Yazarlar: Samia Nakhoul and Michael Georgy | ERBIL, IRAQ
Çeviren: Ercan Caner
Musul’un batısında yeralan Bartella’da, Irak özel kuvvetler askerleri İmam Hüseyin’in bayrağı takılı bir zırhlı araç üstünde, 20 Ekim 2016. REUTERS/Goran Tomasevic/File Photo
Birkaç hafta önce Musul’da bulunan bir haber kaynağı, Bağdat’ta yer alan Irak askeri istihbarat merkezine metin mesajları göndermeye başlamıştır. Irak askeri istihbaratının haber kaynağı, Kasım 2016 ayının başlarında gönderdiği ilk mesajında, İslami Devlet lideri Abu Bakr al-Baghdadi’nin çılgına döndüğünü yazmaktadır.
‘‘Hareket etmeyi bıraktı, artık dış görünüşüne önem vermiyor. Yerin altında yaşıyor, bulunduğu yerden farklı bölgelere uzanan tüneller var ve yakalandığında patlatmak üzere intihar yeleği ile birlikte uyuyor.’’
Reuters tarafından görülen bu metin mesajı, Irak’ta bulunan ve ABD, Kürt ve Irak birlikleri tarafından, İslami Devlet’ten geri alınmak üzere bir savaş başlatılan Musul’da neler olup bittiğini anlatan mesajlardan sadece bir tanesidir.
Musul’un güneyinde, İslami Devlet terör örgütünden kurtarılan köylerine geri dönen siviller. 21 Ekim 2016. REUTERS/Thaier Al-Sudaini/File Photo
Musul içindeki haber kaynakları tarafından gönderilen mesajlar, üst düzey Kürt liderlerle ve ele geçirilen İslami Devlet teröristleri ile yapılan görüşmeler, bu aşırılık yanlısı kanlı terör örgütü ve liderinin, belki de Irak’ta direndikleri son yerde, ruh halini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Gönderilen mesajlarda, örgüt ve liderinin hala acımasız oldukları ve cinayetlerini sürdürdükleri, fakat gittikçe artan bir şüphe ve paranoya içerisinde oldukları bildirilmektedir.
Musul’daki haber kaynakları tarafından gönderilen bir mesajda; ‘‘Dönekler ve muhbirler aralıksız olarak infaz edilmektedir. İki yıl önce kendisini, Irak ve Suriye’de yer alan geniş bir bölgenin halifesi ilan eden Baghdadi, özellikle yakın çevresindeki adamlarından şüphelenmeye başlamıştır. Bazen ortalıkta dolaşırdı ama artık hiç görünmüyor.’’ ifadeleri yer almaktadır.
Reuters, Irak askeri istihbaratına mesajları gönderen haber kaynağının kimliğini tespit etmiş olmasına rağmen, bağımsız haber kaynakları mesajlarda yer alan bilgilerin doğruluğunu henüz teyit etmemiştir. Fakat ortaya çıkan resim, iki Kürt yetkilisinden (Kürdistan Bölgesel Hükümeti Güvenlik Konseyi Başkanı Masrour Barzani ve Kürdistan Bölgesel Hükümeti İstihbarat Ajansı Direktörü Lahur Talabany) alınan istihbarat ile örtüşmektedir.
Talabany ve diğer istihbarat yetkilileri, askeri koalisyonun İslami Devlet terör örgütüne karşı yavaş fakat kararlı bir şekilde ilerlediğini ifade etmektedir. Yetkililere göre; koalisyon kuvvetlerinin Musul içerisinde, şehirde olup bitenleri yazılı mesajlar ve telefonla haber vermeleri için kullandığı birçok eğitilmiş muhbir ve şehir sakini bulunmaktadır. Kürdistan’da yaşayan bazı haber kaynaklarının ailelerine, Kürdistan Bölgesel Hükümeti maaş ödemesi de yapmaktadır.
