savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Yağmurlu
9°C

Seçime kimler hile karıştırmak istiyor?

Seçime kimler hile karıştırmak istiyor?

Seçime kimler hile karıştırmak istiyor?

Osman Başıbüyük, Sun Savunma Net, 12 Mayıs 2023 / Hong Kong

Seçimlerde hile yapılabilir mi?

Aslında bu makalenin bir benzerini 2015 seçimleri öncesinde yazmıştım. Seçim hilesinin tekrar gündeme geldiği bu ortamda bilgileri güncelleyerek yeniden kaleme alma ihtiyacı doğdu.

Her seçimde hile yapmak mümkündür. Ama bu iş o kadar kolay mı? Gelin biraz kafa yoralım.

Temelde seçim hilesi iki şekilde olabilir. Birincisi, çeşitli yöntemlerle sandığa giren oy sayısını artırmak veya azaltmak; ikincisi, sandık sonuçları toplanırken rakamlarla oynamak.

İlk ihtimali değerlendirelim: Ülkemizde 3 milyon 300 bini yurt dışında olmak üzere, yaklaşık 64 milyon 500 bin seçmen bulunuyor.

Herhangi bir partinin oy oranını %1 artırmak için 645 bin sahte oyu sandıklara sokmanız veya rakip partinin o kadar oyunu sandıktan çıkarmanız gerekir. 

14 Mayıs seçimleri için her sandıkta ortalama 370 oy kullanılacağını varsayarsak, 645 bin sahte oy için toplam 1.743 sandık gerekir. Bir sandığın tamamında hile yapılamaz. Sandık başına %20 oranında hile yapılabileceğini varsaysak, hile yapılması gereken sandık sayısını, en az 8.716 olarak buluruz.

Adam başı 20 sahte oy kullanılsa, 645 bin sahte oy için 32.250 sahtekâra ihtiyaç vardır. Sandık başındaki görevlilerden de en az ikisinin bu pisliğe bulaşması gerektiğini düşünelim. 8.716 sandık için 17.432 sahtekâra daha ihtiyacınız olur. Toplam sahtekâr sayısı = oy verecek 32.250 + sandık görevlisi 17.432 = 49.682 kişi olmalıdır. Bu hesaba göre başarılı bir seçim hilesi yapabilmek için en 49.682 kişiyi organize etmek gerekir. 

Bence bu yöntem pek mantıklı gözükmüyor. Bu kadar büyük sahtekârlığı saklayamazsınız. Ayrıca her sandık için hazırlanmış seçmen listeleri vardır. Kimin hangi sandıkta oy vereceği bellidir. Her seçmen oyunu kimliğini göstererek vermekte ve oy kullandığına dair imza atmaktadır. Sandıktan çıkan oylar ile imza atan seçmen sayısı tutmalıdır. Yani bu kontrol unsuru sayesinde de sandıklara fazladan oy koymak çok zordur.

Sadece Güneydoğu’da bazı köylerde problem yaşanabilir. Çünkü bazı aşiretler, köylüye değil de kendi seçtikleri adamlara oyların tamamını kullandırmaktadır. Seçime etki edecek bir oran yakalanabileceğini tahmin etmiyorum ama güvenlik güçleri gerekli tedbiri alırsa bu sorun da kolayca hallolabilir.

Bilgisayar Oyunları

Gelelim ikinci hile yöntemine. Sandık sonuçları toplanırken rakamlarla oynanılabilir. Mesela, 100 bin rakamının sağına bir sıfır (0) koyun, 1 milyon olur. 900 bin oy bedavadan kazanırsınız. Seçim sonuçlarının girildiği, Seçim Bilgi Sistemi (SEÇSİS) programında elektronik olarak bu hileyi yapmak mümkündür. Ama şunu unutmayın; kanuna göre her sandık başında son milletvekili seçimlerinde en çok oy almış beş siyasi partinin temsilcisi bulunmaktadır. Ayrıca üç müşahit, gözlemci olarak sandık başında bulunabilir. Sandık sonuç tutanağının bir kopyası beş parti temsilcisinin her birine veriliyor. Onlar da kopyayı merkezlerine gönderiyor. Ayrıca tutanağın bir kopyası sandık başına asılıyor. Siyasi partiler bir zahmet, her sandıktan kendilerine gelen kopyaları SEÇSİS sistemi ile karşılaştırarak kontrol edip alt alta koyup bir toplayıversinler. Böylece YSK’ın sandık sonuçlarının sağlaması yapılmış olacaktır. Zaten merak etmeyin son yerel seçimlerde gördüğümüz gibi her siyasi parti bunu yapıyor.

Bütün bu tedbirlere rağmen yine de çok küçük hileler olabilir. Türkiye’de uygulanan seçim sistemine göre bazen bir ildeki son milletvekilinin hangi partiye ait olacağı 200-300 gibi az bir oy farkıyla belirleniyor. Ancak bu gibi küçük rakamlarla hile yapılabilir. Evet, o milletvekilini hile yapan parti kazanır. Fakat şunu da göz ardı etmemeliyiz; bu küçük fark, siyasi partilerin ülke çapında aldığı oy oranlarını hiç etkilemez. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçiminde 10-15 sandıkta yapılabilecek küçük hilenin seçim sonucunu etkilemesi mümkün değildir.

