savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1668
EURO
36,5667
ALTIN
2.959,44
BIST
9.672,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Çok Bulutlu
10°C
Ankara
10°C
Çok Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
10°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
8°C
Cuma Çok Bulutlu
8°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
5°C

Öfke İnsanlık Onurudur

Öfke İnsanlık Onurudur
A+
A-

Öfke İnsanlık Onurudur

 

Herkes öfkelenebilir, bu çok kolaydır. Fakat doğru kişiye, doğru ölçüde ve doğru zamanda ve doğru bir amaç uğruna ve doğru bir şekilde öfkelenmek herkesin harcı değildir. Aristoteles

 

Yazar: Markham Heid, Elemental, 25 Şubat 2021

Derleyen: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 03 Mart 2021

 

İllüstrasyon: Kieran Blakey

Öfke genel olarak hüsran, incinme, hayal kırıklığı, korku veya tehdit duygularına gösterilen yoğun tepki olarak tanımlanmaktadır. Bu duyguların hepsi insanın doğasında ve hayatın ayrılmaz bir parçası olduklarından, bunlara karşı gösterilen yoğun tepki olan öfke de tamamen doğal ve insancıl bir duygudur. Öfkenin avantajlarının yanı sıra bazı dezavantajları da bulunmaktadır. ‘‘Keskin sirke küpüne zarar’’ atasözünde de belirtildiği gibi aşırı öfke insanı duygusal ve bilişsel olarak felce uğratır.

Bu yazıda öfkenin dezavantajlarından ziyade avantajları incelenmeye çalışılacaktır. Doğal bir duygu olan öfke, tehlike veya tehdit karşısında korkularımızı yenmemize ve ‘‘kendine güven’’ duygusu oluşmasına yardımcı olur. Öfkelenmek Seneca’nın yaklaşık 2,000 yıl önce ifade ettiği gibi ‘‘temelde kötü’’ bir duygu değildir, aksine öfke en ilkel savunma mekanizmalarımızdan bir tanesidir. Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam dinlerinin genelde öne sürdüğü gibi insanın temel eksikliklerinden bir tanesi ise kesinlikle değildir.

Delaware Üniversitesi psikolojik ve beyin bilimlerinden Doçent Doktor Philip Gable, öfkeye geleneksel olarak olumsuz bakıldığını ifade etmektedir.

Doğru kişiye karşı, doğru ölçüde,  doğru zamanda, doğru bir amaç uğruna ve doğru şekilde; SESİNİ YÜKSELT! AEDALETSİZLİKLE MÜCADELE ET! EYLEME GEÇ! PROTESTO ET! SESİNİ DUYUR! GERÇEĞİ PAYLAŞ! GÖSTERİ DÜZENLE! KARŞI KOY!

Gable, öfkenin insan beyni ve davranışlarını nasıl etkilediği üzerine çalışmalar yapmıştır. Gable, genel olarak insanların, en azından geçmişlerine baktıklarında öfkeli olmanın hiç de hoş olmayan bir deneyim olduğunu belirttiklerini söylemektedir. Elbette öfke; aynı zamanda saldırganlığı, hiddeti ve nefreti de besleyen bir duygudur. Bütün bu nedenlerden ötürü birçok psikolog günümüzde öfkeyi olumsuz bir duygu olarak sınıflandırmaktadır.

Bu yaklaşım, öfkeye hak ettiği değeri vermemek anlamına gelebilir. Gable; insanların başını kesinlikle derde sokuyor olsa da öfkenin fonksiyonel bir rol oynadığını söylemektedir. Gable’ye göre öfke; güven, gurur ve kararlılık gibi olumlu duyguları körüklemenin yanı sıra, sorunlara odaklanma ve yapıcı davranışlar geliştirme yönünde insanları motive de etmektedir. Örneğin öfkenin; adaletsizliğe karşı savaş dâhil insanlığın en asil ve fedakâr eğilimlerine katkı sağladığını ve desteklediğini ifade etmek hiç de abartı değildir.

Calgary’de Hotchkiss Beyin Enstitüsü’nde yapılan çalışmalarda, öfkenin beyni etkileme yollarından bir tanesinin, beynin stres tepkileri için komuta merkezi olan hipotalamusta bulunan sinirleri uyuşturması olduğu ortaya çıkarılmıştır. Normalde bu sinirler açılma ve kapanmalarına neden olan farklı kimyasal sinyalleri almaktadır. Stres ve öfke bu fonksiyonları yavaşlatır ve beynin yavaşlama kabiliyetini tehlikeye sokarlar.

