06 Ağustos 2021 Cuma akşamı moderatörlüğünü Özlem GÜRSES’in yaptığı “Perdenin Önü Arkası” adlı programa Manavgat’tan bağlanan HALK TV muhabiri Erdinç YILMAZ ilginç bir haberi duyurdu. Yılmaz, Kuveytli biri tarafından Manavgat’ta yangından zarar gören köylerdeki vatandaşlara “ciddi miktarda” paralar dağıtıldığını anlattı ve buna ilişkin görüntüleri bilahare yayımlayacaklarını bildirdi.
Özlem GÜRSES ile İsmail SAYMAZ bu bilgiyi şaşkınlıkla karşıladı, ama doğrusu ben şaşırmadım.
Hemen aklıma 13 Mayıs 2014’te Soma’da yaşanan kömür madeni faciası geldi… Hani 301 insanımızı kaybettiğimiz, Cumhuriyet tarihinin en büyük maden faciası…
“Ne ilgisi var?” diyeceksiniz…
Hatırlayacağınız gibi 13 Mayıs 2014’te Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin işlettiği kömür madeninde çıkan yangın ve su basması sonucu 301 maden işçimiz yaşamını yitirmişti. Olayın ertesi günü dönemin başbakanı R.T.ERDOĞAN bölgeye gitmiş, ama vatandaşların tepkisi ve yer yer protestoları ile karşılanmıştı; hatta o protestolar sırasında Başbakanlık Müşaviri Yusuf YERKEL’in, polisin yere yatırdığı protestoculardan birini olanca gücüyle tekmelemesi gündem olmuş, kamuoyunu günlerce meşgul etmişti.
Soma faciasından ve bu gelişmelerden tam üç ay sonra, 10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimleri vardı. Seçimlerde R.Tayyip ERDOĞAN ile Ekmeleddin İHSANOĞLU çekişiyorlardı.
Sonucunu merakla beklediğim yerlerden biri de Soma’ydı; Somalıların Erdoğan’a tavrı ne olacaktı?
Açılan sandıklardan Ekmeleddin Bey’e % 50,1, Recep Bey’e ise % 47,3 oy çıktı; aradaki fark % 3’ü bile bulmayan, neredeyse “kıl payı” denebilecek bir orandı.
Bu sonuca şaşırmıştım doğrusu… Soma’da yaşanan olaylardan sonra oy farkının çok daha fazla olacağını düşünmüştüm.
Eylül 2014 ayı sonlarına doğru (yani seçimlerden yaklaşık 40 gün sonra) motosikletle Ege Bölgesinde 10 günlük bir tura çıktım. Uğradığım ilçelerden biri de Soma’ydı. İlk işim, henüz toprakları bile kurumamış olan madencilerin kabirlerini ziyaret etmek oldu.
İçim burkularak kabirleri tek tek gezdim, mezar başlarına bırakılan hüzünlü mektupları okudum, madencilerimize rahmet diledim.
Ardından şehri dolaştım.
Derler ki, bir yerleşim yerindeki olayları en iyi berberler ile taksiciler bilirmiş. Ben de o düşünceyle bir berbere uğradım, tıraş olurken seçimlerden sohbeti açtım ve konuyu Soma faciasına getirdim:
– Anlayamıyorum, dedim… Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı en büyük maden faciası şehrinizde oldu, Başbakan geldiğinde tepki gösterip yuhaladınız, Başbakan’ın müşaviri polisin elindeki adamı tekmeledi, ama aradan 3 ay sonra yapılan seçimde Soma halkı yuhaladıkları Erdoğan’a yine neredeyse % 50 oy verdi… Bu nasıl iştir ya?
25-30 yaşlarındaki berber seçim sonucunu gayet makul karşıladığını belli eden bir tavırla yanıtladı:
– Normal abi… Her şey paraya bakıyor…
Şaşırdım:
– Nasıl yani? Anlayamadım?
Açık açık anlattı:
– Abi, dedi… Burada o madenlere inen insanlar hepsi fakir adamlar… Neredeyse boğaz tokluğuna çalışıyorlar. 10 bin lira para görse (o günkü rayiç parayı kastediyor) kendini zengin sayar. O olay olduktan sonra birkaç gün içinde ölen madencilerin yakınlarına 100’er, 150’şer bin TL para dağıttılar. 150 bin TL bir madenci ailesi için ne demektir biliyor musun? Servet demektir abi… Parayı görenin gözleri fal taşı gibi açıldı, alanın ağzı kapandı. 300 kişiye dağıtılan para 50 milyon tutmaz. 50 milyon AKP için nedir ki? Değil tepki göstermek, AKP’ye dua eden bile vardır.
Bir anda bütün dengem altüst oldu… “Vay canına, bunu hiç düşünmemiştim” diyebildim.
Ve ondan sonra da kamuoyunda infial uyandıran bütün olaylarda, olayın mağduru durumundaki insanların birdenbire tepkisizliğe, suskunluğa bürünmesini, hatta olayı “kader” diye tanımlayarak ya da “Allah’ın takdiri” diye kabul ederek yargıya bile müracaat etmemesini hiç yadırgamaz oldum.
Sahi düşünün bakalım, normalde infial yaratması gerekirken sineye çekilen, susulan, gündemden düşürülen hangi olayları yaşadı bu ülke?
Şimdi Manavgat köylerinde Kuveytlinin biri “Biz de Müslümanız, din kardeşiyiz” diye hayrına para dağıtıyormuş.
Hadi ya?!
Alican TÜRK
SOMA’da kömür madeni faciasında yaşamını kaybedenlerin mezarları önünde – 23.09.2014