IŞİD gibi grupların yayılmasını durdurma ve geçmişteki çatışma alanlarına istikrar getirmenin, bölgesel ve dış güçler için temel güvenlik öncelikleri olduğu kuzey Suriye’de, Kürtlerin federal özerkliğini askeri ve siyasi açıdan desteklemek oldukça etkili bir stratejik seçimdir.
Yazar: Meghan Bodette, Military Times, 4 Aralık 2017
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 14 Aralık 2017
Birleşik Devletlerin Suriye’deki Kürt savaşçılara olan desteğini gözden geçirdiği yönündeki raporlar bütün bölgede büyük bir şok dalgasına neden olmuştur. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kürtleri silahlandırma yönündeki kararı, Ankara tarafından itiraz edilse de Kürt militanlardan oluşan bu ayak takımını desteklemeyi sürdürmek Amerika’nın stratejik çıkarları arasındadır.
Birleşik Devletler, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDF-Syrian Democratic Forces) içindeki bir grup Arap savaşçıya; Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Türkmenlerden oluşan bu Suriye Arap Koalisyonuna, bir süredir silah ve donanım sağlamaktadır. Mayıs ayında, Birleşik Devletler askeri yetkilileri, Raqqa kentini İslami Devlet terör örgütünden geri almak maksadıyla yapılacak savaşa hazırlık için, SDF bünyesindeki Kürt milislerin yanı sıra Demokratik Birlik Partisinin (PYD-Partiya Yekîtiya Demokrat) silahlı kanadı olan Kürt Halk Koruma Birliklerini (YPG-Yekineyen Parastina Gel) de silahlandırmaya başladıklarını açıklamışlardır.
Türkiye, Kürt milisleri, özellikle de YPG’yi, Türkiye’de on yıldan fazla bir süredir öldürücü saldırılar düzenleyen bir grup olan Kürdistan İşçi Partisi (PKK- Partiya Karkerên Kurdistanê) ile olan bağlantısını öne sürerek terörist olarak nitelendirmektedir.
Fakat İslami Devlet terör örgütünü yenmeye kararlı olan Birleşik Devletler askeri yetkilileri, Ankara’nın endişelerine rağmen Kürt savaşçıları desteklemeyi sürdürmektedir. Bu karar, Amerika’nın NATO müttefiki olan Türkiye ile ilişkilerinin kötüleşmesi pahasına alınan bir karardır.
ABD imali Humvee zırhlı araçları, makinalı tüfekler, havanlar ve diğer teçhizat ile donatılan ve Birleşik Devletler hava ve topçu atışları ile desteklenen SDF savaşçıları, sadece dört ay gibi kısa bir içinde, Raqqa kentini İslami Devlet terör örgütünden kurtarmayı başarmıştır.
Bu dört aylık süre, çok daha gelişmiş ABD silahları ile donatılmış Irak kuvvetlerinin, Musul kentini kurtarmak için savaştığı dokuz aylık süre ile kıyaslandığında gerçekten çok büyük bir başarıdır. SDF savaşçıları, bir zamanlar İslami Devlet operasyonlarının finansında kullanılan stratejik petrol yataklarını ele geçirdikleri Deir ez-Zor’a doğru ilerlemelerini sürdürmektedirler.
ABD ile Kürt kuvvetleri arasında muharebe sahasında kurulan ilişki, ABD’nin Suriye’deki çıkar ve hedefleri ile birlikte ele alındığında, SDF unsurlarına verilen ABD desteğinin aniden kesilmemesini gerektirmektedir.
Başkanın Özel temsilcisi Brett McGurk dâhil Birleşik Devletler yetkilileri, rutin bir şekilde Amerika’nın Suriyeli Kürtler ile olan ilişkisinin sadece belirli faaliyetlere yönelik bir ilişki olduğunu, bu durumun da SDF’li liderler tarafından anlayışla karşılandığını ifade etmektedirler.
Türkiye ve bölgede Kürt devletine karşı çıkan diğer bölgesel güçler ile gerginliği azaltmayı hedefleyen güzel söylemlere rağmen, politik gerçekler, bölgede uzun süreli bir barışın tesis edilmesinde, kuzey Suriye’nin çok önemli bir yeri olduğunu göstermektedir.
