Yazar: Amberin Zaman, Al-Monitor 30 Mayıs 2018
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 5 Haziran 2018
Artık adet haline geldi: Ankara ne zaman Suriye konusunda Washington ile bir anlaşmaya vardığını söylese, Washington’un yanıtı hep aynı, ‘‘Hayır öyle değil’’.
Birleşik Devletler Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert’in ‘‘Henüz Türk hükümeti ile herhangi bir anlaşma yok’’ dediği dün de aynısı oldu. Nauert’in açıklaması, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Türkiye ve Birleşik Devletlerin, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçlerinin, Münbiç kasabasını terk etmeleri ve kentin ABD ve Türk birlikleri ile müşterek olarak kontrol edileceği yönünde bir anlaşmaya vardığı yönündeki erken açıklamasıyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlarken geldi. Nauert açıklamasında; ‘‘Suriye ve diğer ortak kaygılarla ilgili görüşmeleri sürdürüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.
Suriye Demokratik Güçleri desteğindeki Münbiç Askeri Konseyi de sözcüsü Shervan Darwish vasıtası ile çekişmeye müdahil olarak, konseyin dağıtılacağı yönündeki Türk iddialarını yalanladı.
Görünüşe göre söylenenlere hiç aldırmayan Bakan Çavuşoğlu ise bugün yaptığı açıklamada; büyük çoğunlukla bir Arap kasabası olan ve ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri tarafından, 2016 yılı Ağustos ayında, kanlı bir savaş sonunda İslami Devlet terör örgütü savaşçılarından alınan kasabanın, ABD ve Türk birlikleri tarafından kontrol edileceği yönündeki iddialarını tekrarlamıştır.
Yol haritası hakkında ayrıntıları anlatan Bakan Çavuşoğlu gazetecilere yaptığı açıklamada: ‘‘Bu yol haritasında somut adımlar var, YPG (VayPiCi) Münbiç’ten çıkarılacak. Birleşik Devletler ve Türkiye birlikte, yeni yönetim ve güvenlik kuvvetlerinde kimlerin yer alacağına karar verecek. Birleşik Devletler ‘Siz yarısını belirleyin, ben de diğer yarısını’ diyebilir’’ ifadelerini kullanmıştır.
Çavuşoğlu ayrıca, Münbiç kasabasının nüfusunun %90’dan fazlasının etnik Araplardan oluştuğunu, sadece %2’sinin etnik Kürtler olduğunu belirtmiştir. Kasabanın yeni yönetiminin, Rakka dâhil diğer yerlerde de model oluşturacak şekilde, demografik yapıyı yansıtması gerektiğini dile getirmiştir. Bakan Çavuşoğlu açıklamalarını; Birleşik Devletlerin, YPG ile 1984 yılından beri Türkiye’de kanlı bir ayrılıkçı hareketi sürdüren yasa dışı Kürdistan İşçi Partisi (PKK) arasındaki bağları koparmaya kararlı göründüğü şeklinde sürdürmüştür.
Son zamanlara kadar Türkiye, YPG ve PKK’nın aynı oldukları üzerindeki ısrarını sürdürmüştür. Türkiye bu konudaki tutumunu yumuşatıyor olabilir mi? Bütün bunlar, YPG’nin dağılması, silahsızlandırılması veya Türkiye’nin oluşturmayı planladığı yeni ‘‘milli’’ Suriye ordusu ile birleşmesine bağlıdır.
Münbiç kasabası, ABD, YPG’nin İslami Devlet terör örgütünden temizlendikten sonra kasabadan çekileceği yönündeki sözünü tutmaması nedeniyle, Birleşik Devletler ile Türkiye arasında artan gerginliğin tetikçisi olmuştur. Münbiç kasabası, Fırat Nehrinin batısında yer almaktadır ve Türkiye nehrin batısında bir YPG varlığını kırmızı çizgisi olarak ilan etmiştir. YPG’nin PKK ile yakın bağlantısı bulunmaktadır. Bu nedenle Türkiye, Pentagon’un YPG ile devam eden ilişkisini bir ihanet olarak görmektedir.
