Almanya Şansölyesi Angela Merkel, çok sayıda mülteciye ev sahipliği yapması nedeniyle Türkiye’yi yere göğe sığdıramamış, ancak Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olmasını istemediğinin de altını çizmiştir.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 23 Temmuz 2021
Katıldığı bir televizyon programında uykuya dalarak verdiği emeklilik kararının doğruluğunu ispatlayan, 17 Temmuz 1954 doğumlu, hiç çocuk sahibi olmayan ve ateşli bir futbol tutkunu olan ve 1995 yılında uğradığı saldırı nedeniyle köpeklerden korkan Almanya Şansölyesi Angela Merkel, 2013 yılından beri Almanya’yı yönetmektedir.
Yakında siyaseti bırakacak olan Almanya Şansölyesi Angela Merkel, yıllık yaz her konferansında yaptığı şaşırtan (!) açıklamada; Avrupa Birliği ile yapılan anlaşma gereği çok sayıda Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’yi övmüştür.
Ankara ile yakın ilişkileri sürdürmek istediğini söyleyen köpeklerden korkan Merkel, Avrupa Birliği’nde Türkiye’ye yer olmadığını da sözlerine eklemiştir.
22 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleştirdiği basın konferansında açıklamalarda bulunan ihtiyar ve yorgun Merkel, Türkiye’nin Suriyeli mültecilerin bakımlarını üstlenerek olağanüstü bir iş yaptığını ifade etmiştir.
Şansölye Merkel’in köpeklerden korktuğunu bilen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Koni adlı Labrador cinsi köpeğini Ocak 2007’de ikilinin Sochi’deki yazlık konutunda yaptığı toplantıya getirmiş, Putin’in bu davranışı Alman basın organlarını oldukça rahatsız etmiştir.
Almanya Şansölyesi Merkel ayrıca, mülteciler ve göçmenlerle ilgili olarak Türkiye ile yapılan anlaşmanın devam etmesini arzuladığını ve insanlar için en iyisinin bu olduğunu da iddia etmiştir.
Avrupa Birliği ve Türkiye arasında imzalanan 18 Mart 2016 tarihli anlaşma, Türkiye üzerinden kara ya da deniz yoluyla Avrupa’ya olan düzensiz göçün durdurulmasını hedeflemektedir. Türkiye bu anlaşma ile Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçen bütün düzensiz göçmenleri geri almayı ve insan kaçakçıları ile mücadele etmeyi kabul etmiştir.
Anlaşmanın imzalandığı tarihte Türkiye’deki mülteci ve göçmen sayısı yaklaşık olarak üç milyon kadardır. Çoğunluğu Suriyeli (diğerleri Afgan ve Iraklı) olan mültecilere ev sahipliği yapması karşılığında Avrupa Birliği Türkiye’ye 3 milyar avro vermeyi taahhüt etmiştir. AB ayrıca üyelik görüşmelerinin yeniden başlatılması, Türklerin vize olmadan AB topraklarına girmesi, gümrük birliği anlaşmasında reform gibi hususlarda da vaatlerde bulunmuştur.
AB ile Türkiye arasında yapılan geri kabul anlaşmasından en fazla yararlanan ülkelerden bir tanesi de ekonomik sıkıntılar altında ezilen komşumuz Yunanistan olmuştur.
TÜRKİYE-AB
2016 TARİHLİ VİZE MUAFİYETİ SÜRECİ VE
GERİ KABUL ANLAŞMASININ ÖNEMLİ MADDELERİ[1]
Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nda, tarafların üçüncü ülke vatandaşlarını Anlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren üç yıllık bir geçiş süresi sonunda kabul etmeye başlamaları öngörülmüştür. Buna göre Türkiye, ülkesi üzerinden AB ülkelerine yasa dışı yollarla giden üçüncü ülke vatandaşlarını Anlaşma yürürlüğe girdikten üç yıl sonra geri almaya başlayacaktır.
Vize Muafiyeti Yol Haritası, AB’nin vize muafiyeti vermek üzere koşulluluk ilkesi çerçevesinde ilgili ülke ile başlattığı görüşmelere temel teşkil eden belgedir. Yol haritalarında, seyahat belgelerinin güvenliği, göç ve sınır yönetimi, kamu düzeni ve güvenliği ile temel haklar gibi alanlarda AB müktesebatına uyum ve etkili uygulamayı içeren koşullar yer almaktadır.
