Çeviren: Ercan Caner
Bir ülkenin hükümet şekli aslında devletin yürütme, yasama ve yargı organlarının nasıl organize edildiğiyle ilgilidir. Bütün ulusların anarşi ve karışıklığı önlemek maksadıyla bir çeşit yönetim organizasyonuna ihtiyaçları vardır. Demokratik yönetimler, ülkenin vatandaşlarının iktidarı, direkt veya seçilmiş temsilciler vasıtasıyla değiştirebildiği ve yönetebildiği yönetim sistemleridirler. Otoriter sistemlerde ise vatandaşların yönetime direkt katılımı sınırlandırılmış veya yasaklanmıştır.
Amerika’da tam, Güney Afrika’da yarı ve Fransa’da ise parlamentoya bağlı temsilci başkanlık sistemleri uygulanmaktadır. Başkan hem yürütmenin hem de devletin başıdır. Başkan, yasama organından bağımsız olarak seçilir. En yaygın iki demokratik sistem başkanlık ve parlamenter sistemdir. Başkan ve yasama organına verilen yetkiler dengelenmiştir. Amerikan başkanlık sisteminde yasama organı yasaları görüşür ve geçirir, başkanın parlamento tarafından geçirilen yasaları veto etme hakkı vardır. Bununla beraber parlamento, yeteri kadar oy toplayabilir ise başkanın veto ettiği yasaları geçirebilmektedir. Amerikan başkanının en geniş yetkileri dış politika alanındadır. Birçok durumlarda istediği ülkeye askeri birlik gönderebilir fakat savaş ilan etme hakkı yoktur.
Başkanın görev süresi sabittir, seçimler programlanan zamanlarda yapılır. Başkanın görev süresi, güvenoyu veya diğer parlamento işlemleri ile değiştirilemez. Bazı ülkelerde başkanın yasaya karşı geldiği durumlarda görevden alınması mümkündür.
Uygulama gücü tek kişi üzerinde toplanmıştır. Kabine üyeleri başkanın isteğine uygun hareket ederler ve yürütme ile yasama branşlarının görevlerini yaparlar. Bununla beraber başkanlık sisteminde, başkan tarafından yargıçlar gibi çeşitli görevler için gösterilen adayların yasama organı tarafından onaylanması gereklidir. Başkanın kabine üyeleri, askerler veya herhangi bir hükümet çalışanını yönetme yetkisi varken, yargıçları görevden alma veya onlara emir verme yetkisi bulunmamaktadır.
Başkanlık sisteminde başkanlar, daima politik sistemin içindedirler fakat güçleri yasama organındaki kendisini destekleyen taraftarlarının sayısına bağlıdır. Başkanlık sistemini destekleyenler genellikle dört önemli avantajından bahsetmektedirler; direkt görevlendirilme, güçler ayrılığı, hız/kararlılık ve istikrar. Direkt görevlendirilme başkanın halkın direkt oyları ile seçilmesi anlamına gelmektedir. ABD’de başkan direkt olarak veya yasama organı tarafından değil, delegeler tarafından seçilmektedir. Bir eyaletin bütün delegeleri bir adaya gittiğinden, çoğunluğu sağlamadan ABD’de başkan seçilmek mümkündür. İstikrar açısından bakıldığında, herhangi bir zamanda, yasama organı tarafından görevden uzaklaştırılabilecek bir başbakana ile karşılaştırıldığında, sabit bir dönem iktidarda kalmayı sağlayan başkanlık sistemi daha istikrarlıdır.
Parlamenter kelimesi ‘parley – tartışma’ kelimesinden gelmektedir. Parlamenter hükümetlerde devletin başı ve ana yürütme organı iki ayrı unsurdur. Genellikle devlet başkanı simgesel ve törensel yetkilere sahipken, başbakan yürütme organının başıdır. Birçok Avrupa ülkesinde parlamenter sistem uygulanmaktadır. Parlamenter sistemde yürütme organının başı ile devlet başkanı arasında kesin bir ayırım vardır. Hükümetin başı başbakan, devlet başkanı ise çoğunlukla halk tarafından direkt olarak seçilen başkandır.
Zorbanın Yürüyüşü – Küresel Elit Bankerler
Başkanlık ve parlamenter sistem arasındaki en belirgin fark; yürütme organı başının seçiminde görülmektedir. Parlamenter sistemde yürütme organının başı direkt olarak halk tarafından seçilmemektedir. Parlamentoda çoğunlukta olan parti, başbakan olarak görev yapacak olan, yürütme organının başını seçmektedir. Parlamentoda bulunan parti üyeleri, neredeyse her zaman, parti politika ve disiplinine uyarak tercihlerini yapmaktadırlar. Başkanlık sisteminde ise aksine, parti disiplini parlamenter sisteme nazaran daha gevşektir ve temsilciler, partilerinden fazla tepki görmeksizin, kendi tercihleri yönünde oy kullanabilirler.
Bir zorba ister başkan, isterse bir mafya çetesi olsun, yine zorbadır. Ve siz bana bir zorbayı birçok zorba ile değiştirmemi söylüyorsunuz. Ben zorbalığı kaldırmaya niyetliyim, birini diğeri ile değiştirmeye değil.
Başkanlık sistemi, başkanın direkt olarak seçmenler tarafından seçilmesi ve bu nedenle direkt olarak halka karşı sorumlu olması göz önüne alındığında, genel olarak demokratik bir sistem olarak kabul edilmektedir.
