Yazarlar: John Davison ve Tom Perry, Beyrut, 2 Şubat 2017
Çeviren: Ercan Caner, Ankara, 2 Şubat 2017
Suriye ordusu, Perşembe günü, Suriye’de ayrı bir askeri harekâtı destekleyen Türkiye’ye örtülü bir uyarı anlamına gelen, Halep kuzeydoğusundaki IŞİD terör örgütüne operasyonlarla baskı uygulayacağının işaretlerini verdi.
Suriye hükümet birlikleri, son iki hafta içerisinde IŞİD terör örgütü militanlarını süratle sürüp atarak, cihatçıların ellerinde tutmak için savaştıkları Al-Bab kentine doğru ilerleyerek kente 6 km kadar yaklaştı.
Suriye ordusunun kazanımları, ayrı bir taarruzla Al-Bab kentini ele geçirmeye çalışan Suriyeli muhalifleri desteklemek üzere, bölgeye tanklar ve savaş uçaklarını gönderen Türkiye ile bir çatışma riskini ortaya çıkarmıştır.
Geçen yıl başlayan taarruz, her iki grubu da güvenlik tehdidi olarak gören Türkiye’nin, hem IŞİD terör örgütünün, hem de Suriyeli Kürt savaşçıların Türkiye sınırlarından uzaklaştırılmasını hedeflemektedir.
Suriye askeri genel komutanlığı, hükümet güçleri ve müttefiklerinin, IŞİD terör örgütünün elinde olan 30’dan fazla kasaba ve köyü ve Halep kentini Al-Bab’a bağlayan otoyolun kuzeye doğru uzanan 16 kilometresini ele geçirdikleri açıklamasını yapmıştır.
Devlet televizyonunda yayınlanan programda askeri bir sözcü; ‘‘Bu başarı, Halep kenti etrafındaki güvenli bölgeleri genişletmektedir ve IŞİD terör örgütüne karşı yapılacak daha büyük çaplı operasyonların ilk adımıdır.’’ açıklamasında bulunmuştur.
‘‘Suriye ordusu sivilleri koruma ve Suriye Arap Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü korumaya kararlıdır’’ sözleri direkt olarak Türkiye’yi hedef alan bir açıklamadır.
Savaşı izleyen bir grubun bildirdiğine göre; Türkiye’nin saldırısı, aralarında Başkan Bashar al-Esad’a karşı Halep’te de çarpışan çeşitli unsurlara mensup savaşçılar olan, desteklediği isyancı grupların, Al-Bab kentinin kenar mahallelerine kadar ulaşmasını sağlamıştır.
Ankara geçen hafta yaptığı açıklamada, Türkiye’nin IŞİD terör örgütünü kentten sürüp atmaya müteakip Al-Bab kentini Assad’a devredeceği yönündeki iddiaları yalanlamıştır.
Askeri ittifak bünyesinde Assad tarafında çatışmalara katılan bir kaynak, Reuters haber ajansına Çarşamba günü verdiği demeçte, Suriye ordusunun Al-Bab’a ulaşmak niyetinde olduğunu ve Özgür Suriye Ordusu ve gerekirse Türk Ordusu ile savaşmaya hazır olduğunu beyan etmiştir.
Türkiye, Fırat Kalkanı adını verdiği Suriye topraklarındaki operasyonu, sınırlarını IŞİD terör örgütüne karşı korumak ve Kürt YPG unsurlarının ilerleyişini durdurmak maksadıyla başlatmıştır. Assad’ı devirmek maksadıyla isyancılara yardım etmek artık Ankara’nın öncelikleri arasında değildir.
Fırat Kalkanı operasyonu, YPG’nin kuzeydoğu ve kuzeybatı Suriye’de yer alan Kürt kontrolündeki alanları birleştirme planlarına engel olan, Türkiye tarafından desteklenen isyancı gruplar tarafından kontrol edilen etkili bir tampon bölge oluşmasını sağlamıştır.
ABD tarafından desteklenen YPG de IŞİD terör örgütüne karşı savaşmaktadır ve Washington’un Kürt savaşçıları desteklemesi Türkiye ile aralarındaki gerilimin artmasına neden olmuştur.
