Terör örgütü tarafından yapılan, dezenformasyona dayanan bu alçakça iftiraları kategorik şekilde reddediyoruz. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy
Yazar: Robert Dekker[i], Founder & CEO International Risk Mitigation Services Firm
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 15 Kasım 2021
Kaynak: Yeni Şafak
Aşağıda; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi SCAD (Security Council Affairs Divison) Uzman Kadrosunda yer alan Robert Dekker’in Linkedin sayfasında paylaştığı, ‘‘Risk mitigation and threat assessment TURKEY: using chemical weapons in Iraqi Kurdistan and elsewhere? – Risk azaltma ve tehdit değerlendirmesi: Türkiye Irak Kürdistan’ı ve başka yerlerde kimyasal silah kullanıyor mu?’’ başlıklı yazının çevirisini okuyabilirsiniz. Uluslararası Risk Azaltma Hizmetleri Firması
Kürdistan Özgürlük Hareketi (Kurdistan Freedom Movement), dayanışma grupları ve insan hakları örgütleriyle birlikte Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına son verilmesi çağrısında bulunmaktadır. Kimyasal silah kullandığını inkâr eden Türkiye, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ni (Chemical Weapons Convention)[ii] 1997 yılında imzalamıştır.
Bununla birlikte, Kürdistan Özgürlük Hareketi ve diğer bilgi kaynaklarına göre; bu tür silahların kullanımı, Türkiye’nin Kürdistan’ın Irak sınırları içinde kalan bölümü olan Güney Kürdistan’da gerilla kontrolü altında olan bölgeleri işgal etmesinden bu yana artmıştır. Bu alanlar, Kürdistan PKK (Partiya Karkerên Kurdistan – Kürdistan İşçi Partisi) ve bağlantılı gerilla güçlerinin kontrolü altındadır. PKK, Türk devleti tarafından uygulanan baskı ve otoriterliğe son verilmesini talep etmektedir ve demokratik konfederalizm adı verilen tabandan yukarı bir sistem yoluyla bölgenin radikal demokratikleşmesi için faaliyette bulunan hareketin bir parçasıdır.
Kaynaklara göre Türkiye’nin kimyasal silah kullandığına dair doğrulanmış yüzlerce rapor bulunmaktadır ve kimyasal silah kullanımı son birkaç ayda artmıştır. Bu uluslararası savaş suçuna dair kanıtlar ve kimyasal silahların kullanımından kaynaklanan kayıplar artmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Nisan 2021’de kuzey Irak’ı işgal etmesinden bu yana Kürtlere karşı kimyasal silah kullandığına dair haberler bulunmaktadır.
Türk devleti tarafından kullanılan kimyasal silahlar; boğulma, yanıklar, sinir sisteminin bozulması ile doku yanma ve tahribatına neden olan öldürücü silahlardır. Bu tür silahların kullanıldığı alanlarda bütün canlılar ve doğa tamamen tahrip edilmektedir.
Kaynaklara göre, son zamanlarda Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW – Organisation for the Prohibition of Chemical Weapons)[iii] ve Birleşmiş Milletler gibi bazı uluslararası kuruluşlara Türkiye’nin kimyasal silah kullanımını kınamaları için özel bir acil çağrı yapılmıştır.
Bu arada Kürdistan Ulusal Kongresi (Kurdistan National Congress) de dünyanın dört bir yanından insanlara aşağıdaki destek çağrısı yapılmıştır:
‘‘Bütün uluslararası kurumlar, hükümetler ve uluslararası kamuoyuna, işlediği suçlar ve kimyasal silah kullanımı nedeniyle Türkiye’yi kınama… Türk hükümeti ve devlet yetkililerini insanlığa karşı işledikleri suçlar ve savaş suçlarından dolayı yargılama… Türkiye’ye kimyasal silah kullanması nedeniyle yaptırım uygulama… Türkiye’ye silah yaptırımları uygulama çağrısında bulunuyoruz. Uluslararası basına sessizliklerini bozmayı Türkiye’nin kimyasal silah kullanımıyla ilgili haberleri yapmaya davet ediyoruz. Uluslar arası kamuoyu ve bütün demokratik güçleri, Kürt direnişiyle dayanışma göstermeye ve Kürtlerin Türkiye’nin saldırılarını ve kimyasal silah kullanımını derhal durdurma talebini desteklemeye çağırıyoruz.’’
