savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Yağmurlu
9°C

Soleimani’nin Uyuyan Ajanları Pusuda Bekliyor

Soleimani’nin Uyuyan Ajanları Pusuda Bekliyor
A+
A-

Sana Tahmin Edebileceğinden Çok Daha Yakınız

Soleimani’nin Uyuyan Ajanları Pusuda Bekliyor

“Bay Kumarbaz, Trump! Bil ki ensendeyiz, hem de hiç tahmin edemeyeceğin yerlerde sana düşündüğünden çok daha yakınız.’’ Qassem Soleimani.

 

Yazar: Todd Bensman, Middle East Forum, 07 Ocak 2020

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 02 Şubat 2020

 

ABD tarafından düzenlenen dron saldırısında hayatını kaybeden Qassem Soleimani ve ‘‘Kudüs Filistin’in Ebedi Başkentidir’’ yazılı pankart. Kaynak: Middle East Forum

İran’ın, Kudüs Güçleri Komutanı General Qassem Soleimani’nin bir ABD dron saldırısında öldürülmesi nedeniyle almaya yemin ettiği ‘‘Şiddetli İntikamı’’ ne zaman ve nerede uygulayacağı üzerinde yapılan profesyonel spekülasyonların çoğunda garip bir şekilde hiçbir bilgi olmasa da ipucu aslında ölü adamın oldukça anlamlı bir konuşmasında saklıdır.

İran ve Birleşik Devletler Başkanı Donald Trump arasında oldukça ciddi savaş tehditlerinin yapıldığı bir zamanda, 2018 yılının Temmuz ayında General Soleimani, Amerikan başkanına; ‘‘Bay Kumarbaz, Trump! Bil ki ensendeyiz, hem de hiç tahmin edemeyeceğin yerlerde sana düşündüğünden çok daha yakınız.’’ diye seslendiği bir konuşma yapmıştır.

Kudüs Gücü tarafından desteklenen Hizbullah teröristleri Amerika’nın her yerindeki kentlerde mevzilenmiş durumda pusuda beklemektedir.

Peki, Soleimani Trump’a kadar uzanabilmesinin düşündüğümüzden çok daha yakın olduğunu öne sürdüğünde ne demek istemiş olabilir? Bunu New York Times ve Washington Post gazetelerinde yapılan analizlerden öğrenebilmeniz asla mümkün değildir.

Bu gazetelerin İran ve Hizbullah vekâlet savaşçılarının nerelere saldırabileceklerine yönelik hedef kehanetleriyle ilgili yorumları esas olarak; sadece Orta Doğudaki üslerdeki Amerikan askerleri, İsrail ve Suudi Arabistan gibi müttefikler, Basra Körfezindeki gemiler veya muhtemelen ülke dışındaki Amerikalı yetkililer ve vatandaşlar gibi yine Amerikan topraklarından uzakta olanları kapsamasının yanı sıra herkesin saldırganların tam olarak nerede olduklarını düşünebilecekleri yerleri de içermektedir.

Solda Ali Kourani, ortada son yıllarda yükselişe geçen Lübnan Hizbullah Örgütü üyeleri ve sağda Samer el Debek. Kaynak: Anwar Amro/AFP

Trump, İran’ın Amerikalılara saldırması durumunda çok şiddetli bir karşılık verileceğini ifade etmiştir, fakat dış politika uzmanlarının öngördüğü gibi bu en kötü durum senaryolarının gerçekleşmesi pek olası değildir. Amerikan medyası ve vatandaşları Üçüncü Dünya Savaşı benzeri teorileri öne çıkarırken, dürüst bir analiz ve sağduyu, İran tehdidini çok daha yakında, Amerikan topraklarında ele almamızı gerektirmektedir.

İşte yapılan analizlerde eksik olan da budur. Kudüs Gücü destekli Hizbullah ajanları kılığına bürünmüş gizli Birim 910 mensubu İranlı intikamcılar, yıllardır titizlikle belirledikleri hedef listesindeki yerlerin vurulması için uzaklardan gelecek emri bekler durumda, Amerika’nın bütün kentlerinde yuvalanmıştır. Hizbullah ajanları bunun yanı sıra, Amerikalı yetkililer ve ekonomik çıkarlarının bulunduğu, en azından Nikaragua kadar yakın bütün Latin Amerika ülkelerinde de yuvalanmış durumdadırlar.

