Akkuyu Nükleer Güç Santrali, ülkemizin enerji stratejisi içinde ayrı bir öneme sahip. Akkuyu’nun ilk reaktörünü 2023 yılında hizmete alma hedefimiz sürüyor. Bu hususları, Rus tarafıyla görüşmelerimizde bir kez daha ele aldık. ’25 bin kişi şu anda çalışmıyor. Burası kapatıldı.’ gibi ifadeler söyleniyor. Böyle bir şeyi ben de kabul etmedim, Rus tarafı da kabul etmiyor. Çalışıyorlar.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 09 Ağustos 2022
Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) Projesi
12 Mayıs 2010’da Rusya Federasyonu Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında Türkiye’nin güney kıyısındaki Mersin ilinde VVER-1200 reaktörlü dört güç ünitesine sahip, toplam 4800 MW kurulu güç kapasiteli Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşa edilmesini öngören İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır.
13 Aralık 2010’da, anlaşmanın koşulları uyarınca Rus tarafı, Türkiye Cumhuriyeti’nde AKKUYU NÜKLEER ANONİM ŞİRKETİ proje şirketini kurmuştur. Akkuyu NGS inşaat projesi, dünyada ‘Yap, İşlet, Sahip Ol’ modeliyle inşa edilen ilk NGS projesidir.
Uzun süreli kontrat kapsamında şirket, santralin tasarımı, yapımı, bakımı, işletmeye alımı ve işletmeden çıkarılması gibi yükümlülükleri üstlenmektedir. Rosatom Devlet Kuruluşu’nun projedeki payı %99,2’dir. Projenin toplam maliyeti, 20 milyar ABD doları seviyesindedir.
BOO (Built – Own – Operate – Yap – Sahip Ol – İşlet) Modeli
Öncelikle Rosatom Genel Direktörü Alexey Likhachev’in Akkuyu NGS için dediklerine bir göz atalım:
Bu projeyi diğerlerinden ayıran benzersiz özellik YAP-SAHİPLEN-İŞLET yaklaşımıdır. Bu proje; şirketimizin tasarım, inşa, işletme ve hizmetten çıkarma dâhil nükleer santralin her aşamasından sorumlu olduğu dünyanın ilk nükleer projesidir. Bu nedenle bu proje stratejik bir yatırım olarak görülmektedir ve şimdi santralin işletilmesi ve Türkiye’nin milli güç şebekesine bağlanmasıyla ilgili meseleleri görüşüyoruz.
‘‘Yap, İşlet, Sahip Ol’’ teriminin İngilizce lisanında ifadesi; ‘‘BUILD – OWN – OPERATE, YAP – SAHİP OL – İŞLET’’ şeklindedir.
BOO modeli bir kamu-özel şirket ortaklığı proje modelidir. BOO modelinde özel şirket bir tesisi yapar, sahip olur ve işletir. Tesisi yapan, sahibi olan ve işleten özel şirkettir, devlet her ne kadar direkt yatırım yapmasa da vergi indirimi gibi bazı teşviklerle projeye katkı sağlayabilir. Şirket tamamen bağımsız olarak tesisin sahiplik ve işletme haklarına sahiptir.
BOO modeli genellikle büyük ve karmaşık proje uygulamalarında kullanılan bir kamu özel işbirliği (KÖİ) modelidir. Tipik bir BOO projesinde hükümet özel bir şirkete, belirlenen bir dönem içinde tesisi finanse etmesi, inşa etmesi ve işletmesi müsaadesini vermekte ve özel şirket tesisin sahipliğine sonsuza kadar sahip olmaktadır.
BOT (Build–Operate–Transfer), BOOT (Build-Own-Operate-Transfer), BLOT (Build-Lease-Operate-Transfer) ve BLT (Build-Lease-Transfer) gibi proje modelleri de bulunmaktadır. Dikkat edilirse bu proje modellerinde ‘‘TRANSFER’’ aşaması varken, dünyanın BOO modeliyle yapılan ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu NGS projesinde ‘‘TRANSFER’’ aşaması bulunmamaktadır. Yani; BOT, BOOT, BLOT ve BLOT modellerinin aksine BOO modelinde özel şirket belirli bir dönem sonunda şirketi devlete devretmemektedir.
