savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1910
EURO
36,6427
ALTIN
2.961,48
BIST
9.916,22
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
11°C
Ankara
11°C
Az Bulutlu
Perşembe Hafif Yağmurlu
8°C
Cuma Çok Bulutlu
8°C
Cumartesi Az Bulutlu
6°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
5°C

Türkiye Ciddi Bir Ekonomik Kriz Yolunda

Türkiye Ciddi Bir Ekonomik Kriz Yolunda
A+
A-

Türkiye Ciddi Bir Ekonomik Kriz Yolunda

Ekonominin kötüleşen durumu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en zayıf noktasıdır ve hâlihazırdaki rakipsiz liderliğinin karşısındaki en büyük tehdittir.

 

Yazar: Fadi Hakura, CHATTAM HOSE, 12 Temmuz 2018

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 16 Temmuz 2018

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve başlama töreni anısına çıkarılan
özel bir liralık madeni para. Foto: Getty Images.

Türkiye’nin milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden on beş gün sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasanın kendisine verdiği artırılmış radikal yürütme gücü sayesinde yeni hükümeti atamıştır. Erdoğan, karar verme ve politika oluşturmanın merkezinde kalmayı garantiye almak için 16 adet sadık ve partizan figürü hükümet üyesi olarak seçmiştir.

Yeni kabinede en göze çarpan  olay ise; Erdoğan’ın eski başbakan yardımcısı ve Merrill Lynch baş ekonomisti olan Mehmet Şimşek’in yerine, deneyimsiz damadı Berat Albayrak’ı kırılgan ekonomiyi yönetmek üzere maliye ve hazine bakanlığı görevine getirmesidir. Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Damat Albayrak’ın gergin finans piyasalarını ve yabancı yatırımcıları yatıştırma kabiliyetine sahip olup olmadığı ise kuşkuludur.

Erdoğan, her ne pahasına olursa olsun, makroekonomik ve finansal istikrarın zararına olacak şekilde kısa vadeli büyümeye öncelik verecektir. Bu, kontrolden çıkan iki haneli enflasyon rakamlarını kontrol altına almak ve bu yıl yaklaşık olarak yüzde 20 oranında değer kaybeden lirayı desteklemek için gereken önceki faiz artırımlarını zorunlu kılmaktadır. Bu aynı zamanda, para musluklarını açmak, piyasaya ucuz kredi pompalamak ve her tarafa yayılmış inşaat ve devasa altyapı projelerini desteklemek anlamına da gelmektedir.

Recep Tayyip Erdoğan ile hazine ve maliye bakanlığı görevine getirdiği damadı Berat Albayrak. Foto: En Son Haber.

Erdoğan ne dediyse  onu yaparak, bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kendisine Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının başkanı ve başkan yardımcıları ile para politikası kurulu üyelerini dört yıllık bir dönem için atama yetkisi vermiştir. Bu olay, bir zamanlar bağımsız ve saygı duyulan merkez bankasının siyasileştirilmesini tamamlamaktadır ve Erdoğan’ın yüksek faiz oranlarının yüksek enflasyon anlamına geldiği yönündeki alışılmışın dışındaki mali görüşleriyle de uyumludur.

Erdoğan, gelişmeyi parıltılı yüksek binalar, görülmeye değer devasa altyapılar ve yüksek büyüme oranlarıyla bağdaştırmaktadır. Erdoğan, motor boğulma problemi yaşayan orta büyüklükteki Audi stili Türk ekonomisinden, üstün Ferrari büyüme oranları elde etmek için hızla gaza basmaktadır. Bütün araba tamircilerinin bildiği gibi bu taktikler uzun vadede sürdürülebilir değildir. Sonunda motorun yanması kaçınılmazdır.