İslami Devlet terör örgütüne karşı yürütülen mücadele giderek yavaşlarken, Birleşik Devletler, kritik ve giderek artan bir oranda hareketleri öngörülemeyen ve agresifleşen NATO üyesi Türkiye ile olan ilişkilerini yeniden dengelemek için yollar aramaktadır. İki ülke arasındaki bağları geliştirme ihtiyacı, Türk birliklerinin Rusya’nın yardımıyla Suriye Kürt bölgesi olan Afrin’i işgal etmesiyle acil hale gelmiştir. Kürt ve Araplar arasındaki kırılgan dengeyi bozabilecek ve ABD tarafından korunan kuzeydoğu Suriye’deki istikrar çabalarını torpilleyebilecek YPG unsurlarına karşı ilave Türk saldırılarını engellemek ana hedeflerden bir tanesidir.
Söylenenlere göre ABD yönetiminden bazıları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran baskın seçiminden zaferle çıkması sonrasında rahatlayacağına inanmaktadır. Erdoğan’ın Amerikan karşıtı kavgacılığı körüklemeye olan ihtiyacı azalacaktır. Sünni Araplar lehine YPG’den uzaklaşmak ve Türklerin desteklediği İslamcı isyancıları, İslami Devlet terör örgütünden kurtarılan topraklarda ‘‘milli ordu’’ bayrağı altında toplamak, Ankara ile aradaki buzları eritebilir. Söylenenlere göre yönetimden bazı yetkililerin de katıldıkları bu planın Türk versiyonu, Suriye boyunca Türkiye ve Birleşik Devletler tarafından yönetilen, YPG’nin dışlandığı ve Şam’ın hayati enerji, su ve tarımsal kaynaklara erişmesinin engellendiği, rejim karşıtı yerleşim yerleri oluşturulmasını öngörmektedir. Bu plan bunun yanı sıra, bölgedeki Rusya ve İran etkisini de azaltacaktır. Fakat Nauert’in anlaşmayla ilgili iddiaları reddetmesi, Türkiye yanlısı kamp ile YPG ile mevcut ortaklık statüsünü sürdürme taraftarı olanlar arasındaki tartışmanın henüz bitmekten çok uzak olduğunun bir göstergesidir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir, orijinal metne aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
US pumps brakes as Ankara touts Manbij deal
By now it’s become customary: Whenever Ankara says it’s reached agreement with Washington on Syria, Washington responds, “Not quite.” So it was yesterday, when State Department spokesperson Heather Nauert declared, “We don’t have any agreements yet with the Government of Turkey.”
Dışişleri bakanlığı tarafından, iki yetkilinin Pazartesi günü Washington’da bir araya gelmesi sonrasında yapılan açıklamaya göre; ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Münbiç kasabasında güvenlik ve istikrarın sağlanması maksadıyla bir ‘‘yol haritası’’ üzerinde anlaşmıştır.
Taraflardan hiç biri ayrıntıları açıklamamış, fakat Türk ve Amerikalı yetkililer, yol haritasının Kürt kuvvetlerinin kasabadan çekilmesini de kapsadığını teyit etmişlerdir. Yol haritasının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde elini güçlendirmesi beklenmektedir.
Karşılığında ne tavizler verildiğini önümüzdeki kısa dönemde bütün Türk milleti bütün ayrıntıları ile öğrenecektir.
Dışişleri bakanlığı tarafından, iki yetkilinin Pazartesi günü Washington’da bir araya gelmesi sonrasında yapılan açıklamaya göre; ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Münbiç kasabasında güvenlik ve istikrarın sağlanması maksadıyla bir ‘‘yol haritası’’ üzerinde anlaşmıştır.
Taraflardan hiç biri ayrıntıları açıklamamış, fakat Türk ve Amerikalı yetkililer, yol haritasının Kürt kuvvetlerinin kasabadan çekilmesini de kapsadığını teyit etmişlerdir. Yol haritasının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde elini güçlendirmesi beklenmektedir.