Müyesser Yıldız, Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, G4 Blok
Geçen günkü yazımda, ABD’nin Suriye’deki PKK ile petrol anlaşması imzalamasının anlamına ve bir sonraki aşamaya dikkat çekmiştim.
Anlaşmanın zamanlaması da önemli. Türkiye Kıbrıs’tan Libya’ya Akdeniz’de kuşatılmış, ekonomik kriz kapıya dayanmış, buna karşılık iktidar Ayasofya ile zaman kazanmaya çalışırken Haziran ayında ne oldu, önce bunu hatırlayalım.
Başını ABD ve Fransa’nın çektiği emperyalistler yıllardır Suriye’deki PKK ile Barzani’ye bağlı olan gruplar, PYD çatısı altında birleştirildi.
Bunun da öncesi var. Ne tesadüf, Nisan’da İmralı’daki teröristbaşına 21 yıl aradan sonra ilk kez ailesi ile telefon görüşmesi izni verildi.
Teröristbaşının görüştüğü kişi kardeşi Mehmet Öcalan’dı.
Daha ilginci, Mehmet Öcalan’ın bu görüşme için Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yönlendirilmesi ve görüşmenin savcılığa ait sabit bir telefonla yapılmasıydı.
Biz de hapisteyiz, telefon görüşmesi yapıyoruz ve konuşmalar kayda alınıyor. Sıkıysa “sakıncalı” bir ifade kullan!..
Peki teröristbaşı kardeşiyle ne konuştu?
Mehmet Öcalan’ın o günlerde medyaya yaptığı açıklamaya göre, teröristbaşı sağlık durumunun yanısıra “Irak Kürdistan Bölgesi’nde PKK – Peşmerge arasında yaşanan gerilim”, ayrıca “Rojava” ve HDP ile ilgili mesajlar vermiş.
Neler mi söylemiş?
PKK ile Barzani peşmergeleri arasındaki gerginlik için “Kürt’ü Kürt’e kırdırma politikası” değerlendirmesini yapıp, “Bundan Kürtlerin hiçbir kazancının olamayacağını, ulusal birliğin esas alınması, Kürtlerin kendi arasında siyasi birlik oluşturması gerektiğini, bu mesajının hem Kandil hem Federe Hükümet hem Barzani ve Talabani ailesi için geçerli olduğunu” anlatmış.
Sözkonusu mesajını “en büyük mesaj” olarak nitelendiren teröristbaşı, 1982’de şimdiki “Başkan” Neçirvan Barzani’nin babası İdris Barzani ile imzalanan ve Kürtlerin kendi aralarında da çatışmaya girmeyeceğine ilişkin 10 maddelik protokolü hatırlatıp, “Bu anlaşma güncellenebilir. Şunu bilsinler, Kürtlerin birliği olmazsa, kimse Kürtler için bir şey yapmaz, kimseye güvenmesinler. Ortada bir eksiklik varsa, bunun diyalogla çözülmesi ve barışın gerçekleştirilmesi gerekir. Kürt ulusal birliğine büyük bir ihtiyaç olduğunu herkesin görmesi gerekir. Bunu yapacak olanlar, Barzani ile Talabani aileleri ve Kandil’deki arkadaşlardır.” demiş.
PYD/YPG’ye Talimatı
Teröristbaşının, Rojava’yla ilgili talimatına gelince; “Buradaki partiler ve kurumların demokratik yapıyı büyütememelerinden” yakınmış, “4 parçada da örgütlenmenin büyütülmesini” istemiş ve şöyle konuşmuş:
“Dükkan küçük olsun benim olsun yaklaşımını asla kabul etmiyoruz. Küçük dükkan ne Kürtler ne de diğer kesimler için gerekli değildir. Dükkanın büyük olması ve herkesin o dikkanda kendini temsil etmesi gerekiyor. Demokratik birlik için parti üzerinden gelişme sağlayıp büyütürseniz bu sizin için iyi olur.”
Son olarak HDP’ye şu mesajı vermiş:
“Kendisini büyütmesi gerekiyor. Büyük işler yapmaları, geniş bir perspektifle hareket ederek örgütlülüğünü büyütmeleri ve güç olmaları gerekiyor. Aksi halde karşı taraf onları yok edecek.”
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış, 40 bin insanın katilinin cezaevinden terör örgütünü nasıl yönetmeye devam ettiğini, edebildiğini sormanın anlam ve önemi var mı? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine ilişkin talimatı, devletin Anadolu Ajansı tarafından servis edildikten sonra!..
İşte zamanlamanın önemine dikkat çekmemin sebebi bu.
Teröristbaşı o talep ve talimatları gönderdi… ABD ve Fransa Suriye’deki Barzani gruplarını PYD/YPG’de birleştirdi… Ardından da petrol anlaşması imzalandı…
Irak’ta “Barzanistan”ın kurulmasında çok “emeği” olan CIA’cı Henry Barkey, Türkiye’de PKK açılımının tam gaz sürdüğü dönemde, “Suriye Kürtlerinin lideri de Barzani olacak.” iddiasında bulunmuştu. Hatırlıyorsunuz, değil mi?
Yıllardır “Suriye’de terör koridoruna karşıyız.” diyen Ankara’ya bir kez daha sormak zamanıdır; “Adım adım Barzani koridorunun kuruluşuna ne diyorsunuz?”…
Sincan’dan Silivri’deki Barış Pehlivan’a, Hülya Kılınç’a, Murat Ağırel’e ve açık cezaevindeki tüm dostlara kucak dolusu sevgiler…