Aşağıdaki paragraf; Nükrettin Parlak, Hacı Ömer Köse ve Metin Toprak tarafından kaleme alınan ve Aralık 2020 tarihli Sayıştay Dergisinde paylaşılan ‘‘KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ MODELİ VE TÜRKİYE UYGULAMALARI: SAYIŞTAY RAPORLARI IŞIĞINDA UYGULAMA SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ’’ başlıklı makaleden alıntıdır.[ii] Sayın yazarlara değerli çalışmalarından ötürü teşekkür ediyorum.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan Akkuyu Nükleer Güç Santrali açılış törenine, Ankara’da bulunan Külliye’den video konferansı üzerinden iştirak etmişlerdir, 03 Nisan 2018.
Kendine özgü nitelikleri nedeniyle yüksek risk ve esneklik barındıran KÖİ (Kamu Özel İşbirliği) uygulamalarında saydamlık ve hesap verebilirlik ayrı bir önem kazanmaktadır. Bu alanda en önemli katkıyı, TBMM adına bağımsız ve tarafsız şekilde gerçekleştirdiği denetimlerin sonuçlarını TBMM ve ilgili kamu idareleri ile birlikte kamuoyu ile de paylaşan Sayıştay sağlamaktadır. Her yıl kamu idarelerine ilişkin denetim raporlarında KÖİ projelerine ilişkin kapsamlı bulgulara yer veren Sayıştay, bu modelin geliştirilerek, kamu hizmetlerinin etkin sunulmasında güvenilir ve başarılı bir araç haline dönüştürülmesinde önemli bir sorumluluk üstlenmektedir. Kamu idarelerinin yıllık mali denetimleri sonucunda hazırlanan raporların KÖİ uygulamalarını tüm yönleri ile kapsama konusundaki sınırlılıklarının aşılması için, bu alandaki denetimlerin alana özgü geliştirilmiş standart, rehber ve metodolojiler çerçevesinde, konusunda uzmanlaşmış ekiplerce ve mali yıl ya da tekil kurumlara bağlı kalınmaksızın yürütülmesi önerilmektedir.
ROSATOM, AKKUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALİNİN %100 HİSSESİNE SAHİPTİR
Akkuyu NGS Kimin?
Aşağıdaki anlaşma maddeleri ve ‘‘YAP, SAHİP OL, İŞLET’’ modeliyle inşa edilen dünyanın ilk nükleer güç santrali olduğu göz önüne alındığında; Akkuyu NGS, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’a aittir.
Elektrik Satın Alma Anlaşması (ESA)
Ayrıca, Proje Şirketi, ESA’da belirtildiği şekilde, gelecek yıla ilişkin “uzlaştırma dönemi” elektrik üretim miktarları tablosunu her yıl Nisan ayında sunar. Proje Şirketi, söz konusu tabloların ilkini, NGS’nin her bir ünitesinin ticari işletmeye alınmasından dört ay önce sunacaktır.
RUSYA YÜZ YIL, TÜRKİYE YÜZÜNCÜ YIL DERDİNDE
7.1. Ünite 1, Ünite 2, Ünite 3 ve Ünite 4’ün ticari işletmeye alınmasına ilişkin olarak, Proje Şirketi tarafından yapılan tüm sermaye harcamaları (lisans bedelleri, geliştirme bedelleri ve masrafları ve finansman sağlamaya ilişkin bedeller dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) söz konusu Ünitelerin ticari işletmeye alınmasından sonraki 15 yıl içinde geri döner.
