Bugün (12 Nisan 2023) 28 Şubat kumpas davasının “soruşturma sürecinde” ilk gözaltıların başladığı günün 11’nci yıldönümü…
Halen “FETÖ üyesi olmak ve Kozmik Oda’da devletin gizli kalması gereken bilgilerini aşırmak” suçuyla cezaevinde bulunan Mustafa BİLGİLİ adlı bir savcı, özellikle TSK personeline yönelik Ergenekon – Balyoz vb. bir dizi kumpas davaların zirve yaptığı 2011-2012 döneminde, “28 Şubat 1997’de Erbakan’a darbe yapıldığı” gerekçesiyle yeni bir soruşturma başlatmış, o çerçevede 12 Nisan 2012’de düğmeye basarak aralarında Çevik BİR dahil 5’i emekli general olmak üzere 31 emekli askerî personeli gözaltına aldırmıştı.
Ben de onlardan biriydim.
Olayın yıldönümü vesilesiyle, bugün 11’nci yılını tamamlayan 28 Şubat soruşturması ve davası konusuna şöyle genel bir bakışla göz atalım, gelişmeleri hatırlayalım istedim.
Erbakan ölünce…
* 1996-1997 arasında Başbakanlık yapan Erbakan 27 Şubat 2011’de vefat eder.
* Bunu fırsat bilen Mustafa BİLGİLİ adlı Ankara Cumhuriyet Savcısı, 1997 yılındaki REFAHYOL Hükûmeti’nin istifasını 28 Şubat MGK Toplantısına ve o toplantıda alınan kararlara bağlayarak, olayı hükûmete yapılmış bir “darbe” gibi gösterip soruşturma başlatır. (Oysa Erbakan söz konusu MGK Toplantısından ve alınan kararlardan 3,5 ay sonra koalisyon ortağı DYP ile aralarında yaptıkları protokol gereği istifasını vermiş ve ölünceye kadar da ne askerlerden şikâyet etmiş ne de 28 Şubat’ta askerler tarafından devrildiğine ilişkin tek bir cümle kurmuştur.)
* Soruşturmalar sonucunda, 12 Nisan 2012 tarihinde aralarında (E) Org. Çevik BİR’in de bulunduğu tamamı asker kökenli 31 kişilik ilk grup gözaltına alınır, 3-4 günlük gözaltı sonunda çoğu çıkarıldıkları mahkemece tutuklanır.
* Gözaltı ve tutuklamalar 03 Mart 2013’e kadar irili ufaklı 12 dalga halinde devam eder ve sonuçta aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının da bulunduğu 102’si asker toplam 103 kişi sanık sandalyesine oturtulur. (Tek sivil “sanık” eski YÖK Başkanı Prof.Dr.Kemal GÜRÜZ’dür. Sanıklardan 76’sı tutuklanarak cezaevlerine konur, 27’si tutuksuz yargılanmak üzere adlî kontrol tedbirleri ile serbest bırakılır.)
* Davanın iddianamesi ilk tutuklamalardan yaklaşık 13,5 ay sonra çıkar. İddianameyi yazan / hazırlayan kişi soruşturmayı başlatan Savcı Mustafa BİLGİLİ’dir. İddianamenin kabulüyle birlikte ilk etapta 37 sanık tutuksuz yargılanmak üzere 14 Haziran 2013 tarihinde serbest bırakılır.
* Dava, Hâkim Tayyar KÖKSAL’ın başkanlık ettiği, Süleyman KÖKSALDI ile Hakan ORUÇ’un üye hâkimler olarak yer aldığı Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM)’nde 02 Eylül 2013 tarihinde başlar. Geri kalan tutuklu sanıklar da duruşmalar sürecinde adlî kontrol tedbirleriyle peyderpey serbest bırakılır.
Yeni Mahkeme, Yeni Heyetler
* Dava 27 Haziran 2014 tarihli 66’ncı celseden itibaren Hâkim Fevzi ŞİNGAR başkanlığındaki Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devredilir (diğer üye hâkimler Hasan ÇAVAÇ ve Turhan KÖK). Ancak 87’nci celsede (02 Şubat 2017) mahkeme heyeti yine değiştirilerek Hâkim Mustafa YİĞİTSOY başkanlığında ve Turhan KÖK ile Tuba BÜYÜKŞAHİN’den oluşan yeni heyete devredilir. (Böylece 3’ncü kez hâkim değişmiş olur.)
