savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
16°C
Ankara
16°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
1°C
Pazartesi Az Bulutlu
1°C
Salı Az Bulutlu
4°C

Orta Doğu Uzmanı Batılı Akademisyenler Erdoğan’ın Hizmetinde

Orta Doğu Uzmanı Batılı Akademisyenler Erdoğan’ın Hizmetinde

Orta Doğu Uzmanı Batılı Akademisyenler Erdoğan’ın Hizmetinde

Yazar:A.J. Caschetta, The Daily Caller 

Çeviren: Ercan Caner

recep-tayyip-erdogan

Resmî bir ziyaret gerçekleştirmek üzere Japonya’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temaslarının ikinci gününde Waseda Üniversitesi tarafından kendisine verilen fahri doktora unvanı takdim töreninde[1]. Foto: http://www.cumhuriyet.com

Temmuz 2016 ayı içerisinde, iktidarına karşı gerçekleşen darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da bir konferansa katılan bir grup akademisyeni, kendisine karşı komplo kurmak ve darbeyi yönetmekle suçlamıştır. Türk akademi dünyasındaki yaygın ve paronoyak akademisyen temizliğinden sonra Erdoğan, şimdi uyum içerisinde çalışacağı bir grup yeni akademisyen bulmuş gibi görünüyor.

Türk basınındaki  Erdoğan yandaşları ona, Türk profesörlere karşı bir öfke oluşturmada yardım etmişlerdir, şimdi ise Erdoğan’ın tasfiye hareketinden kurtulan Türk profesörler arasındaki yandaşlar, Erdoğan yönetimini desteklemektedirler. 8-9 Ekim 2016 tarihlerinde İstanbul’da yapılan ‘‘Şark Bölgesinde Kriz Sonrası Bölge Düzenini Öngörmek’’ isimli  konferansta, Türkiye’de orta öğretimin yerini, İslamcı bir eğitim sisteminin alması önerilmiştir.

Konferans, kendisini tamamen tarafsız (yanlış) olarak tanımlayan ve ‘‘belirli bir ideoloji, etnik ve  mezhebe hizmet etmediğini’’ iddia eden Al  Sharq Forum isimli organizasyonun sponsonsorluğunda gerçekleştirilmiştir.

Al  Sharq isimli forum, kendi deyimi ile ‘‘Politik İslam’’ı, Müslüman Kardeşleri ve  Erdoğan yönetimini, bazen de hepsini aynı anda savunan bir forumdur. Al Sharq Forum’da üst düzey akademisyen olarak çalışan ve konferansa konuşmacı olarak katılan Basheer Nafi bir yazısında; Erdoğan’ın laik, muhafazakâr ve demokratik AK Partisinin, Türkiye’nin siyaset ve ekonomisini, Türkiye Cumhuriyetinin laik temellerine ‘‘zarar vermeden’’ dönüştürdüğünü yazmıştır.

Al Sharq Forum Başkanı Wadah Khanfar[2], 2003-2011 yılları arasında üst düzey Al Jazeera yöneticisi olarak görev yapmıştır. The Nation’dan Kristen Gillespie, Khanfar’ın uydu haber kanalını ‘‘Sünni aşırıcıların bir platformuna dönüştürdüğünü’’ öne sürmekte ve bu iddiasını desteklemek için, Khanfar’ı İslamcı olarak nitelendiren dokuz Al Jazeera çalışanına atıfta bulunmaktadır.

Yarım düzine kadar iktidar üyesinin konuşma yaptığı ve sayısız dinleyicinin katıldığı konferans, hiç şüphe yok ki Erdoğan’ın onayı ile gerçekleştirilmiştir. Onur konuşmacılarından bir tanesi de,  Erdoğan’ın Sözcüsü olan ve doktora derecesini George Washington Üniversitesinden alan ve aynı üniversitede, Suudiler tarafından fonlanan ‘‘Prince Alwaleed Bin Talal Center for Muslim Christian Understanding’’in üst düzey akademisyenlerinden olan İbrahim Kalın’dır. Stephen Schwartz, İbrahim Kalın’ı, iktidara yakın ve gerçekten uzak ‘‘’silahlı bir akademisyen’’ olarak tanımlamaktadır.

