Saf Buz ve Kar Üstünde Randevu ve Köleliğe Hayır!
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 26 Mart 2021
Birleşmiş Milletler, Sovyetler Birliği’nin 1979 yılında Afganistan’ı işgal etmesinin protesto edilmesi maksadıyla; 1980 Moskova Olimpiyat Oyunlarının boykot edilmesi girişimini başlatır. Toplam 65 ülke bu çağrıya uyarken, 80 ülke ise atletlerini Moskova’ya gönderir. Boykot çağrısına uyan ülkeler arasında Türkiye ile önümüzdeki yıl 2022 Kış Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak olan Çin ve yine 2022 FIFA Dünya Kupasına ev sahipliği yapacak olan Katar da bulunmaktadır.
Katar Olimpiyat Komitesi 1979 yılında kurulmuş ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC – International Olympic Committee) tarafından ancak 01 Ocak 1980 tarihinde resmen tanınmıştır. Katar’ın olimpiyatlara katılmama nedeni IOC tarafından davet yapılırken Katar Olimpiyat Komitesinin henüz kurulmamış olmasıdır.
Önümüzdeki yıl kış olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak olan, 1980 boykotçusu Çin, birçok sivil toplum örgütü tarafından yapılan insan hakları ihlalleri nedeniyle Pekin 2022 Kış Olimpiyatlarının boykot edilmesi çağrıları karşısında ‘‘sporun politize edildiği’’ suçlamalarında bulunmaktadır.
Çin Komünist Partisi yetkilileri Uygurları, ‘‘habis tümörler’’ olarak tasvir etmekte, Uygur halkının İslam inancını ‘‘bulaşıcı bir veba’’ olarak görmekte ve partinin sadık köpeklerine; ‘‘tarladaki ürünlerin arasına gizlenmiş yabani otları tek tek toplayamazsınız, onların hepsini öldürebilmeniz için kimyasal ilaç kullanmanız gerek’’ diye seslenmektedir. Müslüman Uygurlara soykırım uygulayan Çin Komünist Partisini protesto etmek maksadıyla önümüzdeki yıl Pekin’de yapılacak olan kış olimpiyatları boykot edilmelidir.
Eski Birleşik Devletler Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya göre; ‘‘Çin Halk Cumhuriyeti, başta Müslüman Uygurlar olmak üzere diğer etnik ve dini azınlık üyelerine karşı, Sincan Bölgesinde insanlık suçu işlemektedir. Çin devlet mekanizmasının işlediği suçlar halen devam etmektedir ve bir milyondan fazla sivilin keyfi tutuklanma ve ağır bir şekilde fiziksel özgürlüklerinden yoksun bırakılması, zorla kısırlaştırma, çok sayıda keyfi tutuklananlara işkence uygulanması, zorla çalıştırma ve din veya inanç, ifade ve dolaşım özgürlüklerine kısıtlamalar getirilmesi gibi uygulamalar soykırımın ta kendisidir.’’
Keyfi tutuklanan insanlar serbest bırakılmadıkça, uygulanan enterne, gözaltı kampları, ev hapsi ve zorla çalıştırma sistemi yürürlükten kaldırılmadıkça, zorla kısırlaştırma, kürtaj ve doğum kontrolü ile çocukların ailelerinden koparılması dâhil bütün baskıcı eylemler ve gözaltı kamplarındaki bütün işkence ve tacizler sonlandırılmadıkça olimpiyat oyunları kesinlikle boykot edilmelidir.
Pekin yönetiminin, Sincan Özerk Bölgesinde uyguladığı zulüm ve vahşet; Uygurlara, Çin halkına ve dünyanın her yerindeki uygar insanlara aleni bir hakarettir. Çin Komünist Partisi yöneticilerinin, kendi halkına karşı soykırım ve insanlığa karşı suç işlemesine izin verilmemeli ve olimpiyat oyunlarına katılarak Çin yönetimi ödüllendirilmemelidir.
Çin Halk Cumhuriyeti, önümüzdeki yıl dünyanın en büyük sportif oyunlarına ev sahipliği yapacak olan tek otoriter devlet değildir. Bütün dünya, Katar’ın yıllardır önümüzdeki yıl ülkede yapılacak olan 2022 Dünya Kupası hazırlıkları için köle işçiler çalıştırdığını bilmektedir. Geçtiğimiz yıl organizatörler yaklaşık üç düzine inşaat çalışanının hayatlarını kaybettiğini açıklamıştır. İnsan Hakları Örgütü geçtiğimiz sonbaharda yaptığı açıklamada çalışma koşullarının yeteri kadar iyileştirilmediğini açıklamıştır. Guardian gazetesinin iddiasına göre de bu minnacık Orta Doğu ülkesinde 6.500 göçmen işçinin hayatlarını kaybettiğini iddia etmiştir.
Tasarım: Colin Foo – Uluslararası Af Örgütü
Önümüzdeki yıl FIFA Dünya Kupası etkinliğine ev sahipliği yapacak olan Katar ise 200 milyar dolarlık altyapı inşasında insanları köle gibi çalıştırmaktadır. Katar’ın çalışanlara köle muamelesinin 7.000 kişinin yaşamına mal olacağı öngörülmektedir.
Uluslararası toplum, Katar’ın insanlık dışı ‘‘KAFALA’’ sistemini köle düzeni olarak nitelendirerek kınamıştır. Katar, göçmen işçileri, Kafala Sistemi denilen bir iş sponsorluğu programı altında çalıştırmaktadır. Katar, kafala sistemiyle göçmen çalışanları yüksek ücret vaatleriyle tuzağa düşürmekte, yani tıpkı sistemin adı gibi kafalamaktadır.