Başkanlık sisteminde bakanlar, başkan tarafından atandığından, başkanın bakanlar üzerinde etkin bir kontrol mekanizması hâkimdir. Bakanları kendisi atadığından, bakanların tümü, görevlerini yerine getirirken yaptıkları her faaliyetten ve gösterdikleri performanstan başkana karşı sorumludurlar.
Başkanlık sistemi kararların ve hükümet politikalarının hızla alınması ve uygulanmasına imkân sağlar. Bunun nedeni, tek karar organının başkan olması ve karar verme öncesinde uzun danışma süreçlerine gerek olmamasıdır.
Başkanlık sisteminin özelliklerinden bir tanesi, görev süresinin belirli olmasıdır. Görev süresinin dolması sonrasında seçmenler başka bir adayı seçebilir veya mevcut başkana bir dönem daha iktidarda kalma şansı verebilir. Bu özellik nedeniyle başkan olmak isteyenler sabırla kendi sıralarının gelmesini beklemek ve seçime katılmak zorundadırlar. Başkanlık sistemi bu nedenle hükümetin istikrarını sağlamaktadır.
Başkanlık sisteminde uygulama makamında sadece tek bir kişi bulunmaktadır, beslenmesi gereken sadece tek bir kişidir. Parlamenter sistemde ise uygulama makamında beslenmesi gereken birden fazla kişi bulunmaktadır. Bu da başkanlık sistemini daha ucuz yapmaktadır.
Başkanlık sisteminde sorumluluğun kimde olduğunu belirlemek çok kolaydır. Görevlerden ve ihmallerden tek bir adam sorumlu tutulabilir. Aslında, örneğin Afrika’da başkan, kendi suçu olmasa dahi yanlış giden herşeyden sorumlu tutulmaktadır.
Başkanlık sisteminin diktatörlüğe dönüşme eğilimi vardır. Böyle bir durumda vatandaşların hakları kısıtlanabilir, politik rakiplerin görüşleri bastırılabilir ve onların kişisel özgürlükleri ellerinden alınabilir.
Başkanlık sisteminde, bazen, saf olarak ulusal meselelerle, tamamen partizan meseleleri ayırt etmek zordur. Bunun nedeni aynı insanın hem iktidardaki partiyi hem de ülkenin liderliğini temsil ediyor olmasıdır.
Başkanlık sisteminde yürütme sabit bir dönemde iktidarı elinde tutmaktadır. Burada dezavantaj, halkın politikalarını beğenmemesi durumunda, görev periyodunu tamamlayana kadar başkanı görevinden uzaklaştıramamasıdır. Parlamenter sistemde ise parlamento, güvensizlik oylaması ile başbakanı görevden uzaklaştırabilir.
Başkanlık sisteminde başkan sadece halka karşı sorumludur. Yasama organı üyelerinin çoğunluğunun, başkanın partisinden farklı bir partiye ait olması durumunda, yürütme tarafından önerilen politikalara karşı koyabilirler. Yürütme, yönetici adaylarının Parlamento tarafından incelenmesi ve onaylanmasını talep ettiğinde, başkan tarafından önerilen adaylar parlamento tarafından kabul edilmeyebilirler. Öte yandan başkan da parlamentodan yasalaşmak üzere gönderilen bütçe önerilerini ret edebilir. Bu durum bir tıkanıklığa neden olabilir.
Başkan ve arkadaşlarının iktidarda kalış süreleri sabit olduğundan, temel görevlerini yerine getirmek yerine dikkatlerini bir sonraki seçimi kazanmaya odaklayabilirler. Başkanın partisinin de önceliğini, halkın problemlerini çözmek yerine iktidarda kalmaya yönlendirmesi başkanlık sisteminde kaçınılmazdır.
Çevirenin Notu: Yazı ABD’deki başkanlık sistemi hakkında yazılan bir yazıdır. Oradaki başkanlık sistemi ile parlamenter sistemi karşılaştırmakta, avantaj ve dezavantajlarını sıralamaktadır. Yazının Türkiye ile ilgili hiç bir bağlantısı yoktur. Orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
http://virtualkollage.blogspot.com/2016/04/advantages-and-disadvantages-of_26.html
Çeviren: Ercan Caner Elektrik ve Elektronik Mühendisliğinin yanı sıra, uçak ve helikopter lisanslarına sahiptir. Yüksek lisans derecesini 2012 yılında Gazi Üniversitesi’nden Avrupa Birliği – Türkiye İlişkileri alanında alan Caner, halen Türkiye Hava Sahası Yönetimi alanında Haliç Üniversitesi’nde doktora tez çalışmalarını sürdürmektedir. Bir yazılım firmasında proje yöneticisi ve havacılık projeleri alan uzmanı olarak çalışan Caner, Asliye Ceza Mahkemelerinde havacılık bilirkişisi görevini de yürütmektedir. Yazı ve çevirilerini academia.edu ve sunsavunma.net sitelerinde paylaşan Caner evli ve iki çocuk babasıdır. İngilizce bilen ve Fransızca okuyabilen Caner’in İnsansız Hava Araçları (2014) ve Taarruz Helikopterleri (2015) konulu makaleleri yayımlanmıştır. 39 yılı kapsayan TSK, BM ve NATO savunma sektör deneyimlerine sahiptir.
E-posta: ercancaner@gmail.com Twitter: @ercancaner1963