savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4746
EURO
36,4066
ALTIN
2.957,53
BIST
9.356,86
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
17°C
Ankara
17°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Karla Karışık Yağmurlu
1°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C

BALKAN SAVAŞLARI

BALKAN SAVAŞLARI

Ordu & Siyaset

BALKAN SAVAŞLARI

Balkan Savaşları esnasında çok tehlikeli boyutlara ulaşan ve erlere kadar yayılan particilik Osmanlı Ordusu’nun emir-komuta zincirini bozmuş ve bozguna zemin hazırlamıştır.

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 05 Nisan 2024

Birinci Balkan Savaşı (08 Ekim 1912 – 30 Mayıs 1913)

İlk Balkan Savaşı Ekim 1912’de, Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ’dan oluşan Balkan Ligi’nin Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmesiyle patlak vermiştir. 1912 savaşı, İkinci Balkan Savaşı ile birlikte Osmanlı Avrupa’sını kimin yöneteceği sorusunu çözmüştür.

Çatışmaların başlamasının sonra sadece birkaç ay içinde Osmanlı Ordusu çökmüştür. Bulgar birlikleri Osmanlı Ordusunu, başkent İstanbul’un sadece 30 kilometre uzağındaki Çatalca savunma hatlarına kadar çekilmek zorunda bırakmıştır. Bulgar ordusu Edirne kentini de kuşatmış, kent ancak İkinci Balkan Savaşında geri alınabilmiştir.

Sırplar Makedonya’ya doğru ilerlemiş ve Manastır’a ulaşmıştır. Karadağ ordusu da Sırp kuvvetleriyle birlikte Novi Pazar ve Scutari’yi işgal etmiştir. Yunan kuvvetleri de Thessaly ve Salonika’ya kadar ilerlemiştir.

Aralık 1912’ye kadar Osmanlı, İstanbul batısında kalan bütün topraklarını kaybetmiştir. Savaş Londra Anlaşması ile sona ermiş ve Osmanlı İmparatorluğu 500 yıldan fazla hüküm sürdüğü Balkan topraklarındaki hakimiyetini kaybetmiş, toprakları müttefikler arasında paylaşılmıştır. Londra Anlaşması ile bağımsız Arnavutluk ortaya çıkmıştır.

İkinci Balkan Savaşı (16 Haziran – 18 Temmuz 1913)

Balkan Ligi savaşı kazansa da elde edilen toprakların paylaşılmasında eski anlaşmazlıklar yeniden alevlenmiş, Balkan Ligi dağılmış ve İkinci Balkan Savaşı başlamıştır. Kaybettiği toprakları  geri almak için iyi bir fırsat ortaya çıktığını düşünen Osmanlı İmparatorluğu 12 Temmuz 1913 tarihinde Bulgaristan’a savaş ilan etmiş ve altı gün süren savaşın ardından kuşatılan Bulgarlar barış teklif etmek zorunda kalmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu Meriç Nehrine kadar olan bölgeleri yeniden ele geçirmişse de kayıplar inanılmaz boyutlarda olmuş ve imparatorluğun Avrupa topraklarının %83’ü kaybedilmiştir. İki savaş sonunda Bulgaristan %29, Yunanistan %68, Karadağ %62 ve Romanya %5 oranında topraklarını genişletmiştir.

İki savaşın en büyük kaybedeni ise sivil halk olmuştur. İki savaşta 1.5 milyon kadar Müslüman hayatını kaybetmiştir. Osmanlı ordusu 250.000 kadar asker kaybetmiştir.

Osmanlı Ordusunun Balkan Savaşlarını kaybetmesinin asıl nedeni gırtlağına kadar siyasete bulaşmış  olmasıdır. Siyaset alanındaki farklı düşünceler ve yaklaşımlar kesinlikle orduya yansıtılmamalı ve ordu kesinlikle siyasetten arındırılmalıdır.

Düşmana atılan bombaların üzerlerine yazılan mesajlara dikkat edilmeli ve siyasi mesajlar vermekten kaçınılmalıdır. Askerlik ciddi ve profesyonel bir meslektir.

 “Ordumuzun içinde bulunan cemiyet arkadaşlarımız siyasette devam etmek istiyorlarsa ordudan çıkmalı ve cemiyetimizin halk içindeki örgütü arasına girmelidirler. Bu biçimde gün bile yitirmeye yer vermeksizin ordumuz siyasetten uzaklaşmalıdır. Ve ordu içinde kalacak dostlarım da artık siyaset ile uğraşmamalı ve bütün çabalarını ordumuzun güçlendirilmesine çevirmelidirler. Cemiyetimiz de bir an önce örgütümüzü halkın içinde yayarak ulusumuza dayanan siyasi bir parti haline gelmelidir.” Mustafa Kemal ATATÜRK, 22 Eylül 1909.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.