savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Ankara
2°C
Karla Karışık Yağmurlu
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
1°C
Pazartesi Çok Bulutlu
2°C
Salı Parçalı Bulutlu
2°C
Çarşamba Çok Bulutlu
4°C

Araplar ve Çocuk Evlilikleri

Araplar ve Çocuk Evlilikleri

ARAPLAR VE ÇOCUK EVLİLİKLERİ

 Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mareşal Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk.

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 09 Mart 2024

Fotoğraf: INDIA TODAY

Fiziksel, cinsel ve psikolojik olmak üzere her türlü çocuk istismarını içinde barındıran, eğitimi kesintiye uğratan, henüz hazır olmadıkları yetişkin rolünü çocuklara yükleyen çocuk evlilikleri ile mücadele sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde yürütülmelidir. Türkiye, 202 ülkenin yer aldığı 18 yaşından önce evlenen çocuk oranları listesinde 87’nci sırada, Avrupa’da çocuk evliliklerinde ise birinci sırada yer almaktadır.

Özellikle Arap dünyasında çocuk evliliklerinin arkasındaki ana neden konusunda tartışmalar yıllardır sürmektedir. Ancak sorun sadece Arap dünyası ile sınırlı değildir. Dünyadaki kızların üçte biri 18 yaşından önce evlendirilmektedir, kız çocuklarının evlendirilmesi Arap dünyasına özgü bir sorun kesinlikle değildir.

Dünyada her yıl ortalama olarak 14,2 milyon kız çocuğu zorla evlendirilmektedir. Evlendirilen kızlar henüz çocuk olduklarından, verilerde kız çocuğunun rızası vb. gibi gerekçeler göz önüne alınmamaktadır. Çocuk yaştaki kızların rızaları dışında zorla evlendirilmesinin arkasında birçok neden vardır ve bu şeytani uygulama ile mücadele edebilmek için bu nedenlerin çok iyi bilinmesi ve anlaşılması gerekmektedir.

Birçok insan, İslam dininin kutsal kitabı olan Kur’an’ın belirli bir yaşta evliliklere izin verdiği gibi yanlış bir inanışa sahiptir. Ancak, Kur’an’da evlilik için belirli bir yaş kesinlikle belirtilmemektedir. İslam dünyasında olgunluğa erişen kızların evlenebileceklerine yönelik yaklaşımlar olsa da, bir kız çocuğun olgunluk yaşı konusunda tartışmalar halen sürmektedir.

 Birçok dinsel insan kızların olgunluğa erişme yaşının 18 olduğunu iddia ederken, bazıları kız çocukların çok daha erken yaşlarda olgunluğa eriştiklerini ileri sürmektedir. Önemli olan, dinsel insanların çeviri ve farklı yorumları sonucu söyledikleri değil, kutsal kitap Kur’an’ın ne dediğidir ve İslam dininin kutsal kitabında, bu konuyla ilgili bir ayet bulunmamaktadır.

İslam dininde peygamberin yaptıkları ve yaşamı gibi bir hayat sürmek sünnet olarak kabul görmektedir. Bu sünnet işi, Kur’an ayetlerinin ardından ikinci İslamsal kaynak olarak kabul görmektedir. Ve ne yazık ki ayetlerin tercüme ve yorumlanmasında sorun olduğunda sünnete başvurulmaktadır. İslam dünyasında Kur’an ve sünnet olmadan İslam dininin yaşanamayacağı yönünde iddialar mevcuttur. Bir de sünnetin parçası olarak kabul gören hadisler vardır. Sünnet ve hadisler insanlara İslam dininin çocuk evliliklerine izin verdiği yanlış düşüncesini verebilirler.

