Şehir Savaşlarında Hayatta Kalmanın On Altın Kuralı

Ercan Caner, SunSavunma.Net, Temmuz 2016

Ekonomik küreselleşmeye bağlı olarak zenginleşmenin sonucunda, köyden kente göçler nedeniyle şehirlerin aşırı bir şekilde kalabalıklaşması o şehirlerin demografik yapısının değişmesine, ruhunun ölmesine, nüfusun aşırı artmasına bağlı olarak kamu hizmetlerinin aksamasına, açlık, yoksulluk ve belki de en önemlisi bir güvenlik sorununa neden olmaktadır. Dünyanın geneline bakıldığında köyden kente göçlerin ve şehirleşmenin giderek artacağı değerlendirilmektedir.

Barış ve istikrar dönemlerinde şehirleşme insanlar için iyidir, insanların daha da zenginleşmelerine neden olur ve refah huzur ve güvenliği getirir. Fakat savaş ve kaos zamanlarında şehirler direkt olarak bir muharebe sahasına dönüşürler.

Güvenlik sorunun ortaya çıkmasının tek nedeni nüfusun aşırı bir şekilde artması ve şehirlere olan büyük ve önlenemez göç dalgası değildir. Kırsal ve dağlık alanlarda yürüttükleri mücadelelerde başarılı olamayan terör unsurları giderek artan oranda mücadelelerini meskun mahallere kaydırmaktadırlar.

Muharebe deneyimi olan bir askere sorduğunuzda size en zor operasyonların meskun mahallerde yürütülen operasyonlar olduğunu tereddüt etmeden söyleyecektir. Düşündüğünüzde haklı olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Tehlike her an her yönden gelebilir ve siz daima hepsine karşı hazırlıklı olmak zorundasınız.

Terör örgütleri açısından bakıldığında meskun mahaller bir çok avantajlar sağlamaktadır: artan nüfus için yeterli olmayan güvenlik kuvvetleri, yaşam standardının düşmesi gibi çeşitli nedenlerle ümitlerini kaybetmiş halkın kolayca istismar edilmesi, ikmal kolaylığı, örgüte yeni eleman temini, güvenlik kuvvetleri hakkında istihbarat toplamanın kolaylığı, güvenlik güçlerinin kırsal alandaki hareket serbestisinin kısıtlanması vb. gibi nedenlerle yerleşim yerleri giderek artan bir oranda terör unsurları için güvenli bir sığınağa dönüşmektedirler.

Meskun Mahallerde Muharebenin Karakteristikleri

• Çatışmalar genelde dar alanlarda meydana gelir,
• Manevra imkan ve kabiliyeti azalır ve yollara bağımlı hale gelir,
• Komuta-kontrol faaliyetleri zorlaşır,
• Çatışmalar genelde manga-tim seviyesinde cereyan eder,
• Ateş desteğinin koordinasyonu zordur,
• Uzun menzilli hassas silah sistemlerinin etkinlikleri azalır,
• Görüş hattını örten çok sayıda suni engeller mevcuttur,
• Dik mermi yollu destek silahları kullanılamaz hale gelir,
• Hava-yer destek ateşlerinin yapılması güçleşir,
• Alçak irtifadan uçan hava araçlarının düşman ateşlerine karşı hassasiyetleri artar,
• Dost ateşlerinden zarar görme riski artar,
• Hareket ve manevra yollara bağımlı olduğundan düşmana pusu kurma avantajları sağlar,
• Kitle imha silahlarının kullanılması politik riskler içerir.

Şehir savaşlarında hayatta kalmanın on altın kuralı aşağıda sunulmuştur.

1-Tehlike her an her yerden gelebilir.
Meskun mahallerin üç boyutlu ortamı teröristlere büyük avantajlar sağlamaktadır. Özellikle gizlenme ve geri çekilme manevralarında teröristler şehirlerin sağladığı avantajlardan çok iyi faydalanırlar. Aynı ortam teröristlere saldırı öncesi dost unsurlara örtülü ve gizli bir şekilde yaklaşma imkanı da sağlamaktadır. Dost unsurların en büyük handikapı ise meskun mahallerde destek ateşlerini kullanamamalarıdır. Meskun mahallerin üç boyutlu ortamında tehlike her an her yerden gelebilir. Dost unsurlar daima uyanık olmak zorundadırlar.

2-Harekete başlamadan önce bir planınız olsun.
Nereye gideceksin? Hangi rotayı kullanacaksın? Nereye gideceğinizden emin değilseniz, emin olana kadar bekleyin. Korkmuş vaziyette ve ne yapacağını bilmeden amaçsızca ortalıkta dolaşmak düşmana büyük avantajlar sağlar ve hayatınızı tehlikeye sokar.

3-Hareket ederken sakın açıkta kalmayın.
İlerlerken binalara yakın olmaya çalışın, kesinlikle yolların ortasından yürümeyin. Açıktayken düşman için kolay bir hedef olursunuz.

4-Kapılara Dikkat Edin
Meskun mahallerde düşmanın saklanabileceği ve pusu kurabileceği birçok yer vardır. Kapı ve girişlerden geçerken süratli hareket ediniz.

5-Hareket ederken ve düşmana doğru ilerlerken mümkün olabildiğince sessiz olun.
İşaretle sevk ve idareden azami ölçüde faydalanın. Bilmiyorsanız dahi herkesin anlayabileceği bütün dünyada kullanılan ‘şu yöne git, yanıma gel, dur vb. gibi’ basit işaretleri kullanın. Unutmayın çıkardığınız gürültü düşmana yerinizi belli edecektir.

6-Düşmana doğru ilerlerken asla toplu hareket etmeyin.
Düşman için kolay ve çekici bir hedef haline gelirsiniz. Arkadaşınızla aranızda en az 3 metre mesafe bırakın.

7-Devamlı olarak etrafınızı gözetleyin.
Asla rehavete kapılmayın. Bir tek hata yapma lüksünüz dahi yoktur. Sürekli olarak çevrenizi kontrol edin: yukarı, aşağı, soldan sağa ve arkanızı sürekli olarak kontrol edin. Tehlike mevcut ise hedef küçültün ve örtü gizleme sağlayacak bir yer bulun.

8-Açıklıkları süratle geçin.
Bir yolu geçerken ve kavşaklarda asla tereddüt etmeyin ve yavaş hareket etmeyin, yavaş hareket etmek ve bir anlık tereddüt hayatınıza mal olabilir. Gideceğiniz noktayı belirleyin ve mümkün olabildiğince süratli hareket edin. Vardığınızda, özellikle en öndeyseniz ve o yere ilk varan sizseniz etrafınızı tehlikeler açısından kontrol edin.

9-Aşağıyı da kontrol edin
Modern şehirler kanalizasyon sistemlerine sahiptirler ve buralar düşmana dost unsurlar tarafından fark edilmeden hareket etmeleri için gizli yollar sağlarlar. Meskun mahallerde yürütülen operasyonlarda tehlike aşağıdan da gelebilir, daima hazırlıklı olunmalıdır.

10-Asla yalnız hareket etmeyin.
Daima güvenebileceğiniz bir arkadaşınızla hareket edin. Arkanızı kollayan birisinin olması meskun mahallerde yürütülen operasyonlarda hayatta kalma şansınızı artıracaktır. Birinci kuralı asla unutmayın: tehlike her an her yerden gelebilir.

Tanrı Türkü korusun…