Vize Muafiyeti Yol Haritası AB Konseyi’nin bilgisi ve onayı dâhilinde Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanmakta ve ilgili ülkeye sunulmaktadır. Vize muafiyeti sürecinde, AB tarafı ilgili ülkenin Yol Haritası’nda yer alan koşulları yerine getirip getirmediğini izlemektedir. Bu izleme süreci, vize muafiyetinin tanınması bakımından önemlidir.
Küçük kızın elindeki pankartta ‘‘TÜRKİYE’YE GERİ GÖNDERMEYİN’’ ifadeleri yazılıdır.
Türkiye, vize muafiyeti sürecini başarıyla tamamladığı ve üçüncü ülke vatandaşlarının geri kabulüne ilişkin uygulamayı başlattığı zaman, (AT) 539/2001 sayılı Konsey Tüzüğü’nde bir değişiklik yapılacaktır. Bu değişiklikle Türkiye, söz konusu Tüzüğün ekinde yer alan ve vize uygulanacak ülkelerin yer aldığı negatif listeden vize muafiyetine sahip ülkelerin bulunduğu pozitif listeye alınacak ve Türk vatandaşları için vize muafiyeti gerçekleşmiş olacaktır.
Dolayısıyla Türk vatandaşlarının İngiltere ve İrlanda hariç AB üyesi ülkelere vize almadan gidebilmeleri Geri Kabul Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden en geç 3-3,5 yıl sonra başlayacaktır. Türkiye’nin Meşruhatlı Yol Haritası ile Geri Kabul Anlaşması’ndaki koşulları daha hızlı bir şekilde hayata geçirip, üçüncü ülke vatandaşlarının kabulünü daha öne çekebilmesi durumunda, tabiatıyla vize muafiyeti de buna paralel olarak daha erken başlayabilecektir.
Türkiye üzerinden geçerek AB ülkelerine giren düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye iade edilmeleri ancak bu kişilerin ülkemizden geçerek AB’ye girdiklerinin tarafımızdan kabul edilmesi durumunda söz konusu olabilecektir. Türkiye’nin, AB’den gelen geri kabul başvurusunu Anlaşma’da belirlenen koşullara/ kuralara uygun olmadığı gerekçesiyle kabul etmemesi durumunda ilgili kişinin Türkiye’ye iadesi yapılamayacaktır.
Ukrayna Devlet Başkanı Poroshenko,2016 yılında, Avrupa’ya giden sembolik vizesiz seyahat kapısını açarak Slovakya Devlet Başkanı Andrej Kiska ile kameralara poz vermiştir. TBMM AB Uyum Komisyonu üyesi ve AK Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Türkiye vatandaşları için AB ülkelerine vizesiz seyahat hakkı tanınmazken Ukrayna ve Gürcistan’a Schengen bölgesine vizesiz seyahat hakkının önünü açılmasına sert tepki göstermiştir.
Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması çerçevesinde iade edilecek düzensiz göçmenlerin iade masrafları gönderen ülke tarafından karşılanacaktır. Türkiye’den AB ülkelerine geçtikleri tespit edilerek ülkemize iade edilen düzensiz göçmenlerin geri gönderme merkezlerinde idari gözetim altında tutuldukları süre boyunca barınma ve ülkelerine geri dönüşlerine ilişkin masraflar ise Türkiye tarafından karşılanacaktır.
Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden bağımsız olarak, Türkiye’de yakalanan ve ülkelerine gönderilmek üzere geri gönderme merkezlerinde tutulan düzensiz göçmenlerin masrafları esasen hâlihazırda da Türkiye tarafından karşılanmaktadır.
Öte yandan, AB’den Türkiye’ye iade edilecek düzensiz göçmen sayısına paralel olarak ülkemizin üstleneceği mali yük de tabiatıyla değişebilecektir. Bu mali yükün bir bölümünün Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) vasıtasıyla gerçekleştirilecek projelerle AB tarafından karşılanması söz konusudur. Bu konudaki görüşme ve hazırlıklar sürdürülmektedir.
[1] Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından hazırlanan; TÜRKİYE-AB VİZE MUAFİYETİ SÜRECİ VE GERİ KABUL ANLAŞMASI HAKKINDA TEMEL SORULAR VE YANITLARI başlıklı kitapçıktan alıntıdır.