savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,2773
EURO
36,8136
ALTIN
2.977,01
BIST
10.025,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Çok Bulutlu
6°C
Ankara
6°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Açık
6°C
Salı Açık
7°C
Çarşamba Açık
8°C
Perşembe Açık
7°C

Menzil UYAP’a da mı Sızdı?!

Menzil UYAP’a da mı Sızdı?!

Menzil UYAP’a da mı Sızdı?!

Erdoğan’ın yeni Adalet Bakanı Yılmaz Tunç önceki gün görevi Bekir Bozdağ’dan devraldı.

Ülkemizde hukuk ve adaletin hali ortadayken; devir teslim töreninde eski Bakan Bozdağ, “Görev süremiz içerisinde ülkemize ve milletimize adalet ve hukuk alanında Sayın Cumhurbaşkanımızın politikalarını uygulamak, ülkemizin her alanda gelişmesine sağlanan katkılar olduğu gibi adalet alanında da gerekli ilerlemeleri sağlamak için büyük bir gayretle çalıştık.” dedi.

Yeni Bakan Tunç da 21 yıl boyunca Erdoğan liderliğinde demokrasinin güçlenmesi ve hukuk devletinin tahkimi yolunda çok önemli reformlara imza attıklarını vurgulayarak, şu vaatte bulundu:

Yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruyarak, yargı teşkilatımızın her bir ferdi ile vatandaşlarımızın adalet hizmetlerinden en etkin bir şekilde yararlanması için çok çalışacağız.”

Sanki birkaç gün önce, yeniden seçildiği gece, üstelik Saray konuşmasında Erdoğan, Selahattin Demirtaş hakkında, “51 Kürt’ün ölümüne neden olan kişi” diye hüküm vermemiş ve bu kişinin “hele hele kendi iktidarlarında dışarı çıkmasının mümkün olmadığını” söylememiş gibi!..

Sanıktan Duruşma Kaçırma

Ülkeyi 21 yıldır yönetenlerin böylesine övdüğü yargıda yaşanan, film gibi bir olaydan söz etmek istiyoruz.

Geçen yıl açılan önemli bir davada 22 Kasım 2022 tarihli tensip zaptıyla ilk duruşma için geçtiğimiz 9 Mayıs saat 09.00’a gün verilir.

27 Nisan’da davanın sanığının telefonuna, Adalet Bakanlığı UYAP SMS Bilgi Servisi hattından önce saat 16.50’de 9 Mayıs’taki duruşmanın saati 14.35, akabinde 14.40 olarak bildirilir. Buna göre, duruşma saati değiştirilmiştir.

İlerleyen günlerde avukatları UYAP’a bakar. Burada da duruşma saatinin 14.40 olarak kaydedildiği görülür.

Haliyle hem sanık hem avukatları, 9 Mayıs günü saat 14.30 gibi mahkemede hazır olur.

Ama o da ne? Görevliler duruşmanın saat 09.00’da yapılıp bittiğini, şikâyetçi tarafın avukatının da geldiğini söyler.

Sanık avukatları şoku atlattıktan sonra bu duruma itiraz edip tutanak tutulmasını isterken, mahkemelerin UYAP’ta belirtilen duruşma saatinden önce celse açmasının sistemin özelliği nedeniyle mümkün olmadığını” hatırlatırlar.

O esnada UYAP sistemine de girerek, halen duruşmanın devam ettiği” şeklinde kayıt olduğunu gösterirler. Bu, sabahki duruşmanın tutanağının henüz onaylanmadığı anlamına gelmektedir.

Bunun üzerine sabahki duruşmaya katılmış olan karşı tarafın avukatını arayıp durumu anlatırlar ve o da yeniden mahkemeye gelir. Ancak herkes hazır olduğu halde Hakim, devam eden başka duruşmalar olduğundan yeniden duruşma açamayacağını bildirip olayın tutanağa bağlanması için Yazı İşleri Müdürü’ne talimat vermekle yetinir.