‘‘Öfke inanılmaz derecede yapıcı bir duygu olabilir. İnsan hakları hareketi gibi birçok protesto türü, öfkenin adaletsizliğe yönelik motive edici değerini yansıtmaktadır.’’

Öfkenin; saldırganlık, coşku, şiddet ve nefret gibi duyguları tetiklemesi nedeniyle birçok psikolog tarafından olumsuz bir duygu olarak nitelendirildiğinden yukarıda bahsetmiştik. İslam dininde de öfkelenmemek inananları cennete götürecek bir yol olarak anlatılmaktadır. Öfkeyi yenmenin fazileti ile ilgili hadis-i şeriflerden birkaçında; Kim Allah rızası için öfkesini yenerse, Allahu Teâlâ da ondan azabını def eder (Taberani), öfkesini yenen cennete kavuşur (Taberani), öfkesini yeneni, Allahu Teâlâ korur ve düşmanını ona boyun eğdirir (Buhari) ifadeleri yer almaktadır.

Yine de öfke kafeste tutulması zor olan bir duygudur. Dizginlenmemiş öfke; insanı kendini kandırma, çatışma ve yıkıma yönelten diğer bütün insani duygulardan daha fazla güce sahip olabilir. İşte bu nedenle öfkeyi dizginlemek ve olumlu sonuçlara yöneltmek entelektüel bir kapasite gerektirmektedir. Entelektüel açıdan bakıldığında; bir insanın, yemeği aşırı sıcak ve/veya soğuk servis ettiği için eşine duyduğu öfkeyle, insan haklarının ihlal edilmesine karşı duyduğu öfke arasında dağlar kadar fark vardır.

Öfkeyi Özel Yapan Nedir?

İnsanların olumsuz bir gözle baktıkları korku, hiddet, yalnızlık, can sıkıntısı, melankoli ve üzüntü gibi diğer duyguların aksine öfke, beyinde normal olarak olumlu zihinsel durumlarla ilişkilendirilen süreçleri harekete geçirmektedir.

Washington Üniversitesinden psikoloji ve beyin çalışmaları alanında uzman Alan Lambert’e göre öfkeyi diğer olumsuz duygulardan ayıran en belirgin faktör; beyinde olumlu zihinsel durumlar oluşturarak insanı hedef odaklı faaliyetlere katılma yönünde motive etmesidir. Korku, endişe, tedirginlik vb. gibi diğer bütün olumsuz duygular insanda kaçınma ve kaçma tepkisi oluştururken, öfkenin tam aksi yönde bir etkisi olur ve caydırıcılıktan ziyade teşvik edici bir rol oynar.

Peki, öfkeyi tetikleyen nedir? Lambert’e göre öfkeyi tetikleyen en güvenilir uyarıcı; kendimize veya başkalarına yapılan adaletsizliktir. Lambert, birinin hakları ihlal edildiğinde veya ona kötü davranıldığında veya olmamasını düşündüğümüz bir şey olduğunda öfke duyduğumuzu ileri sürmektedir.

Birçok hayvan kendilerinin veya ailelerinden birinin hayatı tehlikeye girdiğinde saldırgan bir tutum sergilemekte, hatta bazı hayvanlar grup üyelerine yönelen tehdit ve tehlikeler karşısında dahi öfkeden deliye dönmektedir. Ancak insanlarda, kendilerine tamamen yabancı olanlar için savaşma ve hatta ölme yaklaşımı bulunmamaktadır. Her ne kadar insanın bu özelliği olağandışı da olsa, evrimci bilim insanları, insandaki bir araya gelme ve ahlaki adalet için savaşma duygusunun, türümüzün başarısına ve geniş, karmaşık ve işbirlikçi toplumlar oluşturma yeteneğine paha biçilmez katkılarda bulunduğunu ortaya çıkarmıştır.

Öfke ve ona eşlik eden haksızlık karşısında duyulan kızgınlık olmadan ahlaklı bir toplum olmak mümkün değildir. Duvardaki her bir tuğla değerlidir.