Kuzey Suriye’de ABD varlığı, askeri unsurları ABD desteğini kaybetmek üzere olan bir bölgede birisinin beklediğinden çok daha fazladır, bunun anlamı Amerika’nın Kürt müttefiklerine yaptığı yatırımların, İslami Devlet terör örgütünün temizlenmesinden çok sonra da devam edebileceğini göstermektedir.
Ve ABD askeri yetkilileri, birliklerinin yakın bir gelecekte bölgeden çekileceklerine yönelik hiçbir işaret de vermemektedir. Bunun da ötesinde, ABD imali Humvee zırhlı araçlarından oluşan bir konvoyun, Irak sınırından kuzey Suriye’ye girerken görülmesi, Ankara ile Washington arasındaki diplomatik kelime oyunlarına rağmen, ABD’nin Kürtlere olan desteğinin sürdüğünü göstermektedir.
Bölgedeki yerel askeri ve sivil liderler, ABD’nin olaylara dâhil olmasını dış tehditler için caydırıcı bir faktör olarak değerlendirmekte ve ABD ordusunun bölgeden erken çekilmesini de potansiyel bir terk etme olarak görmektedirler. Bu algı, ABD’nin Türkiye ile olan ittifakına rağmen mevcuttur. Amerikan politikacıları, gelecekte SDF ve YPG unsurlarını destekleyip desteklememe kararı ile bu desteğin nasıl olacağına karar verirlerken, bu durumu çok dikkatli bir şekilde ele almalıdırlar.
İşte tam bu noktada ABD, bölgede görmek istediği gelecekle ilgili politik ve askeri bir karar vermek zorundadır. Erdoğan’ın Türkiye’si, sınırları içinde muhalefeti ezerken ve ülkenin güneydoğusunda Kürtlere karşı savaşı tırmandırırken, kendi dış politikası ile İslami Devlet ve El Kaide örgütünü desteklemiştir.
Ülke içindeki iktidarını sağlamlaştırma maksatlı bu hamleler bölgede istikrarın gelişmesine çok az katkı sağlamıştır. Türkiye bunun yanı sıra geçtiğimiz günlerde Rusya’dan S-400 hava savunma füze sistemleri satın almıştır, bu hareket Türkiye’nin ABD’den askerî açıdan uzaklaşması anlamına gelmektedir.
Bu arada YPG ise, birçok üst düzey ABD askeri yetkilisi tarafından, bölgede İslami Devlet terör örgütüne karşı savaşan en etkili muharebe gücü olarak tanımlanmakta ve YPG tarafından ele geçirilen bölgeler yerel demokratik kurumlar tarafından yönetilmektedir.
İslami Devlet terör örgütü gibi grupların yayılmasını durdurma ve geçmişteki çatışma alanlarına istikrar getirmenin, bölgesel ve dış güçler için temel güvenlik öncelikleri olduğu bölgede; kuzey Suriye’de Kürtlerin federal özerkliğini askeri ve siyasi açıdan desteklemek oldukça etkili bir stratejik seçimdir.
Bu yaklaşım aynı zamanda, Assad rejimi ve iç savaş nedeniyle haklarından mahrum kalan Suriyelilere yurt olarak adlandırabilecekleri güvenli bir yer ve Birleşik Devletlere de bölgede etkisi Tahran’dan Beyrut’a ve ötesine yayılan İran’ı durdurmak için bir araç sağlamaktadır.
Kürtler, Cenevre görüşmelerinin bir sonraki turuna katılmaya çalışırken, YPG’ye yapılan askeri desteğin azaltılması ve kuzey Suriye açısından çok önemli olan bir zamanda ABD-Türkiye ittifakına geri dönüleceği yönündeki sinyaller ABD’li politikacıların gelecekte pişman olacakları bir hamledir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yazar ile yayımcı kuruluşun görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının çevrilmesi Sun Savunma Net ve çevirenin yazıda ifade edilen görüşleri paylaştığı anlamına gelmemektedir.
Yazının orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
Commentary: American arms to Syrian Kurds protects US interests in the region
Recent reports that the U.S. is reviewing its support to Kurdish fighters in Syria has sent shockwaves through the region. While President Trump’s decision to arm the Kurds has been viewed as controversial in Ankara, it is within the America’s strategic interest to continue to support the ragtag group of Kurdish militants.