Bu haberler bağımsız olarak doğrulanmış gibi görünüyor ise, kimyasal silah kullanılması riski Türkiye’nin aktif olduğu Suriye, Libya, Ermenistan, Dağlık Karabağ (Azerbaycan’ın Türkiye’nin desteğiyle Azerbaycan’ın da Ekim 2020’de kimyasal silah kullandığını biliyoruz) gibi diğer yerler için de söz konusudur.
Çevirenin Notları: Robert Dekker’in Linkedin sayfasında paylaşılan yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve Dekker’in iddialarını yansıtmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy’un, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtında kimyasal silah kullandığına yönelik iddialara Ekim 2019’da verdiği yanıt aşağıdadır:
Dünkü ve bugünkü bazı uluslararası basın organlarında, ülkemizin Barış Pınarı Harekâtı (BPH) kapsamında kimyasal silah kullandığına dair asılsız iddialar yer aldığı görülmüştür. Terör örgütü tarafından yapılan dezenformasyona dayanan bu alçakça iftiraları kategorik şekilde reddediyoruz. Muhtelif vesilelerle de tarafımızca açıklandığı üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde kimyasal silah bulunmamaktadır. “Ülkemiz, Kimyasal Silahların Geliştirilmesi, Üretilmesi, Depolanması ve Kullanımının Yasaklanması ile İmhasına İlişkin Sözleşmeye (KSS) 1997 yılından beri taraftır. Türkiye ayrıca, yayılmanın önlenmesi alanındaki tüm temel uluslararası belgelere taraf ve ihracat kontrol düzenlemelerine üyedir. Bu kapsamda tüm yükümlülüklerini yerine getirmektedir. Öte yandan, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü, iddialar hakkında herhangi bir ’soruşturma’ başlatılmadığı ve iddiaların güvenilir olduğunun saptanmadığı bilgisini paylaşmıştır.”
Türkiye’nin kimyasal kullandığına yönelik mesnetsiz iddialara yanıt olarak Milli Savunma bakanlığı tarafından yapılan açıklama aşağıdadır:
“Barış Pınarı Harekâtı’nın planlama ve icrasında sadece teröristler ve bunlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçler hedef alınmış, sivil/masum kişilerle harekât bölgesindeki tarihi, kültürel, dini yapılar, altyapı tesisleri ve çevrenin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösterilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başarısına gölge düşürmek isteyen çevrelerce özellikle dış basında gündeme getirilen ‘Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına’ yönelik iddialar tamamen gerçek dışıdır. Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından uluslararası hukuk ve anlaşmalar tarafından yasaklanmış mühimmat kullanılmamaktadır. Bu tür mühimmat Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunmamaktadır.”
Sayın okurları; Linkedin profilinde paylaştığı yazı nedeniyle Robert Dekker’i şikâyet etmeye davet ediyorum. 36 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri üniforması giymiş bir asker olarak, Türk ordusunun envanterinde NBC (nükleer, biyolojik, kimyasal) silahları olmadığını söylüyorum.
[i] Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın tavsiyesi üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi SCAD (Security Council Affairs Divison) Uzman Kadrosuna katılmıştır. Beş yıldan fazla bir süreden beri bu görevi sürdürmektedir.
[ii] Kimyasal Silahlar Sözleşmesi, kimyasal silahların üretimini, stoklanmasını ve kullanımını yasaklayan bir silah kontrol antlaşmasıdır. Konvansiyonun tam adı Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme şeklindedir.
[iii] Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü, Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan bir hükümetlerarası organizasyondur. Örgüt, kimyasal silah kullanımı yasaklayan Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ni imzalayan ülkelere sözleşmedeki kurallara uymayı ve ülkelerin elindeki kimyasal silahların imhasını teşvik eder.