Öfke tamamen insancıl bir duygudur ve farklı şiddetlerde ortaya çıkabilir. Basite indirgemek gerekirse, bir şeylerin yanlış gittiğine ve derhal bir şeyler yapılması gerektiğine dair bir uyarıdır. Saldırıya maruz kaldığında insana savaşma veya kendini savunma gücü veren bir duygudur. İşte bu nedenle hayatta kalmak için öfkeye ihtiyaç vardır. Öfke bunun yanı sıra insanın sınırlar koymasına yardımcı olur ve neler olduğunu bildiğinde ihtiyaçlarını karşılamasında da olumlu bir itici güç sağlar. Öfkelenmek, o insanda bir problem olduğunun göstergesi değildir. Öfke, insanların kendilerini ve diğerlerini korumasına yardım eden doğal bir tepkidir.

Öfkenin Olumlu Yönleri

  • Kendimizi ve sevdiklerimizi koruma cesareti verir,
  • Sosyal eylem ve adalet ilham ederek insanı dünyayı geliştirmeye motive eder,
  • Özellikle çocuklukta bireyselliği gerçekleştirir,
  • Başkalarına sizden yararlanmama konusunda uyarılar gönderir,
  • Güçlü bir hayatta kalma aracıdır,
  • Fiziksel ve psikolojik olarak acıya gösterilen bir tepkidir,
  • Bir enerji kaynağıdır,
  • Eyleme geçmek için insanı harekete geçirebilir,
  • İnsanı gelişmeye motive eder,
  • Güçsüz anlarında insana cesaret verir,
  • Bir şeylerin yanlış gittiğini gösteren bir alarm saati görevi görür.

Lambert, öfkenin inanılmaz derecede yapıcı bir duygu olabileceğini ve insan hakları hareketi gibi birçok protesto türünün, öfkenin adaletsizliğe yönelik motive edici değerini yansıttığını ifade etmektedir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 21 Nisan 2019 tarihinde Ankara’nın Çubuk ilçesinde katıldığı şehit cenaze töreninde linç girişimine maruz kalmıştır. Öfke, birçok olumlu yönleri olmasına rağmen bazen insanları ve enerjilerini uygun olmayan nedenlerin arkasında bir araya getirebilir. Entelektüel açıdan bakıldığında doğru kişiye, doğru ölçüde, doğru zamanda, doğru bir amaç uğruna ve doğru bir şekilde öfkelenmek herkesin harcı değildir. Sayın Kılıçdaroğlu’na linç girişiminde bulunan şüpheliler aleyhinde; kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama”, “kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralamaya teşebbüs”, “kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle birden fazla kişi tarafından birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret” ve “siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme” suçlarından dava açılmıştır. Fotoğraf: SÖZCÜ.

Ancak öfke, başkalarını düşünme ve işbirliğini teşvik edebileceği gibi insanları ve onların enerjilerini iğrenç nedenler arkasında da bir araya getirebilir. Lambert, adaletsizliğin çoğunlukla göreceli olduğunu ve öfke bir kez ortaya çıktığında hem hedef seçiminin rastlantısal olabileceğini hem de koşullar geliştikçe dizginlenmesinin zor olabileceğini vurgulamaktadır. Lambert’e göre öfkenin engellenmesi inanılmaz ölçüde zordur ve giderek ivme kazanarak bir çığa dönüşebilir.

Bazı uzmanlar öfke unsurlarının bağımlılık yapabileceğini öne sürecek kadar ileri gitmişlerdir. Bilim insanı David Brin, kendini beğenmişlik öfkesinin bağımlılık benzeri nitelikleri ve onun zevk uyandıran nörokimyasallar ile bağları hakkında bir yazı kaleme almıştır.  Brin, 2011 yılında yayınladığı Pathological Altruism – Patolojik Fedakârlık adlı kitabında; haklı öfke duygusunun son derece yoğun ve haz verici olabileceğini ve birçok insanın aktif olarak yeniden defalarca bu duyguyu yaşamak isteyebileceğini ifade etmiştir.

Öfkenin tuhaf çekiciliği bazı insanların öfkeye aşırı bel bağlamalarına neden olabilir. Gable’ye göre; özellikle erkekler olmak üzere, bazı insanlar öfkeye yönelme ve onu problemlerini çözmek için kullanma eğilimindedirler. Gable; öfkenin bir çekice ve bütün sorunların da çiviye benzetilebileceğini ifade etmektedir. Ona göre öfkeye yönelimin her zaman geri tepeceği gibi bir kural yoktur. Öfke, çok motive edici olabilir ve insanın bir hedef üzerine odaklanmasını sağlayabilir.