Teröristler Suikast Maksadıyla Amerikan Topraklarında Yuvalandılar

Lübnanlı Şii Müslümanların, Hizbullah’ın halk arasında Birim 910[i] olarak bilinen gizli Dış Güvenlik Organizasyonu (ESO-External Security Organization) mensubu uyuyan ajanlar olarak Amerikan kentlerinde yaşamaları için devşirildiklerini ve eğitildiklerini biliyoruz. Bunu bilmemizin nedeni, yıllardır soruşturulan bu uyuyan ajanların, arkalarında pek çok ayrıntılı kayıt bırakmalarıdır. Amerika’da Birim 910 ile ilgili en güncel bilgi kaynağı; biri Bronx, New York’taki Ali Kourani, diğeri de Dearborn, Michigan’daki Samer El Dabek olmak üzere, 2019 yılında mahkûmiyetle sonuçlanan iki federal kovuşturmadan gelmektedir.

Bu Lübnanlı göçmen terörist casuslar, Birleşik Devletler vatandaşlığı ve pasaportunu alır almaz; silahlar, casusluk ve Amerikan topraklarında işleyecekleri cinayetler için eğitilmek üzere rutin olarak ülkelerine gönderilmişlerdir. Mahkeme kayıtlarına göre; bu terörist casusların 2007 yılından, tutuklandıkları 2017 yılına kadar geçen süredeki ana hedefi; aktif hale geldiklerinde kullanmak üzere silah temin ederken ve hedef listeleri oluştururken, dışarıya karşı normal bir göçmen ailesi gibi görünmektir.

Bu teröristlerin hedefleri; Amerikalı Yahudiler, Birleşik Devletler’de yaşayan İsrail vatandaşları ile önemli sembolik ve pragmatik (fayda sağlayıcı) yerler olma eğilimindedir. Örneğin, Lübnan’a yaptığı seyahatlerde gözetime karşı koyma ve silah eğitimleri aldıktan sonra Kourani’den sorumlu terörist, onu New York kentinde yaşayan öldürülmeye değer geçmişte veya halen İsrail Savunma Kuvvetleri mensubu olan iş adamlarının listesini çıkarmakla görevlendirmiştir.

Kourani sorgulamada kendisine verilen vazifenin; Birleşik Devletlerde ‘‘suikast ve saldırı’’ maksatlı bir yetenek havuzu oluşturmak olduğunu itiraf etmiştir.

Kourani, Manhattan’da bulunan bir hükümet cephaneliğini gözetlemiş ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI-Federal Bureau of Investigation) ile Birleşik Devletler Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri (U.S. Citizen and Immigration Services) binalarına ait çektiği video kayıtlarını Lübnan’a göndermiştir. Kourani ayrıca, John F. Kennedy Uluslararası Havaalanında yolcuların uçaktan nasıl indiklerini, gümrük memurlarının bagajları nasıl kontrol ettiklerini ve düzenlediklerini ve güvenlik personeli, kameraları ve manyetometre sensörlerinin[ii] bulundukları yerleri gösteren istihbarat bilgilerini de Lübnan’a göndermiştir.

Kourani ateşli silahların depolandığı alanları belirlemiş ve ‘‘samad’’[iii] olarak bilinen yasal bir patlayıcının nerelerde depolanabileceğini tespit etmiştir. Kourani’ye dron, gece görüş gözlükleri ve yüksek güçte kameralar satın alması söylenmiştir.

FBI ajanlarına yaptığı itirafta Kourani, yaptıklarının amacının, ABD’de suikast ve saldırılar maksatlı bir yetenek havuzu oluşturmak olduğunu itiraf etmiştir. Bir FBI ajanının anlattıklarına göre Kourani, normal bir hayat sürdürme ve Dış Güvenlik Organizasyonu (ESO-External Security Organization) harekete geçmeye karar verdiğinde, kendisine görev verilecek Hizbullah’ın uyuyan hücrelerinden bir tanesi olarak ikili bir hayat sürmüştür.

Hakkında yapılan suç duyurusuna göre; Michigan eyaletinde yaşayan El Debek de aynı şekilde hareket eden gizli bir teröristtir. O da 2007 yılına kadar ayda 1.000 ABD doları maaş alan ve sağlık giderleri karşılanan, emir verildiğinde Birleşik Devletler’de cinayet işlemesi için Lübnan’a yaptığı seyahatlerde eğitilen ve beyni yıkanan ücretli bir Hizbullah ajanıdır. El Debek bomba yapım işinde uzmandır.

Birleşik Devletler vatandaşlığı ve pasaportu çok işe yaramış ve Hizbullah, El Debek adlı teröristi güvenli bir yerdeki patlayıcıları götürmesi için Tayland’a ve 2011 ve 2012 yıllarında olmak üzere en az iki kez de ülkede yaşayan Amerikalı ve İsraillileri kapsayan bir hedef listesi hazırlaması maksadıyla Panama’ya göndermiştir.

