savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Yağmurlu
9°C

Kayyum İşinin Suyu Çıktı!..

Kayyum İşinin Suyu Çıktı!..

 

Kayyum İşinin Suyu Çıktı!..

 

Müyesser YILDIZ, 9 Temmuz 2021

HDP’liler başta olmak üzere muhalif belediye ya da kuruluşların kayyum” suretiyle hizaya sokulması, idari sistemimizin olağan bir uygulaması haline geldi.

Ancak bu işin nerelere vardığına ilişkin bir örnekten söz etmek istiyoruz. Hikâyemiz epey karışık. O yüzden öncelikle, mahkemelik olan iddiaların odağındaki kurumlarla ilgili kısaca bilgi verelim.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı TURAŞ (Turizm Ticaret A.Ş.) diye bir şirket var. 1992 yılında çevre kirliliğinin önlenmesi, turizm yatırımları yapmak; fuar, konferans, festival düzenlemek, birçok alanda alım-satım işlerine girmek gibi bir dizi amaçla kuruldu. Şirketin, “alanında önderlik ve örneklik yapabilecek bir kurum olacağı” bildirildi. Kalite politikası da, “şeffaflık, hesap verebilirlik, güvenilirlik, dürüstlük” diye belirlendi.

5 milyon lira sermaye ile kurulan şirketin ortaklarına geçelim.

Yüzde 51 hissesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan emekli olanların kurduğu Turizm ve Dayanışma Vakfı’na (TUDAV), yüzde 48 hissesi Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü’ne (DÖSİMM) yüzde 1 hissesi, diğer ortaklara ait. Gelir kaynağını da Bakanlık’tan alınan altyapı ve arıtma tesisi ihaleleri ile işlettiği bazı kurumlardan sağlıyor.

Bakanlığın en büyük bütçe ve istihdamına sahip olan DÖSİMM’i de tanıtalım. 1979’da kuruldu. Genel bütçeden yardım almadan, kendi kaynakları ile işletilen bir kurum. Birçok yerde Geleneksel El Sanatları ve Kitap Satış Mağazaları var ya; işte bunları DÖSİMM işletiyor. Ayrıca müze ve ören yerleri, kültür merkezleri, galeriler ve kütüphanelerinin ticari birimlerini kiraya verip gelirlerini tahsil ediyor. Bu gelirler ise Bakanlık’ın ticari operasyonlarını yürütme, kültür varlığın korunması ve geliştirilmesi, kültür ve turizm altyapı yatırımları ile ülkenin tanıtımında kullanılıyor.

TUDAV (Turizm ve Dayanışma Vakfı)’a gelince; şu anda Vakfın internet sitesinde, “Yapım aşamasında” yazısından sonra büyük harflerle şu not yer alıyor:

Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/283 Esas Sayılı Dosyası’nda Alınan Mahkeme Kararı Gereğince: Vakıf Yönetimi görevden alınarak yerine Kayyım atanmıştır, Tüm üyelere duyurulur…”

Yazımızın konusu da işte bu kayyum atamasının sebebi ve şekli.

Şirketin Başı Tanıdık

Kayyum meselesinden evvel TURAŞ’ın Yönetim Kurulu üyeleri ve başkanının kimler olduğunu belirtelim. Bu yıl başına kadar Yönetim Kurulu üyeleri Turizm ve Dayanışma Vakfı yöneticileri ve Bakanlık bürokratlarından oluşuyordu. Başkanı ise Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’dı.

Bu ismi nereden tanıyoruz? Son dönemde CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın ifşa ettiği, birden fazla maaş alan bürokratlar listesinden. Yavuzyılmaz’ın tespitine göre, Alpaslan, Bakan Yardımcılığı maaşına ilave, Kuveyt Türk Bank Yönetim Kurulu üyeliği ile üyelik kar payı olmak üzere ayda toplam 176 bin 727 lira kazanıyor.

