Listedeki talepler, İran ile olan ilişkiler ile İslami Devlet ve Şam’ın Fethi Cephesi dâhil, bütün aşırılık yanlısı ve terörist gruplarla olan bağlantıların kesilmesini içermektedir.
Yazar: Patrick Wintour, The Guardian, 23 Haziran 2017
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 23 Haziran 2017
Suudi Arabistan ve Körfezdeki müttefikleri, Katar’a iki haftadan beri uyguladıkları ticaret ve diplomatik ambargoyu kaldırmak karşılığında, Katar tarafından finanse edilen TV yayın kuruluşu al-Jazeera’nın kapatılmasını da içeren 13 maddelik bir ültimatom verdiler.
Associated Press tarafından elde edilen talepler listesi, onlarca yıldan beri Körfezde süregelen en kötü diplomatik krizde gerilimin yeni bir boyuta taşınması anlamına gelmektedir.
Suudi Arabistan ve boykota liderlik eden diğer ülkeler olan Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır, son günlerde, arabuluculuk sürecini başlatma gayretlerine yardım etmek isteyen ABD dışişleri bakanlığının, spesifik taleplerini belirleme yönündeki yoğun baskılarına maruz kalmışlardır. Suudiler tarafından liderlik edilen ittifak, Arap dünyasında en çok izlenen al-Jazeera medya kuruluşunu, kendi hükümetlerinin desteklenmesinin de altını oyan İslamcıların bir propaganda aracı olarak görmektedir.
Katar’dan talep edilen diğer ana istekler, İran ile olan ilişkilerin azaltılmasını, ülkedeki Türk askeri üssünün kapatılmasını, terörist organizasyonlarla ilişkilerin kesilmesini ve listede bağımsız ülkelerin iç işlerine karışma olarak tanımlanan faaliyetlere son verilmesini içermektedir.
Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanı Anwar Gargash, Katar karşıtı ittifakın bir rejim değişikliği talebinde olmadığını vurgulamaktadır. Gargash yaptığı açıklamada Katar’ı, talep listesini çocukça açıkladığı için suçlamış ve bu hareketi ciddi arabuluculuk faaliyetlerini baltalama veya kimseye aldırmama politikasının diğer bir işareti olarak gördüğünü ifade etmiştir. Gargash’a göre Katar’ın komşularının talepleri ve endişelerini ciddiye alması gerekmektedir, yoksa bir boşanma gerçekleşecektir.
Liste Katar’a, krizde arabuluculuk yapmaya çalışan Kuveyt tarafından iletilmiştir. Katar’a istekleri karşılaması için 10 gün süre verilmiş fakat belirtilen taleplerin yerine getirilmemesi durumunda ne yapılacağı ifade edilmemiştir.
Katar, Arap yarımadasında, tek kara sınırı Suudi Arabistan, yine tek deniz sınırı da İran ile olan minik bir ülkedir. Eskiden İngiltere’nin hamiliğinde olan Katar, bağımsızlığını 1971 yılında kazanmıştır ve o tarihten günümüze kadar da al-Thani hanedanı tarafından yönetilmektedir. Dünyada kişi başına düşen en yüksek geliri ile bu minik monarşi, muazzam petrol ve doğal gaz rezervleri sayesinde inanılmaz derecede zenginleşmiştir. Körfezdeki Arap komşularıyla arasındaki gerilim, Arap Baharı sonrasında ortaya çıkan İslami hareketleri desteklemesi nedeniyle, son yıllarda iyice artmıştır. Katar şu anda izole edilmiş ve bir köşeye itilmiş durumdadır.
Birleşik Krallığın talepleri makul bulmadığının bir işareti olarak İngiltere dışişleri bakanı Boris Johnson, Cuma günü yaptığı açıklamada; ‘‘Körfezin birleşmesi ancak olaya dâhil olan bütün ülkelerin ölçülebilir ve gerçekçi tedbirleri görüşmeye hazır olmasıyla mümkün olabilir.’’ ifadelerini kullanmıştır. Birleşik Krallık, Körfez ülkelerine durumu yatıştırmak ve halen uygulanan ve bölgedeki herkesin yaşamını olumsuz etkileyen ambargo ve sınırlamaları kaldırmak için bir yol bulmaları çağrısında bulunmuştur.
Katar’a yönelik ABD politikası bugüne kadar karmakarışık bir seyir izlemiştir. ABD Başkanı Donald Trump, açıkça Suudi ambargosundan yararlanma peşindedir ve Katar’ı bir terör cenneti olarak tanımlamaktadır. ABD dışişleri bakanı Rex Tillerson ise bu hafta başında yaptığı açıklamada, Katar’dan talep edilen isteklerin makul ve uygulanabilir olması gerektiğini ifade etmiştir. Tillerson, ABD Başkanı Donald Trump’ın ambargoyu destekleyen tutumundan 180 derecelik bir dönüşle, yaptıklarını haklı gösteren nedenler bulmadaki başarısızlıkları nedeniyle Suudiler ve müttefiklerini kınamıştır.
Beyaz Ev sözcüsü, Cuma günü The Guardian’a verdiği demeçte, ABD’nin hala listeyi incelemeyi sürdürdüğünü ve bütün taraflar ile temas halinde olduğunu açıklamıştır. Sözcü ABD’nin, tarafların bu problemi çözmelerini ve bölgedeki bütün ortakları arasındaki bütünlüğün tekrar sağlanmasını görmeyi arzu ettiğini ifade etmiştir. Dışişleri bakanlığı sözcüsü, listede yer alan talepler hakkında ayrı ayrı yorum yapmaktan kaçınmış ve tarafların diyalog yoluyla problemi çözmelerini talep ettiklerini vurgulamıştır.