Aisha tarafından yazıldığı ileri sürülen bir hadise göre peygamber onunla evlendiğinde altı yaşındadır ve evlilikleri, Aisha dokuz yaşına geldiğinde gerçekleşmiştir. Başka bir hadise göre ise peygamber Aisha ile evlendiğinde henüz yedi yaşındadır, evlilik, işlemi dokuz yaşındayken gerçekleşmiştir ve Aisha peygamber ile ölüm tarihine kadar, dokuz yıl birlikte kalmıştır. Başka bir hadise göre ise peygamber henüz yedi yaşındayken onunla evlenmiş ve bir gelin olarak, yanında oyuncaklarıyla peygamberin evine götürülmesi dokuz yaşındayken gerçekleşmiştir ve peygamber öldüğünde Aisha 18 yaşındadır.

Fotoğraf: NATION AGAINST EARLY MARRIAGE

Çocuk evliliklerine karşı olan Müslümanlar, peygamberin Aisha ile sadece dokuz yaşındayken evlenmesinin Mekke’de, İslami evlilik kurallarını açıklayan Kur’an ayetlerinin Medine’de nazil olmasında çok önce gerçekleştiğine dikkat çekmektedirler. Çocuk yaşta evliliğe karşı olan Müslümanlar, peygamber Aisha ile evlendiğinde onun dokuz yaşından çok daha büyük olduğunu söylemektedirler. Birçok Müslüman ise peygamberin Aisha ile çocuk yaşta evlenmesinin nedenini; o zamanlar yürürlükte olan bir Arap geleneğine bağlamaktadır. Erken yaşta kız çocuklarını evlendirme geleneği ne yazık ki günümüzün birçok Müslüman ve Müslüman olmayan dünyasında hâlâ geçerli olan bir gelenektir.

Konuya İslam dini açısından bakıldığında, her ne kadar bazı sünnet ve hadisler çocuk evliliklerinde rol oynuyor olsalar da, kutsal kitap Kur’an’da çocuk evliliğine direkt olarak izin veren bir ayet bulunmamaktadır. Çocuk evliliklerine izin veren birkaç hadis var olabilir, ancak bu hadisler zamanın şartlarına göre değerlendirilmeli ve asla çocuk evliliklerine müsaade ettiği şeklinde yorumlanmamalıdır. Çocuk evliliklerine izin veren İslam öncesi Arap gelenekleri, bu saçma sapan geleneğin İslam dinine girmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Arap dünyasında, dinden ziyade, kültür ve gelenek çocuk evliliklerinde çok büyük bir rol oynamaktadır. Birçok ülkede çocuk evlilikleri neredeyse yıllardır zaten uygulanmakta olan geleneksel bir uygulamaya dönüşmüştür ve birçok toplumda geleneklere uymamak, toplumdan dışlanmak anlamına gelmektedir.

Kız çocuklarının evlenebileceği asgari yaşı belirlemek sadece Arap dünyasını ilgilendiren bir mesele değildir, dünyanın her yerinde kız çocukları aileleri tarafından zorla evlendirilmektedir. Birçok ülkede kız çocuklarının evlilik yaşlarını düzenleyen kanunlar olmasına rağmen, kültür, gelenek ve toplum baskısı altında kalan aileler, kız çocuklarını yasalara aykırı olarak zorla evlendirmeye devam etmektedir.

Afganistan’dan 40 yaşındaki Faiz Mohammed ve 11 yaşındaki Ghulam Haider. Fotoğraf: Stephanie Sinclair/VII/Tooyoungtowed.org

Yoksulluk

‘‘Paraya çok ihtiyacım vardı ve aile için tek çözüm buydu.’’ Bu sözler; ailesini ‘‘BESLEMEK’’ zorunda olan ve dokuz yaşındaki kızını 32 yaşındaki bir adamla evlendiren zavallı (!) ve ümitsiz (!) bir babanın sözleridir. Bu sözler; Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisinde fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak birinci önceliği olan cahil ve gelişmemiş bir beyin formundan çıkan sözlerdir. Ama İslam dünyasında din, kültür, gelenek ve dinsel yasaların çocuk evliliklerinde ana faktör olduğunu düşünenlere de tokat gibi bir yanıttır.