Kürtler, 17 Ekim 2016 günü başlayan Musul saldırısının, İslami Devlet teröristleri arasında büyük bir endişe ve korkuya neden olduğunu düşünmektedir. İstihbarat yetkilileri, İslami Devlet terör örgütünün, ihanet edebilecek herkesin kökünü kazıma yönündeki kararlılığının, kısa dönemde savaşçılarını Musul’u savunmaya itebileceğini ifade etmekte, fakat İslami Devletin, 2014 yılı yazında işgal ettiği, ülkenin üçüncü büyük kenti olan Musul’da, varlığını tehdit eden en büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğunu iddia etmektedir.
Kuzey Irak’taki Kürt bölgesini kontrol eden Kürdistan Bölgesel Hükümeti iç işleri ve savunma bakan vekili Karim Sinjari’ye göre; İslami Devlet tarafından uygulanan infazların sayısı, terör örgütünün de acı çekmeye başladığının en büyük göstergesidir. Sinjari, İslami Devlet bünyesindeki yerel Iraklı teröristlerin birçoğunda, cihat savaşçılarının temel özelliği olan şehitliğe kuvvetli inanış ve adanmışlığın olmadığını da sözlerine eklemektedir.
Sinjari yaptığı açıklamada; ‘‘Ölene kadar savaşan İslamcıların çoğu yabancı savaşçılardır, fakat şehadete inanan cihatçılar, savaş esnasında ve intihar saldırılarında hayatlarını kaybettikleri için cephe hattında bunların sayısı eskiye oranla daha azdır.’’ ifadelerini kullanmaktadır.
Barzani de, gittikçe büyüyen paranoyanın, Baghdadi ve üst düzey yardımcılarının ortalıkta daha fazla dolaşmalarına neden olduğunu ve bunun da kenti savunma yeteneklerini daha da zayıflattığını açıklamaktadır. Baghdadi gizlenmek ve kendisini korumak maksadıyla; bulunduğu yeri değiştirme, farklı seyahat araç ve yolları kullanma, değişik bölgelerde yaşama ve haberleşme için farklı sistemlerden yararlanma gibi bütün taktik ve teknikleri kullanmaktadır.
Kürt yetkililere göre; ABD, Irak ordusu ve Kürt savaşçılardan oluşan askeri koalisyonun, İslami Devleti Musul’dan söküp atması durumunda dahi teröristler, intihar saldırıları ve diğer gerilla savaş taktikleriyle Irak’ı tehdit etmeyi sürdüreceklerdir. Böyle bir durumda Suriye’ye kaçmaları en büyük olasılıktır.
İslami Devlet her zaman vahşi, acımasız ve paranoyak bir terör örgütü kimliğini muhafaza etmiştir. Kanlı ve acımasız IŞİD terör örgütünün Irak ve Suriye’deki egemenliği, büyük ölçüde çocuklardan, savaş tecrübesi olan Baas mensuplarına kadar uzanan ve örgüt üyeleri ile yetkilileri hakkında casusluk yapan, geniş bir istihbarat ağına dayanmaktadır.
İslami Devlet terör örgütü mensupları arasındaki paranoya, düşmanları ilerlemeyi sürdürdükçe artmakta ve yeni boyutlar kazanmaktadır. Örgüt üyeleri arasındaki şüphe, haftalar öncesinde, Ekim 2016 ayının ortalarında, Irak hükümet birlikleri Musul kentini kuşatmaya başladığında iyice artmıştır.
