Yazar: Sarina Houston, The Balance Careers, 27 Haziran 2018
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 6 Temmuz 2018
Pilot yorgunluğu uzun yıllardan beri uçuş emniyeti açısından gerçek bir problem olmaya devam etmektedir. Havayolu pilotlarının yanı sıra kargo, ticari ve tarifesiz hava aracı pilotlarının tamamı işlerini yaparken yorgunlukla karşı karşıya kalabilirler. Pilot yorgunluğu oldukça yaygın ve ihmal edilen bir problem olsa da havacılık emniyeti açısından çok büyük bir risk teşkil etmektedir ve ciddiye alınmalıdır.
Pilot yorgunluğu hakkında, havacılık kurallarını düzenleyici otoriteler, havayolu pilotları, sendikalar ve hava aracı operatörleri arasındaki tartışmaların uzun bir geçmişi bulunmaktadır. Günümüzde, havacılık endüstrisi yorgunlukla ilgili riskleri azaltan ortak bir çözüm bulmak için çaba harcarken, bu problem hâlâ tartışılmaya devam etmektedir.
Pilot Yorgunluğu Problemi:
Pilot yorgunluğu havayolu ulaşımının başladığı andan itibaren daima bir problem olmuştur. Charles Lindbergh, New York’tan Paris’e yaptığı 33,5 saatlik Atlantik uçuşunda, Spirit of St. Louis adlı uçağında uyanık kalmak için mücadele etmiştir. Uzun mesafelere uçan pilotlar hava aracı kumandalarında uyuyup kaldıklarını rapor etmişlerdir. Genellikle geceleri uçan kargo uçağı pilotları, vücutlarının doğal iç saatini zorlamaları nedeniyle yorgunluk problemi yaşamaktadır.
Lindbergh’in uçuşu günümüzün gerçek probleminin ne olduğuna yönelik güzel bir örnektir, yorgunluk, herkes tarafından kabul edilebilir bir risk olarak görülmekte ve yeteri kadar önem verilmemektedir. Lindbergh, New York’tan Paris’e kadar 33,5 saat süren uçuşunda, uykuya yenik düşmeden uçmayı başarmıştır. Benzer şekilde, günümüzde bütün pilotlar da daima uçuşa yorgun olarak çıkmaktadırlar.
Ortalama seviyede uçan bir pilota, uçuş öncesi gece kaç saat uyuduğunu sorduğunuzda ortalama bir Amerikalı ile aynı süre, yani altı ile sekiz saat arasında uyuduğu yanıtını alırsınız. Masa başı bir işiniz var ise 6-8 saat, kabul edilebilir bir uyku süresidir. Fakat günde 10 saat çalışan bir pilotun ilave stres etkenleri, uzun işe gidiş-geliş süresi, çok uzun uçuş süreli uçuşlar, berbat havaalanı yemekleri, havaalanı bekleme salonlarındaki uzun bekleyişler ve saat farkından kaynaklanan potansiyel bedensel ritim bozuklukları, pilotlar için operasyonel riskleri artırmaktadır.
Bir şey daha; pilotlar da herkes gibidirler, aile içi meseleler, finansal stres ve iş dışındaki diğer hayat stresleri ile diğer insanlar gibi her zaman yüz yüzedirler. Genel olarak bindiğiniz bir hava aracında kumandaların başında olan bir pilot; fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak yorgun ve tükenmiş durumdadır. Fakat hava araçlarının herhangi bir olay veya kaza-kırım olmadan kalkış yapmaları ve gidecekleri yere ulaşmaları, pilot yorgunluğunu havacılık dünyasında kabul edilebilir bir risk haline getirmektedir.
Yorgunluğun Nedenleri:
Yorgunluk, açık ve net olarak uyku eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Fakat durum her zaman bu kadar basit değildir. Yorgunluk kendisini bazen tıpkı bir maraton koşucusunun yarış sonundaki hali gibi açık ve net bir şekilde gösterebilir veya tükenmişlik olarak adlandırılan, zaman içinde yavaş yavaş gelişen bir olgudur yorgunluk. Yorgunluğun bazı spesifik nedenleri aşağıda sunulmuştur:
Aşağıdakiler pilot yorgunluğuna neden olabilir ve artırabilir:
Yorgunluk Belirtileri
Yorgunluğun Etkileri
New York’tan Paris’e Atlantik üzerinden yaptığı 33,5 saatlik uçuşun bitmesine dokuz saat kala Charles Lindbergh günlüğüne; ‘‘hayatta hiç bir şey uyku kadar arzu edilebilir olamaz’’ kelimelerini yazmıştır. Lindbergh, uçuşu esnasında yorgunluğun etkilerini günlüğüne yazmayı sürdürür; gözleri açık bir şekilde uykuya dalmış ve hava aracının kontrolünü kaybetmiştir.
Yorgunluk uçuş mürettebatı için gerçekten çok büyük bir problemdir. FAA ve havacılık işletmeleri pilot yorgunluğundan kaynaklanan riskleri; eğitim, uçuş süre limit değişiklikleri ve diğer yorgunluk yönetim programları vasıtasıyla azaltmaya yardım edebilirlerse de yorgunlukla başa çıkmakta en büyük sorumluluk pilotlara aittir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir, orijinal metne aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
Pilot yorgunluğu uçuş emniyeti açısından çok büyük bir problemdir. Hava aracı kaza-kırım inceleme sonuçlarına göre kazaların %80’i insan hatasından ve bu oranın %15-20’si de pilot yorgunluğundan kaynaklanmaktadır.
Yorgunluk, yukarıda da ifade edildiği gibi daha yavaş reaksiyon süresi, konsantrasyon bozukluğu ve karar verme yeteneklerinin azalmasına neden olmaktadır. Uçuş esnasında pilotların kokpitte uyuyup kalma riski dahi bulunmaktadır. İngiliz Havayolu Pilotları Birliğinin 500 pilot üyesi ile yaptığı bir ankete göre; pilotların %43’ü uçuş esnasında kokpitte uyuya kaldıklarını ifade etmiştir. Kokpitte uyuya kaldıklarını ifade eden pilotların %31’i de uyandıklarında diğer pilotun da uyuduğunu gördüklerini ifade etmiştir.
Yorgunluğun temel nedeni uyku eksikliğidir, fakat tek neden bu değildir. 30.000 feet irtifada uçarken yapılan bir bomba ihbarı, kuş çarpmaları, sarhoş yolcular, tıbbi acil durumlar ya da kalkış esnasında unutulan bir el freni de pilotun genel durumunu olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Ayrıca, üst üste binen uzun görev süreleri de yorgunluğu sinsi bir şekilde artırarak uçuş emniyetini olumsuz yönde etkilemektedir. Sabahları çok erken kalkmak, her gün aynı yolu kullanarak aynı işe gitmek, aynı insanlarla bir arada uzun süre vakit geçirmek ve sadece belirli bir bölgede görev yapmak can sıkıntısı ve monotonluğa neden olmakta, bu da mürettebat yorgunluğunu önemli ölçüde artırmaktadır.
Bütün uçuculara emniyetli uçuşlar dilerim…
https://www.thebalancecareers.com/the-pilot-fatigue-problem-282930