Algı Operasyonu

Ancak seçimlerde hile yapılıyor algısı bir ülkeyi yönetilemez hale getirir. Yukarıda anlatmaya çalıştık, seçimlerde hile yapmak hiç de kolay değildir. Fakat kamuoyunda bir seçim hilesi algısı oluşturulmak istendiği görülüyor. The Project on Middle East Democracy (POMED), isimli kuruluş, Türkiye seçimleri ile ilgili ilginç bir analiz yayınlamış: “Erdoğan’ın seçimlerde hile yapacağını, kaybetmesi durumunda ise şiddete başvuracağını, muhalefetin uluslararası toplumu yardıma çağırması gerektiğini” yazmışlar.

POMED Türkiye Direktörü Merve Tahiroğlu

Dünyada iç savaş senaryoları, genelde seçimlerden sonra ve seçimde hile yapıldı argümanı ile oynanır. Ukrayna ve Gürcistan’da örneklerini gördüğümüz “renkli devrim” operasyonları da seçim hilesi argümanı ile tetiklenmiştir.

Bu açıdan bakarsak, Vatansız Para’nın tetikçisi POMED, Türkiye için gönlünden geçenleri yazmış. Türkiye’de bu operasyonu başarabileceklerine ihtimal vermiyorum ama yine de dikkatli olmakta fayda var.

Taraflardan birisi, Cumhurbaşkanlığı seçimini farklı kazanırsa hiçbir sorun çıkmaz. Ama fark çok az olursa “seçim hilesi” operasyonu devreye koyulabilir.

Kaybeden taraf Erdoğan olursa, bu operasyonun yapılma ihtimali daha azdır. Çünkü devletin bütün gücü iktidarın elindeyken muhalefeti hile yapmakla suçlamak pek inandırıcı olmaz.

Ama muhalefet için durum tam tersidir. Erdoğan seçimi kıl payı kazanırsa bu sefer muhalefet seçim hilesi argümanını sarılabilir. Çünkü yenilen sadece Kılıçdaroğlu olmayacak, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Meral Akşener velhasıl bütün muhalefet yenilmiş olacaktır. Babacan ve Davutoğlu’nu saymaya bile gerek yoktur. Senaryo böyle gerçekleşirse, bu kadar geniş desteğe rağmen kaybeden liderler ya harakiri yapmalı ya da siyaseti bırakmalıdır. Siyaseti bırakmak istemeyen lider, “seçim hilesi” argümanına sarılabilir. Bu olasılık, Türkiye’nin bekası açısından tehlikelidir. O yüzden herkes seçime katılıp oy vermeli, desteklediği tarafın açık ara kazanması için çalışmalıdır ve sonuç ne olursa olsun halk olarak birbirimize yan gözle bakmamalı, POMED’in tuzağına düşmemeliyiz.

Bu tavsiyem, seçimde hile olduğunu düşünüyorsanız hakkınızı aramayacağınız anlamına gelmiyor. Öncelikle oyunuza ve sandığa sahip çıkın. Önemli olan hak arama işini şiddete bulaşmadan yapabilmektir.

Demokraside bir açmaz var: Tek başına uzun süre iktidarda kalan liderler, gücü konsolide ettikten sonra bir daha iktidarı bırakmak istemiyorlar. Onları seçimle yerinden etmek mümkün olmuyor. Halk ayaklanmaya zorlanıyor ve sonuç Suriye örneğindeki gibi oluyor: İç savaş. Mısır’da halk ayaklanması başladığında Hüsnü Mübarek koltuğu bırakmıştı bu sayede Mısır bu tuzağı iç savaşsız atlattı. Velhasıl yenilen koltuğu bırakmalıdır. Bu söylediklerim muhalefet liderleri için de geçerlidir. Partinin kontrolünü eline geçiren bir daha liderliği bırakmıyor.

Kaynak: CBS NEWS

Seçim hilesi paranoyası memleketi bitirir. Zaten bu maksatla yapılıyor. Konuyu biraz daha açalım: Seçim hilesi darbe ile eş değerdir. Birinde silah zoruyla yönetime el koyulur, diğerinde sahtekârlıkla. Her ikisinde de halkın iradesi yok sayılarak aslında demokrasi askıya alınmaktadır.

Bir de olaya şu açıdan bakalım: Seçimlerde hile yapılmamış olsun ama bu gerçeğin tam aksine seçmenlerin çoğu seçimlerde hile yapıldığına inansın. Bu durum, seçimlerde hile yapılmasından bin kat daha tehlikelidir. Çünkü ülke yönetilemez hale gelir. Sakın ola şöyle düşünmeyin; “mevcut iktidarı sevmiyoruz, seçim hilesi şaibesi onları yıpratır, iktidardan düşerler veya zorla halk indirir sonra bizim desteklediğimiz taraf hükümet olur”. Sorun iktidarın yıpranması veya zorla indirilmesi değildir. Eğer gerçekten onlara oy veren insanlar çoğunluktaysa siz o insanların oyunu yok sayıyorsunuz demektir. Seçim hilesi senaryosunda çatışma, önünde sonunda seçmen gruplarına, yani halka yansır. Vatandaş sokaklarda birbirini boğazlamaya başlar. Örnek mi istiyorsunuz: Gürcistan (2003) ve Ukrayna (2004).