Yoksulluk çocuk evliliklerinde ana itici faktörlerden bir tanesidir. Beslenmesi gereken bir boğazın kazandan eksilmesi; yoksul ve gelişmekte olan dünyanın birçok ülkesinde kız çocuğu evliliklerinin ana nedenidir. Dünyanın ekonomik açıdan en yoksul yerleri olan Sahra Altı Afrika ve Güney Asya’nın bazı bölgelerinde, kız çocuklarının evlendirilmesinin çok yaygın olmasının nedeni budur. Kız çocuklarını evlendiren aileler, kazandan bir boğazın eksilmesinin yanı sıra, alınan başlık parası ile de aile bütçesine bir kazanç/girdi sağlamaktadır.

Araştırmalara göre en fazla kız çocuk evlilikleri, kişi başına yıllık gelirin 1,600 dolardan az olduğu, en yoksul Yemen, Sudan ve Somali gibi ülkelerde görülmektedir. Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi kişi başına düşen milli gelir arttıkça kız çocuk evlilik oranı önemli ölçüde azalmaktadır. Tabloda yer alan bütün ülkelerde İslam dininin hâkim din olması ve kız çocuk evlilik oranlarındaki büyük farklar göz önüne alındığında, kız çocuk evliliklerinin nedeni kesinlikle din olamaz.

Aynı dine inanan Somali (%45) ve Katar (%0) oranları göz önüne alındığında; İslam dini, kültür ve geleneklerin çocuk evliliklerinde ana faktör olduğu kesinlikle öne sürülemez. Ayrıca çocuk evliliği, neredeyse gelişmekte olan dünyanın bütün ülkelerinde ne yazık ki oldukça yaygın bir uygulamadır.

Yoksul ailelerde dünyaya gelen kız çocuklarının, zengin ailelerde dünyaya gelen kız çocuklarına oranla erken evlendirilme oranı üç kat daha fazladır. Yoksulluk ve fırsat eşitliğinin olmaması; birçok aileyi kız çocuklarını erken yaşta evlendirmeye zorlayan etkenlerin başında yer almaktadır.

Başlık parası ise işin başka bir boyutudur ve yoksul aileleri, kızlarını çok değerli bir gelir kaynağı olarak görmeye itmektedir. Kız çocukların evlenecekleri erkekleri seçme hakkı kesinlikle yoktur, yoksul aileye, başlık parası altında en fazla geliri sağlayacak olan damat birinci önceliğe sahiptir. Sudanlı bir çocuk gelinin: ‘‘Sevdiğim adamın inekleri yoktu ve amcam onu reddetti. Kocam 120 adet inek verdi’’ sözleri durumun vahametini açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Arap dünyası da tıpkı diğer dünyalar gibidir. Aileler beslenme problemi yaşadıklarında ya da aileyi besleyecek yeterli gelire sahip olmadıklarında, kazandan bir boğaz eksilsin ve başlık parası aile bütçesine ilave gelir sağlasın diye küçük yaştaki kız çocuklarını evlendirmektedirler. Bazı durumlarda küçük kız çocukları, babanın borcuna karşı verilmektedir. Altı yaşındaki Afganlı bir kız çocuk, babasının ödeyemediği 2,500 ABD dolar borcuna karşılık satılmıştır. Zavallı kız alacaklının 19 yaşındaki oğluna tek çözüm olarak sunulmuştur.

İşin en acı tarafı da aileleri onlara bakamadıkları için birçok küçük kız çocuğunun evlenmeyi hayatta kalmayı sürdürmenin en iyi çözüm olarak görmeleridir.

Ne Yapılabilir?

Çocuk yaştaki kızları zorla evlendirmek ne yazık ki 1926 tarihli Kölelik Anlaşması’nın hiçbir yerinde yer almamaktadır, ancak çocuk evlilikleri, köleliğin kaldırılması gibi bazı Birleşmiş Milletler anlaşmalarında köleliğe eşdeğer olarak görülmektedir.

