Atilla Aşçı, Sun Savunma Net, 26 Mayıs 2020
Tüm ülkeler, korona pandemi sürecini katı kurallar, yasaklarla atlatmaya çalışırken, insani yaşam koşullarına hiçbir (ya da en az) şekilde kısıtlama getirmeyen İsveç, bu süreci kendi ilkeleriyle sürdürüyor. Üstelik en yakın dostları diğer İskandinav ülkelerinin protestosuna, hatta sınırlarını İsveç’e kapattıkları halde.
Bunun sırrı, ülkeyi yönetenler ile yurttaşları arasındaki güven bazının oldukça yüksek olması. Sistemin yurttaşa güven vermesi.
Daha pandeminin ilk gününden itibaren tüm marketler, anaokulları, bürolar açıktı. Okullarda 9’uncu sınıfa kadar tüm öğrenciler derslerini okullarında yaptılar. Bunun nedeni, 10’uncu sınıftan itibaren ve üniversite öğrencilerinin tek başlarına sorumluluklarını yerine getirebilecek yaşta olmaları idi. 500 kişiye kadar olan etkinliklere 29 Mart 2020 tarihine dek izin verilirken, bu tarihten sonra kişi sayısı 50’ye indi. Evden çalışma çok yaygın olduğu için otobüs ve metrolarda rahatlıkla maskesiz gidilebiliyor. Sadece yaşlı insanları korumak için maske devreye giriyor.
Tek yasak, huzur ve bakımevlerini ziyaret etmek konusunda uygulanıyor. Birçok ülkede olduğu gibi, yaşlıların kaldıkları evler İsveç’in de yumuşak karnı ve sorunlu bir gündemi. Yaşamını yitirenlerin çoğunlukla çok yaşlı ve demans hastası insanların olması bu sorunu bir kez daha ortaya çıkarıyor. Yaşlılar sorununun trajik bir Avrupa sorunu olduğu konusundaki düşünce ortak. Ama, yasaklarla yaşlılar sorununu çözmek yerine, daha kapsamlı sosyal önlemler ve adımlarla bir paradigma değişiminin şart olduğu da kesin.
İsveç’in düşünce mekanizması tam burada kendisini gösteriyor. Geçerli düşünce, ne kadar çok insan korona virüse yakalanırsa, o kadar çok insan kendi bağışıklık sistemini (vücut direnci) güçlendirmesi ve virüsün etkisini gittikçe sıfıra indirerek, kaybolmasını ve yayılmasını sağlamak. Direnç gücü yüksek olanların virüsü kolaylıkla yenebilecekleri ispatlanmış durumda. Korona virüse yakalanıp bu virüse karşı tam bir bulaşmazlık direncine kavuşan insanların sayısı her dört kişiden birine ulaşmış. Bu insanların sayısı ne kadar çok olursa, virüsün yayılma tehlikesi o oranda azalıyor.
Ülkenin başkenti Stockholm’den bir manzara. Foto: Anders Wiklund/TT News Agency/AFP
Bunun tehlikeli bir deney olduğunu savunan ülkeler de var; gelecek için örnek bir sistem modeli olduğunu söyleyenler de. Yapılan anketlerde, İsveç halkının büyük çoğunluğunun bu konuda hükümetin bu tarz siyasetinin arkasında olduğu görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO-World Health Organisation), bu güven ve sorumluluk bilincinin birçok ülke için bir örnek olabileceğini şimdiden dile getirdi. WHO yöneticileri, kendilerinde oluşan, İsveç’in en baştaki hiçbir önlem almadığı duygusunun ve sadece virüsün yayılmasını sağlamayı hedef aldığı düşüncesinin gerçekle ilgisi olmadığını da dile getirmekten çekinmediler.
İsveç sağlık işleri yöneticileri, insanları eve kapamanın, gelirlerinin iyice aza inmesi sonucu daha çok sağlık sorunları yaşayacağı konusunda eminler. Bunun bir deney olmadığını, tüm ülke insanın bir bütün olarak görülmesi gerektiğini belirtiyorlar. Virüsle ilgili ölümlerin, ancak, çok katı kurallar uygulayan Fransa ve İspanya seviyesinde olması da uygulamanın başarılı olması noktasında gerçek bir ölçü.
Korona virüs salgını nedeniyle ölenlerin sayısını gösteren bir grafik, İsveç grafikte yer almıyor. Kaynak: Nordea and Macrobond
Korona virüs ile olan mücadelede katı uygulamalar ve yasaklamalar getiren ülkeler, İsveç’in kendi halkı ile genel bir gönüllülük prensibiyle bir sistem yaratmasına pek de öyle olumlu gözle bakmıyorlar. Örneğin, Danimarka Alman turistlere kapılarını açarken, İsveç vatandaşlarına kapılarını kapatıyor. Norveç ve Finlandiya’da aynı düşüncede. İsveç ise, ülkede virüse karşı tam dirence ulaşan insanlar çoğaldıkça, bu yaz en güvenli turistlerin İsveçliler olacağı inancında.
Güney Kore’de olduğu gibi, ikinci bir korona virüs dalgasında acil bir yasaklama getirilmeyeceğini belirten İsveç sağlık yetkilileri, korona virüsünü atlatan kişi sayısının artması nedeniyle yeni vakaların iyice azalacağını dile getiriyor. İsveç, binlerce hastayı aynı anda tedavi yoluna giderek, sağlık sisteminin çökmesini engellemek istiyor. Yoğun bakım isteyen hasta sayısının az olması bu bakımdan memnuniyet verici.
Yurttaş ve egemen siyasetin uygulanmasında karşılıklı güvenin çok yüksek olduğu İsveç, virüsle mücadelede örnek bir model olma yolunda hayli ilerlemiş.