savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Yağmurlu
9°C

REFAHYOL’UN HÜKÛMET SÖZCÜSÜ: “28 ŞUBAT KESİNLİKLE DARBE DEĞİLDİR!”

REFAHYOL’UN HÜKÛMET SÖZCÜSÜ: “28 ŞUBAT KESİNLİKLE DARBE DEĞİLDİR!”

REFAHYOL’UN HÜKÛMET SÖZCÜSÜ: “28 ŞUBAT KESİNLİKLE DARBE DEĞİLDİR!”

06 Mayıs 2024 tarihi, yaklaşık 11 yıldır sürmekte olan 28 Şubat kumpas davası için yine önemli bir tarihti.

Darbe ile devrildiği söylenen REFAHYOL Hükûmeti’nin Devlet Bakanı ve Hükûmet Sözcüsü Namık Kemal ZEYBEK, 28 Şubat davasına bakan Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “tanık” olarak dinlendi.

Önce “Yahu bu dava hâlâ bitmedi mi? O davada 5 komutan ceza aldı, şimdi bu neyin duruşması?” diye düşünenlere ya da konuyu bilmeyenlere kısa bir hatırlatma yapalım…

Hayır, dava bitmedi! Şöyle anlatalım:

  1. Eylül 2013’te başlayan 28 Şubat davası, yaklaşık 5 yıl süren 106 celselik yerel mahkeme süreci sonunda 2018’de karara bağlandı.
  2. Kararın İstinaf ve Yargıtay süreci yaklaşık 3 yıl daha sürdü ve sonuçta Yargıtay Temmuz 2021’de 14 “sanığın” müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, aralarında davanın tek sivil “sanığı” olan Prof.Dr. Kemal GÜRÜZ ile birlikte 16 kişi hakkında yargılamanın yenilenmesine karar verdi.
  3. Cezaları onanan ve aralarında Çevik BİR, Ahmet ÇÖREKÇİ, İlhan KILIÇ gibi Ordu ve Kuvvet Komutanlığı yapmış 14 komutan Ağustos 2021’de cezaevine girdiler. Bunlardan 8’i, ilerleyen dönemde yaş ve sağlık durumundaki bozulmalar nedeniyle peyderpey tahliye edildiler; 85 yaşındaki (E) Hv.Plt.Korg. Vural AVAR Paşa ise cezaevinde yaşamını yitirdi. Geri kalan 5 komutan, yaşları hayli ileri ve sağlık durumları bozuk olmasına rağmen yaklaşık 1000 gündür cezaevinde…
  4. Yeniden yargılanmasına karar verilen 16 kişi için “ikinci mahkeme süreci” Kasım 2021’de başladı, o tarihten 06 Mayıs 2024’e kadar 9’uncu celse tamamlandı.
  5. Bu arada 16 kişiden 3’ü daha vefat etti.
  6. Mahkeme müteakip duruşmayı 09 Eylül 2024’e attı. Yani yeni bir vefat olayı olmazsa (ki dilerim olmaz) 28 Şubat davası 09 Eylül 2024’te 13 kişiyle devam edecek.

Gelelim eski bakan Sayın Namık Kemal ZEYBEK’in “tanık” olarak dinlendiği 06 Mayıs 2024 tarihli duruşmaya…

Yine 28 Şubat davası açısından tarihî bir duruşma idi… Namık Kemal Bey’in duruşmada söyledikleri çok önemliydi. “12 Eylül döneminde aylarca hapiste kalan, idamla yargılanan, darbenin ne olduğunu bilen bir hukukçu olarak ve bu mahkemede ettiğim yemine sadık kalarak söylüyorum ki 28 Şubat ne klasik ne de birilerinin uydurduğu gibi postmodern bir darbedir… Bir darbe zorlaması ya da bir darbe asla olmamıştır.” diyen Zeybek, 28 Şubat için “darbe” sözünü Çiller’in çıkardığını, Erbakan’ın istifasından sonra Demirel’in kendi takdir yetkisini kullanarak görevi Çiller’e değil de Mesut YILMAZ’a vermesini, yani Cumhurbaşkanı’nın tasarrufunu darbe olarak gördüğünü anlattı. Cunta gibi gösterilmeye çalışılan Batı Çalışma Grubu (BÇG)’na benzer yapılanmaların Başbakan’ın direktifiyle Başbakanlık ve Bakanlıklar bünyesinde de kurulduğunu vurgulayan Zeybek, Sincan’dan tankların geçişiyle hükûmetin istifası arasında asla bir ilgi bulunmadığını ifade ederek “Askerler o dönemin şartlarında isteselerdi darbe yaparlardı. Onları kim engelleyebilirdi ki? Ama asla darbe söz konusu değildir!” diyerek o sürecin bir darbe olmadığının tekrar altını çizdi.