Tutanak aşamasında Yazı İşleri Müdürü, avukatlara mahkeme UYAP sisteminde duruşmanın saatinin 09.00 olarak göründüğünü gösterir. Avukatlar ise gerek avukat UYAP portalında gerekse Adalet Bakanlığı celse sisteminde saatin 14.40 olarak göründüğünü ve halen “Duruşma devam ediyor” yazısının olduğunu ispatlar. Her iki sistemin ekran fotoğrafları alındıktan sonra da tutanak tutulur.

Sonuçta hem sanık hem de avukatları o gün savunma yapamamış olur. Savunmalar, 6 ay sonraya gün verilmiş olan duruşmaya kalır.

Sanık Neler Anlatacaktı ki?

Bu gariplikler basit bir sistem hatası veya “sehven” olarak nitelendirilebilir mi?

Elbette.

Ancak davanın konusuna da dikkat çekmemiz gerekiyor.

Sanık, Menzil tarikatının etkili olduğu konuşulan önemli bir kurumda çalışmaktadır ve üst düzey dahil kurumdaki bu yapılanmanın üzerine gittiği için kendisine iftira atılarak bu davanın açıldığını, hakkında düzenlenen belgelerin sahte olduğunu, söz konusu sahte belgeleri düzenleyenlerin bir kısmının ise FETÖ ile irtibatının/iltisakının tespit edildiğini öne süren birisidir.

İşte yapılamayan -veya avukatlarının ifadesiyle dijital bir operasyonla” engellenen- o günkü duruşmada isim isim bunları anlatacaktı.

Adalet Bakanlığı’nın Cevabı

Olayın devamı var.

Avukatlar konuyu mahkemede bırakmadı; bir hafta içinde Adalet Bakanlığı’na taşıdı.

Bakanlığa gönderilen dilekçede, 9 Mayıs’ta olanların yanı sıra yukarıda anlattığımız “Menzil tarikatı” ve “FETÖ” ile ilgili bilgilere de yer verildikten sonra şöyle denildi:

Bu sebeple, Adalet Bakanlığı UYAP SMS sisteminden mesaj gönderen ya da sisteme giren/yükleyen kişinin ve UYAP Avukat Portal sistemine duruşma saatini 14.40 olarak giren/düzelten/yükleyen personelin belirlenerek Menzil tarikatı ya da kripto FETÖ mensubu olup olmadığının araştırılması gerekmektedir… Bahse konu işlemlerin örgütsel saiklerle yapılmış olması ihtimaline binaen bu sistemlerin LOG kayıtlarında gerekli incelemenin yapılarak bilgi verilmesini, gerekli görüldüğü takdirde dosyanın gereğinin takdir ve ifası için yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesi yönünde talepte bulunulması gerekmiştir.”

Şaşıracaksınız, ama Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü’nden 1 hafta sonra cevap geldi. Sadece hızı değil, içeriği de şaşırtıcı olan yanıt şu oldu:

Genel Müdürlüğümüz UYAP’ın teknik alt yapısını yönetmekte olup, yargı birimlerine (Cumhuriyet Başsavcılıkları, mahkemeler, icra daireleri, infaz kurumları vb.) ait veriler üzerinde Genel Müdürlüğümüzün herhangi bir tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. Genel Müdürlüğümüze gelen taleplerin adli ve idari makamlarca soruşturma veya kovuşturma dosyaları üzerinden gelmesi ve icra dairelerinden talep edilmesi halinde taleplere cevap verilebilmektedir.”

Türkçesi; Bakanlık, “Bizi ilgilendirmiyor, yapacağımız bir şey yok.” dedi.

Son durum; avukatlar şimdi de söz konusu sisteme girenlerin tespiti için Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmaya hazırlanıyor.

Gidişata göre, sonuç çıkma imkânı ve ihtimali var mı?

Hele de söz konusu olan -iddia edildiği gibi- adeta özerkliğini ilân ettiği söylenen, sık sık gövde gösterileriyle gündeme gelip devlet katında himaye edilen Menzil veya hem zihniyeti hem yöntemleriyle halen iktidar olan “FETÖ” ise?!

Müyesser YILDIZ
6 Haziran 2023

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.