savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4933
EURO
36,5296
ALTIN
2.915,68
BIST
9.232,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
14°C
Ankara
14°C
Parçalı Bulutlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
15°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
15°C
Cuma Çok Bulutlu
15°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
5°C

Şu Meşhur 28 Şubat MGK Kararları

Şu Meşhur 28 Şubat MGK Kararları
A+
A-

Şu Meşhur 28 Şubat MGK Kararları

 

Alican TÜRK, Sun Savunma Net, 09 Mart 2019

 

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde 28 Şubat duruşmaları sürerken, 19 Nisan 2016 tarihli 82’nci celsede “tanık” olarak dinlenen Tansu Çiller’in danışmanlarından 26. Dönem AKP Milletvekili Hüseyin KOCABIYIK konuşmasını bitirdiğinde Çetin Doğan Paşa söz isteyip kendisine birkaç soru sordu. Sorulardan biri şöyleydi:

    –   Hüseyin Bey, siz MGK Kararlarının hangisine karşısınız?

Hüseyin Bey hiç düşünmeden, hatta sorunun bitmesini bile beklemeden yanıtladı:

    –   Hepsine!

Buruk acı bir tebessüm ettim.

Kiminin “askerî darbe”, kimilerinin “postmodern darbe” diye nitelediği – ama ne darbe, ne postmodern darbe kavramlarıyla kesinlikle ilgisi olmayan – 28 Şubat MGK Kararlarının 22’nci yıldönümünde o meşhur “Kararlar”ı hep birlikte hatırlayalım dedik.

Bilindiği gibi o gün (28 Şubat 1997) Milli Güvenlik Kurulu, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’in başkanlığında Çankaya’daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde toplanır. Yaklaşık 9 saat süren toplantının gündem maddeleri arasında “Bölücü Terör Tehdidi ve Bununla Mücadelede Ulaşılan Aşamalar”, “OHAL Durumunun Değerlendirilmesi”, “Yunanistan ve GKRY’ne Yönelik Bakanlar Kurulu Kararları” gibi konuların yanı sıra, “Özel Müzakere” başlığı altında Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan T.C. Devleti’ne yönelik irticai tehdidinin boyutları ve bunlara karşı alınması gereken önlemler” konusu yer alır.

Özellikle son konu ele alınırken İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Bşk.lığı ve MİT temsilcileri ayrı ayrı birer sunum yaparak siyasal İslâm’ın, tarikat ve cemaat örgütlenmesinin ülkede ve devlet içinde nerelere ulaştığını sayılarla, fotoğraflı görüntülerle anlatırlar. Yapılan değerlendirmeler sonunda da “Ülkemizde şeriat hukukuna dayalı bir İslâm Cumhuriyeti kurmayı hedefleyen grupların” giderek yaygınlaştığı, bunların “Anayasa’da tanımlanan demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletimize karşı ‘çok yönlü’ bir tehdit oluşturduğu” tespiti yapılarak, “bu tehdidin önlenmesi amacıyla EK-A’daki tedbirlerin kısa, orta ve uzun vade içerisinde alınmasının Bakanlar Kurulu’na bildirilmesine…” diyen 4 maddelik 406 SAYILI MGK KARARI yayınlanır.

“EK-A’daki tedbirler” diye bahsedilen konu, “REJİM ALEYHTARI İRTİCAİ FAALİYETLERE KARŞI ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER” başlıklı 18 maddelik bir önlem paketidir.

İşte herkesin konuştuğu, ama içeriğini çok az kişinin hatırladığına emin olduğum o meşhur maddeler:

                                                                                                                                                                              EK-A

REJİM ALEYHTARI İRTİCAİ FAALİYETLERE KARŞI ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

1-   Anayasamızda cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine Anayasanın 4’üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması için mevcut yasalar hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.

2-   Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği Milli Eğitim Bakanlığı’na devri sağlanmalıdır.

3-   Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihrakların etkisinden korunması bakımından:

               a-   8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.

               b-   Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devam edebileceği Kuran kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

4-   Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılâplarına sadık, aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü milli eğitim kuruluşlarımız Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.

5-   Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı’nca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında koordine edilerek gerçekleştirilmelidir.

6-   Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzeninin zedelenmesi önlenmelidir.

7-   İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askeri Şura kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK’yi dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının Silahlı Kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.

8-   İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasadışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK’dan ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkân verilmemelidir.

9-   TSK’ya aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında da uygulanmalıdır.

10-   Ülkemizi çağ dışı bir rejimden ve din istismarının sebep olabileceği muhtemel bir çatışmadan korumak için İran İslâm Cumhuriyeti’nin ülkemizdeki rejim aleyhtarı faaliyet, tutum ve davranışlarına mani olunmalı. Bu maksatla İran’a karşı komşuluk münasebetlerimizi ve ekonomik ilişkilerimizi bozmayacak, fakat yıkıcı ve zararlı faaliyetlerini önleyecek bir tedbirler paketi hazırlanmalı ve yürürlüğe konulmalıdır.

11-   Aşırı dinci kesimin Türkiye’de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumda kutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.

12-   T.C. Anayasası, Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasası ve bilhassa Belediyeler Yasası’na aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı ve bu tür olayların tekrarlanmaması için her kademede kesin önlemler alınmalıdır.

13-   Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye’yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.

14-   Çeşitli nedenlerle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis ve jandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.

15-   Kurban derilerinin, mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtarı örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır.

16-   Özel üniforma giydirilmiş korumalar ve buna neden olan sorumlular hakkında yasal işlemler ivedilikle sonuçlandırılmalı ve bu tür yasadışı uygulamaların ulaşabileceği vahim boyutlar dikkate alınarak, yasa ile öngörülmemiş bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.

17–   Ülke sorunlarının çözümünü “Millet” kavramı yerine “Ümmet” kavramı bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendiren girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.

18-   Büyük Kurtarıcı Atatürk’e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.

x             x             x

İşte üzerinde büyük kıyametler kopartılan, “darbe” diye tanımlanan MGK Kararları bunlar…

Sahi, siz bunlardan hangisine karşısınız?

BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.