Musul kenti sakinleri ve Irak güvenlik yetkililerine göre; geçtiğimiz ayın başında İslami Devlet liderleri, Baghdadi’ye karşı planlanan dâhili bir suikast girişimini ortaya çıkarmışlardır. İslami Devletin önde gelen bir komutanı tarafından gizlice hazırlanan suikast planı, örgüt yetkililerinden birinin, suikastçıların isimlerini içeren ve ABD ile Kürt istihbarat subayları ile bağlantılarını gösteren bir telefon SİM kartını bulmasıyla açığa çıkmıştır. Kent sakinleri ve Iraklı yetkililere göre; terör örgütünün intikamı çok vahşice olmuş ve İslami Devlet, suikast şüphelisi 58 kişiyi kafesler içerisinde suya batırıp boğarak infaz etmiştir. O günden sonra İslami Devlet, üzerinde SİM kartlarla yakalanan yerel kabilelere mensup 42 kişiyi daha acımasızca infaz etmiştir.
İslami Devletin hâkimiyetinde olan yerleşim birimlerinde yaşayanların ifadelerine göre, bugünlerde üzerinde SİM kartı veya herhangi bir elektronik iletişim cihazı bulundurmak, otomatik olarak bir ölüm cezası almak anlamına gelmektedir. Terörist grup, kontrol noktaları tesis ederek militanlarına insanları aratmakta ve yerel kent sakinlerinin, hedeflerin belirlenmesine yardım ettikleri düşüncesiyle, ABD hava taarruzları tarafından hedef alınan bölgelere, hemen saldırı sonrasında baskınlar düzenlemektedir.
Musul kentinden haber veren bilgi kaynakları, içerisinde oldukları tehlikenin bilincindedirler. Son gelen mesajlardan bir tanesinde; ‘‘Sizinle çatıdan konuşuyorum, uçaklar geldiler, şimdi üstümdeler, aşağıya inmeden bütün mesajları sileceğim ve SIM kartını da saklayacağım.’’ ifadeleri yer almaktadır.
İslami Devlet, bilgi ve istihbarat elde etmek maksadıyla çocuklardan oluşan bir network oluşturmuştur. Bu network, ‘‘ashbal al khilafa – halifenin yavruları’’ olarak adlandırılmaktadır.
Irak hükümetinin danışmanlığı görevini yürüten ve İslami Devlet terör örgütü uzmanı olan Hisham al-Hashemi’ye göre; bu iletişim ağında yer alan küçük çocuklar ve gençler, mahalle ve yakın çevrelerindeki arkadaşlarından; babaları, kardeşleri ve faaliyetleri hakkında bilgi toplayarak İslami Devlet terör örgütüne aktarmaktadırlar. Hashemi’nin ifadelerine göre, her sokakta yetişkinler hakkında casusluk yapan en az bir halife yavrusu bulunmaktadır.
Irak Bölgesel Hükümeti anti terör başkanı Lahur Talabany’e göre, bu geniş haber alma ve iletişim ağı, aynı zamanda İslami Devlete de zarar vermektedir. Kendisine iletilen çok miktarda bilgi ve istihbarat karşısında ne yapacağını bilemeyen İslami Devlet terör örgütü, enerjisinin çoğunu düşmanından ziyade halk üzerine yönlendirmektedir. Bu da örgütün paranoyasının daha da artmasına neden olmaktadır.
Talabany’nin Reuters’e bildirdiğine göre, Baghdadi’ye karsı örgüt içerisinden düzenli olarak suikastlar planlanmakta, hemen hemen haftada bir başarısız suikast teşebbüsleri ve bunun sonucunda da örgütün kendi elemanlarını infaz olayları ile karşılaşılmaktadır. Birkaç ay öncesine kadar Baghdadi’nin çok yakınında yer alan ve önceden al-Qaeda üyesi olan bir köstebekten bahseden Talabany, Hawija’da doğan ve terör örgütünün bölgeye gelmesi öncesinde kendi tutuklusu olan bu Kürt casusun, İslami Devlet içerisinde komutan konumuna yükseldiğini ifade etmektedir. İslami Devlet terör örgütünün, Musul kentini ele geçirmesi sonrasında bu örgüte katılan Kürt köstebek, Kürtleri günlük istihbarat bilgileri ile sürekli olarak beslemektedir.
