Ercan Caner, Sun Savunma Net, 27 Eylül 2016
Robot savaşlarında kazananı, bu teknolojiyi ilk geliştiren veya en iyi teknolojiye sahip olan değil, onları en iyi şekilde kullanmayı başaran belirleyecektir.
ABD Ordusunun konvansiyonel üstünlüğü giderek zayıflıyor. Erişilemeyen silahlar geleneksel ABD gücünün dünyanın her yerinde etkin olarak kullanılmasını tehdit ederken, devlet dışı aktörler öldürücü yeteneklerini artıran çok daha gelişmiş teknolojileri elde etmekteler. Mevcut trend ile ABD Ordusu, gelecekte manevra üstünlüğünü kaybetmesine neden olacak, harekât ortamının devletler ile devlet dışı aktörler tarafından kullanılan hassas güdümlü silah sistemleri nedeniyle çok daha tehlikeli ve ölümcül bir hale gelme tehdidi ile karşı karşıyadır. İnsansız ve otonom sistemler, ABD Ordusunun bu tehdidi bertaraf edebilmesi için çok büyük bir potansiyele sahiptirler. Artan Harekât süreleri ve insan hayatını tehlikeye sokmadan kullanılabilme kabiliyetleri ile insansız ve otonom sistemler, ABD Ordusunun bu tehdidi bertaraf etmesinde çok büyük bir potansiyele sahiptirler.
Harekât sürelerinin artması ve insan hayatını riske atmadan kullanılabilme kabiliyetleri, insansız ve otonom sistemleri, erişilmesi uzak ve tehlikeli bölgelere harekâtın icrasında ABD Ordusunun menzil ve dayanıklılık imkân ve kabiliyetlerini artıracak ve çok daha cesur ve atak operasyonlar icra etmesini sağlayacaktır.
İnsansız araçlar günümüz harekât ortamında da etkin olarak kullanılmalarına rağmen tam operasyon ve harekât yetenekleri göz önüne alındığında henüz gelişme safhasındadırlar. İnsansız sistemlerin kullanımı, Birinci Dünya Savaşı sonunda tanklar ve hava araçlarının sınırlı kullanımına benzerlikler göstermektedir, fakat geleceğin savaşlarında kullanılma potansiyelleri çok büyüktür. Bununla beraber, ABD Savunma Bakanlığı bünyesindeki kültürel ve bürokratik engeller insansız sistemlerin kullanılmasını sınırlandırmaktadır. Bir zamanlar deniz kuvvetlerinin yelkenli gemilerden buharlı gemilere geçişe direnmesi, kara kuvvetlerinin hava gücünü kullanmayı reddetmesi ve atlardan tanklara geçişe karşı çıkması gibi günümüzde de bazı askeri kesimler insansız sistemlerin geleneksel savaş rollerinde kullanılmalarına direnmektedirler. Bunun sonucu olarak da ABD Savunma Bakanlığı, ordunun etkinliğini artıracak ve insanların hayatını kurtaracak, oyunun kurallarını değiştirecek bu teknolojinin kullanılması için yatırım yapmamaktadır. Gelecekteki tehditleri bertaraf etmek maksadıyla, engelleri aşmak ve ABD Savunma Bakanlığını bu alanda yatırım yapmaya ikna etmek için güçlü bir liderlik gerekmektedir.
İnsansız ve otonom sistemler muharebe sahasına oyunun kurallarını değiştirecek yenilikler getirecektir, fakat askeri devrimler tarihine baktığımızda kazananın robotları ilk geliştiren veya en iyi teknolojiye sahip olanların değil onları en iyi şekilde kullanmayı başaranlar olacağı görülmektedir. ABD ordusu Afganistan ve Irak’ta binlerce kara ve hava robot sistemleri kullanmaktadır ve bu robotlar havadan keşif ve el yapımı patlayıcıların etkisiz hale getirilmesinde gerçekten çok önemli roller oynamışlardır. Robotik sistemlerin bu şekilde kullanılması daha başlangıçtır ve tanklar ve uçakların Birinci Dünya Savaşı sonlarına doğru muharebe sahasına girmesi, fakat tam kapasite ile kullanılmalarının İkinci Dünya Savaşında olması gibi, robotik sistemlerin de günümüzde muharebe sahasında kullanılmaları henüz emekleme safhasındadır. ABD, hızla yaklaşan robotik teknoloji yarışına öncülük etmek, yarışı önde götürmek istiyor ve bu sistemleri sadece uzun süreli ve tehlikeli operasyonlarda kullanmanın ötesine geçmek istiyor ise öncelikle hayal gücünü kullanmalı ve robotik sistemlerin muharebe sahasının her yerinde ve de tüm harekât görevlerinde etkin olarak kullanılabileceğini anlamak zorundadır. ABD kendisini Birinci Dünya Savaşındaki ilk havacılar ve tank sürücülerinin yerine koymalı ve robotik sistemler ile daha nelerin başarılabileceğini hayal etmelidir.
Bu raporda insansız ve otonom sistemlerin operasyonel avantajları ve yeni operasyonel kullanım konseptleri sorgulanacaktır. Bazı durumlarda, robotik sistemler, insanlı sistemler gibi kullanılabilirler fakat etkinlikleri çok daha fazla iken maliyetleri çok düşük olacaktır. Bununla beraber birçok durumda robotik sistemlerin tamamen yenilikçi ve radikal yaklaşımlar ile kullanılmaları mümkündür. Robotik sistemlerin kullanılmalarında ‘bul ve sürü halinde taarruz ile yok et’ konsepti, muharebe sahası networküne dayanan ‘bul- yok et’ konsepti ile karşılaştırıldığında beş avantajın öne çıktığı görülmektedir. Bu beş avantaj:
Bu rapor aynı zamanda bu hedeflere ulaşabilmek maksadıyla yapılması gerekenleri ve engelleri de açıklayacak ve alınması gereken tedbirler hakkında tavsiyelerde de bulunacaktır. Hedefe ulaşmak için bazı durumlarda bürokratik, kültürel ve kurumsal değişiklikler yapılması zorunludur. Robot teknolojilerindeki hızla ilerleyen devrim, ABD askeri gücünün bu sistemlerin sağladığı avantajları tam anlamıyla kavramasını asla beklemeyecektir. Rakipler kendi robotik sistemlerini, bazen ticari sistemleri geliştirerek muharebe sahasında kullanmaya devam edecektir, ABD askeri gücü bu yarışta önde olmak istiyor ise derhal harekete geçmek zorundadır.
“Savaş hala insanlar tarafından kazanılacaktır, sadece farklı silahlarla.”
113 sayfalık PDF formatındaki dökümanın tamamını BURAYA tıklayarak okuyabilir ya da bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Çeviren: Ercan Caner, Elektrik ve Elektronik Mühendisliğinin yanı sıra, uçak ve helikopter lisanslarına sahiptir. Yüksek lisans derecesini Gazi Üniversitesi’nden Avrupa Birliği – Türkiye İlişkileri alanında alan Caner, halen Türkiye Hava Sahası Yönetimi alanında Haliç Üniversitesi’nde doktora tez çalışmalarını sürdürmektedir. İnsansız Hava Araçları (2014) veTaarruz Helikopterleri (2015) konulu makaleleri yayımlanmıştır.
39 yılı kapsayan TSK, BM ve NATO ile savunma sanayii deneyimlerine sahiptir.
E-mail: ercancaner@gmail.com Twitter: @ercancaner1963