savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Yağmurlu
9°C

Nobel Barış Ödülü Nükleer Silah Karşıtlarına Verildi

Nobel Barış Ödülü Nükleer Silah Karşıtlarına Verildi

Nobel Barış Ödülü Nükleer Silah Karşıtlarına Verildi

 

Yazar: Robin Wright, The New Yorker, 6 Ekim 2017

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 9 Ekim 2017

Nobel Komitesi ICAN’ı nükleer silahların kullanılmasının yol açacağı insani felaketlere dikkat çekmesi nedeniyle ödüllendirdi. Foto: Recep Sakar / Anadolu Agency / Getty

Nükleer silahların yasaklanması için uğraş veren idealistler sonunda kazandı. Nükleer silahların yasaklanması konusundaki uluslararası kampanya o kadar tazeydi ki Norveç Nobel Komitesinden gelen çağrı, başlangıçta şaka olarak değerlendirilmesine rağmen, nükleer silah krizinin patlamak üzere olduğu bir ortamda, 2017 yılı Nobel Barış Ödülü, Birleşik Devletlere ve nükleer silaha sahip olan diğer sekiz ülkeye karşı çıkan ve bu yıl Birleşmiş Milletler zirvesinde dünyanın en ölümcül silahının yasaklanmasını savunan genç eylemcilerden oluşan bir koalisyona verildi.

Trump yönetimi, Birleşmiş Milletlerde geçtiğimiz bahar ayında, ICAN (International Campaign to Abolish Nuclear Weapons- Uluslararası Nükleer Silahları Yasaklama Kampanyası) tarafından başlatılan görüşmeleri boykot etmiştir. ABD, Birleşmiş Milletler büyükelçisi Nikki Haley; gazetecilere yaptığı açıklamada; ‘‘Ailem için nükleer silahların olmadığı bir dünyadan daha fazla isteyeceğim bir şey yoktur, fakat gerçekçi olmak zorundayız. Aranızda Kuzey Kore’nin nükleer silahları yasaklayabileceğini düşünen var mı?’’ sözlerini kullanmıştır.

Dünyada Nükleer Silahların Durumu (Toplam: 15,375, Rusya-7,000, ABD-6,800, Fransa-300, Çin-260, Birleşik Krallık-215, Pakistan-130, Hindistan-120, İsrail-80, Kuzey Kore-15’den az.

Geneva merkezli Nobel Komitesi, nükleer silahların kullanımının insanlık açısından felaketle sonuçlanacağını savunan ve nükleer silahların yasaklanması yönündeki çığır açan çalışmaları nedeniyle ICAN’ı bu ödüle layık gördüklerini açıklamıştır.

Kendileri dahi böyle bir başarıyı beklemeyen ICAN üyeleri, böylesine büyük bir vizyonu gerçekleştirme yolundaki çabalarının değer görmesinden ve Nobel Komitesinin; nükleer silahlara sahip dokuz ülkenin, daha fazla nükleer silah imal ettiği gerçeğini görmesinden çok mutlu olduklarını ifade etmişlerdir.


Nükleer silah tehlikesi, 19’uncu yüzyıl başlarından itibaren, nükleer silahları stratejilerin temel öğesi haline getiren ve Kuzeydoğu Asya’da nükleer bir oyun oynama niyetinde olan düşüncesiz ve dengesiz liderler nedeniyle, günümüzde en üst düzeydedir. Komite, büyük devletler insanlığı yok edecek bu silah için bir tedbir almaktan çok uzakta olsalar da, halkların onları bu yönde bir karar almaya zorlamasından oldukça ümitli olduğunu ifade etmektedir.

Yaptığı açıklamada ICAN, bu ödülün, dünyanın her yerinden, atom çağının başlamasından itibaren, nükleer silahları bütün güçleri ile protesto eden ve bu silahların tamamen yasaklanması gerektiğini savunan, kaygılı milyonlarca insana ait olduğunu ifade etmiştir.

ICAN Direktörü Beatrice Fihn, duygularını; Nobel Komitesinden çağrı geldiğinde bunun bir şaka olduğunu düşündüğünü, gerçek olamayacağını ve Nobel Barış ödülünü kazananın kendileri olduğu resmi olarak açıklanana kadar inanamadığı sözleriyle ifade etmektedir.

Dünyanın nükleer güçlerinin fikrini, anlaşma mı yoksa Nobel Ödülünün mü değiştireceği yönündeki soruya Fihn; ‘‘İşler öyle yürümüyor. Anlaşma, nükleer silahların onaylanmasını zorlaştırma amacını taşıyor, devletlerin mevcut statüko ile devam etmelerini zorlaştırma ve onların üzerine daha fazla baskı uygulama anlamını taşımaktadır. Bu, şüphesiz bir gecede gerçekleşecek bir olay değildir. Fakat bu mesele üzerinde uzun bir süreden beri çalışmakta olan insanlar için, yürüttüğümüz kampanya ve diğer çalışmalar sayesinde çok büyük bir hamledir. Bu ödül, nükleer silahların yasaklanması için yürütülen çalışmaların çok değerli olduğu ve bu alanda çalışmaya devam etmenin gerekliliğine yönelik çok büyük bir sinyaldir.

