Özgürlüğün Çalındı ama Sesin Susturulmayacak!
Bu yasadışı ve ahlaksız uygulama bütün ülke vatandaşlarını riske sokmakta ve hukukun üstünlüğü ilkesini baltalamaktadır. Bu uygulama kabul edilemez ve derhal sona ermelidir. Ülkelerin arasında çeşitli anlaşmazlıkların olması normaldir, fakat vatandaşların pazarlık konusu yapılması asla kabul edilemez. Kanada Dışişleri Bakanı Marc Garneau.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 18 Şubat 2021
Kanada hükümeti, Amerika Birleşik Devletleri ve 57 ülkenin katıldığı, devletlerin arasındaki ilişkilerde keyfi tutuklamaların önlenmesi ve sonlandırılması maksadıyla uluslararası bir girişim başlatmıştır.
Keyfi Tutuklama Nedir?
Keyfi tutuklama özgürlük hakkının ihlalidir. Bir insanın ulusal olarak tanınan yasalar veya uluslararası standartların dışında tutuklanması ve özgürlüğünden mahrum bırakılması olarak tanımlanır.
Ulusal yasalar bireyi eksik veya kısmen koruyabiliyor ise özgürlük hakkının garanti altına alınması için uluslararası anlaşmaların devreye girmesi talep edilebilir. Tutuklama keyfi olsa da olmasa da yasadışı olabilir.
Yasadışılık basit bir ifadeyle yasaya uyulmadığı anlamına gelmektedir, keyfilik ise tutuklamanın doğasının uygun olmaması, haksız, öngörülemez ve orantısız olmasıdır.
Keyfi tutuklama; kendisini yargısız infaz, zorla kaybetme, işkence ve diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamelelerden korunma araçlarından yoksun bıraktığından, kurbanı çok daha fazla insan hakları ihlallerine maruz bırakmaktadır.
Kişisel özgürlük hakkını tanımlayan Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin dokuzuncu maddesinde keyfi tutuklama; özellikle tutuklamanın yasal zemininin illegal olduğu, kurbana tutuklanma nedeninin açıklanmadığı, kurbanın usul haklarına saygı gösterilmediği ve kurbanın makul bir süre içinde hâkim karşısına çıkarılmadığı durumlar olarak tanımlanmaktadır.
Bilindiği gibi keyfi tutuklamalar uluslararası insan hakları anlaşmalarına aykırıdır. Çıkarlar çatıştığında, diğer hükümetlere baskı yapmak ve onları istediklerini yapmaya zorlama maksadıyla kişilere uygulanan keyfi tutuklama, gözaltına alma ve cezalandırma gibi uygulamalar, bunlara maruz kalan kişilerin insan haklarının açıkça ihlali anlamına gelmektedir. Bireyler, devletlerin çıkar çatışmalarında siyasi rehine olarak kullanılmamalıdır.
ABD’nin, Huawei Firmasının İran ile anlaşmalarında HSBC’yi yanlış yönlendirerek İran yaptırımlarını ihlal ettiği iddiasıyla tutuklanmasını talep etmesi üzerine, Kanada tarafından 01 Aralık 2018 tarihinde tutuklanan ve Kanada’da ev hapsindeyken kendisine postayla defalarca tehdit mektupları ve mermi gönderilen Huawei Firması Finans Direktörü Meng Wanzhou. Bayan Wanzhou, Huawei Firmasının kurucusu Ren Zhengfei’nin kızıdır. Kaynak: Getty Images.
İnsan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü ilkesi, kişilerin kendilerinden çok güçlü yönetimler karşısında insanlık onuru ve haklarının korunmasındaki en temel evrensel prensiplerdir. Bireyler, devletlerin arasındaki çeşitli çıkar ilişkileri ve çatışmalarında kesinlikle pazarlık konusu yapılmamalıdır.
Kanada’nın bildirgenin hazırlanmasına liderlik etmesinin nedeninin, Çin tarafından halen alıkoyulan ve iki Michael olarak anılan Michael Kovrig ve Michael Spavor adlı Kanada vatandaşları olduğu değerlendirilmektedir.
Devletlerarası İlişkilerde Keyfi Tutuklamalara Son Bildirgesi
Yabancı uyrukluların, eyleme zorlamak veya yabancı bir hükümete baskı uygulamak maksadıyla keyfi tutuklanması veya alıkoyulması uluslararası yasalara aykırıdır, uluslararası ilişkileri baltalamaktadır ve yurtdışında çalışan, yaşayan ve seyahat eden yabancı uyruklular üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmaktadır.
Çin, Kanada’nın ABD’nin isteği üzerine Çinli Huawei telekomünikasyon firmasının finans direktörü olan Meng Wanzhou’yu 2018 yılı Aralık ayında Vancouver Havaalanında tutuklamasından kısa bir süre sonra eski bir diplomat olan Michael Kovrig (solda) ve Kuzey Kore’de üst düzey bağlantıları olan girişimci Michael Spavor’u tutuklamıştır. İkili, Çin tarafından casuslukla suçlanmadığından, Kanada Başbakanı Justin Trudeau Çin’i siyasi hedeflere ulaşmak maksadıyla keyfi tutuklamaları bir araç olarak kullanmakla suçlamıştır. Kaynaklar (Sol) Julie David de Lossy, (Sağ) Associated Press.
Yurtdışında yaşayan yabancı uyruklular, diğer devletleri herhangi bir eyleme zorlamak isteyen hükümetlerin keyfi tutuklama, gözaltına alma veya cezalandırmalarına karşı tamamen korunmasız durumdadırlar. Bu bildirgenin amacı, bu alanda uluslararası işbirliğini geliştirmek ve yabancı hükümetler üzerinde baskı kurmak maksadıyla yapılan keyfi tutuklama, gözaltı veya cezalandırma uygulamalarına son vermektir.
Bu tür uygulamaların yaygınlığına karşı uluslararası bir tepki gösterilmesine acil gereksinim olduğunu görerek ve uluslararası hukuk ile Birleşmiş Milletler Şartı ilkeleri ışığında:
Devletlerarası İlişkilerde Keyfi Tutuklamalara Son Bildirgesine evet! Bireylerin devletlerin arasındaki ilişkileri yönlendirmek ve baskı uygulamak maksadıyla keyfi olarak tutuklanarak, gözaltına alınarak veya mahkûm edilerek bir pazarlık malzemesi olarak kullanılmamasına da evet!
İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Kenneth Roth. Kaynak: AP News.
Fakat…
Çin hükümetinin iki Kanadalıyı tutuklamasının, bu alçakça ve insanlık dışı uygulamanın somut bir örneğini oluşturduğunu ifade eden İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Kenneth Roth’un; barışçıl eleştirenleri ve siyasi rakiplerini adil yargılama olmadan uydurma suçlamalarla tutuklayan ve gözaltında tutan ülkelere ilave örnekler verirken; Birleşik Devletler (Guantanamo), Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’in yanı sıra Türkiye’yi de örnek göstermesine hayır!
İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Kenneth Roth’u mümkün olan en sert şekilde kınıyorum.