savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Parçalı Bulutlu
9°C
Pazartesi Yağmurlu
10°C
Salı Yağmurlu
8°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
8°C

VİZE KRİZİ İLE İLGİLİ SORU VE YANITLAR

VİZE KRİZİ İLE İLGİLİ SORU VE YANITLAR

BİRLEŞİK DEVLETLER DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI BASIN BRİFİNGİ

VİZE KRİZİ İLE İLGİLİ SORU VE YANITLAR

 

Heather Nauert

Sözcü

Bakanlık Basın Brifingi

Washington, DC

10 Ekim 2017

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 20 Ekim 2017


SORU:
 Türkler ile aranızdaki durum şu anda hiç de iyi görünmüyor. Sanki, muhtemelen istediğiniz gibi yatışmak yerine —

BAYAN NAUERT: Haklısın.

SORU: — tırmanmış gibi görünüyor. Bu konu hakkında son durum nedir? Ve gerginliğin yatışacağı yönünde işaretler var mı?

BAYAN NAUERT: Evet, kesinlikle öyle olmasını ümit ediyoruz. Türk Hükümetinin yerel iki çalışanımızı tutuklaması bizi hayal kırıklığına uğrattı. Birçoğunuzun bildiği gibi Dışişleri Bakanlığı dünyanın her yerinde önemli ölçüde mahalli personel ile çalışmaktadır. Dışişleri Bakanlığına faaliyetlerinin yürütülmesinde yardım eden diğer ülke vatandaşları, bütün bu personel olmaksızın bakanlıkta işlerimizi yürütmemiz mümkün olmazdı. Türkiye, bu yıl içinde farklı yerlerde çalışan iki lokal görevlimizi tutuklamış ve bir üçüncüsünü de Birleşik Devletler’de hafta sonu esnasında çağırmıştır. Yani, hafta sonu esnasında, üçüncü bir elçilik çalışanının Türk yetkililer tarafından çağrılmış olduğunu teyit ettik. Bu çalışanımız gerçi resmi olarak henüz tutuklanmamıştır.

Bu eylemler geçmişte de bugün de bizi derin bir şekilde rahatsız etmiştir. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi John Bass, hafta sonunda bu konuya geniş bir şekilde değinmiştir. Oradaki durum hakkında çok endişeliyiz ve bu olayı yakından takip edememiş olanlar için size Büyükelçi Bass’ın hafta sonu neler söylediğini okumak istiyorum.

Büyükelçi Bass, ‘‘Geçtiğimiz hafta, bu yıl içinde ikinci kez diplomatik misyonumuzda çalışan bir Türk personel, Türk yetkililer tarafından tutuklanmıştır. Bu tutuklamanın nedenlerini öğrenmek için elimizden geleni yapmamıza rağmen, tutuklamanın neden yapıldığını veya var ise bu personelimiz aleyhindeki kanıtların ne olduğunu belirlememiz mümkün olmamıştır. Bu personel, Türk yetkililer ile emniyet birimleri arasındaki iş birliğini geliştirmek ve Amerikan ve Türk vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için tesis edilen bir ofiste çalışmaktadır. Açıkça ifade etmek istiyorum: personelin görevi, Birleşik Devletler ile Türkiye emniyet birimleri arasındaki iş birliğini güçlendirmektir. Bu tutuklamalar bizde, bazı yetkililerin, Türkiye ile Birleşik Devletler arasında uzun süreden beri devam etmekte olan iş birliğini bozma hedefinde olduğu yönünde sorulara neden olmuştur.’’

Türk Hükümetinden bizim de öğrenmek istediğimiz budur: Orada neler oluyor? Lokal çalışanımıza yönelik ne yapmaya çalışıyorlar? Bu olayda, Türkiye’deki lokal personelimiz emniyet birimleri arasındaki iş birliği üzerinde çalışmaktadır. Türk Hükümetinin yaklaşık olarak 200,000 insanı darbe kışkırtıcılığının yanı sıra Gülen hareketini desteklemek suçlamalarıyla yakaladığını biliyoruz. Bizim üç yerel personelimiz ise en azından bu olayda emniyet birimleri ile birlikte çalışmaktadır. Ve işlerinin bir parçası olarak, çalışanlarımızın, emniyet personeli ve soruşturmaları yürüten diğer görevliler ile telefonla konuşmaları işlerinin bir gereğidir. Ve Türk Hükümeti, yerel personelimizin bunu yapabilme yetkisini sorgulamaya başladığında, bizim de yanıtlanması gereken çok ciddi bazı sorularımız var.