* Yeni heyet 13 Nisan 2018 tarihine kadar sürdürdüğü 20 celselik duruşmalar sonunda, aralarında eski Gnkur.Bşk. İsmail Hakkı KARADAYI’nın da bulunduğu 21 sanığa müebbet hapis cezası verirken, 10 sanığa zamanaşımından, 68 sanığa da normal beraat kararı verir. (Kararın hemen arkasından önce Hâkim Turhan KÖK, ardından Mahkeme Başkanı Mustafa YİĞİTSOY Yargıtay üyeliğine atanırlar.)
* Dosya 04 Mart 2019’da “İstinaf Mahkemesi” olarak belirlenen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 21. Ceza Dairesi‘ne gönderilir. Başkan Bahadır ÇOŞLU ile üyeler Nevzat KALDIRMAZ ve Emin ALKAN’dan oluşan İstinaf Mahkemesi dosyayı yaklaşık 15,5 ay inceledikten sonra, 20 Haziran 2020’de ilk mahkemenin verdiği kararı neredeyse aynen onar. (Ancak bu sürede müebbet hapsi istenen 21 kişiden 3’ü – Org. İ.Hakkı KARADAYI, Org. Hikmet KÖKSAL ve Tümg. Çetin DİZDAR – vefat edince sanık sayısı 18’e düşer.) Dosya YARGITAY’a gönderilir.
* “İstinaf aşamasında” iken şu ilginç gelişme yaşanır: Davanın iddianamesini hazırlayan Savcı Mustafa BİLGİLİ, soruşturma sürecinde davaya bakan hâkimler Nihal USLU ile H.İbrahim KÜTÜK, ilk mahkeme heyetindeki üye hâkimlerden Hakan ORUÇ, Nisan ve Mayıs 2019’da FETÖ üyeliğinden dolayı ağır cezalara çarptırılıp mahkûm olurlar ve kararları YARGITAY’ca onanır. (Tabii davanın soruşturma sürecinde yer alan ve 12 Nisan 2012’de gözaltıdan sonra tutuklanmamıza karar veren hâkim ve savcıların hemen hepsinin 15 Temmuz 2016’dan sonra FETÖ iltisakları nedeniyle görevlerinden ihraç edildiklerini, yargılandıklarını ve hemen hepsinin çeşitli cezalara çarptırıldıklarını da hatırlatalım.)
Yargıtay Süreci ve Karar
* YARGITAY’a giden dosya hakkında ilk incelemeyi yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 8,5 ay sonra (03 Mart 2021’de) YARGITAY 16. Ceza Dairesi’ne sunduğu “Tebliğname”sinde sağ kalan 18 sanıktan 16’sının müebbet hapisle cezalandırılmasını ister.
* Tebliğname’den tam 120 gün sonra (30 Haziran 2021’de) YARGITAY 16. Ceza Dairesi, on binlerce sayfalık dava dosyasını inceleyip (!) nihaî kararını açıklar. Buna göre yerel mahkemenin cezalandırılmasını istediği 18 kişiden 14’ünün müebbet hapis cezasını onar; geri kalan 4 kişi ile birlikte zamanaşımı nedeniyle davası düşen 10 kişinin ve beraat eden 2 kişinin (toplam 16 kişi) cezalarını bozarak bunların yeniden yargılanmasına karar verir.
* YARGITAY’ın cezasını onadığı ve aralarında Çevik BİR, Çetin DOĞAN, Ahmet ÇÖREKÇİ, İlhan KILIÇ, Fevzi TÜRKERİ gibi orgeneral seviyesinde komutanların da bulunduğu 14 kişi 19 Ağustos 2021’de cezaevine konur.
* Zaman içinde bu 14 komutandan 8’i (Org. Çevik BİR, Org. Ahmet ÇÖREKÇİ, Org. İlhan KILIÇ, Korg. Çetin SANER, Korg. Hakkı KILINÇ, Kora. Aydan EROL, Tümg. Kenan DENİZ ve Tuğg. İdris KORALP) yaşlılık ve sağlık nedenleriyle tahliye edilir, Korg. Vural AVAR hükümlülüğünün 489’ncu gününde cezaevinde vefat eder; 5 komutan ise (Org. Çetin DOĞAN, Org. Fevzi TÜRKERİ, Korg. Yıldırım TÜRKER, Tümg. Cevat Temel ÖZKAYNAK ve Tümg. Erol ÖZKASNAK) 12 Nisan 2023 itibariyle 602 gündür cezaevindedir.