2000’li yıllardan itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda bakan müşavirliği, İdari ve Mali İşler Başkanı, Müsteşar Yardımcısı, 2007-2018 arasında da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı yapmış olan biri.

Salgında Halk Plajı Açmak

Bu ön bilgilerden sonra sözkonusu şirketin nasıl kayyumluk olduğunu anlatalım.

Duymuşsunuzdur; Kültür ve Turizm Bakanlığı, “beş yıldızlı ücretsiz halk plajları” diye bir proje başlattı.

Proje kapsamında geçen yıl, yani Kovid-19 yasaklarının yürürlükte olduğu dönemde, “projeler durdurulsun” uyarılarına rağmen toplam 17 milyon lira maliyetle Belek-Kadriye, Çeşme ve Bodrum’da halk plajları açıldı.

Yine aynı dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı “kültürevi kafeterya, Milli Kütüphane, Emek ocakları” gibi kuruluşlarda çay ocakları kuruldu. Bu ocaklar için çok sayıda personel alındı. Sonuçta bu ocaklar da yaklaşık 800 bin lira zarar etti.

İşte tüm bu yatırımlar TURAŞ eliyle gerçekleştirildi. Haliyle milyonlarca liralık zarar ortaya çıktı. Zarar şirketin bilançolarına da yansıdı.

Buna rağmen Bakanlık, bu yıl için toplam 50 milyon 126 bin lira maliyetle Kemer, Manavgat ve Marmaris’te üç plaj daha açılmasını planladı.

Şirketin yüzde 51 hissesine sahip TUDAV’ın yöneticileri, önceki plajlarda yaşanan zararı hatırlatarak buna karşı çıktı.

Sonrasında da şunlar oldu:

Bir diğer Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı’na bağlı olan Vakıflar Genel Müdürlüğü, TUDAV’a müfettiş gönderdi. Müfettişler, vakfın kayıtlarında eksiklikler bulunduğu yönünde rapor verdi. Ardından TUDAV yöneticilerinin görevden alınması ve yerlerine geçici olarak kayyum atanması istendi.

18 Aralık 2020’de de Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla TUDAV yöneticileri görevden alınıp önce üç isim, 12 Ocak’ta ise dördüncü bir isim kayyum olarak atandı. Kararda, “malvarlığı ve Vakıf şirketlerinin yönetim yetkisi dahil olmak üzere” denilerek, kayyumların sadece TUDAV değil TURAŞ’ta da görev yapacağı kaydedildi.

Yani, Medeni Kanun’a tabi Vakıf üzerinde yapılan bu operasyonla, Ticaret Kanunu’na tabi şirkete de kayyum atanmış oldu.

Kayyumlar kim mi?

Birisinin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un çalıştığı hukuk bürosunda görevli 3 yıllık bir avukat olduğu, birisinin Bakanlık emrinde bürokrat olduğu, bir diğerinin ebru sanatçısı olduğu, sonradan atananın da bir mali müşavir olduğu öne sürülüyor.

Kısaca; şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve diğer üyeler aynı kaldı, sadece TUDAV temsilcilerinin yerine kayyum geldi.

Dava Sürerken İhaleler Yapıldı

Devam edelim.

Görevden alınan yöneticiler, hem vakfa kayyum atanmasına hem de kayyumların şirkette görevlendirilmesine karşı davalar açtı. Yerel mahkeme, şirkete kayyum atanmasına ilişkin davayı reddetti, dosya İstinaf’ta.

Vakfa kayyum atanmasına karşı açılan davaya gelince;

Görevden alınan isimlerin avukatı Dr. Mustafa Güler tarafından mahkemeye gönderilen savunmada, kayyum yönetiminin atanmasının ardından ve de yargılama devam ederken, “TURAŞ’ın 3 adet halk plajı ihalesini gerçekleştirdiğine” dikkat çekildi.

