Yazar: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 7 Temmuz 2017
Avrupa Parlamentosu, Türkiye Raportörü Kati Piri tarafından hazırlanan, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki katılım müzakerelerinin durdurulmasını öneren raporu 477 oyla kabul etmiştir. Kati Piri tarafından hazırlanan raporda, Türkiye ile ilgili yargı sistemi, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, seçim barajının düşürülmesi, reformların yavaşlaması, tarım ürünleri dâhil gümrük birliği düzenlemelerinin yapılması, demokrasi ve insan haklarına saygı duyulması, terörle ilgili kanunların düzenlenmesi, yeni anayasa düzenlemesi, yargı sisteminin tarafsız olmaması, Kürt Barış Süreci, sokağa çıkma yasakları, sivil ölümler, akademisyenlerin tutuklanmaları gibi konularda olumsuz ifadeler yer almaktadır. Türkiye hakkında genel olarak ağır ifadelerin yer aldığı raporda Kıbrıs ile ilgili sevecen ve övgü dolu madde başlıkları aşağıda sunulmuştur.
– Birleşmiş Milletler gözetiminde yürütülen, Kıbrıs’ın yeniden birleştirilmesi yünündeki çabaları övmekte, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları ile uyumlu olarak iki toplumlu ve iki bölgeli bir federasyon kurulmasını desteklemekte, adadaki Rum ve Türk toplumu liderlerinin yapıcı yaklaşımları ile bu yıl sonuna kadar adil, bütüncül ve işlevsel bir çözüm yünündeki kararlı tutumlarını ve yorulmak bilmeden çalışmalarını övmekte, onlarca yıldır sürmekte olan Kıbrıs probleminin çözülmesinin bölge ve Avrupa için öneminin altını çizmektedir.
– Yeni sınır kapılarının açılması, elektrik dağıtım hatlarının birbirine bağlanması ve mobil iletişim sisteminin birleştirilmesi dâhil, iki lider tarafından güven artırıcı tedbirler üzerinde varılan anlaşmayı memnuniyetle karşılamakta, Avrupa Birliği’ne anlaşmayı siyasi ve ekonomik açılardan tam olarak desteklemesi çağrısı yapmakta, Türkiye ve ilgili bütün taraflara görüşmeleri ve çıkacak sonuçları desteklemesi çağrısı yapmakta, Türkiye’ye birliklerini adadan çekmeye başlaması ve 1984 tarihli ve 550 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı gereği Magosa bölgesini devretme çağrısını yapmakta ve Kayıp Kişiler Komitesinin askeri alanlar dâhil ilgili her yere girebilmesi için izin verilmesini övmektedir.
– Başkan Anastasiades’ın, Türkçeyi Avrupa Birliğinin resmi lisanı yapma yolundaki girişimini memnuniyetle karşılamakta, çözüm anlaşmasının uygulamaya girmesi ile gelecekteki Kıbrıs Türk Kurucu Devleti için bir AB müktesebatı uygulamasına olan ihtiyaca dikkat çekmekte ve bu bağlamda AB hazırlığı için iki toplumlu geçici bir komite oluşturulmasını memnuniyetle karşılamaktadır.
– Türkiye’nin, yerine getirilmesi durumunda görüşmelere önemli katkı sağlayacak olan, bütün üye ülkelerle yaptığı Avrupa Komisyonu-Türkiye Birleşme Anlaşması İlave Protokol hükümlerine tam ve ayırım yapmadan uyma yönündeki yükümlülüklerini yerine getirmeyi kabul etmemesinden duyduğu üzüntüyü dile getirmektedir.
– Başkana bu kararı; Konseye, Komisyona, Komisyon İkinci Başkanına/Birlik Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisine, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi Başkanına, Üye Ülkeler hükümet ve parlamentolarına ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümet ve Parlamentosuna iletmesini tavsiye etmektedir.
Yazı kaleme alındığında, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptığı açıklamada: Kıbrıs Türk tarafı kalıcı ve adil bir çözüm için her zaman müzakere masasında üzerine düşeni yapmıştır. Gerek sayın Akıncı ve müzakere heyeti, gerekse daha önceki süreçlerde görev yapan arkadaşlar aynı yaklaşımı sürdürmüştür. Maalesef bütün bu çabalara rağmen bir sonuca varılamadı” ifadelerini kullanmıştır.