Terörle suçlanan Muhammad Ghaleb Hamdar, Peru’nun Lima kentinin ilçesi Surquillo’da tutuklandı. 21 Nisan 2014.  Kaynak: El Comercio

Girişimci kılığındaki El Debek, Amerikan ve İsrail büyükelçilikleri ile Panama Kanalını gözetlemiştir. Kayıtlara göre El Debek, Birleşik Devletler elçiliği güvenlik birimlerini, özellikle de elçiliğe araç giriş-çıkış trafiğinin yoğun olduğu anları ve elçilik mensuplarının kaldıkları evleri ve apartmanları gözetlemiştir.

El Debek Panama’ya yaptığı seyahatlerde ayrıca, aseton ve akü asidi gibi bomba yapımında kullanılan malzemelerin satıldığı mağazaları tespit etmiştir. El Debek tespit ettikleriyle ilgili fotoğraf ve bilgileri Lübnan’a göndermiştir.

Her ne kadar Amerikan kentlerindeki Birim 910 kadrolarının büyüklüğü kamuoyu tarafından bilinmese de ihtiyatlı bir varsayıma göre, sadece El Debek ve Kourani’den ibaret olmadıkları da kesindir. Adli takibatlar 9/11 saldırılarına kadar uzanmakta ve bunlardan bir tanesinde, bizzat Qassem Soleimani Texas eyaletinden bir gizli ajana, sonuçta rezil bir şekilde başarısızlıkla sonuçlanan bir plan ile Suudi Arabistan’ın Washington’daki büyükelçisinin Cafe Milano’da öldürülmesi emrini vermiştir.

Aslında küçük düzeltmeler yapılan normal olarak gizli bir FBI raporu, Kourani’nin New York, New Jersey, Florida ve Kanada’da faaliyet gösteren 15 muhtemel gizli ajanın isimlerini verdiğini göstermektedir. Dokümanlarda, Kourani’nin söylediklerine göre Hizbullah ile bağlantılı Queens camisinin adı ve kredi kart yolsuzluğu, sahte giysi, otomobil yedek parça hırsızlığı dolandırıcılığı ve Hizbullah’ın küresel para aklama merkezi olan Batı Afrika’ya araba ihraç planlarında yer alan isimleri gösteren bir liste yer almaktadır.

Hizbullah taraftarları, İran İslam Devriminin 40. Yılı kutlamaları esnasında ellerinde Lübnan, Hizbullah ve İran bayrakları ile Beyrut güneyinde bir yürüyüş esnasında görülürken. 06 Şubat 2019. Foto: Hussein Malla/AP File

Bu şebeke, Batı İstihbarat Organizasyonları ortaklarından bir tanesinin ‘‘910’u Durdurun’’ adlı bir web sitesi (https://stop910.com/en.html) açmasına neden olacak kadar yaygındır. İngilizce, İspanyolca ve Arapça yayımlanan sitede şüpheli ajanların fotoğrafları ve isim vermeden nasıl ihbar edilecekleri yönünde talimatlar yer almaktadır.

Üsler Nikaragua Kadar Yakında

2007 yılında İran-ABD ilişkileri çok gerginken, ABD’yi can düşmanı olarak gören Başkan Daniel Ortega’nın, Managua’da bir konsolosluk açan İran ile imzaladığı ikili anlaşma sonrasında bir gazeteci olarak Nikaragua’ya gitmiştim. İran konsolosluğunu, Nikaragua askerleri tarafından korunan lüks bir muhitte buldum. Yeni büyükelçiyle röportaj yapmak maksadıyla, üç gün boyunca yüksek metal kapıları çalmama rağmen, kibar bir görevliden hep; ‘‘Yakında, çok yakında ama bugün değil’’ yanıtını aldım.

Yüksek kapıların ardında görebildiğim tek şeyin dalgalanan İran ulusal bayrağının ucu olmasının yarattığı hayal kırıklığı ile yakınlardaki bir binanın çatı katına çıkarak bir casus gibi elçilik kompleksinin fotoğraflarını çektikten sonra, Sandinista liderleri ve sokaktaki insanlarla İranlıların ülkelerinde kamp kurduklarına dair röportajlar yaptım.

Nikaragua’ya yaptığı ziyaret esnasında; ‘‘ABD ekonomik terörü geri tepecek’’ ifadelerini kullanan İran Dışişleri Bakanı Javad Zarif. 22 Temmuz 2019. Kaynak: THE GRAYZONE

Ülkenin en yüksek tirajlı gazetesi La Prensa’dan gazeteciler, Nikaragua göç bakanlığı başkanının, 21 adet İranlı erkeğin resmi kayıtlara geçirilmeden Nikaragua’ya vizesiz girmesine izin verdiğini gösteren sızdırılmış hükümet belgelerini ortaya çıkarmıştır.