7.2. ESA süresince Proje Şirketi’nin Projeye ilişkin tüm işletme maliyeti [lisans bedelleri, yakıt tedariki ve yakıt döngüsüne ilişkin maliyet ve karşılıklar (içsel veya dışsal, gönüllü veya zorunlu) kullanılmış yakıt ve atığın taşınması, depolanması ve bertaraf edilmesi, söküm ve sahanın yeniden kullanılabilir hale getirilmesi dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla], sigorta primleri ve vergileri, Ünite 1, Ünite 2, Ünite 3 ve Ünite 4’ün modernizasyonuna ilişkin yapılan veya yapılacak olan giderler, gerçekleşmesine bağlı olarak ödenecektir. (Tereddüte mahal vermemek için, gelecekteki maliyetler için ayrılan karşılıklar, söz konusu karşılıklar ayrıldığında harcama olarak kabul görecektir.)
7.3. Projenin Ünite 1, Ünite 2, Ünite 3 ve Ünite 4’ünün ticari işletmeye alınmasını tamamen veya kısmen finanse etmek için temin edilen herhangi bir borç finansmanına ilişkin borç planı ödemesi (faiz, ana para ve harçlar), gerçekleşmesine dayalı olarak finanse edilir.
7.4. Projenin Ünite 1, Ünite 2, Ünite 3, Ünite 4’ünün ticari işletmeye alınmasıyla ilgili olarak Proje Şirketi’ne doğrudan veya dolaylı yatırımcılar tarafından yapılan yatırımlar, söz konusu Ünitenin ticari işletmeye alınmasından sonra 15 yıl içinde eşit oranlı amortisman yöntemi bazında geri ödenir.
09 Temmuz 2018 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan 703 nolu Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. kapatıldı. Düzenleme ile TETAŞ’ın tüm hak ve yükümlülükleri ile görevleri Elektrik Üretim A.Ş.’ye devredildi. 2001 yılında elektrik piyasası faaliyetlerinin ayrıştırılması ilkesi doğrultusunda Türkiye Elektrik Üretim ve İletim A.Ş. (TEAŞ) üç ayrı şirkete bölünerek Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş (TETAŞ) kurulmuştu. TETAŞ’ın ilk kurulduğu zaman 2001 yılında çıkarılan Enerji Piyasası Kanunu öncesi dönemden kalan Yap-İşlet-Devret, Yap-İşlet ve İşletme Hakkı Devir şirketleri ile olan uzun vadeli elektrik satın alım anlaşmaları da dahil olmak üzere elektrik toptan satış faaliyetlerinden sorumluydu. Kurumun görevleri arasına İthalat/Mübadele Anlaşmaları kapsamında diğer ülkelerden ve PMUM (Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi) tarafından işletilen Dengeleme Piyasasından elektrik enerjisi satın alıp ve bu enerjiyi, Elektrik Dağıtım Şirketlerine, Görevli Tedarik Şirketlerine, İletim Sistemine doğrudan bağlı müşterilerine, İhracat/Mübadele Anlaşmaları kapsamında diğer ülkelere ve PMUM (Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi) tarafından işletilen Dengeleme Piyasasına satma faaliyetleri de yer alıyordu.
Anlaşma, Rusya ve Türkiye tarafının olaya bakışı ve BOO modelini anlattık. Sanırım Rusya tarafı 100 yıl, Türk tarafı ise 100’üncü yıl derdinde. Her iki tarafa da hayırlı olsun.
[i] BOO kısaltma olarak kullanıldığında (Built-Own-Operate – Yap-Sahiplen-İşlet) anlamındadır. ‘‘Boo’’ ifadesi İngilizce lisanında ‘‘ıslıklamak, yuh çekmek, yuhalamak’’ anlamlarına gelmektedir. ‘‘BOO BOO’’ ifadesi ise ‘‘APTALCA HATA’’ anlamındadır.
[ii]https://www.researchgate.net/publication/349443276_KAMU-OZEL_ISBIRLIGI_MODELI_VE_TURKIYE_UYGULAMALARI_SAYISTAY_RAPORLARI_ISIGINDA_UYGULAMA_SONUCLARININ_DEGERLENDIRILMESI_PUBLIC-PRIVATE_PARTNERSHIP_MODEL_AND_PRACTICES_IN_TURKEY_EVALUATION_OF_IMPLEMENTA
Doğal gaz ithalatımızın düşmesine yıllık 1,5 milyar dolar katkısı olacak bu proje, milli gelirimizin artışına da olumlu yönde etki yapacaktır.