Konferansın en rahatsız edici tarafı ise, katılan Batılı akademisyenlerin sayısıdır. İngiliz ve Alman üniversitelerinin yanı sıra Amerikan üniversitelerinden de birçok panelist konferansa katılmışlardır. Darbe sonrasında, MESA – Middle East Studies Association ve AAUP – American Association of University Professors kurumlarının Erdoğan’ı, bağımsız akademik özgürlük ve hukukun üstünlüğü açılarndan bir tehdit olarak tanımlayarak, akademisyenler üzerindeki baskıları nedeniyle kınadıkları hatırlandığında, Batılı akademisyenlerin konferansa katılmaları, özellikle utanç verici ve ikiyüzlü bir yaklaşımdır.

juan-cole

Michigan Üniversitesinden, önde gelen İslam savunucusu, tarih profesörü Juan Cole konferansa katılanlar arasındadır

Konferansa katılan en ünlü Amerikalı akademisyen, Michigan Üniversitesinden Juan Cole’dir. İslamın önde gelen değişmez savunucularından olan Cole, esnek konuşmayı  çok seven bir akademisyendir. İslam’ın hatalarının önemini azaltmak ve karşılaştırmak için daima Batının hatalarını öne sürmeye hazırdır. İslam dünyasının bütün hastalıkları için her daim tepkisi, Doğubilimini suçlamaktır. Diğer sol görüşlüler gibi ‘‘beyaz üstünlükçüleri’’ cihat savaşçılarına nazaran hem daha tehlikeli görmekte, hem de sayılarının cihatçılardan daha fazla olduğuna inanmaktadır. Cole, ‘‘İslami terörizm’’ ifadesinin, hepimizi islamafobik yapmak için dilbilimciler tarafından uydurulan bir tuzak olduğunu ileri sürmektedir ve cihat savaşçılarından ziyade bunların kullandıkları silahları suçlamaya düşkündür. Tarih profesörü olan Cole, Alan Jacobs’un da vurguladığı gibi, demokrasi karşıtı olması ve bir despotu savunması nedeniyle, bir şekilde demokrasi hakkında olumlu konuşma yetisini kaybetmiş olabilir.

Kaliforniya Üniversitesi Chapel Hill’de görev yapan Harvard doktoralı Cemil Aydın da konferansa katılmıştır. Katılma yönündeki istekliliği, George Mason Üniversitesinde Uluslararası İslam Enstitüsü İslami Çalışmalar alanında bir sandalyesi olduğu göz önüne alındığında hiç de sürpriz değildir. Uluslararası İslami Düşünce Enstitüsü (IIIT – International Institute of Islamic Thought) bir Müslüman Kardeşler organizasyonudur ve Kardeşliğin (Brotherhood) ‘‘Açıklayıcı Muhtırasında’’ da bu şekilde listelenmiştir. Bu organizasyonun İslamcı olmayanlara fon sağlamadığını söylemeye hiç gerek yoktur.

Bir diğer katılımcı olan Dimitar Bechev, çalışmaları Al Jazeera’da görülen bir Al Sharq Forum elemanıdır. Bechev aynı zamanda, Harvard Center for European Studies ( Harvard Avrupa Çalışmaları Merkezi)’da misafir akademisyen olarak görev yapmaktadır. Stanford Üniversitesinde misafir akademisyen olarak görev yapan Sylke Tempel de konferansa katılanlar arasındadır.

Batılı akademisyenler – özellikle Amerikalılar ve Amerikan enstitülerinde eğitilen veya eğitim verenler, Müslüman Kardeşler – Al Jazeera – Erdoğan rejimi tarafından düzenlenen konferansa katılmakla despota yaldızlar içerisinde bir saygınlık sunmaktadırlar. Hiç şüphesiz hepsinin konferansa katılma motivasyonları farklıdır. İçlerinden bazıları ‘‘Solcu-İslamcı İttifak’’ın sadık üyeleridirler ve kendilerini yarının Juan Coles ve Wadah Khanfars’ı olarak konumlandırmaktadırlar, içlerinden bazıları da büyük bir olasılıkla sponsorluk aramaktadırlar. Konferansa katılma nedenleri ve motivasyonları ne olursa olsun mesleklerinin ve temsil ettikleri kurumların saygınlıklarını büyük ölçüde zedelemektedirler.

