Birleşik Devletlerin Yemen savaşına katkısını azaltmayı hedefleyen bir Senato karar tasarısı reddedildi, fakat bu insanlık krizinde suç ortaklığını azaltmak için çaba gösteren politika yapıcıların başka bir seçeneği daha bulunmaktadır.
Yazarlar: A. Trevor Thrall ve Caroline Dorminey, Defense One, 21 Mart 2018
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 31 Mart 2018
Kongrede salı günü yapılan oturumda, Birleşik Devletlerin Suudi Arabistan liderliğindeki Yemen savaşında suç ortaklığına son vermesini öneren bir karar tasarısı oylanmıştır. Karar taslağını sunan Senatör Bernie Sanders, Chris Murphy ve Mike Lee dâhil politik spektrumun zıt taraflarında yer alan senatörler, Amerikan birliklerinin Yemen’de sürmekte olan iç savaştan uzak durması çağrısını yapmışlardır.
Yapılan oylamada karar tasarısı geçmemiştir, fakat Amerika’nın Yemen’de sürmekte olan, Birleşmiş Milletlere göre yüzyılımızın en büyük insani krizdeki suç ortaklığını azaltmak isteyen senatörler ve politika yapıcıların hâlâ bir seçenekleri daha vardır: Birleşik Devletlerin Suudi Arabistan ile yaptığı silah anlaşmalarını engelleyerek Yemen ve halkını mahveden savaş makinasını durdurabilirler.
Ve bu sadece Yemen için geçerli değildir; kanun yapıcılar yabancı ülkelere yapılan silah satışlarının genel uygulamasını yeniden değerlendirmelidirler. 2017 yılında Trump yönetimi, sadece dış ülkelere kendisinden bir önceki yönetime oranla daha fazla silah satmanın yanı sıra yurt dışına satılan silah sayısında dramatik artışlara neden olan politika değişiklikleri yaparak da silah satışlarını ikiye katlamıştır.
Silah satışlarındaki bu yaklaşım, Birleşik Devletler açısından da olumsuz sonuçlara davetiye çıkarmaktadır. Şok edici bir biçimde, son askeri müdahalelerin çoğunda Amerikan birlikleri, karşılarında Amerikan malı silahlarla donatılmış düşmanla karşı karşıya gelmişlerdir. Gerçekten de Birleşik Devletler tarafından yapılan silah dış satımları, yurt dışında çatışmaları körükleme eğilimindedir. Bu realite, son beş yılda neredeyse bütün ülkelerin bir şekilde bir çatışmanın içinde yer aldığı ve bu ülkelere yapılan silah satışlarının aynı dönemde Amerikan dış satımının %49’unu oluşturduğu, özellikle Orta Doğu için doğrudur.
Yemen’deki mevcut durum, silah satışlarının bir çatışmayı nasıl daha kötüleştirdiğinin en büyük göstergesidir. 2015 yılında Obama yönetimi, Yemen iç savaşına müdahale eden Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyona destek sağlama kararı almıştır. Birleşik Devletler lojistik yardımı, silah satışları ve istihbarat desteğini arkasına alan Suudiler; hastaneler, okullar ve yiyecek üretim tesisleri dâhil sivil hedeflere, savaş kurallarını hiçe sayarak binlerce hava saldırısı düzenlemiştir. Yemen iç savaşı, Birleşmiş Milletler ajanslarının nitelendirmesine göre, iki milyondan fazla Yemenliyi evlerinden ederek ve 10.000’den fazlasının da ölümüne neden olarak dünyanın en korkunç insanlık krizine yol açmıştır.
Birleşik Devletler yönetimi, Suudileri bu dehşet dolu savaştan vazgeçirmeye çabalamak yerine, askeri destek sağlamayı sürdürmüş ve birkaç Kongre üyesinin büyük endişelerine rağmen, Suudi Arabistan’a silah satışlarını giderek daha da genişletmiştir. Çatışmaların başlamasından sonra Suudi Arabistan’a yapılan silah satışları; krallığın hava saldırılarında kullandığı 500 milyon dolarlık hassas güdümlü mühimmatın yanı sıra hava araçları, helikopterler, tanklar ve zırhlı araçları kapsamaktadır. Bütün bu silahlar, Yemen’de işlenen savaş suçlarına Birleşik Devletleri suç ortağı yapmakla kalmamakta, aktif olarak bir çatışmanın içinde olan ülkelere yapılan silah satışları, çatışmaların ve ölümler ile çekilen acıların daha da uzamasına neden olmaktadır.