SORU: Peki, onların büyükelçilikten yapılan ilk duyuruya, kritik yorumları bir tarafa bırakıldığında, aynı kelimelerle tepki göstermelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Buradaki binalarının emniyet ve güvenliği hakkında ABD Hükümetinin taahhütlerinden şüphe duymalarını gerektiren nedenler var mı?

BAYAN NAUERT: Üzgünüm, işin o kısmı ile ben ilgilenmiyorum.

SORU: Peki, yani siz açıklamanızda, Türkiye’nin sizin diplomatik tesisleriniz ve personelinizi koruma yönündeki taahhütlerinde problemlerinizin olduğunu söylediniz. Onlar da size dönüp–

BAYAN NAUERT: Ve bu arada, personelimizin, hükümetin onları yapmakla suçladığı olaylara katılımını gösteren hiçbir kanıt görmediğimizden de bahsetmem gerekir. Sadece bu noktayı açıklığa kavuşturmak istedim.

SORU: Tamam. Anladım. Fakat onlar size döndüler, yazdığınız metni aldılar, Birleşik Devletler kelimesini Türkiye ile —

BAYAN NAUERT: Ah, evet. Tamam.

SORU: — veya Türkiye kelimesini Birleşik Devletler ile değiştirdiler ve siz burada ne söylediyseniz, onlar da aynı şekilde Birleşik Devletlerin buradaki tesislerini koruma taahhütlerini sorguladılar.

BAYAN NAUERT: Evet, evet, doğru.

SORU: Bu iddialarında haklılık payı olduğunu düşünüyor musunuz?

BAYAN NAUERT: Sanmıyorum. Sanırım onların buradaki tesisleri muhtemelen oldukça güvendeler, tıpkı insanlarının olduğu gibi.

 SORU: Teşekkür ederim.

SORU: Ben pardon —

BAYAN NAUERT: Tamam. Selam Elise.

SORU: Bu konuda birkaç soru daha?

BAYAN NAUERT: Tabi ki.

SORU: İşte ilki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın – Türkiye Hükümetinin, bu kararı tek taraflı olarak, Birleşik Devletler Hükümeti ile koordine etmeden ve uyum içinde almadığı gerekçesiyle Büyükelçi Bass’ı tanımayacağını söylediğini gördünüz. Dışişleri Bakanlığının, büyükelçinin yaptığından haberdar olduğunu ve bunun Birleşik Devletler yaygın politikasının dışında tek taraflı bir karar olmadığını söyleyebilir misiniz?

BAYAN NAUERT: Büyükelçilerimiz tek taraflı olarak hareket etmemek eğilimindedirler. Büyükelçilerimizle, özellikle de Büyükelçi Bass ile aramızda, çok yakın bir koordinasyon ve iş birliği vardır. Büyükelçi ile bizzat ben telefon görüşmeleri yaptık, sayısız kez toplantılar icra ettik. O, her zaman inanılmaz derecede tepki veren birisidir. Oralardaki en iyi büyükelçilerimizden bir tanesidir, onun Türkiye’de olmasından gurur duyuyor ve onu bir sonraki görev yerinde görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu olay, Dışişleri Bakanlığı ile koordine edilmiştir, Beyaz Ev ile ve Ulusal Güvenlik Konseyi (National Security Council) ile de koordine edilmiştir.

SORU: Bu konu üzerinde bir soru daha.

BAYAN NAUERT: Evet.

