Müyesser Yıldız, Odatv.com, 8 Ekim 2017
Bugün internet medyasında bir haber yayınlandı. Buna göre, Diyarbakır Kocaköy İlçesi Gözebaşı kırsalında 26 Eylül günü öldürülen 5 PKK’lı teröristten birisi, yaklaşık 1,5 yıl önce Çukurca’da kobra helikopterimizi füzeyle düşürüp, iki üsteğmenimizi şehit eden “Torhildan Derwiş” kod adlı Müjdat Taşdemir’miş.
İnşallah öyledir de acılı ailelerin yürekleri biraz soğumuştur.
Bu haber vesilesiyle, o vahim olayı bir kez daha hatırlamamız gerekiyor… Çünkü o kadar çok soru yerli yerinde duruyor ki!..
Çoktan unutuldu. Oysa üzerinden sadece 17 ay geçti.
Tarih 13 Mayıs 2016 idi. Bölücü teröristler Çukurca’daki üs bölgesine saldırı düzenledi. Saldırıda 6 askerimiz şehit edildi. Bu arada çıkan çatışmaya destek için kobra helikopteri gönderildi. Ancak helikopter düştü ve Kara Pilot Üsteğmenler Burak Abikebaşhi ile Müjdat Kerem Şahan da şehit oldu.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan olay sabahı yapılan açıklamada, “Teröristlere müdahale için bölgeye sevk edilen bir Kobra helikopterimiz Hakkâri Çukurca bölgesinde saat 05.50 sularında kaza kırıma uğramıştır. Teknik bir arızadan kaynaklandığı değerlendirilen bu elim kazada helikopter pilotu olan iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur. Kaza ile ilgili inceleme ve araştırma devam etmektedir” denildi.
Genelkurmay böyle söylerken, bölücü terör örgütü PKK alay edercesine, meydan okurcasına Kobra’yı vurma görüntülerini yayınladı.
En azından bu açıdan utanç verici bir olaydı, asla unutulmaması gerekiyordu. Ama unutuldu işte.
Füzeyle şehit edilen üsteğmenlerimizin cenazesi ertesi gün Ankara Kocatepe Camii’nde son yolculuğuna uğurlandı. O gün aynı zamanda şehit Kara Pilot Üsteğmen Burak Abikebaşhi’nin doğum günüydü… Son ana kadar metanetini koruyan annesi tam naaş önünden geçerken fırladı, “Götürmeyin oğlumu, götürmeyin ciğerimi” diye ağladı!
Ama o günün önemi başkaydı… Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın İstanbul’da düğünü vardı… Şehit aileleri Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar başta olmak üzere tüm komutanlara, “PKK niye bitirilmiyor? İsteseniz 1 dakikada bitirirsiniz. Niye bitirmiyorsunuz, kim bitittirmiyor?” diye tepki gösterdi… Komutanlar cenazeden, İstanbul’a düğüne gitti… Genelkurmay Başkanı Akar 8 şahitten biri oldu!..
Olay sonrasında PKK’nın bu füzeleri nereden aldığı konuşuldu, yazıldı, çizildi. İktidar ve medya Rusya’yı işaret etti. Çünkü görüntülerdeki füze Rus yapımıydı. Olaydan kısa bir süre önce Rus savaş gemisi Kunikov Boğaz’dan geçmiş, geçiş sırasında asker omuzundaki SA-18 füzesiyle poz vermişti. Kobra’mızı vuran füzenin o olduğu da belirtildi. Bu arada TSK, olayla ilgili teknik çalışmaların devam ettiğini, kaza kırım raporunun önümüzdeki günlerde açıklanacağını bildirdi.
Geçen 17 ayda ne oldu?
O nikâhı kıyan Kadir Topbaş belediye başkanlığından, nikâh şahitlerinden Ahmet Davutoğlu Başbakanlıktan istifa ettirildi… Sümeyye Erdoğan’ın çocuğu dünyaya geldi… 15 Temmuz yaşandı vs.
Ya Rus füzesi meselesi?
Sorduk mu, araştırdık mı, bu füzelerin PKK’nın eline nasıl geçtiğini öğrendik mi, bilmiyoruz. Ancak bugün Rusya’yla Suriye İdlib’de ortak operasyon yapıyoruz. Başbakan Binali Yıldırım’ın son ifadesiyle, “Rusya ile birlikte çalışacağız. İdlib’te güvenliği sağlayacağız” !..