Çok az ülke, yeniden ikmal yapmadan uzun süren savaşları sürdürebilecek imkân ve kabiliyete sahiptir. Bu durum özellikle, muharebe operasyonlarını sürdürebilmek için büyük yerli savunma endüstrileri olmayan ve büyük oranda silah ithalatına bağlı olan ülkeler için doğrudur. Suudi Arabistan, 2013-2017 yılları arasında dünyanın ikinci en büyük silah ithalatçısıdır ve son beş yıllık dönemde silah alımlarını, kısmen Yemen’deki savaşı için, %225 oranında artırmıştır.
Karmaşa riskleri ve silah tedarik eden ülkelere yönelik kamuoyu baskısı, Avrupa ülkelerinde Orta Doğu’ya yapılan silah satışlarının ne kadar mantıklı olduğu hakkında ciddi tartışmalara neden olmuştur. Birkaç olayda, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ortaklarına silah satışları durdurulmuştur.
Avrupa’daki tartışmalar, Suudilerin hava saldırılarında sivilleri hedef aldıklarının ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra başlamıştır. Avrupa yapımı silahların, insanlığa karşı işlenen suçlarda kullanılma düşüncesine karşı çıkan Avrupa Parlamentosu, 2016 yılı Şubat ayında, Avrupa Birliği üye ülkelerini, Suudi Arabistan ve koalisyon ortaklarına silah ambargosu uygulamaya çağıran, bağlayıcı olmayan bir karar almıştır.
Çok geçmeden Hollanda ilk harekete geçen ülke olmuş ve Mart 2016’da Suudi Arabistan’a silah satışlarını yasaklamıştır. Aralık 2017’de ikinci bir AB parlamento kararı sonrasında da Norveç, Almanya ve Belçika Valon bölgesi, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’a silah satışlarını yasaklamıştır.
Birkaç ülkede de silah satış politikası üzerinde ciddi tartışmalar yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektedir. Örneğin İsveç, silah satışlarını sadece demokratik ülkelere yapmayı ciddi olarak ele almaktadır. Kanada da silah satışlarını yeniden değerlendirme kararı almıştır. Suudi Arabistan’a 16 adet zırhlı araç satışıyla ilgili sözleşmenin imzalanması sonrasında ciddi eleştirilere maruz kalan Kanada hükümeti, 2018 yılı şubat ayında yaptığı açıklamada, geleceğe yönelik olarak, insan hakları ihlalinde kullanılma riski olması durumunda, silah satışlarını durduracağını ilan etmiştir.
Silah satışlarını destekleyenler, Birleşik Devletlerin Orta Doğu’da silah satışları yoluyla daha büyük bir etkiye sahip olacağını savunsalar da silahların bir etki sağlaması, en iyi olasılıkla oldukça düşüktür. Amerikan kaynaklarının daha iyi kullanımı, çatışmayı çözmek için bir diplomatik hareket başlatmak olmalıdır. Yemen’in istikrarsızlığı ve imha edilmesi Birleşik Devletler’in ulusal güvenliği veya dış politik çıkarları içinde değildir. Her şeyi bir tarafa bırakalım, son 17 yılda Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve başka yerlerde yaşanan çatışmaların, terörizm gibi problemleri daha da körüklediği kanıtlanmıştır. Bir saldırganı silahlandırmak barışçıl bir çözüm için kesinlikle en iyi yöntem değildir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. Orijinal metne aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
Yemen Shows Why US Needs to Change Its Arms Sales Policy
A Senate resolution to reduce U.S. participation in Yemen’s war failed, but policymakers seeking to reduce complicity in the humanitarian crisis have another option. Congress voted Tuesday on a resolution offered to end U.S. complicity in the Saudi-led war on Yemen. The sponsors, including senators from opposite ends of the political spectrum-Sen.