SORU: Onlar sizin – Yabancı Uyruklu Personelinizden bazılarını Gülen hareketi ile bağlantılı olmakla suçladığında, bu tutumlarını, bir şekilde Birleşik Devletleri, zımnen Gülen hareketini destekliyor gösterme yönündeki gayretlerinin bir parçası olarak görüyor musunuz? Çünkü biliyorum ki Birleşik Devletlerden onu ülkesine iade ettirmek için çalışıyorlar. Bu işin içinde, belirli bazı bireylerden ziyade daha büyük bir mesele olduğunu ve Birleşik Devletleri —

BAYAN NAUERT: Emin değilim —

SORU: — Ve Birleşik Devletleri bununla karalamak istediklerini düşünüyor musunuz?

BAYAN NAUERT: Türk Hükümetini bu şekilde davranmaya iten nedenler konusunda emin değilim. Yaptıkları nedeniyle hayal kırıklığına uğradığımızı açıkça ifade etmek istiyorum. Özellikle de bir NATO müttefiki ile yakın güvenlik iş birliği içinde olabilmek bizim için inanılmaz derecede önemlidir. Ve bizim insanlarımızı, emniyet birimleri koordinasyonunda görevli insanlarımızı, tutuklama ve gözaltına almaya başladıklarında, bu bizim için olağanüstü – çok büyük bir endişe kaynağıdır ve attığımız adımların nedeni de budur.

SORU: Türkiye ile devam edebilir miyim?

BAYAN NAUERT: Tamam. Tabi ki. Selam Nick.

SORU: Geçtiğimiz Temmuz ayında Bakan Türkiye’de iken ‘‘Türkiye ile bir süreden beri gergin olan ilişkilerimizi onarmaya başladığımızı ümit ediyorum.’’ ifadelerini kullanmıştı. Bakan, hala bu sözlerinin arkasında duruyor mu ya da ilişkilerin düzelmek yerine daha da kötüye gittiği yönünde endişeleri var mı?

BAYAN NAUERT: Evet, sanırım Bakan, tıpkı diğer ülkelerle olduğu gibi, Türkiye ile olan ilişkilerimizin de geliştiğini görmekten hoşlanırdı. İlişkilerimizi geliştirmek istediğimiz diğer bir ülke olan Rusya’ya baktığınızda bunu görebilirsiniz. Fakat şimdi Türk Hükümetinin yaptıklarına bakıldığında bu durum sorgulanmaktadır.

SORU: Yani – Bakan iki ülke arasındaki ilişkileri Temmuz ayında gördüğü gibi tanımlamıyor mu diyorsunuz?

BAYAN NAUERT: Bu sorunun cevabını, iki ülke arasındaki ilişkileri tamamen aynı şekilde nitelendirdiğini bilmiyorum, çünkü durum bir şekilde iki yerel personelimizin tutuklanmasıyla değişti ve bir diğerinin de çağrılması bizim için çok büyük bir endişe kaynağıdır.

Türkiye hakkında başka bir şey var mı?

SORU: Türkiye hakkında.

SORU: Ben de Türkiye.

SORU: Türkiye.

BAYAN NAUERT: Tamam, selam. Selam Dave.

SORU: Selam. Türk Hükümeti ile büyükelçi arasında bir gerginlik olduğu açık. Bu binadan herhangi birisi Türk yetkililer ile telefonla görüştü mü? Birleşik Devletler Dışişleri Bakanı, Erdoğan veya Bay Çavuşoğlu ile son birkaç gün içinde görüşme yaptı mı?

BAYAN NAUERT: Evet. Türk Hükümeti ile bazı konuşmalarımızın olduğunu biliyorum. Bakanın ise paydaşı ile konuştuğunu sanmıyorum.

Tamam. Hey Rich.

SORU: Bunun anlamı —

SORU: Görüşmedi mi? Türkler Cumartesi günü bir görüşme gerçekleştiğini söylediler. Olmadı mı?

BAYAN NAUERT: Sanmıyorum – Böyle bir görüşmeye ait elimizde herhangi bir görüşme metni yok.

SORU: Pekâlâ.

BAYAN NAUERT: Rich.

