akademi’deki yapılanma tamamlandı, Kurtoğlu’na da ihtiyaç kalmadı denebilir. Ancak bana geleceğin Jandarma Genel Komutanı olması kararlaştırıldı da Doğu görevi engelini aşmak için gönderildi gibi geliyor.
Tasfiyeler İçin Doğru Soru Ne?
Son 3 yıldır Balyoz kumpası mağduru ve “FETÖ” ile mücadelenin öncü isimlerinin kademe kademe tasfiyesi ilginç değil mi?
İyi, güzel; herkes “15 Temmuz’un kahramanlarının tasfiye edildiğini” yazıyor, söylüyor da bu tasfiyelerin neden yapıldığını ve yerlerine kimlerin getirildiğini niçin sormuyor?
AKP’li bir ismin itiraf ettiği gibi, dün “Atatürkçülere karşı FETÖ’cüleri kullananlar” geçen 3 yılda da “FETÖ’cülere” karşı onları mı kullandı?.. “FETÖ” ile mücadele bitti mi?..
İçişleri Bakanlığı’nda “FETÖ itirafçılarının” göreve getirildiğine dikkat çeken AKP’li eski milletvekili Mehmet Metiner acaba bu meseleye de el atar mı ki?!..
Sincan’dan Silivri’deki Barış Pehlivan’a, Hülya Kılınç’a, Murat Ağırel’e ve açık cezaevindeki tüm dostlara kucak dolusu sevgiler…