NATO ikinci bir Kırım olayı istememektedir. Putin’in bu yıl içerisinde 70.000 ile 100.000 askerini ağır silahlarla birlikte Ukrayna sınırına konuşlandırma haberi bölgedeki havayı oldukça ısındırdı. Kırım’ı gizli bir operasyonla ilhak eden Putin’in, bu kez asker yığma işini alenen yapması, NATO’yu daha çok endişelendirdi. İkinci adımı ne zaman olacak? Rus askeri, bu Noel öncesi Ukrayna’ya girecek mi? Batı buna nasıl karşı koyabilecek? Bütün bu sorular şu anda NATO çevresinde en güncel sıcak sorular…
Atilla Aşçı, Sun Savunma Net, 23 Aralık 2021
Almanya’nın, daha önce adalet, sonrasında ise, aile, yaşlılar, kadınlar ve gençlerden sorumlu bakanlık görevlerini yürüten çiçeği burnunda yeni Savunma Bakanı Christine Lambrecht ilk dış seyahatini Litvanya’ya yaptı. Savunma Bakanlarının Noel öncesi ülke dışındaki Alman askerlerini ziyaret etmesi bir gelenek. Lakin, ilk ziyaretin bu kez Litvanya’da görevli Alman askerlerine yapılması, bu ülke ile (Rusya’ya karşı) bir dayanışma içinde olunduğu mesajı vermesi açısından ayrı bir önem taşıyor.
Bayan Lambrecht’in, Litvanya Savunma Bakanı Aryvdas Anusauskas ile yaptığı görüşme sonrasında ‘‘Rusya’nın bölgede barış adına birçok konuda tehlike teşkil ettiğini, bu yüzden, Almanya’nın bölgedeki dostlarının her zaman yanında olduğunu, sorunun diplomatik yollarca çözülmesinin zorunlu olduğunu, fakat, aynı zamanda inandırıcı bir caydırıcılık gözdağının da verilmesi gerektiğini’’ söylemesi, bölgedeki tedirginliğin hangi boyutlarda olduğunun da göstergesidir.
Caydırıcılık ön çalışmaları beş yıl önce zaten başlamıştı. NATO, uluslararası askerlerden oluşan birlikleri Polonya’ya ve Baltık Ülkeleri’ne yollayarak ilk adımları attı.
Bu askeri birlikler dört ülke önderliğinde bölgeye dağıtılmıştır :
Rusya’nın, Kırım’ı, 2014 senesinde ilhak etmesiyle sonuçlanan sürece ve yapılan iki Minsk Protokol’üne rağmen (05 Eylül 2014 ve 12 Şubat 2015) Rusya’nın silah bırakmaması, NATO’yu ve Batı’yı ziyadesiyle alarma geçirdi. Bölgedeki yerel ve dost NATO askerleri, Rusya’nın olası bir ileri hamlesine karşı savunma tatbikatları yapmakta. Almanya, 2021 itibariyle, kendi 500 askeri ile birlikte Litvanya’da sekiz ülkeden gelen toplam 1200 asker ile, ülkesinden getirdiği zırhlı tank ve personel taşıyıcılarla, Litvanya’ya ait ‘‘Demir Kurt Tugayı’’ komutası altında aktif görev üstlendi. Ortak çalışma isteği ve motivasyon yüksekliğine rağmen teknolojik ve sistem farklılıklarının ortaya çıkması şu andaki efektif çalışma önünde bir engel teşkil etmektedir. Bu durum da Putin’in işini haliyle kolaylaştırmakta.
