savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5406
EURO
36,0004
ALTIN
3.010,27
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
16°C
Ankara
16°C
Yağmurlu
Cumartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazar Kar Yağışlı
1°C
Pazartesi Az Bulutlu
1°C
Salı Az Bulutlu
4°C

Rusya Suriye’de Nereye Kadar Gitmek İstiyor?

Rusya Suriye’de Nereye Kadar Gitmek İstiyor?

Rusya Suriye’de Nereye Kadar Gitmek İstiyor?

Yazar: Yezid Sayigh, 11 Ocak 2017

Çeviren: Ercan Caner, Ankara, Türkiye, 26 Ocak 2017

Suriye’de genel bir ateşkesin tesis edilmesi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Mart 2012 tarihinde ‘‘Kofi Annan Planı’’ olarak onaylanan bir başkanlık açıklaması yayınlaması sonrasında, bütün diplomatik çabaların merkezi haline gelmiştir. Fakat savaşanları razı etmek hiç de kolay olmamıştır, bunun nedeni kısmen, dış destekçilerinin bugüne kadar, savaşanları ateşkese ikna etmek için o kadar da ileri gitmeye hazır olmamalarıdır.

Rusya ve Türkiye tarafından aracılık edilen, 29 Aralık 2016 tarihli ateşkes de diğerlerinden farklı değildir. Fakat bu sefer bahisler, Rusya’nın elini güçlendirmek için yeteri kadar yüksektir, daha etkili bir diplomasiye doğru yol açmakta olsa da, son ateşkes antlaşmasının da hedefi, tam bir barışın tesis edilmesinden ziyade oldukça küçük çaplıdır.

Suriye’ye askeri müdahalesinin en başından itibaren Rusya, hem Esat rejimine yaptığı yatırımların geri dönüşünü garanti altına almak, hem de küresel güç statüsünü sağlamlaştırmak maksadıyla, tartışmalı bir politik çözümün peşinde olmuştur. Suriye’nin politik ve silahlı muhalefetinin çoğunu Türkiye ile birlikte yanına alan Rusya’nın karşısındaki ana engel şimdi Esat rejimi ve onu destekleyen arkasındaki İran’dır.

Halep’te kontrolü yeniden ele geçirmenin şaşkınlığını yaşayan Esat rejimi, Şam çevresinde kalan muhalif unsurları da bastırmaya kararlı görünmektedir. Esat’ın bu yaklaşımı, son ateşkes antlaşmasını imzalayan silahlı muhalif grupları harekete geçirmiş ve 9 Ocak 2017 tarihinde ateşkesi sonlandırdıklarını ilan etmişlerdir. Sadece dokuz gün önce, ateşkes ve barış çağrısı yapan Moskova Deklarasyonunda, Rusya ve Türkiye’ye katılan İran, ateşkesi desteklemekten kaçınmaktadır. Rusya’nın müttefiklerini etkileme ve yönlendirme etkisi var mı? Eğer yoksa çok övülen başarısını askeri araçlarla kazanmış olsa da, ülkede politik istikrarsızlıklar ve ekonomiyi yeniden canlandırmayla ilgili ciddi sorunları çözmek için gerçek bir umudu olmayan rejime, sınırsız savaş desteği sağlamayı ne kadar daha sürdürebilir?

 ATEŞKESİ ZORLA UYGULATMAK

Geçmişteki ateşkes antlaşmalarının tam aksine, Rusya ve Türkiye kendi ateşkes versiyonlarını güçlendirmek maksadıyla, antlaşma maddelerinin arasına ateşkesi ihlal eden taraflara yaptırım uygulanmasını eklediler. Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 5 Ocak 2017 günü teyit ettiği gibi ateşkes antlaşmasının kesin şekli hala iki garantör tarafından görüşülmektedir ve son haline getirilmesi de çok zor olabilir. Rusya’nın, muhalifler ve Türkiye’nin, Suriye ordusunun da eşit şekilde yaptırımlara maruz kalması yönündeki taleplerini kabul etmesi pek mümkün değildir, Çavuşoğlu’nun yaptırımları resmileştirmek maksadıyla, ilave bir Güvenlik Konseyi kararı önerisini ise Rusya’nın kabul etme olasılığı çok daha azdır.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dışişleri bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşme sonrasında Savunma Bakanı Sergey Shoigu Suriye’de ateşkesin 30 Aralık 2016 gece yarısından sonra uygulanmaya başlanacağını açıkladı. (EPA)

