‘‘İkinci Trump yönetimine yumuşak bir geçiş olacak. Evet. Biz hazırız. Dünya burada neler olup bittiğini seyrediyor. Bütün oyları sayacağız.’’ Mike Pompeo.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 18 Kasım 2020
Gidici Mike Pompeo İstanbul’da gerçekleştirdiği dinsel ziyaret esnasında bazı papazlarla birlikte görülürken. Kaynak TURKEY BREAKING NEWS
Pompeo’nun İstanbul Ziyareti
Din veya İnanç Özgürlüğünü Geliştirme Bakanlar Toplantısı ve Uluslararası Din Özgürlüğü veya İnanç İttifakı Bakanlar Forumu, bu yıl Polonya’da Birleşik Devletler Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir.
Bilindiği gibi Pompeo, Polonya öncesinde İstanbul’a uğramış ve Ortodoks Papaz Dimitrios Archontonis (Ecumenical Patriarch of Constantinople Bartholomew I) ile bir görüşme gerçekleştirmiştir.
Kendisine İstanbul yerine ‘‘Constantinople’’ ekümenik patriği diyen Ortodoks papaz efendi (!) Dimitrios Archontonis’in başında olduğu dinsel kurum tarafından yapılan açıklamada; ‘‘GİDİCİ’’ dışişleri bakanı Mike Pompeo’nun 17 Kasım 2020 tarihinde Konstantinopolis Ana Kilisesine kendi inisiyatifiyle yaptığı ziyaretten büyük bir memnunluk duyulduğu ifade edilmiştir.
Dinsel kurum tarafından yapılan açıklamada; geçmişte eski ABD dışişleri bakanları Madeline Albright, John Kerry ve Hillary Clinton’un da dinsel kurumlarını ziyaret ettiği hatırlatılmış ve bu tür ziyaretlerin, yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip olan dinsel kurumlarının küresel medeniyet için ne kadar değerli olduğunun bir göstergesi olduğu ifade edilmiştir.
Gidici Pompeo’nun ev sahipliğinde gerçekleşen Din veya İnanç Özgürlüğünü Geliştirme Bakanlar Toplantısı ve Uluslararası Din Özgürlüğü veya İnanç İttifakı Bakanlar Forumuna katılan ABD Özel Büyükelçisi Sam Brownback, toplantı esnasında kısa bir brifing vermiş ve sonrasında da soruları yanıtlamıştır.
Çin’in Uygur Türklerine Dinsel Zulmü
Radio Free Asia’dan Mamatjan Juma, Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı zulüm ve ABD’nin Doğu Türkistan İslami Hareketi’ni (ETIM–East Turkestan Islamic Movement) yasaklı listesinden çıkarmasını hatırlatarak, ETIM ve terörizm bahanesiyle Uygur Türklerine zulüm uygulayan ve milyonlarcasını hapseden Çin hakkında düşündüklerini sormuştur.
Özel Büyükelçi Brownback Juma’nın sorusuna verdiği yanıtta; Çin tarafından Uygur Türklerine uygulanan zulmün, en kötüsü olmasa da şu anda dünyada görülen en kötü dinsel zulümlerden biri olduğunu ifade etmiştir. Çin’in, Uygur Türklerine uyguladığı zulmü dünyaya terörle mücadele diye yutturmaya çalıştığını vurgulayan Brownback, böyle devam etmesi durumunda daha fazla terörist yaratacağı konusunda da Çin’i uyarmıştır.
Terörizme gösterilecek tepkinin herkesin kilit altında tutulması olmadığının altını çizen Brownback, terörizme verilecek en güzel yanıtın dinsel özgürlük ve insanların inançlarını özgürce yaşamalarına izin vermek olduğunu belirtmiştir.
Çin’e, nasıl olsa başarılı olamayacağı; Uygur Türklerine, Tibetli Budistlere, Hıristiyan kiliselerine ve Falun Gong’a karşı yürüttüğü inanç ile savaşmaktan vazgeçme çağrılarını sürdüreceklerini ifade eden Brownback, Çin’in bütün inançlara zulmettiğini söylemiştir.
Türkiye’nin Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı dinsel zulme yaklaşımı hakkında bir fikir edinebilmek için Sun Savunma Net sitesinde 19 Haziran 2018 tarihinde paylaşılan ‘‘Türkiye Uygur Türklerinin Ayrılıkçı Doğu Türkistan Hareketini Destekliyor mu?’’ başlıklı yazıyı (https://www.sunsavunma.net/turkiye-uygur-turklerinin-ayrilikci-dogu-turkistan-hareketini-destekliyor-mu/) okuyabilirsiniz.
Türkiye’nin, Çin tarafından Uygur Türklerine uygulanan dinsel zulüm hakkındaki yaklaşım ve politikası için yine Sun savunma Net sitesinde 20 Ocak 2020 tarihinde paylaşılan (https://www.sunsavunma.net/turk-heyetinin-sincan-ziyareti/) ‘‘Türk Heyetinin Sincan Ziyareti’’ başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz. Çin medyasının iddialarına göre Recep Tayyip Erdoğan Pekin ziyareti esnasında; ‘‘Çin’in Sincan bölgesindeki insanların Çin’in gelişimi ve refahı içinde, mutlu bir yaşam sürdüğü bir gerçektir. Türkiye, Türk-Çin ilişkilerindeki uyumu kimsenin bozmasına izin vermez. Türkiye aşırılığa kesin bir şekilde karşıdır ve Çin ile karşılıklı siyasi güveni ve güvenlik iş birliğini güçlendirmeyi arzu etmektedir’’ ifadelerini kullanmıştır.
