TBB Başkanı Erinç Sağkan’ın; Anıtkabir’de ATA’nın huzurundaki saygı duruşunun ardından, Misak-ı Milli Kulesi’nde Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdıkları.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 12 Aralık 2021
“Büyük Atatürk, ebedi eseriniz Nutuk’a ‘1919 senesi Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım.’ diye başlamıştınız. Bizler de Türkiye Barolar Birliği’nin 36. Olağan Genel Kurulu tarafından seçilen yönetim, disiplin, denetleme kurulu üyeleri ile delegelerimiz ve meslektaşlarımızla birlikte savunmanın temsilcileri olarak aynı azim ve kararlılıkla bugün, 11 Aralık’ta huzurunuza çıktık.
Bizler biliyoruz ki, ‘Adalet mülkün temelidir’ sözünün asılı olduğu her mahkeme salonu, seninle buluştuğumuz yerdir.
Kişiye, zümreye, şanslı bir azınlığa ya da bir ailenin lütfuna terk edilmeyen ve mavi gözlü bir çocuktan dünyanın hakları gasbedilmiş tüm halklarına umut olan bir lideri çıkaran Cumhuriyet’in karış karış her toprağı senin eserindir. Bizimse bu kazanımları kaybetmeye tahammülümüz yoktur.
Modern hukukun, insan onurunun, eşitliğin, hakkaniyetin, adaletin, bağımsız yargının ve evrensel hukuk ilkelerinin öğretildiği her hukuk fakültesi seninle var olmuş ve bizimle devam edecektir.
Kimsenin merhametine bırakılamayacak modern hukuk sistemimizin her türlü çabaya rağmen inadına yıkılmadığı, insan onurunun temel alındığı, bizi kula kul değil, birey yapan her türlü temel hak ve özgürlüğün tane tane yazıldığı her kanun, her mahkeme, her adliye senin eserin, bizimse varlık sebebimizdir.
Bu uğurda verdiğimiz çabanın üzerine güneş olup her gün yeniden doğacağının farkındayız. Bu sebeple, Anıtkabir’den, senin huzurundan yola çıkmak çocuklarımıza, geleceğimize ve mesleğimize minnetle karışık borcumuzdur.
Asıl borcumuzun, açtığın aydınlık yolda hiç yılmadan yürüyerek tüm ümidinin onda olduğunu söylediğin gençlikle birlikte, ‘küçük hanımefendiler’, ‘küçük beyefendiler’ diye hitap ettiğin çocuklara aydınlık bir gelecek bıraktığımız zaman biteceğinin farkındayız. Tüm çabamız, bu kutlu borcumuzu ödemek içindir.
Umutsuz durumların değil umutsuz insanların olduğunu, senin hiçbir zaman umudunu yitirmediğini iyi biliyoruz. Bizler de Cumhuriyetimiz ve çocuklarımız için durmadan çalışacağımıza mesleğimizin kutlu yemini gibi söz veriyoruz.
Saygıyla, şükranla ve tarifine dünyadaki hiçbir dilin yetmeyeceği özlemimizle.”