SORU: Heather, yönetimin iktidarı devraldığı birkaç aylık süre içinde gelinen bu durumun ABD-Türkiye ilişkilerindeki en düşük nokta olduğunu söyleyebilir misin?

BAYAN NAUERT: Bu olayı bu şekilde nitelendirmenin benim işim olmadığını düşünüyorum. Fakat yine de bu durum, açık bir şekilde bizim için çok büyük bir endişe kaynağıdır. Bu yıl Türk Hükümetinin bazı üyeleri ile bazı zorluklar yaşadık, çok iyi bildiğiniz gibi. Bunun hakkında konuştuk, hem de oldukça fazla konuştuk. Fakat yine de iki ülke arasındaki ilişkilerin seviyesini öyle nitelendirmiyorum.

SORU: Bu arada New York Times de geçtiğimiz yıl yapılan başarısız darbe girişimi sonrasında, tutuklananlar arasında bir düzine de Amerikan vatandaşı olduğunu yazdı. Bunu teyit edebilir misiniz?

BAYAN NAUERT: Bu konuda herhangi bir rapor yok. Üzgünüm. Tamam. Türkiye hakkında başka bir şey var mı?

SORU: Türkiye?

SORU: Türkiye hakkında bir soru daha.

BAYAN NAUERT: Selam. Devam edin.

SORU: Misillemenin bir kısmı esas olarak, Amerikan vatandaşlarına vize verilmesinin durdurulmasıdır. Bunu teyit eder misiniz? Ve bu teknik açıdan ne anlama geliyor? Çünkü havaalanına gittiğinizde orada vize alabiliyorsunuz. Bu durumun, Türk yetkililerin, bir Amerikan vatandaşının Türkiye’ye girişini durdurabileceğini veya elçiliğe gitmesi gerektiği anlamına mı geldiğini düşünüyorsunuz?

BAYAN NAUERT: Sanırım, anladığıma göre bu uygulama henüz dün başlatıldı, yani ne anlama geldiğini hala anlamaya çalışıyoruz. Biz,  Birleşik Devletlere gelmek isteyen Türk vatandaşlarına vize vermeyi geçici olarak askıya aldık. Geçerli vizesi olan herkes, vizesinin şartları uyarınca kesinlikle buraya gelebilir. Bütün bunlara bir göz atmak istediğimizden, geçici olarak askıya alıyoruz, fakat —

SORU: Fakat diğer taraftan?

BAYAN NAUERT: Biliyorum. Diğer taraftan. Bu işin nasıl olacağından tam olarak emin değilim. Bu yeni uygulamaya koyuldu. Sanırım dün, yani size ne tür ilave bilgi verebileceğime bakacağım. Tamam.

SORU: Çünkü bu bir Amerikalı için önemli —

BAYAN NAUERT: Şüphesiz önemli. Bu çok önemli bir meseledir.

SORU: Girip giremeyeceğimi bilmiyorum.

BAYAN NAUERT: Evet, anlıyorum. Aynı fikirdeyim. Sizin için neler yapabileceğime bakacağım. Tamam mı? Tamam.

SORU: Türkiye?

SORU: Türkiye?

SORU: Türkiye?

BAYAN NAUERT: Tamam. Selam.

SORU: Dave’in sorusunun devamı, Türkiye büyükelçisini Birleşik Devletlere çağırma yönünde bir planınız var mı veya çağrıldı mı? Bunu sormamın nedeni: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Büyükelçi John Bass’a yönelttiği direkt ve patavatsız saldırılara tepki vermek istiyor musunuz?

BAYAN NAUERT: Neye tepki vermek istiyor muyum?

SORU: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direkt ve patavatsız saldırısına.

BAYAN NAUERT: Şey, bildiğim kadarı ile o sadece Büyükelçiyi – oradaki büyükelçimizi tanımadığını ifade etti, öyle değil mi? Bunun ötesinde bir şey mi var?

SORU: Cumhurbaşkanı, boykot edeceğini – Türk yetkililer, büyükelçi ile toplantıları boykot edeceğini ve onu bir elçi olarak tanımayacağını ifade etti.