Katar’a yüksek ücret vaatleriyle gelen göçmen işçilerin ücretleri önemli ölçüde düşürülmektedir. Çalışmaya zorlanan göçmen işçilerin protesto etmeleri durumunda ise başkaldıran işçiler yasa dışı olarak tutuklanmakta, işverenler ücret ödememekte ve işçiler ülkelerine geri dönemesinler diye pasaportlarına el koyulmaktadır.
İşçiler üzerindeki bu orantısız güç yetkisiyle işverenler çalışanları tehlikeli çalışma koşulları altında çalışmaya zorlamaktadır. Göçmen işçiler aşırı sıcakta günde 16 saat çalışmaya ve çeşme suyu ve kanalizasyon sisteminin olmadığı yerlerde 10-14 kişi çok küçük odalarda bir arada uyumaya zorlanmaktadırlar. Katar’ın kölelik sisteminde bu tehlikeli çalışma ve yaşam koşulları altında uzmanlar, 2022 Dünya Kupası başlayana kadar 7.000 kadar işçinin yaşamlarını kaybedeceğini tahmin etmektedir.
Katar’ın Kafala sistemi sadece zorla çalıştıranlara değil ailelerine de zarar vermektedir. Çalışanlar hayatlarını kaybettiklerinde aileleri ana gelir kaynaklarını kaybetmektedir. Eğer zorla çalıştıranlar hayatta kalmayı başarırlar ise işverenler ücretlerini düşürmekte, geciktirmekte veya hiç ödememektedir.
Katar’da göçmen işçiler Kaynak: DOHA NEWS
Zorla çalıştırılanların aileleri onların kazandıkları paraya muhtaç durumdadırlar. Bu gelir olmadan, geldikleri ülkelerde yaşayan eşleri, anne ve babaları ve çocukları evlerini kaybetmekte açlıktan ölmekte ya da hayatta kalmak için büyük çabalar harcamak zorunda kalmaktadır.
Katar’ın kafala sistemi birkaç insan hakları yasalarını da ihlal etmektedir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Görevlisi Katar’ın kafala sistemini kölelik koşullarına benzetmektedir.
Birleşmiş Milletler İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Küçültücü Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşmesine göre Katar, erkekler ve kadınların zorla çalıştırıldığı ve fahişeliğe zorlandığı bir ülke olmaya devam etmekte ve özellikle kafala sistemiyle zorla çalıştırılanlara yaygın olarak işkence veya kötü muamele yapılmaktadır.
Katar’ın göçmen işçileri istismar etmesi 2022 Dünya Kupası hazırlıkları altında daha da artacaktır. Dünya kupası etkinliğine hazırlanan katar altyapı için 200 milyar dolar harcamayı planlamaktadır. Katar, yapım işleri nedeniyle; başta Bangladeş, Hindistan, Nepal, Filipinler ve Sri Lanka’dan olmak üzere önemli sayıda göçmen işçi çalıştırmaktadır. Aslında rakamlara bakıldığında 1.39 milyon göçmen çalışan Katar’ın iş gücünün %94’ünü oluşturmaktadır.
Geçmişte yapılan Katar 2022 Dünya Kupasını boykot çağrıları neredeyse tamamen bitmiş gibi görünmektedir. Bunun nedeni Katar’ın ezeli rakipleri olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan tarafından uygulanan yiyecek dâhil bir boykota maruz kalmasıdır. Bu boykot Katar’ın uluslararası arenada bir sempati kazanmasına neden olmuştur.
Kaynak: Uluslararası Af Örgütü
BAE ve Suudi Arabistan tarafından boykot edildiği için sempati duyulan minnacık Katar ülkesinde gerçekleşen kadınlara yönelik sayısız cinsel saldırıdan gerçekten korkunç bir örnek verelim. Uluslararası Af Örgütü web sitesinde, 23 Nisan 2014 tarihinde paylaşılan ‘‘Foreign domestic workers in Qatar: Shocking cases of deception, forced labour, violence – Katar’da yabancı göçmen işçiler: Aldatma, zorla çalıştırma ve şiddetin şok eden örnekleri’’ başlıklı bir yazıda; tecavüz etmek isteyen işvereninden kaçmaya çalışan Filipinli bir kadının pencereden düştüğünde bacakları ve omurgasının kırıldığı ve zavallı kadın yaralı ve kıpırdayamaz durumda yerde yatarken saldırgan işverenin ona tecavüz ettiği anlatılmaktadır.
Saldırgan, ancak tecavüz bittikten sonra ambulans çağırmıştır. Olaydan altı ay sonra hâlâ tekerlekli sandalyeye mahkûm olan zavallı kadının şikâyeti yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle savcı tarafından reddedilmiş ve Katarlı tecavüzcü yaptığı zalimlikten ötürü asla sorumlu tutulmamış ve cezalandırılmamıştır.
Sonuç
‘‘Saf Buz ve Kar Üstünde Randevu ve Köleliğe Hayır’’ sloganı ile başladığımız yazıyı yine aynı cümle ile sonlandıralım. Bir milyondan fazla insanı keyfi olarak tutuklayan, fiziksel özgürlüklerinden mahrum bırakan, kadınları zorla kısırlaştıran, işkence yapan, din veya inanç hürriyetleriyle, ifade ve seyahat özgürlüklerini kısıtlayan Çin Halk Cumhuriyeti tarafından önümüzdeki yıl düzenlenecek olan kış olimpiyatları boykot edilmelidir.
21’inci yüzyılda göçmen işçileri, kafala sistemi altında hâlâ köle gibi insanlık dışı koşullarda çalıştıran, birçoğunun ölümüne neden olan Katar tarafından düzenlenecek olan 2022 Dünya Kupası organizasyonu da bu minnacık Orta Doğu ülkesindeki çalışma koşulları düzeltilmediği sürece boykot edilmelidir.