O füzeyi kullanan PKK’lının öldürülmesi yürekleri ne kadar soğuttuysa, füzenin sahiplerinin bugüne kadar ortaya çıkarılmamış, hesap sorulmamış olması bir o kadar yürek yakıcı değil midir?
“Teknik inceleme tamamlandıktan sonra gerekli açıklama yapılacaktır” denildiği halde olay 1 ay sonra unutulmuştu bile… Aynen Afganistan’da, Dağlıca’da düşen helikopterlerimiz, Suriye’de vurulan jetimiz, Kartepe’de kaza-kırıma uğrayan Sikorsky’mizde olduğu gibi…
Sadece biz işin peşini bırakmadık. Bir de o dönem MHP’de olan Ümit Özdağ.
Çünkü saldırıdan bir hafta önce, “Rusya’nın PKK’lıların füze eğitimini tamamladığı ve saldırıların başlayacağı” şeklinde istihbarat geldiği öne sürülüyordu.
Uzmanlarla görüşüp, bunu ve helikopter sistemleriyle ilgili pek çok soruyu gündeme getirdik.
Helikopterimiz düştüğü/düşürüldüğü anda kamuoyuna, “Belirlenemeyen bir nedenle” diye açıklama yapılacakken, Genelkurmay’dan “teknik arıza” şeklinde açıklama yapılması talimatını kimin verdiğini de sorduk.
Ümit Özdağ ise Milli Savunma Bakanı tarafından cevaplandırılmak üzere çok geniş kapsamlı bir soru önergesi hazırladı. Ancak o sırada partisinden ihraç işlemi sürdüğü için MHP Grubu bu soru önergesini işleme koymadı. Özdağ da Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyerek, sorularını sordu. Ama ne medya gördü, ne ilgili bakan duydu!..
Olaydan 1 ay sonraki yazımızı, “Tamam helikopterimizi kimin, nasıl düşürdüğünü biliyoruz. Ama neden ve niçinini bilmek de zorunlu hale gelmiştir. Özellikle terör örgütünün o alçak şovundan sonra bu, yetkililerin hem şehitlere ve ailelerine, hem millete karşı boynunun borcudur” diye bitirmiştik.
Galiba yetkililer böyle düşünmüyor ki, hâlâ hiçbir şey bilmiyoruz.
Ancak biz füzeyi kullanan teröristin öldürülmesi vesilesiyle, olayla ilgili soruşturma hangi aşamada, bir de bunu anlatalım.
Kısa süre sonra ceza davası için soruşturma başlatıldı. O vakitler askeri mahkemeler henüz faaliyette olduğundan soruşturmayı Van Askeri Mahkemesi yürütecekti. 15 Temmuz yaşandı. Askeri Savcı “FETÖ”den alındı. Koca mahkemede bir asteğmen kalmıştı. Sonrasında buraya bir Albay verildi, ama eş zamanlı olarak Hakkari sivil savcılığı da soruşturma başlatınca, Askeri Savcı, “Nasılsa askeri mahkemeler kapanacak” diyerek, dosyayı beklemeye aldı.
Bu arada Hakkari Savcılığı, dosyayla ilgili “gizlilik” kararı verdi ve ne şehit yakınları, ne de avukatları dosyaya ulaşamadı, müdahillik taleplerinin akıbetini dahi öğrenemedi.
Yani 17 ay geçtiği halde henüz dava bile açılmış değil. Aileler ve avukatları bir gün kendilerine gönderilecek olan, “Davayı açtık, gelin” yazısını bekliyor!..
Dosyada “gizlilik” kararı alınmasıyla ilgili de ilginç iddialar var.
O gün Kobra helikopterin gönderilmesinden sorumlu tümenin neredeyse tamamının “FETÖ”den tutuklandığı, Kara Havacılık Komutanlığı’nın darbenin üslerinden birisi olduğu dikkate alındığında, bu olayın da bir “FETÖ kumpası” olabileceğinden şüphe duyulduğu, soruşturmanın bu yönde yürütüldüğü ve o yüzden “gizlilik” kararı verildiği tahmin ediliyor.
Mümkündür!.. Elbette bu da soruşturulmalı… Ya PKK’nın bu füzeleri, hangi ülkelerden aldığı, en önemlisi o 2 üsteğmen ve diğer şehitlerimizin hesabının asli sahiplerinden sorulması?.. Bunu kim, ne zaman yapacak?!
Müyesser Yıldız
Odatv.com
Sayın Müyesser Yıldız’a bu anlamlı yazısı için teşekkür ediyoruz. Yazının orijinaline aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz
http://odatv.com/peki-2-ustegmen-nasil-sehit-edildi-0810171200.html