Uluslararası Ceza Mahkemesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Vladimirovich Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova için bir tutuklama emri çıkarmıştır. Her iki zanlı da Ukraynalı kimsesiz çocukları kaçırmak ve onları Rusya’ya götürmekle suçlanmaktadır. Rusya’nın Ukrayna’da işlediği savaş suçları göz önüne alındığında, ilk suçlamanın çocuklara karşı işlenen suçlardan yapılması oldukça anlamlıdır.
Ercan Caner, Sun Savunma Net,19 Mart 2023
Aranıyor: Vladimir Vladimirovich Putin. Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC-International Criminal Court)
Uluslararası Ceza Mahkemesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Vladimirovich Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova için bir tutuklama emri çıkarmıştır. Her iki zanlı da işgal edilen topraklardan Ukraynalı çocukları kaçırmak ve onları Rusya’ya götürmekle suçlanmaktadır.
Ukraynalı yetkililer ve insan haklarını savunan gruplar, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni aldığı bu karar nedeniyle övmüş, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky de mahkemenin kararını ‘‘tarihi sorumluluğun başlayacağı tarihi bir karar’’ olarak nitelendirmiştir.
Rus yetkililer ise Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararını; ‘‘çirkin ve kabul edilemez’’ olarak nitelendirerek, mahkemeye, Rusya’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni düzenleyen Roma Tüzüğüne taraf olmadığını hatırlatmıştır.
Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar akıllara sırada nelerin olduğu sorusunu getirmektedir. Bu sadece bir başlangıç olduğuna göre, sırada Putin’in hayatının geri kalanını bir hapishane hücresinde mi geçireceği sorusu gelmektedir.
Ne yazık ki Vladimir Putin’in yakın bir gelecekte demir parmaklıklar ardında olacağı beklenmemelidir, ancak Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından çıkarılan tutuklama emrinin amacı da zaten bu değildir. Henüz ortada bir iddianame yoktur ve arama emri de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, Rus yetkililerin Ukrayna’da işlenen savaş suçlarından yargılanmasına yönelik aldığı birkaç geçici tedbirden sadece bir tanesidir.
Kendisinin de Ukraynalı bir çok çocuğu evlat edindiği söylenen bağnaz ve muhafazakâr modunda Maria Lvova-Belova solda, poster ve film yıldızı modunda Maria Lvova-Belova ise sağda. Kaynak: Les Humanities
Rusya Devlet Başkanı Putin’e karşı açılan dava henüz başlangıç aşamasındadır ve yöneltilen savaş suçları da, büyük bir olasılıkla çok daha fazla kapsamlı soykırım ve insanlığa karşı işlenen suç iddialarında atılan ilk adımlardır.
Bununla birlikte yasa muğlaktır, ancak gerçekler de giderek daha fazla inkâr edilemez hale gelmektedir. Örneğin; hem Rusya’nın hem de Ukrayna’nın taraf olduğu Soykırım Suçlarının Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme’nin İkinci Maddesine göre; Ukraynalı çocukların ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu kısmen veya tamamen yok etme niyetiyle Rusya’ya götürüldükleri göz önüne alındığında, Rusya açık ve net bir şekilde savaş ve insanlığa karşı suç işlemiştir. Bu durum; Putin’in ve diğer Rus yetkililerin açıklamaları göz önüne alındığında, Ukrayna kimliğinin silinmesinin açık ve net niyetinin kanıtıdır.
Gelişen bu durum nedeniyle Ukrayna yetkilileri Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni, Ukrayna topraklarında işlenen savaş suçlarını soruşturmaya davet etmiştir. Ancak Rusya, Uluslararası Ceza Mahkemesi anlaşmasına taraf değildir ve bu nedenle de hiç kimse Putin’in derhal yargılanmak üzere teslim edilmesini beklememektedir. Geçmişte Sırbistan eski Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç’in de yargılanmak üzere teslim edilmeyeceği düşünülmüş, ancak cani Sırp kasabı Lahey’de demir parmaklıklar arkasında gebermiştir. Sırp kasabı cani Miloseviç, Birleşmiş Milletler Savaş Suçları mahkemesinde yargılanan ve mahkûm edilen ilk devlet başkanıdır.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve çocuk kaçıran (18 Ukraynalı çocuğu evlat edinen), Ukraynalı çocukların ailelerinden koparılması ve Rusya’yı sevmelerinin öğretilmesini açıkça savunan Maria Lvova-Belov. Fotoğraf: AFP
Vladimir Putin hakkında verilen tutuklama kararı onun diplomatik seçeneklerini sınırlayacak ve Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik hain saldırısını ‘‘toprak anlaşmazlığı’’ olarak göstermesini zorlaştıracaktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından Putin’in derhal tutuklanmasına yönelik kararın asıl amacı, Putin’in Ukrayna’da emrettiklerinin medeni ulusların yasaları ve ahlaki değerleri ihlal ettiğini net bir şekilde açıklığa kavuşturmaktadır.
Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından çıkarılan tutuklama emri Putin’in Ukrayna’da önderlik ettiği zulümler için adaletin sağlanmasında atılan kayda değer bir adımdır. Ancak bu tutuklama emri, Rusya’nın Ukrayna’da işlediği suçların yalnızca bir kısmını kapsamaktadır. Diktatör Putin ve yönetimi altındaki Rusya’nın, Ukrayna’da işlediği bütün suçlar hakkında davalar açılmalı ve Putin, insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Mayıs 2022’de Ukraynalı çocukların evlat edinilmesini kolaylaştıran ve hızlandıran bir kanun hükmünde kararname yayınlamıştır.
Vladimir Putin yönetimindeki Rusya, tıbbi tesislere ve sivillere karşı hedef gözetmeksizin saldırılar düzenlemiştir. Bugüne kadar Rus kuvvetleri tarafından Ukrayna sağlık altyapısına düzenlenen saldırısı sayısı 707’dir. Rusya, hastaneleri ve ambulansları bombalamış ve sağlık çalışanlarını gaddarca öldürmüştür. Tıbbi tesisler ve sağlık çalışanlarına yönelik saldırılar yaygın ve sistematik bir şekilde gerçekleştirildiğinde insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamındadır.
Ukrayna, gaddar Putin yönetimindeki Rusya’nın bu suçları işlediği ilk yer değildir. Rusya 2000 yılında Çeçenistan, 2008 yılında da Gürcistan’da benzer saldırılar gerçekleştirmiş, Suriye’ye askeri müdahalesinin ilk ayında, Suriye rejimiyle birlikte 10 tıbbi tesise saldırı düzenleyerek, 945 sağlık çalışanını öldürmüş ve yüzlerce tıbbi tesisi de yok etmiştir.
Tıbbi tesislere ve sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların devam etmesi uluslararası hukukun altını oymakta ve küresel bir tehdit oluşturmaktadır. Geçmişte Suriyeli, şimdi de Ukraynalı sağlık çalışanları, ne yazık ki insanlığa karşı işlenen bu suçların acımasız sonuçlarına katlanmak zorunda kalmışlardır. Terörist Rusya ve diğerlerinin işlediği bu eylemler; savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar olarak nitelendirilmeli ve sorumluları da yargılanmalıdır.
Rusya’nın Ukrayna topraklarında işlediği savaş suçları sadece çocuk kaçırmakla sınırlı değildir. Sivil altyapının bombalanması, tutuklulara elektrik şoku uygulanması ve tavana asılması, yüzlerce sivilin aynı anda öldürülmesi, sivillere yönelik orantısız saldırılar ve katliamlar ile tecavüzler de dâhil olmak üzere Rusya’nın Ukrayna’da sistematik ve yaygın işkence uyguladığı iddia edilmektedir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi; savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkemedir. Merkezi Lahey’dedir.
Çocukların ebeveynlerinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere her türlü zarardan korunması çocuk koruma sisteminin temelidir. Çocuklara karşı işlenen suçlar önünde sonunda, tıpkı Putin ve Maria Lvova-Belov örneğinde olduğu gibi yargılanmaya mahkûmdur. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, Rusya’nın Ukrayna’da gerçekleştirdiği birçok savaş ve insanlığa karşı işlenen suç varken, ilk tutuklama kararını çocuklara karşı işlenen suçlar nedeniyle vermesi oldukça anlamlıdır.