BAYAN NAUERT: Anladım. Tamam. Buna yanıt vermeyeceğim, fakat Büyükelçi Bass’ın bu meselede, sadece bizim, Dışişleri Bakanlığının değil Beyaz Ev’in de tam desteğine sahip olduğunu ifade edebilirim

SORU: Ve bize Kabil’e gitme öncesi kaç saati kaldığını tam olarak söyleyebilir misiniz? Ankara’da kaç saat daha kalacak? 10, 20 saat kadar mı?

BAYAN NAUERT: Şey sanırım bu konuda bizden birileri ile konuşursanız —

SORU: Hiç toplantısı var mı –?

BAYAN NAUERT: Evet.

SORU: — Türk yetkililer ile programlı bir toplantısı var mı?

BAYAN NAUERT: Bundan emin değilim. Bu konuda Güney ve Merkezi Asya İlişkileri bürosundan birileri ile konuşursanız, onu bir an önce Afganistan’da görebilmek için gerçekten sabırsızlandıklarını biliyorum. Yani —

SORU: Bu çok yakın bir zamanda olacak mı? Demek istediğim —

BAYAN NAUERT: Bana göre bu —

SORU: Eli kulağında.

BAYAN NAUERT: Bana göre bu çok yakında olacak, fakat Büyükelçi Bass Türkiye’de müthiş işler yaptı.

SORU: Tamam. Teşekkür ederim.

BAYAN NAUERT: Kesinlikle çok üst düzey bir görev yeridir.

SORU: Türkiye? Türkiye?

BAYAN NAUERT: Tamam. Bayan, selam.

SORU: Selam. Peki, Birleşik Devletlerin Türkiye’de vize hizmetini başlatması için Türkiye’den beklentileri nelerdir? ABD misyonunda görevli o iki Türk vatandaşının, Birleşmiş Milletlerde çalışan yerel görevliler gibi serbest bırakılacaklarını düşünüyor musunuz? Beklenti nedir?

BAYAN NAUERT: Şey, sanırım —

SORU: Tam beklenti nedir?

BAYAN NAUERT: Sanırım avukatlarına erişimlerine izin vermek iyi bir başlangıç olabilir. Bildiğim kadarı ile şu ana kadar yasal danışmanlarına erişmelerine izin verilmemiştir. Bugüne kadar, Türk Hükümetinin suçlamalarını destekleyen hiç bir kanıt görmedik, yani bu iyi bir başlangıç olabilir. Tamam mı?

SORU: Türkiye ile ilgili başka bir soru?

BAYAN NAUERT: Tabi ki – devam et Barbara.

SORU: Aslında İran ile ilgili bir sorum var.

BAYAN NAUERT: Anladım, tamam. Türkiye.

SORU: Türkiye?

BAYAN NAUERT: Tamam. Türkiye.

SORU: Türkiye. Evet.

BAYAN NAUERT: Üzgünüm.

SORU: Türkiye.

SORU: Devam etmek istiyorum, yani —

BAYAN NAUERT: Oh.

SORU: — eğer – kimsenin Türkiye hakkında sorusu var ise.

BAYAN NAUERT: Tamam.

SORU: Evet, benim Türkiye hakkında bir sorum var. Benim adım Ragıp Soylu, Türk gazetesi Sabah için çalışıyorum. Sonunda sizinle tanışmak güzel. Türk yetkililerin, Birleşik Devletler yetkililerinin kararları hakkında kendileriyle iletişim kurmadıkları yönünde şikâyetleri var ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ifadesine göre kendisi Rex Tillerson ile Cumartesi günü bir telefon konuşması yapmış, Türk Bakan Çavuşoğlu —

BAYAN NAUERT: Bu görüşme metni bende yok —

SORU: Evet, biliyorum, fakat o —

BAYAN NAUERT: — eğer o görüşme gerçekleşmiş olsaydı.