Harvard Üniversitesinden Jennifer Lerner yaptığı bir araştırmada öfkenin insanların; bazı durumlarda ağır ve zaman alan uzun düşünme tarzlarına tercih edilen, hızlı ve cüretli kararlar vermesine yardımcı olabileceğini bulmuştur. Ancak Gable; öfkenin insanların büyük resmi görmelerine engel olabileceğini ve potansiyel olarak birinin yaratıcı veya ayrıntılı çözümler geliştirme yeteneğini sınırlandırabileceğini de ifade etmektedir.

İyiden Faydalanma ve Kötüden Kurtulma

Her insan öfkelenir. Ve bazı durumlarda öfke duymak yerinde bir tutumdur. Gable; öfkelenmenin sağlıklı ve normal bir insan davranışı olduğunu ve insanı yapıcı bir şey yapmaya yönlendirdiğinde de faydalı olabileceğini ifade etmektedir.

‘‘Öfkenin engellenmesi inanılmaz ölçüde zordur ve giderek ivme kazanarak bir çığa dönüşebilir.’’

Öte yandan öfke başa çıkılmaz ve taviz vermeyen bir hal alabilir. İnsana, çoğu zaman hemen, bazen de ancak durum hakkında daha kapsamlı ve bağlamsal bir görüşe sahip olduktan çok sonra pişman olacağı şeyleri söyletebilir ve yaptırabilir.

Ne yazık ki insanların öfkelerinin ne zaman doğru olarak yönlendiğini ve ayarlandığını belirleyebilecek katı ve kesin kurallar bulunmamaktadır. Gable; bir duygunun sonuçlarının ne zaman iyi ne zaman kötü olduğunu belirlemenin gerçekten zor olduğunu ifade etmektedir. Bununla birlikte, insanın kendi öfkesini izlemeye daha fazla özen göstermesi; öfkenin ne zaman ortaya çıktığını ve öfkeyle neler yaptığını fark etmesi ve sonuçları konusunda kendisine karşı dürüst olması öğretici olabilir.

Öfkenin tuhaf çekiciliği bazı insanların öfkeye aşırı bel bağlamalarına neden olabilir. İllüstrasyon: welldoing.org

Öfkeyi sadece sorun olarak niteleyen Seneca’nın aksine Yunan filozofu Aristoteles, akıllıca kullanılması durumunda öfkenin bazı faydaları olduğunu savunmaktadır.

Aristoteles’e göre; herkes öfkelenebilir ve öfkelenmek çok kolaydır. Fakat doğru kişiye, doğru ölçüde ve doğru zamanda ve doğru bir amaç uğruna ve doğru bir şekilde öfkelenmek herkesin harcı değildir.

Öfke İnsanlık Onurudur

Öfkenin tamamen insancıl bir duygu olduğundan ve bir şeylerin yanlış gittiğine ve derhal bir şeyler yapılması gerektiğine dair bir uyarı olduğundan yukarıda bahsettik. Gerçekten de korku, endişe, sevgi ve diğer duygular gibi öfke de insancıldır. Ve doğru kişiye, doğru ölçüde, doğru zamanda, doğru bir amaç uğruna ve doğru bir şekilde öfkelenmek bir insanlık onurudur.

Bu insanlık onuruna nail olabilmek ise insanın önce kendisine karşı dürüst olmasını gerektirir ve büyük bir fedakârlık ve emek ister. Yanlış kişilere, yanlış ölçüde, yanlış zamanda, yanlış amaç uğruna ve yanlış bir şekilde öfkelenmek ve bunun da ötesinde, öfkeyi kendi siyasi çıkarları için kitleleri manipüle etme ve ayrıştırma aracı olarak kullananların güdümüne girmek insanlık onuru ile kesinlikle bağdaşmaz.

Bütün insanların haksızlıklara karşı çıkma hakkı vardır. Öfke, Seneca’nın yaklaşık 2,000 yıl önce ifade ettiği gibi kesinlikle temelde kötü ve olumsuz bir duygu değildir. İnsanın doğasında olan öfke, insan olmanın hakkını vererek doğru şekilde dışa vurulduğunda insanlık onurunun ifadesidir.

 

ETİKETLER: , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.