Av. Güler’in bu iddiasının dayanağı da bizzat kayyum heyetinin dosyaya sunduğu 32 sayfalık rapordu. Raporda, KDV hariç Manavgat plajının 16 milyon 800 bin, Kemer plajının 15 milyon 480 bin, Marmaris plajının da 10 milyon 200 bin liraya ihale edildiğinin belirtildiğini vurgulayan Av. Güler, sadece 5 milyon lira sermayeli şirketin, kayyumlar marifetiyle sermayesinin 10 katı tutarında borçlandırıldığını bildirdi.

Kayyum heyetinin görevinin, mahkemenin denetimi altında olağan işleri yürütmek ve yönetimine bırakılan mal varlığını korumak olduğunu hatırlatıp bu ihalelerin hangi yöntemle, hangi şirketlere verildiğini soran Av. Güler, şunları da ekledi:

Kayyum heyeti raporunda ihale edilen halk plajlarının kârlı olacağı söylenmişse de, TURAŞ’ın işletmiş olduğu mevcut Bodrum ve Belek plajlarından 2020 yılında büyük zarar ettiği, hatta geçen yıl yapılan Belek halk plajının borcunun ödenmediği bilinmektedir. Ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu pandemi koşullarında turizmin tamamen durduğu, hatta tüm dünya ülkelerinin sınır kapılarını kapattığı, yerli turistlerin ise butik tesislere ve villa turizmine yöneldiği bir dönemde sermayesi 5 milyon olan şirketin, 50 milyon 126 bin 146 lira bedelli halk plajı ihalesi yapmasının nedeni tarafımızdan anlaşılamamaktadır. Kayyumlık müessesesinin ruhuna, yasaya ve ticari mantığa tamamen aykırı bu ihalelerle ilgili bir usulsüzlük olup olmadığının, bir menfaat sağlanıp sağlanmadığının mahkemece araştırılması gerekmektedir.”

Kayyumdan Sonra Bunlar Da Mı Oldu?

Kayyum döneminde ihalelerin yapılmasıyla kalınmadığı, şunların da yaşandığı bildiriliyor:

  • Önceki yönetim kurulu üyeleri herhangi bir ücret almazken kayyumlara aylık toplam 20 bin lira maaş verilmesi kararlaştırıldı.
  • Yıllardır şirketin avukatlığını yapan 32 yıllık avukatın sözleşmesi feshedilip aynı ücretle 1 yıllık bir avukatla sözleşme imzalandı.
  • Önceki yönetim tarafından görevden alınan ve Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’a yakın olduğu konuşulan bir isim genel müdür yardımcısı, bir diğeri yüksek maaşla işletme müdürü yapıldı.

En Kritik İddia Değirmenin Suyu

3 yeni plaj ihalesine dönersek; şirketin sermayesinin 5 milyon, plaj ihale bedelinin ise 50 milyon lira olduğunu belirtmiştik. Peki değirmenin suyu nereden geldi, geliyor veya gelecek?

İşte bunun cevabı oldukça kritik.

İddia o ki; çalışanları ve yaptığı işin çerçevesi belli olan TURAŞ’ın, Bakanlık’la sorunu olan otel ve işletmelerle danışmanlık hizmet sözleşmesi” imzalaması formülü bulunmuş. Bu ad altında da gerçekte böyle bir hizmet verilmediği halde naylon faturalar düzenlenip, örneğin bir otelden 1 milyon, bir diğerinden 8 milyon, bir başkasından 2.5 milyon lira alınmış.

Milyonlarca dolarlık yolsuzluk iddiaları havada uçuşup kimse parmağını oynatmazken, 10-20 milyon liralık işlerle ilgili söylentilerin lafı mı olur?” denebilir.

Tamam da, kayyum işinin her kapıyı açan bir maymuncuk haline gelmesini ne yapacağız?!

Kaynak: https://muyesseryildiz.com/2021/07/09/kayyum-isinin-suyu-cikti/

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.