Yoksa Trump Gitmiyor mu?

Pompeo’dan İlginç Çıkış

20 Ocak 2021 tarihinde Donald Trump veya Joe Biden yemin ederek Birleşik Devletler’in 46’ıncı başkanı olacak, fakat hangisi?

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 12 Kasım 2020

Birleşik Devletler Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Salı günü yaptığı açıklamada; bütün dünyaya ABD seçimleri sonrasında yumuşak bir geçiş olacağı sözünü vermiş, fakat Donald Trump’ın görevde kalmayı sürdüreceğini ifade ederek Seçilmiş Başkan Joe Biden’in zaferini kabul etmeyi reddetmiştir.

Joe Biden’in geçiş ekibiyle ilgili temasları konusunda bir soruyu yanıtlayan Pompeo; ‘‘İkinci Trump yönetimine yumuşak bir geçiş olacak’’ ifadelerini kullanmıştır.

ABD Dışişleri Bakanlığının Biden ekibiyle devir teslim ve geçiş için temas kurmaya hazırlanıp hazırlanmadığı yönündeki soruyu yanıtlayan Pompeo; ‘‘İkinci Trump yönetimine yumuşak bir geçiş olacak. Evet. Biz hazırız. Dünya burada neler olup bittiğini seyrediyor. Bütün oyları sayacağız. Süreç tamamlandığında seçilmiş delegeler olacak. Bir süreç var. Anayasa bunu oldukça net bir şekilde ortaya koyuyor. Bütün dünya, Dışişleri Bakanlığının bugün işlevsel ve başarılı ve 20 Ocak 2021 tarihinde görevde olacak olan başkan ile de başarılı olması için gereken geçişi yapacağından emin olmalıdır… Birleşik Devletler Hükümetinin ulusal güvenlik işlevini yerine getirmeye devam etmesini sağlamak için gereken her şeyi yapacağımızdan son derece eminim’’ ifadelerini kullanmıştır.

Dünyanın her yerinden telefonlar aldığını iddia eden Pompeo; insanların seçimleri izlediğini, yasal bir süreç olduğunu bildiklerini ve bunun zaman alacağının farkında olduklarını dile getirmiş ve 2000 yılı seçimlerinde bu sürecin 37 gün sürdüğünü hatırlatmıştır. 2000 yılında başarılı bir geçiş yapıldığının altını çizen Pompeo, her yasal oyun sayılacağına ve sayılması gerektiğine olan güvenini ifade etmiştir. Yasal olmayan hiçbir oyun sayılmaması gerektiğini, aksi takdirde verilen yasal oyların değerinin düşeceğinin de altını çizmiştir.

Birleşik Devletlerin dünyanın her yerinde serbest ve özgür seçimleri desteklediğini ve seçimi kaybeden Başkan Trump’ın yenilgiyi kabul etmemesinin bu gayretlerin altını oyup oymadığı yönündeki soruyu anlamsız ve komik olarak nitelendiren Pompeo, dışişleri bakanlığının dünyanın her yerinde adil,  tarafsız, serbest ve özgür seçimlerin gerçekleşmesi için çalıştığını ve seçim sonuçlarının halkın gerçek isteğini yansıtıp yansıtmadığının birinci öncelikleri olduğunu ifade etmiştir.

Anahtar konumundaki eyaletlerde tartışmasız bir başarı kazanan ülke genelinde de Trump’a fark atan Joe Biden, seçim sonuçları sonrasında neredeyse bütün ABD müttefikleri ve dünya liderleri tarafından kutlanırken Trump 03 Kasım 2020 başkanlık seçiminde yenilgiyi kabul etmemiştir.

Bartholomew I Constantinople (İstanbul Ortodoks Patrikhanesi Ekümenik Patriği ve İstanbul Başpiskoposu Dimitrios Archontonis). Kaynak: Britannica

Basın toplantısına başlarken Güneydoğu Asya’da çok verimli bir ziyaret gerçekleştirdiğini ifade eden Pompeo, bu Cuma günü Fransa, Türkiye, Gürcistan, İsrail, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ı kapsayan bir geziye çıkacağını ve bu ülkelerdeki görüşmelerinin çok farklı konuları içereceğini söylemiştir.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun yedi ülkeyi kapsayan gezisinin İstanbul bacağında dini özgürlük sorununu gündeme getireceğini açıklaması ve Türk yetkililer yerine Yunan Ortodoks dünyasının ruhani lideri Bartholomew I Constantinople (İstanbul Ortodoks Patrikhanesi Ekümenik Patriği ve İstanbul Başpiskoposu) ile görüşecek olması Türk tarafının tepkisini çekmiştir.

Solda Recep Tayyip Erdoğan, sağda ise onun 6’ncı Yüzyıl Bizans Agia Sophia Katedralini camiye çevirmesinden büyük üzüntü duyduğunu ve sarsıldığını ifade eden papaz Dimitrios Archontonis. Foto: maloros.org

Hagia Sophia’nın müzeden camiye çevrilmesini şiddetle eleştiren ve dört ay sonra gerçekleştireceği İstanbul ziyaretinde Pompeo’nun dini özgürlük sorununu gündeme getirmesi Türk Dışişleri Bakanlığı’nın tepkisine neden olmuştur. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; ABD’nin önce aynaya bakması ve kendi ülkesindeki ırkçılık, İslam düşmanlığı ve nefret suçları gibi insan hakları ihlallerine gereken hassasiyeti göstermesinin daha doğru olacağı vurgulanmış ve ABD’ye öncelikli olarak bölgesel ve küresel konularda iki ülke arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine odaklanması telkin edilmiştir.