Yargılama Devam Diyor
* YARGITAY’ın “yeniden yargılanmalı” dediği 16 kişinin yargılaması Ankara 5. ACM’de 22 Kasım 2021’de yeniden başlar. Tabii başkan ve heyet yine değişmiştir; Hâkim Yaşar SEZİKLİ başkanlığında, üye hâkimler Nejat ÖZKAN ve Bilal ALÇİÇEK’ten oluşan yeni bir heyet göreve getirilir.
* 22 Kasım 2021’den itibaren başlayan duruşmalarda 6 celse tamamlanır. O celselerde – ilk mahkemenin dinlemekten kaçındığı – çok önemli tanıklar dinlenir, dosyaya iddianamedeki bilgileri yerle bir edecek çok önemli bilgiler girer. Örneğin 28 Şubat davasında savcının “darbenin tankları” diye gösterdiği 04 Şubat 1997’de Sincan’dan geçen tankların Tank Tabur Komutanı, söz konusu intikalin 6 ay öncesinden planlandığını, intikalden 15 gün önce ast birlik komutanlarıyla yol keşfini yaptıklarını, intikalin 31 Ocak 1997’deki Kudüs Gecesi ile hiçbir ilgisi olmadığını tek tek anlatır. Yine yerel mahkemenin dinlemekten kaçındığı dönemin bakanlarından Rifat SERDAROĞLU, “28 Şubat’ta hükûmeti siyaseten biz yıktık. Askerin ne ilgisi var? Siyasetçi olarak bugün de aynı şeyi yapıyoruz, bu iktidarı yıkmak için çalışıyoruz, bu şimdi darbe mi oluyor?” diye konuşur.
Ama bütün bunlar cezaevindeki 5 komutanın durumunu değiştirmez.
Müteakip duruşma için 09 Ekim 2023 tarihine gün verilir.
Bu arada, davada hak ihlalleri olduğu ve yargı sürecinde adil yargılamanın ihlâl edildiği yönünde Anayasa Mahkemesi’ne sanıklarca yapılan başvurulardan (E) Hv. Org. Ahmet ÇÖREKÇİ’nin başvurusu AYM’nin 26 Ocak 2023 tarihli Genel Kurul Gündemine alınır, görüşülür, ancak “herhangi bir ihlâl olmadığı” sonucu çıkar.
İşte, 28 Şubat kumpas davasının 12 Nisan 2012’den 12 Nisan 2023’e tam 11 yıllık genel akışı…
Türk Hukuk Tarihi’ne kara bir leke olarak geçecek tamamen haksız, hukuksuz, usulsüz ve sahteliklerle dolu bir dava 11 yıldır sürüyor.
Yaşarsak bundan sonra neler olacağını da göreceğiz.
Alican TÜRK
Bu dava , Türkiye Cumhuriyetini ve Atatürk İlke ve devrimlerini yok etmek , bunun yerine ABD ve NATO güdümlü , ılımlı islam uydurmacası ile din görünümlü sömürge devleti kurmak amacını güdenlerin oluşturduğu bir davadır. TSK ni zayıflatarak , ülkemizin direnç göstermeden teslim alınması hedeflenmektedir. Bu davayı işleme koyanların , haksız ve hukuksuz biçimde karar alıp uygulayanların ve bu haksızlığa ve Ülkemizin yok edilme çabalarına göz yumarak yardım ve yataklık suçu işleyen her kişinin suç işlediğinin ve bu suçlarının da hesabının en kısa zamanda sorulacağının bilinmesini vurgulamak istiyorum. 28 Şubat darbe marbe değildir , bu dava TSK nin arkadan hançerlenmesi davasıdır.
Kaleminize, emeğinize sağlık. Gün gelir bunların sorumlularına da mutlak hesap sorulur. O dönemde dik bir duruş sergilenmeseydi acaba bu gün ne olurduk? Hepsi FETÖ haini.