Çevirenin Notu: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve tamamen yazarın düşünceleri ve iddialarını yansıtmaktadır. Hakaret içeren bazı ifadeler çevrilmemiştir. Yazının çevrilmesi, yazarın düşüncelerinin çeviren tarafından paylaşıldığı anlamına gelmemektedir. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişilebilir.

http://www.meforum.org/6340/erdogans-academics-scholars-shill-for-tyrant

Çevirenin Yorumları: Öncelikle yazıda paylaşılan fotoğrafın 2015 yılında Japonya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Waseda Üniversitesi rektörü tarafından verilen ‘‘Fahri Doktora’’ töreni esnasında çekilmiştir. Yazarın gündemine aldığı ‘‘Şark Bölgesinde Kriz Sonrası Bölge Düzenini Öngörmek’’ temalı konferans ile yakından ve uzaktan hiç bir ilgisi bulunmamaktadır.

Anılan konferansa Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yanı sıra Tunus eski Cumhurbaşkanı Munsif Marzuki ve Mısırlı muhalif Eymen Nur gibi önemli isimler katılmıştır. ‘‘Parçalanmış Şark’ın çok daha güçlü bir şekilde geri dönmesi için Türkiye’nin deneyiminin çok önemli olduğunu’’ vurgulayan Kurtulmuş, ‘’Sünniler ile Şiiler arasında artan mezhepçilik sorununu bertaraf etmemiz lazım’’ diyen Kalın, ‘’15 Temmuz darbe girişimini kendilerine yönelik bir darbeymişçesine takip ettiklerini’’ açıklayan Munsif Marzuki ve ‘‘Arap coğrafyasındaki tüm krizlerin arkasında despotizmin yattığını’’ söyleyen Eymen Nur’un sözlerinin ‘‘Sayın Yazarı’’ oldukça rahatsız ettiğini değerlendiriyorum.

Batılı akademisyenlerin konferansa katılmalarından ve doğruları ifade etmesinden rahatsız olan yazarın düşüncelerini paylaştığı yazıyı bir durumsal farkındalık yaratmak için çevirdim. Kendi içlerinden doğruyu söyleyenlere dahi tahammül edemeyen yazarın,  bu yazıyı yazmadaki motivasyonu ne olursa olsun kendi saygınlığını büyük ölçüde zedelediğini değerlendiriyorum.

 [1] Rektör Kaoru Kamata, törende yaptığı konuşmada Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde su ve alt yapı projeleri ile şehrin en büyük sorunlarına çözüm bulduğunu, belediye bütçesini iyi yöneterek 4 milyar dolarlık yatırım hamlesi gerçekleştirdiğini, buna karşılık da belediye borcunu 2 milyar dolar azalttığına dikkat çekti. Erdoğan’ın 2003 yılından sonra başbakan olarak ülkenin demokratikleşmesi, şeffaflaşması ve uluslararası camiada saygın bir konum kazanmasına katkıda bulunduğunun altını çizen Kamata, Türkiye ile Japonya’nın uluslararası toplumda nadir görünen dostluk ilişkilerini sürdürdüğünü belirtti. http://www.trthaber.com/haber/gundem/cumhurbaskani-erdogana-fahri-doktora-unvani-207760.html

[2] Wadah Khanfar, Orta Doğu halkı için uzun vadeli siyasi kalkınma, sosyal adalet ve ekonomik refah stratejileri geliştiren bağımsız bir düşünce kuruluşu olan Al Sharq Forumunun Başkanıdır. Daha önce Al Jazeera Network Genel Direktörü olarak görev yapmıştır. 2011 yılında Foreign Policy Magazine tarafından FP Top 100 Küresel Düşünürler Listesinde ilk sırada seçilmiş; 2011 yılında Fast Company tarafından iş dünyasındaki en yaratıcı 100 kişi listesinde ilk sıraya yerleştirilmiş ve 2009 yılında Forbes Magazine tarafından “dünyadaki en güçlü insanlardan biri” olarak gösterilmiştir.

http://kdk.gov.tr/faaliyetler/akil-insanlar-konferanslari/wadah-khanfar/130

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.