Köstebek ajanın Talibany’e bildirdiğine göre Baghdadi, şeriat yasaları hakkında uzman olan Suudiler dahil üst düzey yardımcıları ile toplantılar yapmakta ve onlara danışmaktadır. Suudi Arabistan, İslami Devlet terör örgütü bünyesinde Suudi vatandaşlarının da olduğunu ifade etmektedir.
Talabany, İslami Devlet içerisine sızan köstebeğin kendisine, Baghdadi’nin karizması ve birçok bağlantıları olmasına rağmen sadece görünürdeki isim olduğunu, etrafında askeri olanlar dahil, kararları verenlerin başkaları olduğunu anlattığını ifade etmektedir.
Köstebek, Talabany’e verdiği bilgilerde Baghdadi ile birkaç kez karşılaştığını ve İslami Devlet liderini öldürmeyi planladığını fakat harekete geçemeden Baghdadi’nin onun bir köstebek olduğunu fark ettiğini bildirmiştir. Birkaç ay önce İslami Devlet Talabany’nin köstebeğini infaz etmiştir.
İslami Devlet terör örgütünün vahşi infaz yöntemlerine yeniden başladığı geçtiğimiz hafta içerisinde ele geçirilen iki teröristin açıklamalarından öğrenilmiştir. Reuters, Sulaimaniya’da bulunan bir Kürt anti terör kampında, iki terörist ile bir araya gelmiş ve bir Kürt istihbarat yetkilisi tarafından yapılan sorgulamaya müdahalede bulunmadan katılmıştır.
Ali Kahtan isimli 21 yaşındaki terörist beş Kürt savaşçısını öldürdükten sonra, Hawija kasabasının kuzeyinde, İslami Devletin kontrolünde olan bir polis merkezinde ele geçirilmiştir. Kahtan’ın militanlığa kadar uzanan hikayesi 13 yaşındayken başlamış. Önce al-Qaeda’ya katılan Kahtan daha sonra, bir arkadaşı onu dini dersler ve askeri eğitim almak üzere Hawija camisine götürdüğünde, İslami Devlet terör örgütüne dahil olmuş. Askeri eğitim esnasında, makinalı tüfek ve tabanca kullanmayı öğrenen öğrencilere, AK-47 kasaturası ile bir insanın boğazının nasıl kesileceği de ayrıntılı bir şekilde öğretilmiş.
Bir yıl önce, yerel bir emirin ona Kürt savaşçıların boğazını kesme emri verdiğini anlatan Kahtan, emirin gözetiminde, bir Kalashnikov kasaturası ile beş Kürt savaşçısının boğazlarını kestiğini, bunu yaparken hiç bir şey hissetmediğini, işini bitirdikten sonra da evine gidip ailesi ile birlikte akşam yemeğini yediğini anlatmaktadır.
Kahtan ifadesinde, İslami Devlet teröristlerinin artık Bağdat’ı ele geçirmekten bahsetmediklerini ve tek hedeflerinin Musul kentini korumak ve daha fazla savaşçı toplamak olduğunu sözlerine eklemektedir.
Diğer tutuklu Bakr Salah Bakr da 21 yaşındadır ve Kürdistan’da bir intihar eylemi düzenlemek üzereyken ele geçirilmiştir. Bakr ifadesinde, İslami Devletin kendisine Facebook kanalıyla ulaşarak Musul’daki savaşa katılmaya davet ettiğini anlatmaktadır. Bakr’a göre Türkiye’nin bir yıl önce sınırlarını kapatması sonrasında, yeteri kadar yabancı savaşçı toplayamayan İslami Devlet terör örgütü, ümitsiz bir şekilde Irak’tan savaşçı toplamaya yönelmiş durumdadır.
Irak istihbarat yetkilileri, Baghdadi’nin Musul kentinde olmadığını ve Suriye sınırında yer alan, Nineveh eyaletinde bir bedevi kasabası olan al-Ba’aj bölgesine sığındığını düşünmektedirler. Ba’aj kasabasının nüfusu yaklaşık olarak 20.000 civarındadır ve aşırılık yanlılarının hakim olduğu bir yerleşim birimidir.