Tam kapasite devreye girdiğinde burada yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretilecek
Santralin tüm üniteleri peyderpey 2028’e kadar hizmete girecek. Ülkemizin elektrik tüketiminin yüzde 10’u bu santral tarafından sağlanacaktır
Pek çok önemli proje gibi Akkuyu da milli bütçemize yük getirmeyen finansman modeliyle hayata geçirildi. Akkuyu, Rusya ile en büyük ortak yatırımımızdır. RECEP TAYYİP ERDOĞAN…
Rusya’ya ait Akkuyu Nükleer A.Ş. adlı proje şirketinin Yönetim Kurulu Üyesi Gennady Sakharov, 28 Mart 2024 tarihinde Moskova’da rüşvet suçlamasıyla tutuklandı.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI AÇIKLAMASI
“Tüketimin yüksek düzeyde artacağı ve arz güvenliğinin ancak nükleer santrallarla sağlanabileceği söylemleriyle başlatılan nükleer macera, arz fazlasının olduğu ve yenilenebilir enerji üretim teknolojilerinin yaygınlaştığı günümüz koşullarında hala sürdürülmeye çalışıyor. Uzun yıllar enerji açığı oluşması ihtimali olmamasına ve mevcut kurulu gücün ihtiyacın çok üzerinde olmasına rağmen, alım garantileriyle santral kurdurmaya devam edilmesi yalnızca akıl dışı değil, aynı zamanda çağ dışıdır.
Nükleer lobi, bu santralları sera gazı salımlarının azaltılmasının tek yoluymuş gibi sunmakta, bu yolla nükleer santral yatırımlarının arttırılmasını hedeflemektedir. Ayrıca küçük modüler santrallar (SMR) gibi farklı modellerle yeni pazarlanma stratejileri yürütülmektedir.
“GÖRÜŞMELER SONLANDIRILMALI”
Rosatom’un yatırımlarından ve inşaatlardan sorumlu yöneticisi olan Sakharov’un rüşvet suçlamasıyla ülkesinde görevden alınması ve tutuklanması Akkuyu’da yürütülen inşaat çalışmalarına yönelik soru işaretlerini artırmıştır. Herkesin bildiği gibi tüm güvenlik önlemleri alınsa da nükleer santrallarda güvenlik riskleri sıfırlanmamaktadır. Konu Rusya açısından basit bir mali suç olabilir ancak projenin yürütüldüğü ülkemiz için yaşamsal bir güvenlik riski oluşturup oluşturmayacağı mutlaka sorgulanmalıdır. Akkuyu projesi üzerindeki belirsizlikler aydınlatılmadan Sinop için Rosatom ile yürütüldüğü söylenen görüşmeler de sonlandırmalıdır.
“KAZA RİSKİ ALINMAMALI”
Nükleer güç santralları; çok yüksek riskli, pahalı, yakıtta ve işletmede dışa bağımlı, atık sorunlu, bilimsel olarak karbon sıfır olmayan ve bir o kadar da çevre düşmanı projelerdir. Nükleer söz konusu olduğunda güvenlik riski, gerçekleşme ihtimalinin düşüklüğüyle değil bilimsel olarak ihtimalin gerçekleşmesi durumunda yarattığı etkiyle ölçülmelidir.
Kapitalist rekabetin ürünü olarak geçmişte enerji açlığına çözüm olarak sunulan nükleer santrallar, şüphesiz insanoğlunun tasarladığı en riskli işletmelerdir. Bugün ülkede bir enerji açığı yokken ve bölgesel çatışmaların artması nedeniyle bir enerji darboğazı riski öngörülüyorsa dahi bunun çözümü yüzde yüz yabancı bir teknoloji ve kaynak olan nükleer değildir. Dahası ülkemizin enerji alanında yerli ve yenilenebilir alternatifleri varken, etkisi nesiller boyu sürecek bir nükleer kaza riski alınmamalı ve Akkuyu ve Sinop’ta yürütülen çalışmalar sonlandırılmalıdır.”