Nobel Komitesinin verdiği karar; ABD ile bu yıl içinde nükleer silah ve fırlatma sistemini deneyen Kuzey Kore arasında giderek artan nükleer gerilimin tam ortasında gerçekleşmiştir. Başkan Trump defalarca, Kuzey Kore’nin gelişmiş silah programına devam etmesine izin verilmeyeceğini tekrarlamıştır. Geçtiğimiz ay içinde Trump, ‘‘Küçük Roket Adam’’ olarak dalga geçtiği Kim Jong Un’u, Pyongyang’ın hırsları karşısında askeri seçeneğin masada olduğu yönünde uyarmıştır.

Trump yönetimi, gelecek hafta, 2015 tarihli, İran ile dünyanın altı büyük gücü arasında görüşülen, İran nükleer anlaşmasıyla ilgili stratejisini de açıklayacaktır. Başkan Trump’ın, Tehran’ın, Birleşmiş Milletler nükleer izleme komitesinin defalarca aksini açıklamasına rağmen, anlaşmanın ruhuna tam uygun hareket etmediğini açıklaması beklenmektedir. Trump’ın bu hamlesi anlaşmayı tehlikeye sokabilir, fakat otomatik olarak devreden çıkarmayacaktır. Bu açıklama, Kongrenin anlaşma kapsamında kaldırdığı ekonomik yaptırımları tekrar devreye sokmasına neden olabilir ve Washington ile Tehran’ı bir çatışma içine sokabilir.

Norveç Nobel Komite Başkanı Berit Reiss-Andersen, Nobel Barış ödülünün Washington’a bir mesaj olmadığını ifade ederek; ‘‘Bu ödülle kimsenin bacaklarına vurmuyoruz, aslında bu ödül, silahsızlanma çabalarında yer alan herkes için bir teşviktir’’ açıklamasını yapmıştır.

Kral Deli Donald ve Küçük Roket Adam.

ICAN, giderek artan bir hızla hükümet dışı organizasyonların (NGO) desteğini kazanan bir oluşumdur. Avustralya’da başlayan, fakat resmi olarak, 2007 yılında Vienna’da kurulan örgütü destekleyen NGO sayısı günümüzde 468’e ulaşmış durumdadır.

ICAN, Kara mayınlarının yasaklanması maksadıyla kurulan küçük bir koalisyondan esinlenmiştir. ABD merkezli uluslararası kara mayınlarını yasaklama kampanyası ve Amerikalı koordinatörü Jody Williams, 1997 yılında Nobel Barış ödülünü kazanmışlardır. Kara mayınlarını yasaklama anlaşması, Birleşmiş Milletlere üye devletlerin büyük bir çoğunluğu tarafından imzalanmış fakat Birleşik Devletler, Rusya ve Çin bu anlaşmaya imza koymamışlardır.

Temmuz ayında oylanan yeni Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması, ülkelerin nükleer silah ‘‘geliştirme, test, imal etme, transfer, sahip olma, depolama, kullanma veya kullanma tehdidi’’ faaliyetlerini yasaklamaktadır. Anlaşma ile herhangi bir ülkeye bu faaliyetler için yardım, cesaretlendirme veya teşvik faaliyetleri de yasaklanmıştır.

Nükleer silahlarını, yasal bir plan içinde ve sürede imha eden bütün ülkeler anlaşmanın bir parçası olabilmektedir. Nükleer silahlara sahip olan dokuz ülke; Birleşik Devletler, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, İsrail, Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore direkt olarak veya üstü kapalı bir şekilde anlaşmayı reddetmişlerdir İmzalanması sonrasındaki aşamada, 50 ülkenin onaylaması durumunda anlaşma yürürlüğe girecektir.

Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşmasının imzaya açılma töreni, ABD Başkanı Donald Trump’ın, saldırması durumunda Kuzey Kore’yi tamamen yok edeceğine yönelik sözlerinden bir gün sonra gerçekleşmiştir. Trump’ın sözlerine ise Kuzey Kore, ilave nükleer tehditler ile karşılık vermiştir.

Washington merkezli Silah Kontrol Birliğinden Darly Kimball düşüncelerini; ‘‘Nükleer silah tehlikesi ve gerilim yükselirken, ICAN’ın nükleer silahların yasaklanması ve imha edilmesi yönünde yaptığı çağrı ve Nobel Barış ödülü, 21’inci yüzyılda, hala bu kitle imha silahlarına desteklerini sürdüren hükümetler ve liderlere verilen sert bir cevaptır’’ şeklinde ifade etmektedir.

 Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. Orijinal metne aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.newyorker.com/news/news-desk/the-nobel-peace-prize-goes-to-grassroots-anti-bomb-group

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.