Ba’aj bölgesi, Saddam’ın yıkılması sonrasında mevzilerle güçlendirilen ve altında uzun tüneller açılan kasaba, Suriye’den Irak’a silah ve gönüllülerin geçirildiği bir ileri karakol haline getirilmiştir.
Kürt anti terörizm başkanı Talabany, Musul kenti ve Baghdadi düşse dahi, İslami Devlet terör örgütünün varlığını sürdürmeye devam edeceğini ve bir asimetrik savaş başlatacağını öne sürmektedir. Talabany’e göre Kürdistan Bölgesel Hükümetinin kontrolü altında olan topraklarda ve Irak’ın bütün şehirlerinde, terör örgütü tarafından intihar türü eylemler yapılacaktır. Güvenlik başkanı Barzani de aynı fikirdedir ve IŞİD terör örgütüne karşı yürütülecek mücadelenin, uzun bir savaş olacağını ve bu savaşın sadece askeri değil, ekonomik ve ideolojik bir savaşı da gerektireceğini ifade etmektedir.
Kürt lider ve Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başkanı Masoud Barzani’nin oğlu olan Barzani’ye göre; İslami Devlet terör örgütünün Irak ve Suriye’deki toplam intihar eylemci sayısı 10.000’dir. Oğul Barzani’ye göre, savaşçılarını önceden hazırlayan IŞİD terör örgütü, şimdi onları dalgalar halinde Musul kentini savunmak üzere göndermektedir.
Oğul Barzani yaptığı açıklamada; bu gruplar cepheye sürüldüklerinde, üzerlerinde uçan uçaklar tarafından öldürüleceklerini çok iyi biliyorlar, ama yine de gelmeye devam ediyorlar. Etrafta kendilerinden önce gelenlerin parçalanmış cesetlerini gören IŞİD teröristleri, bir cihat olarak kabul ettikleri ve zaferi kendi ölümlerinde gördükleri bu savaşa, ara vermeksizin gelmeye ve parçalanarak ölmeye devam etmektedirler.
Çevirenin Notları: Analiz yazarların kendi düşüncelerini yansıtmaktadır. Yazının çevrilmesi, çevirenin yazarların düşüncelerini paylaştığı anlamına gelmemektedir. Yazı, IŞİD terör örgütünün vahşeti ve tarihsel nedenlerle bize ait olduğunu iddia ettiğimiz, sonra nedense suskunluğumuzu koruduğumuz Musul kentinde neler olup bittiği hakkında bir durumsal farkındalık yaratmak için çevrilmiştir.
Çeviren: Ercan Caner Elektrik ve Elektronik Mühendisliğinin yanı sıra, uçak ve helikopter lisanslarına sahiptir. Yüksek lisans derecesini 2012 yılında Gazi Üniversitesi’nden Avrupa Birliği – Türkiye İlişkileri alanında alan Caner, halen Türkiye Hava Sahası Yönetimi alanında Haliç Üniversitesi’nde doktora tez çalışmalarını sürdürmektedir. Bir yazılım firmasında proje yöneticisi ve havacılık projeleri alan uzmanı olarak çalışan Caner, Asliye Ceza Mahkemelerinde havacılık bilirkişiliği görevini de yürütmektedir. Yazı ve çevirilerini academia.edu ve sunsavunma.net sitelerinde paylaşan Caner evli ve iki çocuk babasıdır. İngilizce bilen ve Fransızca okuyabilen Caner’in İnsansız Hava Araçları (2014) ve Taarruz Helikopterleri (2015) konulu makaleleri yayımlanmıştır. 39 yılı kapsayan TSK, BM ve NATO savunma sektör deneyimlerine sahiptir.
E-posta: ercancaner@gmail.com Twitter: @ercancaner1963