GERÇEK KURTULUŞ ANCAK CEHALETİN ORTADAN KALDIRILMASIYLA OLUR. CEHALET KALDIRILMADIKÇA TOPLUM YERİNDE KALIYOR DEMEKTİR, YERİNDE DURAN BİR ŞEY İSE GERİYE GİDİYOR DEMEKTİR. GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.

Bütün Arap ülkeleri 1926 tarihli Kölelik Anlaşması’nı imzalamış, ancak bazıları; çocuk evliliğinin kölelik ile eşdeğer olduğu hükmünü getiren, 1956 tarihli ek anlaşmayı imzalamamıştır. En yüksek çocuk evliliklerinin görüldüğü Arap ülkesi, kadınlar ve çocuklara insan kaçakçılığına karşı koruma sağlayan 2000 tarihli Palermo Protokolü’nü de imzalamamıştır. Bütün Arap ülkeleri 1926 tarihli Kölelik Anlaşması’na imzalarını koyarken, 1956 tarihli ek anlaşmayı; Kuveyt, Ürdün, Libya, Cezayir, Fas, Suriye, Mısır ve Irak halen imzalamamıştır.

Birçok Arap ülkesinde kız çocuklarının asgari evlenme yaşının 18 olduğuna yönelik yasalar çıkarılmasına rağmen uygulamada sayısız boşluklar mevcuttur. Bazı Arap ülkelerinde mahkeme, evlenmenin kız çocuğunun yararına olduğuna karar verdiğinde küçük yaştaki kız çocukları evlendirilmektedir. Örneğin Yemen’de, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesini engelleyen bir yasa, çocuk evliliğine izin verilmesi gerektiğine inanan aşırı dinseller tarafından engellenmiştir.

Çocuk evliliklerinde yoksulluk temel nedendir ve bu kök nedenle mücadele edilmelidir. Yukarıda ifade edildiği gibi kişi başına düşen milli gelir arttıkça; din, kültür, gelenek ve adetlerden bağımsız olarak, düşük yaşta kız çocuk evlilik sayısı azalmaktadır. Kız çocukları erken yaşta evlendirilmek yerine okula gönderilmelidir ve bu maksatla gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler desteklenmelidir.

Fotoğraf: Camfed/Eliza Powell, GLOBAL CITIZEN

Başta kız çocuklarını evlendirme oranı %0 olan zengin Arap ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkeler, dünyanın her yerinde kız çocuklarının eğitim projelerini desteklemeli ve evlenmeyi tek seçenek olarak gören küçük kızların yardımına koşmalıdır. Yozlaşmış ve rüşvet batağına bulaşmış Arap ülkeleri hükümetleri, kız çocuklarının eğitimi için kendilerine verilen dış yardımları sadece bu maksatla kullanmalı, bu yönetimlerin yardımları kendi zenginliklerine zenginlik katmaları maksadıyla kullanmaları engellenmelidir. Sağlanan dış yardımlar kız çocuklarının eğitilmesini destekleyen projeleri yürüten organizasyon ve şirketlere direkt olarak verilmelidir.

Başta zengin Arap ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkeler, özellikle kız çocuk evliliklerinin yaygın olduğu gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerden kız çocuklarına eğitim imkânlarını sonuna kadar açmalı ve onların geçimlerini sağlayacak geliri elde etmelerine katkı sağlamalıdır. En fazla kız çocuk evliliklerinin görüldüğü ülkeler, kız çocuklarının eğitimine gerekli önemi verirse, çocuk evliliklerinde büyük bir düşme görülecektir.

Kız çocuklarının eğitilmesi ülke ekonomisine de büyük katkılar sağlayacak ve yoksulluk azalacaktır. Ürdün Kraliçesi Rania’nın dediği gibi; bir kızı eğitmek, bir ulusu eğitmek demektir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.