SORU: Türk yetkililer bana, Dışişleri Bakanı Tillerson’un kendilerine Türkiye’de vize hizmetlerinin askıya alınacağını önceden söylemediğini ifade ettiler ve aynı zamanda Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan da bugün yaptığı açıklamada Amerikalı yetkililere, Washington’daki en üst düzey yetkililere ulaşmakta sıkıntı çektiğini ifade etti. Dünün Columbus Günü olduğunu biliyorum, fakat sanırım Türk yetkililerin, Amerikalı yetkililer ile görüşememe yönündeki şikâyetleri herkes için biraz garip olmalı.

BAYAN NAUERT: Şey, sadece Washington ile Türkiye arasında değil Türkiye’deki personelimiz ile yapılan bazı telefon görüşmeleri olduğunu biliyorum.  Size bu telefon çağrıları ve görüşmelerinden bazılarının kesinlikle gerçekleştiğini söyleyebilirim. Ve ben —

SORU: Fakat siz —

BAYAN NAUERT: Ve bunu burada —

SORU: Siz —

BAYAN NAUERT: Bunu burada bırakacağım. Teşekkür ederim.

SORU: Fakat siz Türk yetkililere öncesinde haber verdiniz mi –?

BAYAN NAUERT: Şu anda önümde, birinin yaptığı özel bir görüşmeyle ilgili herhangi bir görüşme metninin çıktısı yok, bu nedenle bu soruya yanıt veremem. Sorunuza bir yanıt bulduğumda kesinlikle cevap vereceğim.

Tamam mı? Şimdi —

SORU: Fakat Dışişleri Bakanı Tillerson, Türk dış işleri bakanı ile görüşmedi mi?

SORU: Başka bir soruya geçebilir miyiz?

BAYAN NAUERT: Yapamam – Hatırlamıyorum. Kontrol edeceğim – iki kez kontrol edeceğim, tamam mı?

https://www.state.gov/r/pa/prs/dpb/2017/10/274729.htm


 

BİRLEŞİK DEVLETLER DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI BASIN BRİFİNGİ

TÜRKİYE VE VİZE KRİZİ İLE İLGİLİ SORU VE YANITLAR

 

Heather Nauert

Sözcü

Bakanlık Basın Brifingi

Washington, DC

19 Ekim 2017

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 20 Ekim 2017

SORU: Teşekkürler Heather, İki çabuk soru: birincisi Türkiye’deki önde gelen bir insan hakları savunucusu Bay Osman Kavala ve dün tutuklanan yaklaşık 16 diğer eylemci ve gazeteciyle ilgili. Bu konuda herhangi bir yorumunuz var mı? Bunlarla ilgili raporları gördünüz mü?

BAYAN NAUERT: Evet. Yani bildiğim kadarıyla onlar İstanbul’da gözaltına alındılar.

SORU: Haklısın doğru.

BAYAN NAUERT: Doğru mu? Tamam. Sanırım, biraz gerilere gideceğim, bu olay o ülkede meydana gelen; saygı duyulan sivil toplum liderleri, insan hakları savunucuları, gazeteciler – bütün bu hikâyeyi çok yakından takip ettik – akademisyenler ve aynı zamanda eylemcilerin tutuklanmalarının sadece diğer bir örneğidir. Gözaltına almalar genellikle delil olmaksızın – çok az delil ile, çok az şeffaflıkla yapılmakta ve biz bu uygulamaları, o ülke için oldukça endişe verici bir eğilim olarak görmekteyiz. Bu genel trend hakkında ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılması, gözaltılar, demokratik toplumun genel aşınması hakkında, Türk Hükümetine endişelerimizi birçok vesileyle defalarca ifade ettik. Bu mesele, bizim için hala endişe verici olmayı sürdürüyor. Biz aynı zamanda, onun tutuklanmasının toplumsal tartışma ortamını ortadan kaldırdığına da inanıyoruz. Ve toplumsal tartışma ortamını yok ettiğinizde ve insanların özgürce konuşma ve haberleşmesini engellediğinizde, bu durum o topluma zarar verir. Yani bu, çok yakından takip ettiğimiz bir durum ve bu konu hakkında gerçekten çok endişeliyiz.

SORU: Teşekkür ederim. İkinci soru: Türkiye’de sürmekte olan vize görüşmeleri var ve Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada önemli ilerlemeler kaydedildiğini ifade etti. Bu konuda son durumun ne olduğunu öğrenebilir miyim?