ABD’nin Katar’da büyük bir askeri üssü bulunmakta ve izolasyonun sürdürülmesi durumunda Katar’ın İran ile bir ittifaka zorlanmasını bir risk olarak görmektedir. Washington’a göre bu durum bölgenin güvenliği açısından büyük bir risk oluşturmaktadır.
Al-Jazeera medya kuruluşu İngilizce bölümü genel müdür vekili, medya organının kapatılması yönündeki talebi şiddetle kınamıştır. Giles Trendle, al-Jazeera’nın yayınlarını sürdürmeye kararlı olduğunu söylemiş ve Associated Press’e, yayın kuruluşunun bütün dünyadaki olayları tutarlı ve tarafsız olarak sunmaya devam edeceğini açıklamıştır.
Yayın kuruluşunun kapatılmasına yönelik talepler, Trendle tarafından, bölgede demokrasinin sesini susturma ve ifade özgürlüğünü baskı altına alma çabaları olarak değerlendirilmiştir.
Türkiye savunma bakanı, Katar’daki askeri üssün kapatılmasının gözden geçirilmesiyle ilgili önerileri reddetmiş ve askeri üssün kapatılmasına yönelik taleplerin, Ankara’nın Körfez ülkesiyle olan ikili ilişkilerine müdahale anlamına geleceğini ifade etmiştir. Türkiye savunma bakanı Fikri Işık, televizyon yayın kuruluşu NTV’ye yaptığı açıklamada, üssün kapatılmasına yönelik bir madde görmediğini ifade etmiştir. Bakan Işık’a göre Katar’daki askeri üs bir Türk üssü olmasının yanı sıra Katar’ın bölgedeki güvenliğini de koruyacaktır.
Talep listesinde Katar rejiminin değişmesine yönelik bir madde bulunmamaktadır. Bununla birlikte Katar’ın, yapılan talepleri ciddi görüşmeler için temel alması da olası görülmemektedir.
Katar, ambargonun uygulanmaya başladığı 5 Haziran 2017 tarihinden itibaren yiyecek ikmali açısından Türkiye’ye ve daha az bir oranda da İran’a bağımlı olan bir ülkedir. Büyük ekonomik gücü olan ve yaptırımlara süresiz dayanma kabiliyetinde olan Katar, ambargo kalkana kadar görüşmelere başlamayacağını açık ve net bir şekilde ifade etmiştir.
13 maddelik talepler listesinin kaleme alınması öncesinde, Salı günü bir açıklama yapan Katar dışişleri bakanı Sheikh Mohammed bin Abdulrahman al-Thani, ülkesinin her zaman uluslararası kurallara bağlı kaldığını ve İslami Devlete karşı savaşan uluslararası koalisyonda anahtar bir rol üstlendiğini ifade etmiştir.
France 24’e verdiği demeçte Katar dışişleri bakanı, Katar’ın, Suriye topraklarında, Şam’ın Fethi Cephesinin eski adı olan Nusra Cephesini desteklemediğini ve herhangi bir terörist organizasyona destek vermediğini ifade etmiştir.
Katar’ın, Suudi Arabistan’ın ana rakibi olan İran ile bağlantıları, sadece uluslararası yaptırım rejimi ile uyumlu ve Körfez İş Birliği Konseyi tarafından onaylanan ticaret ile sınırlandırılabilir.
İran ile olan ilişkileri kesmek oldukça zor olabilir. 2022 Fifa Dünya Kupasına ev sahipliği yapacak olan Katar, İran ile gelirlerinden bir kısmını bu organizasyonu düzenlemede kullanacağı, muazzam büyüklükteki doğal gaz yataklarını paylaşmaktadır.
Katar, teröristlere mali destek sağlamadığı yönünde ısrarını sürdürmektedir ve daha önce yaptığı bir açıklamada, uygulanan ambargonun, komşularınınkinden ziyade, Arap Baharına daha yakın olan bağımsız bir dış politika yürütmesinin cezası olduğunu ifade etmiştir.
Çevirenin Notları: Suudi Arabistan ve müttefikleri tarafından Katar’a verilen ültimatomun beşinci maddesinde ‘‘Immediately terminate the Turkish military presence in Qatar and end any joint military cooperation with Turkey inside Qatar – Derhal Katar’daki Türk askeri varlığını ve Türkiye ile Katar topraklarındaki bütün ortak askeri iş birliğini sonlandır!’’ ifadesi yer almaktadır.
Türkiye ile Katar arasında askeri eğitim, işbirliği ve birlik konuşlandırılması kapsamında yapılan hukuki düzenlemeler çerçevesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Katar’da birlik konuşlandırması sürecinin bir parçası olarak, 22 Haziran 2017 günü saat 08.00’de 5 zırhlı araç ve 23 personelin Doha’ya intikali tamamlanmıştır. Bundan sonra da faaliyetler planlandığı şekilde uygulanmaya devam edilecektir.
Genelkurmay Başkanlığı, 22 Haziran 2017
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ise yaptığı açıklamada Katar’daki üssün kapatılması gibi bir olasılığın söz konusu olmadığını ifade etmiştir. Bakan Işık; “Katar’daki Türk üssü hem Katar askerinin eğitimi hem de güvenliği için yapılan bir faaliyettir. Bundan kimsenin rahatsız olmaması lazım. Şu anda bu askeri anlaşmanın yeniden masaya getirilmesi gibi bir ihtimal yok” demiştir.
Savunma bakanı, bu talebi henüz resmi olarak görmediğini ama böyle bir talebin ikili ilişkilere müdahale anlamı taşıyabileceğini açıklamıştır.
Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
https://www.theguardian.com/world/2017/jun/23/close-al-jazeera-
saudi-arabia-issues-qatar-with-13-demands-to-end-blockade