savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Yağmurlu
Cumartesi Çok Bulutlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Yağmurlu
10°C
Salı Yağmurlu
8°C

Anasından Emdiği Süt Burnundan Geldi

Anasından Emdiği Süt Burnundan Geldi
A+
A-

 

Anasından Emdiği Süt Burnundan Geldi

 

Alıntı: İsmail Ülgen Cin, Sun Savunma Net, 12 Mayıs 2020

 

 

‘‘Anasından Emdiği Süt Burnundan Geldi’’ deyimini çok duymuşsunuzdur.

Peki, bu deyimin, içinizi titretecek acı kaynağını biliyor musunuz?

Osmanlı’da kardeş ve bebek katliamının son bulması…

Osmanlı 1389’da başlayan kardeş katliamını 1603’e kadar 214 yıl kesintisiz ve sistemli devam ettirdi.

Bu süre içinde tahta geçen padişahlar kundakta dahi olsalar, kardeşlerini büyük bir soğukkanlılık ve vahşet duygusuyla katlettiler.

Öylesine bir katliamdı ki bu, sadece kardeşlerini değil, kardeşlerinin karılarını, varsa çocuklarını, amcalarını, onların karılarını ve çocuklarını hatta babalarını öldürmeye kadar vardı iş.

Tarihin hiçbir döneminde kendi aile ve akrabasına bu derece bir vahşeti yasalaştırıp, meşrulaştırarak sistemli hâle getiren bir başka insan topluluğu görülmedi.

Dinî çevreler kimi kez cılız itirazlar etseler de genelde bu katliamı ya görmezden geldiler ya da onaylayan fetvalar verdiler.

Ayrıca bu katliamı yapan padişahların bir kısmının İslâm halifesi olduğuna dikkat edilmelidir.

Bu 214 yıl tarihe utanç yılları olarak yazıldı.

Ama son bir vaka var ki, hepsinden daha vahşiydi.

29 yaşında tahta geçen III. Mehmet (1595-1603), sadece dördü yetişkin olup, içlerinde daha henüz kundaktaki çocukların da bulunduğu 19 kardeşini tahta çıktığı günün gecesi boğarak öldürttü.

Olay o kadar vahşiydi ki, kundaktaki şehzadeleri boğmaya giden cellâtların bile ağladığı rivayet olunur.

Bebeklerden birisi cellâtların geldikleri o anda annesinden süt emmekteydi.

Cellâtlar, bu bebeğin minicik boğazına çöktüklerinde, az önce emdiği süt burnundan geldi.

İşte “anasından emdiği süt burnundan geldi” deyiminin kaynağı bu cinayettir.

Dört yaşındaki bir diğer kardeşi, cellâtlar geldiğinde mısır koçanını dişlemekteydi.

Sağır ve dilsiz cellâtlar orada da görevlerini yerine getirdiler.

Bu çocukların anneleri, eşleri, olanların eşleri de aynı vahşetle ile öldürüldü.

Hızını alamayan III. Mehmet, öz oğlu şehzade Murat’ı da boğdurttu.

III. Mehmet 1603’te 37 yaşında obezitenin getirdiği sorunlar yüzünden öldü.

Yerine 13 yaşındaki oğlu I. Ahmet tahta geçti.

Aynı gün biat töreni yapıldıktan sonra III. Mehmet’in tabutu cenaze namazı kılınmak üzere Ayasofya’ya götürüldü.

Fakat daha 13 yaşında bir çocuk olan oğlu I. Ahmet cenazeye katılmadı.

Herkes şaşkındı padişah yokken cenaze namazını nasıl kılacaklarını bilemediler.

Şeyhülislam, yanına birkaç kişi alıp padişahı davet etmeye gitti.

İçeri girdikleri zaman, padişahı perdeleri çekilmiş bir odada ayakta bekler buldular.

Şeyhülislam’ın, babasının cenaze namazını kılmak için yaptığı davetini şu sözlerle geri çevirdi:

“Taht sahibi olmak için 19 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam, babam da olsa katildir. Ben katil bir adamın cenaze namazını kılmam.

Varın siz kılın ve defnedin.”

I. Ahmet, bu şahane protestosu ile yetinmedi ve 214 yıldır süregelen geleneği, kardeş katli denen vahşeti ve insanlık ayıbını da kaldırdı.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.