NATO ikinci bir Kırım olayı istememektedir. Putin’in bu yıl içerisinde 70.000 ile 100.000 askerini ağır silahlarla birlikte Ukrayna sınırına konuşlandırma haberi bölgedeki havayı oldukça ısındırdı. Kırım’ı gizli bir operasyonla ilhak eden Putin’in, bu kez asker yığma işini alenen yapması, NATO’yu daha çok endişelendirdi. İkinci adımı ne zaman olacak? Rus askeri, bu Noel öncesi Ukrayna’ya girecek mi? Batı buna nasıl karşı koyabilecek? Bütün bu sorular şu anda NATO çevresinde en güncel sıcak sorular…
Putin, 17 Aralık 2021 tarihinde, ABD ve NATO’ya yeni bir Güvenlik Anlaşması için Washington’a bir taslak gönderdi. Taslakta, eski Sovyet cumhuriyetlerinin ve Ukrayna’nın NATO’ya alınmaması, NATO silahlarının bölgeden çıkarılmasını ve askeri tatbikatların sona erdirilmesinin garantisinin verilmesi talepleri vardı. ABD bu talepleri ivedilikle reddetti, ama diyaloğa açık olduğunu da belirtti. Alman Savunma Bakanı Bayan Lambrecht, Rusya’nın NATO üyelerine neler yapması gerektiğini dikte etmesinin söz konusu olamayacağını söylerken, Litvanyalı mevkidaşı Anusauskas daha da ileri giderek, NATO’nun bölünmesini ve ülkelerin bu birlikten ayrılmasını talep etmenin hiçbir ülkenin haddi olmadığını söylemesiyle konu başka mecralara kaymış oldu. Anusauskas, Rusya’nın, Kaliningrad’da (eski Doğu Prusya Başkenti Königsberg) konuşlandırdığı orta menzilli füzeleri, ağır silahları işaret ederek, kendi ülkesine de vurucu ağır silahların verilmesini isteyerek, savunma hakkının silahla sağlanacağı mesajını da verdi.
Putin için konu sadece Ukrayna ile ilgili değil. Karadan ulaşılamayan Kaliningrad çok büyük bir stratejik önem taşımaktadır. Kent, Baltık Denizi kıyısında Polonya ile Ukrayna arasına sıkışmış bir durumdadır. Putin’in saldırması durumunda, Litvanya ve Polonya arasındaki 100 kilometrelik Suwalski Koridoru’nun Rusya’nın eline geçmesiyle, NATO’nun Litvanya, Letonya ve Estonya’ya yardıma gitmesi imkânsızlaşmaya kadar gidiyor.
Baltık ülkelerinin isteğinin aksine, Avrupa Birliği Ukrayna için askeri bir çözüme sıcak bakmamakta. Ukrayna bir NATO ülkesi değildir. Rusya’nın saldırması halinde, Ukrayna’yı korumak için NATO ya düşen direkt bir sorumluluk ya da zorunluluk yoktur. Yapılabilecek olan sadece ekonomik yaptırımlardır. Örneğin, Rusya’yı bankalar para transfer sistemi Swift’ten çıkararak, Rus işadamlarının para giriş-çıkışlarına sekte vurmak gibi. Rusya Federasyonu ile yapılan doğal gaz boru sistemi Nord Stream-2’ projesine engel bile olmak imkânsız görünmekte.
Avrupa Birliği üyesi Baltık ülkeleri hem NATO’nun, hem de AB’nin bu tedirgin bekleyiş halinden pek hoşnut değiller. Litvanya Devlet Başkanı Gitanas Nauseda, Moskova’nın bu girişimlerini, son 30 yılın en tehlikeli dönemi olarak nitelendirmekte. Bu arada Bosna Hersek’de başka bir korku ortaya çıktı. Moskova’yı arkasına alan Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik, ülke içinde bağımsız Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska) kurma teşebbüsü içindedir.
Avrupa Birliği; Rusya, Fransa, Almanya ve Ukrayna’nın, 2014 Haziran ayında, Ukrayna-Rusya sorunu için dörtlü olarak başlattığı barış görüşmeleri olan, Minsk Ateşkes Sözleşmesi’nin maddelerinin konuşulduğu Normandiya Formatı’nı tekrar canlandırmak istemektedir. Rusya, şu anda bu dörtlü konuşma formatına sıcak bakmamakta. Hele, Berlin’de bir Gürcü’nün katledilmesi sonucu Rusya’nın ‘‘devlet terörü’’ suçlamasıyla yaftalanması ilişkileri dondurma noktasına getirdi.
Yani, bu yıl Noel karlı geçeceği kadar, siyaseten sıcak günlerin de olacağı aşikâr.