Fakat Rusya, ateşkesin zorla uygulatılmasının yanı sıra, karadan Türk ve Rus gözlemciler tarafından izlenmesi fikrini de destekleyerek potansiyel olarak önemli bir yaklaşım değişikliğinin sinyallerini vermiştir. Türkiye tarafından desteklenen, İslami Devlet ile savaşan unsurlara, Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında, 30 Aralık 2017 günü sağladığı Rus hava kuvvetlerinin taarruzları da çok önemlidir, her ne kadar bu hava taarruzları Türkiye’ye için olumlu bir jest niyetiyle yapılsa da, bütün Suriye savaşında silahlı muhaliflere herhangi bir güç tarafından sağlanan ilk direkt hava desteğidir.

Ve 6 Ocak 2017 günü, görevini tamamlaması nedeniyle uçak gemilerini Suriye sularından çektiğini açıklayarak Rusya, rejim yanlısı muharebe operasyonlarını azaltacağının da sinyalini vermiştir.

Rusya’nın Esat üzerine yapacağı politik baskıyı artırmak için ölümcül olmayan bir opsiyonu daha vardır. Rusya, en önemli silahlı oluşumlardan yedisinin statülerini onlara muhalif liderlik gibi davranarak şimdiden yükseltmiş ve birkaçının ‘‘terörist’’ organizasyon olduğu yönündeki itirazını geri çekmiştir.

Rusya aynı zamanda, Türkiye ve muhalif unsurlar tarafından yapılan, muhaliflerin kontrolündeki alanlarda mahalli idari konseyleriyle temasa geçilmesi yönündeki önerileri de dikkate almıştır, bu öneriler Rusya’nın, geçtiğimiz Mart ayından itibaren su yüzüne çıkan, Suriye’de iktidarın bir merkezde toplanmasından ziyade yayılmasıyla ilgili taslak önerileriyle de örtüşmektedir ve uygulanması durumunda, gelecekteki insani yardım ve ülkenin yeniden inşası için ekonomik yardımların sağlanmasına da bir yol açacaktır.

ESAT’A BASKI UYGULAMAK

Hiç şüphe yok ki, Esat daha başlangıçtan bu tekliflerin tamamını reddetmeyi sürdürdüğü sürece,  bu önerilerin çok azının uygulanabilirliği test edilecektir. Üstelik Esat, kendisine Rusya’nın baskılarına boyun eğme gerekçesi bırakmayacak, Donald Trump’ın yemin etmesi sonrasında üzerindeki baskılardan kurtulmayı da ümit ediyor olabilir.

İran, muhtemelen yeni ABD yönetiminin hedefi olacağını beklemektedir ve sonuç olarak Suriye’deki pozisyonundan vaz geçmeye çok daha az istekli olacaktır. Bu iki müttefik için, Rusya, kendi tercih ettiği sonucu kabul ettirmek ve uygulatmak için zamanını çoktan tüketmiştir.

Rusya 2017 yılında gerçekle yüz yüze gelmiştir: Esat rejimini politik temaslara zorlamak için çok daha uzun süre kalmak veya eve dönmek. Büyük bir olasılıkla ikisini de yapmayacaktır, fakat Rusya, devam eden askeri taahhütleri ve kendi politik stratejisi olmadan, politik stratejinin belirlenmesini ve uygulanmasını Esat ve İran’a bırakmayı da uzun süre sürdüremez.

Daha mantıklı bir alternatif, Suriye muhalefetinin silahlı ve politik kanatları arasındaki ilişkileri geliştirmeye ve Türkiye, Birleşmiş Milletler organları ve diğer uluslararası ortaklara, muhalefetin kontrolündeki bölgelerde, temel kamu hizmetleri ve altyapının geliştirilmesinde yardım ederek, ateşkesi güçlendirme ve etkili izleme mekanizmaları geliştirmeye odaklanmak olabilir.

Rusya’nın bu tutumu nihai barışın tesis edilme şansını artırabilir, fakat en kötü ihtimalle onlara zarar veremez.

Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. Yazının çevrilmesi çevirenin yazıdaki düşünceleri paylaştığı anlamına gelmemektedir. Yazının Al Jazeera’da yayımlanan orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. Al Jazeera yazıda ifade edilen düşüncülerin yazara ait olduğunu ve kendisinin yayın politikasını yansıttığı anlamına gelmediğini yazının sonunda ifade etmektedir.

http://www.aljazeera.com/indepth/opinion
/2017/01/russia-syria-170110125319923.html

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.