BAYAN NAUERT: Tamam. Avrupa ve Avrasya ilişkileri yardımcısı Jonathan Cohen Türkiye’ye gitti. Türk yetkililer ile buluştu. O görüşmeler bana, verimli ve genel gündem maddelerinde önemli gelişmeler kaydedildi şeklinde nitelendirildi. Normal vize prosedürlerine süratle geçmek niyetiyle, ilgili meseleleri ele almak için bu konuyla öncelikli olarak ilgilenmeyi sürdüreceğiz. Yani bu iyi; bazı iyi ilerlemeler var. Önerilen ortak çalışma komitesinin kompozisyonu ve görev talimatıyla ilgili de konuştuk ve kararın yakında sonuçlandırılmasına karar verdik.

SORU: İki çalışanın serbest bırakılması hakkında yeni bir şey var mı?

BAYAN NAUERT: Bu konuda size söyleyecek yeni bir şey yok. Size, mahalli personelimizin sadece gözaltı statülerinin devam etmekte olduğunu söyleyebilirim

 SORU: Size şimdiye kadar herhangi bir kanıt —

BAYAN NAUERT: Henüz bu konuda bize hiçbir kanıt sunulmadı.

SORU: Peki onlar serbest bırakılmadan veya Türkler size onların mahkemeye çıkarılmaları yönünde bazı kanıtlar sunmadan bu vize meselesini çözmek mümkün mü?

BAYAN NAUERT: Bu soruya en basit yanıt; bilmiyorum. Acele ederek, yapacağımız bazı görüşmelerin önüne geçmek istemiyorum.

SORU: Hayır, bunu anlıyorum, fakat siz —

BAYAN NAUERT: Evet,

SORU: Fakat sanki kulağa, sanki her şey başladığında böyle değildi gibi geliyor, sanki Türk Hükümeti bunu yapmayı bırakmadıkça – personelinizi tutuklamayı bırakmadıkça veya personelinizin yaptıklarının yasal emniyet birimleri faaliyetlerinin dışında olduğuna dair kanıtlar sunmadıkça sanki siz – bir ara elçilik tesisleri ve personelinin emniyet ve güvenliğine katkısını da sorguluyordunuz.

BAYAN NAUERT: Evet. Evet.

SORU: — ve sanki her şey bazı şartlara bağlıydı —

BAYAN NAUERT: Evet. Ben – biz daha fazla insanın tutuklanmasını istemiyoruz. Birçok sorularımız var, fakat —

SORU: Hayır – tamam, fakat bu iki arkadaş, iki insan şimdi orada içerdeler, onların özgürlükleri önemli mi yoksa Türkler onların mahkemeye çıkarılabilmesi için bazı kanıtlar mı sundular, vize meselesini çözmek için, bu sizin için bir gereksinim mi?

BAYAN NAUERT: Tek söyleyebileceğim – bu mesele üzerinde bazı gelişmeler kaydetmek istiyoruz, genel problem hakkında önemli oranda gelişme yaşandı ve bunun ötesinde bir şey söylemeyeceğim.  Üzgünüm Matt. Tamam, tamam.

Çevirenin Notları: Her iki basın brifing çıktısı da asıllarına sadık kalınarak çevrilmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığının resmi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının çevrilmesi Sun Savunma Net veya çevirenin ABD Dışişleri Bakanlığı ve Sayın Sözcü Heather Nauert ile aynı düşünceleri paylaştığı anlamına gelmemektedir.

Özellikle 19 Ekim 2017 günü yapılan basın brifingi sonrasında Birleşik Devletler Dışişleri Bakanlığı basın sözcüsü Sayın Heather Nauert’in açıklamaları ve sorulara verdiği yanıtlar Türk basınında vize problemine çok yakında bir çözüm bulunacağı yönündedir.

Onun ötesinde yorum yapmak sayın okurlara bırakılmıştır…

https://www.state.gov/r/pa/prs/dpb/2017/10/274940.htm

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.