Tekrar ediyorum; seçimlerde hile yapıldığı algısının kemikleşmesi, seçimlerde hile yapılmasından bin kat daha tehlikelidir. Ülke yönetilmez hale gelir. Mevcut iktidarı bu yolla değiştirebilirsiniz. Ama yeni gelen iktidar da ülkeyi yönetemez. Bu sefer karşı taraf yeni otoriteyi kabul etmez. Ülke kaosa sürüklenir.

İstihbarat Oyunları

Seçime hile karıştırmak isteyen birileri varsa o da yabancı istihbarat örgütleridir. Mafya bozuntularını, rezil kasetleri kimler piyasaya sürüyor zannediyorsunuz?

Cambridge Analytica isimli teknoloji şirketi, 2016 yılında yapılan ABD seçimlerinde Trump yanlısı olarak Facebook üzerinden seçimleri etkilemekle suçlanmıştı. Bu olay sonrası Cambridge Analytica ve benzeri teknoloji şirketlerinin yıllardır kişisel verileri kullanarak sosyal medya üzerinden birçok ülkenin seçimlerine müdahale ettiği açığa çıktı.

Seçime günler kala mafya videoları, kimin çektiği belli olmayan kasetler telefonunuza geliyor. Bu Youtube programlarını çekenler, kasetleri yayınlayanlar ne hikmetse hepsi de yurt dışında koruma altında? Bu durum bile operasyonlarda yabancı istihbarat örgütlerinin parmağı olduğunu anlamak için yeterlidir.

Yolsuzluk bilgilerinin ve bel altı kasetlerin ortaya saçılma zamanlaması önemlidir. O yolsuzluklar niçin yapıldığı dönemde kamuoyuna duyurulmadı da çok kritik olan bir seçim beklendi? Demek ki seçim sonuçları etkilenmek isteniyor, yani operasyon, yani seçime müdahale edilmek isteniyor.

Bu tür bilgilerin doğru olup olmaması hiç önemli değildir. Belli bir zamanlamayla piyasaya servis edilmesi milletin seçme hakkını elinden almaya yönelik bir operasyondur. Türkiye gibi jeopolitik konumu önemli olan ülkelerde seçimi halka bırakmak istemezler. Bütün yabancı güçler kendi çıkarı doğrultusunda seçime müdahil olmaya çalışır.

Kumpaslarla yapılmaya çalışılan algı operasyonları Türkiye’de hiç kimseye ve hiçbir partiye yaramaz. Mesela AKP, Deniz Baykal ve MHP’lilere kurulan kaset kumpaslarına göz yummuştur. Bugün benzer bir kaset operasyonu Muharrem İnce’ye yapıldı. İnce’nin yarıştan çekilmesi, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı yarışında dezavantajlı konuma düşmesine sebep olmuştur.

Diğer yandan, bu kaset operasyonu Kemal Kılıçdaroğlu’na da yaramaz. Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’a yapılan kaset kumpasından sonra CHP’nin genel başkanlık koltuğuna oturmuştu. Baykal’a kumpas kuranın Fetö olduğunu biliyoruz. İnce’nin sahte olmayan kasetleri çıkarsa? Ya bu kasetler Fetö döneminden kalmaysa? Ya kasetleri Fetö’nün servis ettiği anlaşılırsa? O zaman Cumhurbaşkanlığı seçimini Kılıçdaroğlu’nun kazanması durumunda birileri şöyle diyebilir: “Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmasına Fetö yardım etti!” Bu algı ister istemez Kılıçdaroğlu’na da zarar verecektir.

Şunu unutmayın! Elektronik ortamda kaydedilen hiçbir bilgi, belge veya görüntü sadece size ait değildir. Yabancı istihbarat örgütleri bunların kopyasını rahatlıkla sizin bilgisayarınızdan çekebilir. Bu sebeple kendi istihbarat örgütünüzün yaptığı bir kayıt, gün gelir dönüp dolaşıp sizi vurabilir. Bu yüzden bu tür operasyonlara pirim vermemek gerekmektedir.

Ne yazık ki siyasi parti liderleri, bu operasyonlara zamanında tepki göstermemiş, rakibe yapılan operasyonun kendisine yarayacağını düşünerek sessiz kalmış böylece operasyonu yapan yabancı istihbarat örgütlerinin tuzağına düşmüştür.

Uzun lafın kısası, kumpasla seçim kazanılmaz, kazanılsa da millete yaramaz. Müsterih olun, Türkiye’de seçim hilesi olmaz. Sandıkla gelen sandıkla gidecektir.

Yorumlar
  1. Alper dedi ki:

    Yazınızı çok beğendim ve içime su serpildi diyebilirim