Korona Virüsle Mücadele

İsveç Neden Güzel Bir Örnek Değil?

Fransa sokağa çıkma yasağında yedinci haftanın içindeyken İsveç’te normal yaşam sürmekte ve yetkililer kısa bir süre içinde sürü bağışıklığına ulaşılacağını iddia etmektedir. Bununla birlikte İsveç’in uyguladığı strateji bilimsel çevrelerde birçok eleştirilere maruz kalmaktadır.

Yazar: Pauline Capmas-Delarue, Medisite, 27 Nisan 2020

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 04 Mayıs 2020

Fransa’da halk altı haftadır sokağa çıkamazken İsveç halkı istediği gibi hareket etme özgürlüğün doyasıya yaşamakta ve tadını çıkarmaktadır. Ülkedeki bütün kreşler ve okullar açıktır, işlerine gidip gelmeyi sürdüren çalışanlar ise, iş çıkışı barlara uğrayıp bir-iki kadeh içki içmeye devam etmektedir.

Peki, bütün bunlar dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınının ülkenin sınırlarını aşarak içeri giremediği anlamına mı geliyor? Kesinlikle hayır. Bütün bu yaşananların açıklaması; İsveç yönetiminin, salgının başlangıcından itibaren sürü bağışıklığı kazanma stratejisini benimsemiş olmasıdır.

Sürü bağışıklığı teorisi, nüfusun en az %60’ının virüsten etkilenmesi durumunda salgının yayılmasının kendiliğinden duracağı düşüncesine dayanmaktadır. Ve İsveç Halk Sağlığı Kurumuna (Folkhälsomyndigheten) göre; bu İskandinavya ülkesi bunu başarmaya oldukça yaklaşmış durumdadır. Matematiksel İstatistik uzmanı ve Stockholm Üniversitesi Matematik & Fizik Bölümü Dekanı Profesör Tom Britten’in yaptığı bir modelleme çalışmasına göre; salgının zirve seviyesini aştığı ve ülkenin başkentinde yaşayan halkın yarısının Mayıs ayı başlarında virüsten etkilenmiş olacağı tahmin edilmektedir. Peki, virüse karşı yürütülen savaşta zafer ilan etmenin zamanı gelmiş midir? Bu kadar acele etmeye gerek yoktur…

Hatalar, Sayılarda Gecikme ve Açıklık İlkesine Uymayan İsveçli Sağlık Yetkilileri

İsveç sağlık çevreleri tarafından da eleştirilen ve bilimsel açıdan oldukça tartışmalı olan sürü bağışıklığı yaklaşımı sadece tahminlere ve yapılan tahminlere göre gelecekte olacakları belirlemeye dayanan bir modeldir. İsveç’te biyoloji alanında doktora çalışmaları yapan Anya ise, İsveçli sağlık yetkililerinin geçmişte yaşananları esas alan bir model uyguladığını ve bunun anlamsız olduğunu iddia etmektedir.

Çok daha kötü olan ise; basın konferansında gazetecilerin uygulanan modeldeki hatalara dikkat çekmesi üzerine sağlık bakanlığı sözcülerinin bunun Powerpoint sunusundaki bir hatadan kaynaklandığını söyleyerek geçiştirmesidir. Fakat aynı hata sunumun her yansısında bulunmaktadır. Bir gecede değiştirilen hata sonrasında konuyla ilgili hiçbir açıklama yapılmamıştır.

Unutulmaması gereken bir diğer husus da sürü bağışıklığının işe yaradığını gösteren bir kanıtın olmamasıdır. COVID-19 hastalığından etkilenen birinin iyileşme sonrasında bağışıklık kazanıp kazanmadığı ve kazandıysa bağışıklığın süresi henüz bilinmemektedir. Dünya Sağlık Örgütü, 24 Nisan 2020 tarihinde yaptığı açıklamada; COVID-19 hastalığından iyileşen bir hastanın vücudunda kendisini ikinci bir enfeksiyona karşı koruyacak antikor oluştuğuna dair bir kanıt olmadığını açıklamıştır.

Açıklanan Vaka ve Ölüm Sayıları Güncel Değil

Ayrıca, Swedish Radio News tarafından yapılan bir araştırma İsveçli sağlık yetkililerinin günlük olarak açıkladıkları COVID-19 hastalığı ile ilgili vaka ve ölüm sayılarının da az olduğunu ve gerçekleri yansıtmadığını ortaya çıkarmıştır. İsveç Halk Sağlığı Kurumundan epidemiyoloji uzmanı Anders Tegnell de her gün yapılan basın konferanslarında verilen rakamların güncel olmadığını kabul etmektedir.

Gerçekten de birçok ölüm vakası hemen rapor edilmemekte ve ölüm vakalarının istatistiklere etkin bir şekilde yansıtılmasında yaşanan gecikmeler birkaç gün ile birkaç hafta arasında değişmektedir. Epidemiyoloji uzmanlarına göre normal olan, İsveç bilim çevreleri tarafından da çok az olduğu ileri sürülen bu gecikme, ölü sayısının büyük ölçüde gerçeği yansıtmamasına neden olmaktadır.

Coronavirus : pourquoi la Suède n’est pas un si bon exemple

Tandis que la France entame sa septième semaine de confinement, la Suède continue à vivre normalement, et revendique une immunité collectivebientôt atteinte. Pourtant, la stratégie de la Suède fait l’objet de nombreuses critiques, y compris au sein de la communauté scientifique. Pour…