Çin, Dinsel Zulüm ve Teknoloji
Brownback hepsinden kötüsünün de Çin’in uyguladığı dinsel zulümde teknolojiyi kullanarak insanların dinsel bağlılıklarına zulüm maksadıyla sanal polis devleti oluşturması olduğunu belirtmiştir. Çin’in bu uygulamaları Tibet ve Xinjiang ile ülkenin diğer yerlerinde uyguladığını ifade eden Brownback, bu tür uygulamaların dünyanın diğer yerlerine ve diğer ülkelere yayılmasını durdurmak istediklerini söylemiştir. Brownback’in dinsel zulümde teknoloji uygulamaları konusunda söyledikleri için samimiyet testine tabi tutmak isterseniz, Sun Savunma Net sitesinde 25 Şubat 2019 tarihinde paylaşılan ‘‘Çin, ABD Teknolojisiyle Uygur Türklerini DNA Takibine Aldı’’ başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz https://www.sunsavunma.net/cin-abd-teknolojisiyle-uygur-turklerini-dna-takibine-aldi/).
Dalai Lama Meselesi
Radio Free Asia’dan Tenzin Dickyi’nin, Çin’in sıradaki yeniden dünyaya gelecek Dalai Lama’yı seçme hakkı olduğuna yönelik iddialarıyla ilgili Birleşik Devletler Hükümetinin yaklaşımının ne olduğu sorusunu da yanıtlayan Brownback Çin’in böyle bir seçim hakkı olmadığını ifade etmiştir.
Brownback, Çin’in yeniden doğacak sıradaki Dalai Lama’yı seçecek teolojik altyapısının olmadığını, Dalai Lama seçimini Tibetli Budistlerin yıllardır başarıyla yaptıklarını dile getirmiş ve ABD’nin toplumların kendi dinsel liderlerini seçme hakkı özgürlüğünü desteklediğinin altını çizmiştir.
Dalai Lama seçiminin Tibet açısından önemi ve bu konuda süren anlaşmazlıkları Sun Savunma Net sitesinde 05 Aralık 2018 tarihinde paylaşılan ‘‘Dalai Lama’nın Sonu mu Geldi?’’ (https://www.sunsavunma.net/dalai-lamanin-sonu-mu-geldi/) başlıklı yazıda inceleyebilirsiniz.
Pompeo Ziyaretine Tepkiler
20 Nisan 2020 günü KHK Tv Muhabiri ile yaptığı söyleşide ‘‘Türkiye’de olsaydım muhtemelen cezaevindeydim’’ diyen Ahval News yazarı İlhan Tanır da ABD Özel Büyükelçisi Brownback’e iki soru sormuştur. Tanır’ın ilk sorusu; ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Ortodoks Hıristiyanlarının liderini ziyaretiyle ilgili Türkiye’nin tepkileri ve genel anlamda dinsel özgürlük konusunda Türkiye’nin tutumu hakkında olmuştur.
Brownback bu soruya; Türk Hükümetiyle dini özgürlükler konusunda büyük zorluklar yaşandığını ve bunun en büyük örneğinin de Papaz Andrew Brunson örneğinde görüldüğünü belirtmiştir. Brownback’e göre Brunson’a yöneltilen suçlamalar uygunsuzdur, haksız yere iki yıl cezaevinde tutulmuştur ve Birleşik devletler ve başka birçok insanın tepkileri üzerine papazı serbest bırakmak zorunda kalmıştır.
Türkiye tarafından ev hapsinde tutulurken serbest bırakılan Rahip Andrew Brunson, sadece 24 saat içinde Beyaz Ev Oval Ofis’te Birleşik Devletler Başkanı Donald Trump’a teşekkür etmiş ve onu kutsamıştır. Foto: Mark Wilson/Getty Images
Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘‘Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın’’, ‘‘Amerika bizden bir papazın iadesini istiyor, sizde de bir papaz var. Onu iade edin biz de yargılayalım’’ demesine rağmen Birleşik Devletler Başkanı Donald Trump’ın Rahip Andrew Brunson’un serbest bırakılmasını nasıl başardığını; Sun Savunma Net sitesinde 14 Ekim 2018 tarihinde paylaşılan ‘‘Trump Rahip Brunson’un Dramatik Salıverilmesi İşini Nasıl Başardı?’’ başlıklı makaleden okuyabilirsiniz. (https://www.sunsavunma.net/trump-rahip-brunsonun-dramatik-saliverilmesi-isini-nasil-basardi/)
Tanır ikinci sorusunda kuzey Suriye’de Türk Hükümetinin kontrolü altında olan bölgelerde dinsel özgürlüklerin ciddi şekilde ihlal edildiğine yönelik iddiaların olduğunu ileri sürmüş ve Brownback’e bu konuyla ilgili düşüncelerini sormuştur.
Brownback bu soruya, kuzey Suriye’deki dinsel azınlıkların durumu hakkında çok endişeli olduklarını, ihlallere yönelik raporları kendisinin de gördüğünü ve orada yaşayan dinsel azınlıklara inançlarını özgürce yaşama ve ibadetlerini serbestçe yerine getirme hakkının verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.