O zamanlar, diplomatik koruma altında gelen ve Honduras ile El Salvador’a seyahat eden Kudüs Gücü ajanlarının isimlerini veren diğer medya hesaplarını açıkladım. İran ve Nikaragua yakın ilişkilerini halen sürdürmektedir ve İran, dışişleri bakanını geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Nikaragua’ya göndermiştir.

Nikaragua etrafındaki bütün Latin Amerika ülkeleri Amerikan, İsrail vatandaşları, büyükelçilikler ve bölgesel ticaret ve diplomaside yer alan Yahudi toplulukları göz önüne alındığında oldukça zengin hedefler sunmaktadır. El Debek adlı teröristin 2011 ve 2012 yıllarında Panama’ya yaptığı gözetleme maksatlı seyahatlerde kanıtlandığı gibi bu hedefler İran Hizbullah’ını açık bir şekilde ilgilendirmektedir.

Birleşik Devletler Dışişleri Bakanlığının 2017 ve 2018 Terörle İlgili Ülke raporları, İran Hizbullah’ının Latin Amerika’da yıllardır sürmekte olan yasadışı kaçakçılık ve fon toplama faaliyetleri gibi faaliyetlerini sürdürdüğünü ve ayrıca terör eylemlerinin desteklenmesi ve planlanmasına da yardımcı olduğunu ortay çıkarmıştır.

İran Hizbullah ajanlarının 1990’lı yılların başlarında iki adet Yahudi tesisini bombaladığı Arjantin’de hükümet, bazıları Arjantin, Brezilya ve Peru arasındaki ortak bir serbest bölgede sayısız aşırılık yanlısı ile yakın ilişki içinde olan 14 Hizbullah bağlantılı şirketin faaliyetlerini durdurmuştur.

Peru’da yetkililer, sahte belgeler kullanarak patlayıcı ve silah depoladığı gerekçesiyle, Muhammad Ghaleb Hamdar adında Birim 910 üyesi olduğu aşikâr olan bir teröristi tutuklamıştır. Kolombiya ve Venezüella’da, 2017 yılında Birim 910 teröristleri ele geçirilmiştir. Bolivya’da da Hizbullah’ın gizli bir silah deposu ortaya çıkarılmıştır.

Solda Birleşik Devletler Başkanı Donald Trump ve sağda Trump’ın verdiği emirle dron saldırısında öldürülen Qassem Soleimani.

Trump’ın, İran’ın Birleşik Devletler vatandaşlarına saldırması durumunda tespit edilen 52 adet İran Hizbullah’ı hedefinin vurulacağı yönündeki tehdidi nedeniyle, bazı dış politika analizcileri, bunun gibi en kötü durum senaryosundan çok daha hafif bir dramatik intikam öngörmektedir. Fakat dünya, bu en kötü durum senaryoları ile oyalanırken, önde gelen ABD dergileri, İran Hizbullah’ının kendi ülkelerini vurmak için yıllardır hazırlık yaptığı gerçeğini bariz bir şekilde es geçerek, sıradan Amerikalılara büyük bir kötülük yapmaktadır. Soleimani’nin dediği gibi tehlike sanılandan çok daha yakındır.

 

Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yazarın görüş ve önerilerini yansıtmaktadır. Yazının çevrilerek paylaşılması Sun Savunma Net sitesi ve çevirenin yazıda ifade edilen görüşleri ve ileri sürülen iddiaları paylaştığı anlamına gelmemektedir.

Yazının orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.meforum.org/60350/iran-has-terrorists-embedded-inside-the-us?utm_source=Middle+East+Forum

 

[i] Hizbullah terör örgütünün seçkin ve gizli bir birimidir. İran Hizbullah’ının uzaklara erişebilen stratejik kolu olarak hareket etmektedir. Örgütün hedefi, Batıya ve özellikle İsrail’e karşı caydırıcı bir güç oluşturmaktır. Üyeleri çoğunlukla Lübnanlı Şiilerdir. İçlerinden bazıları dünyanın her yerine seyahat etmelerini sağlayan orijinal kimlik kartları ve pasaportlara sahiptir.

[ii] Havaalanlarında güvenlik maksadıyla kullanılan sensördür. Manyetometre sensörleri, örneğin saklanmış silah gibi metal cisimleri tespit etmek için bir elektromanyetik alan kullanırlar.

[iii] Lübnan’da yaygın olarak el yapımı patlayıcı (EYP) yapımında kullanılan bir patlayıcıdır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.