Erdoğan, zengin ekonomiler ligine katılması için Türkiye’nin büyüme modelinin bir revizyona ihtiyacı olduğunu anlamış gibi görünmemektedir. Türk ekonomisi, tüketici harcamaları ve sürekli özel yatırım ve dış satımlardan ziyade, spekülatif finansal akışlarla fonlanan hükümet destekli altyapı ve inşaat projelerine bel bağlamış durumdadır.

Türkiye Cari İşlemler Dengesi: Grafik: Reuters

Net sonuç: kurumsal sektörün döviz yükümlülükleri, 2017 yılı sonu itibariyle rekor kırarak 328 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Döviz varlıkları düştükten sonra kalan 214 milyar dolar, hâlâ endişe verici bir rakamdır. Türkiye’nin, yüzde 80’i yerli bankalar tarafından tutulan ABD doları ve avro borç stoku, 2008 yılından beri ikiye katlanmış durumdadır. Bu vahim ödemeler dengesi koşulları göz önüne alındığında; Türkiye’nin dış varlıkların ülke dışına kaçmasını önlemek için kısa ve orta vadede sermaye kontrolleri uygulaması hiç de uzak bir olasılık değildir. Üretilen malların ihraç sonucu getirdiği gelirin, yurtdışından ithal edilen mal ve hizmetlerden az olması, yani ticaret dengesi ve finansal akışların toplamı olarak tanımlanan, 50 milyar dolar tutarındaki cari işlemler açığı, merkez bankasının net rezervi olan yaklaşık 45 milyar dolar ile dahi kapatılamamaktadır.

Beklenildiği gibi bazı büyük Türk şirketleri, liranın dış satın alma gücünün düşmesi (devalüasyon) omuzlarındaki finansal yükü artırırken, tahvil sahipleriyle büyük miktardaki dış borçlarının yeniden yapılandırılmasını görüşmektedir. Eğer önemli sayıda Türk şirketleri dış borçlarını ödeme aczine düşerse, bu bütün Türk ekonomisine yansıyacak, kitlesel tüketici paniğine neden olacak, uluslararası piyasaların güvenini sarsacak ve Türk finans sisteminde bir kriz ile derin ve uzun süreli bir ekonomik durgunluğa neden olacaktır.

Türkiye Faiz Oranları ve Enflasyon. Grafik: Reuters

Erdoğan’ın milliyetçi müttefiki olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin onun hükümetine katılmayı neden reddettiğinin açıklaması da budur. Belki de MHP lideri Devlet Bahçeli, üç partili bir hükümetin üyesi olarak, 2001 yılı finansal krizinden gereken dersleri almıştır. Bu nedenle Bahçeli, ekonomik çöküşün sorumlusu olarak lekelenmek riski yerine, etkisini dışardan yansıtmayı seçmiştir.

Türkiye’nin cumhurbaşkanı beklenmedik sonuçlara aldırmaksızın yönetimde tek adam yaklaşımını ikiye katlamaktadır. Onun mevcut politik hâkimiyetine rağmen ekonominin kötüye giden durumu Erdoğan’ın en zayıf noktası ve hâlihazırdaki rakipsiz liderliğine en büyük tehdittir.

Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yazar Fadi  Hakura’nın görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının orijinaline aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

Bakalım CHP milletvekili İlhan Kesici’ye bu zor dönemde hangi ekonomik görev düşecek? Ne dersiniz? Erdoğan, Sayın Kesici’yi Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası başkanlığına ya da ekonomiden sorumlu cumhurbaşkanlığı yardımcılığı görevine atayabilir mi? Damat Albayrak hazine ve maliye bakanı olduğu sürece zor mu diyorsunuz? Siyaset bu, her an her şey olabilir. Bekleyelim ve görelim bakalım neler olacak…

 

Turkey Is on the Road to a Severe Economic Crisis

Fifteen days after Turkey’s parliamentary and presidential elections, Turkish President Recep Tayyip Erdoğan appointed a new government under radically enhanced executive powers granted by the constitution. He chose 16 loyalists and partisan figures to ensure that he remains front and centre in decision-making and policy formation.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.