Ne var ki bu önemli ve tarihî sözler iç kamuoyuna yeterince yansımadı ya da gerektiği biçimde yansıtılmadı. O gün, gün içinde birkaç “muhalif” TV kanalı Zeybek’in açıklamasını haber olarak geçerken, saat 19.00 – 20.00 arasında yayınlanan akşam haberlerinde SÖZCÜ TV’de Fatih PORTAKAL ile FOX TV’de Selçuk TEPELİ de dahil pek çok kanal bu önemli haberi görmediler bile… [Zeybek’in açıklamalarına akşam haberlerinde değinen kanallar sadece HALK TV (Seda SELEK), KRT (Çiğdem AKDEMİR), FLASH HABER (Can ATAKLI) ve Ulusal Kanal oldu; onun dışında TRT HABER, CNNTÜRK, HABERTÜRK, NTV, TV 100, HABER GLOBAL gibi kanallar bir saniye bile olsun değinmediler.]

Kişisel kanımı söylüyorum: Yıllardır 28 Şubat üzerine bilinçli bir perdeleme, engelleme, sansür uygulandığını, o konuya ilişkin gerçeklerin kamuoyundan bilerek saklandığını ve ana akım medyaya da bu konuyu fazla kurcalamaması konusunda bir yerlerden özel telkin ya da taleplerde bulunulduğunu düşünüyorum.

Peki, Sn. Namık Kemal ZEYBEK’in söyledikleri önemli olmasına önemliydi, ama mahkeme süreci için yeni bir bilgi miydi?

Hayır! Davanın başından sonuna kadar bütün gelişmeleri yakından izleyen biri olarak şunu kesinlikle vurgulamak isterim ki, Sn. Zeybek’in sözleri daha önce de mahkemede tanık olarak dinlenmiş REFAHYOL Hükûmeti’nin neredeyse bütün yetkililerinin söyledikleriyle bire bir uyumluydu. Örneğin eski başbakanlardan Mesut YILMAZ, bakanlar Turhan TAYAN, Hasan EKİNCİ, Köksal TOPTAN, Rifat SERDAROĞLU, milletvekilleri İlhan AKÜZÜM, Edip Safter GAYDALI, Cavit ÇAĞLAR ve daha pek çok isim 28 Şubat’ın kesinlikle bir darbe olmadığını açık açık ifade ettiler.

Tabii mahkemede “ortaya karışık” konuşanlar da vardı. Örneğin “28 Şubat ne darbedir ne değildir” diyen Meral AKŞENER bunlardan biriydi. Tansu ÇİLLER ise 28 Şubat’ı sadece askerin değil, medya, yargı, sendikalarla birlikte yürütülen bir “postmodern darbe” diye tanımlarken, Şevket KAZAN darbe sözünü hiç kullanmadan “bizi askerlerle birlikte rantiyeci medya, rantiyeci sermaye istifaya götürdü” şeklinde cümle kurmuştu.

Ancak şunun altını kalın çizgilerle çizmek isterim ki, sözde darbe ile düşürüldüğü söylenen REFAHYOL iktidarının hiçbir yetkilisi mahkemede çıkıp da “ben sanıklardan şikâyetçiyim” dememiştir; aksine Çiller, Akşener ve Kazan dahil tüm katılanlar şikâyetçi olmadıklarını açık biçimde beyan etmişlerdir.

Ortada darbe ile devrildiği söylenen iktidarın üyelerinden darbe konusunda şikâyetçi olan tek bir Allah’ın kulu yokken, tam tersine, en son eski Bakan Zeybek’in de vurguladığı gibi “28 Şubat kesinlikle bir darbe değildir, REFAHYOL darbe ile devrilmemiştir” diyen pek çok bakan varken 80 küsur yaşındaki komutanlar darbe yaptıkları gerekçesiyle yaklaşık 1000 gündür cezaevinde çürütülüyor, bir kısmı da “darbeye yardım yataklık ettikleri” gerekçesiyle yargılanıyor.

28 Şubat davası böyle bir dava işte…

Tarih bu davayı hayırla anmayacaktır!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.