Rusya tarafından desteklenen Suriye kuvvetleri ile savaşmayı sürdüren IŞİD terör örgütü, Suriye’de birkaç bölgede saldırılarını yoğunlaştırırken, Musul ve komşu Irak’ta bulunan kalelerinde geri püskürtülmüştür.
Suriye İnsan Hakları Gözlem grubunun bildirdiğine göre; hükümet güçleri, geçen Çarşamba günü geç saatlerde, kısa bir süre önce kaybettiği toprakları yeniden almak maksadıyla, tarihi Palmyra kentinin batısında militanlarla çatışmıştır.
Suriye ordusu bazı ilerlemeler kaydetmiş ve Palmyra kentinin 50 km batısında ve T4 hava üssünün yakınlarındaki al-Tayas köyü çevresindeki çiftlik arazilerini geri almayı başarmıştır. Fakat bir İngiliz gözlem grubunun bildirdiğine göre düzinelerce Suriyeli asker çatışmalarda hayatını kaybetmiştir.
Cihatçılar, yaklaşık olarak altı yıldır süren iç savaşta, 2016 yılı Mart ayında Suriye ordusu ve müttefikleri tarafından sürülüp atıldıkları Palmyra kentini ve yakınlardaki bazı petrol yataklarını, geçtiğimiz Aralık ayında düzenledikleri saldırılarla ikinci kez ele geçirmeyi başarmışlardır.
Gözlemcilerin bildirdiğine göre; Suriye ordusu daha da güneyde al-Seen askeri havaalanı yakınlarında, IŞİD terör örgütüne karşı mücadelesini sürdürmektedir. Şam kentinin 70 km kuzeydoğusunda yer alan havaalanına IŞİD militanları Pazar günü bir saldırı başlatmış ve birkaç gün boyunca süren çatışmalarda düzinelerce Suriyeli asker ve IŞİD militanı ölmüştür. Assad’ın müttefiki olan Hizbullah tarafından işletilen bir gözlemci ve askeri medya grubu, hükümet güçlerinin bölgede en az bir köyün kontrolünü ele geçirdiğini bildirmiştir.
IŞİD terör örgütü savaşçıları, Suriye’nin doğusundaki Deir al-Zor bölgesinde, uzun süredir kuşatma altında tuttukları hükümet güçlerinin elindeki yerlere de saldırılarını sürdürmektedirler. Bölgede yaşanan çatışmalarda IŞİD hedefleri ağır Rus hava saldırılarına maruz kalmaktadır. Deir al-Zor kentinin neredeyse tamamı IŞİD terör örgütünün kontrolü altındadır.
Çevirenin Notları: Önünde sonunda böyle olacağı belliydi. Yaklaşık olarak altı yıldır süren savaşta müttefiklerinin desteğiyle ülkenin bütünlüğü için savaşan Suriye ordusu, savaşın dönüm noktası olan Halep zaferi sonrasında müttefiklerinin, özellikle de Rus hava kuvvetlerinin desteğiyle ileri harekâtını sürdürüyor.
Altı aydır ele geçirilemeyen Al-Bab stratejik açıdan önemli bir konumdadır. Ankara’nın bu stratejik bölgeyi daha ne kadar ele geçirmek için savaşacağı ve bu maksatla neleri göze alabileceği gerçekten büyük merak konusu olmaya devam etmektedir.
Musul’da yokuz, bu vekâlet savaşına katılmamız istenmediğinden orada değiliz, iyi ki de değiliz. Musul savaşı ile aynı anda başlaması planlanan Rakka savaşı henüz başlamadı, başlamadığı da iyi oldu. Halep artık çok uzaklarda, hayal dahi edilemeyecek bir hedef oldu. Geriye bir tek Al-Bab kaldı. Sanırım yine ABD’nin dediği olacak ve sınırımızın 20 km güneyine kadar olan bölgelere çekileceğiz. Çok da iyi olacak. IŞİD mi? Onu Assad, YPG, Rusya, İran, ABD, Koalisyon kuvvetleri halleder. Biz olmasak da olur.
Asıl risk Türk ve Suriye ordularının karşı karşıya gelmesidir. Ve en kısa zamanda bu risk elimine edilmelidir. Nasıl mı? Ülkesinin bütünlüğünü korumak için yaklaşık olarak altı yıldır savaşan Suriye yönetimi ile anlaşarak. Bizim için asıl tehlike Assad değil, ayrılıkçı Kürtlerdir.