savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Kar Yağışlı
0°C
Ankara
0°C
Hafif Kar Yağışlı
Pazartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Salı Parçalı Bulutlu
2°C
Çarşamba Az Bulutlu
3°C
Perşembe Az Bulutlu
5°C

BARİ TANKLAR GELSİN

BARİ TANKLAR GELSİN

BARİ TANKLAR GELSİN

BE AHLAKSIZ, BE ADİ!

İktidarın yanlışları ortaya döküldükçe sinir katsayıları fırladı.

Her zamanki gibi ilk ve tek adam RTE açılışı yaptı, eleştirenlere “Not ettik” diye gözdağını verdi.

Ardından borazanı Bahçeli çıkıştı, ”Not alıyoruz.”

RTE Baktı ki notları kimse tınlamıyor “Kızılay nerede, Asker nerede, AFAT nerede, Devlet nerede?” yakınmaları sürüyor açtı ağzını yumdu gözünü.

Her zamanki devlet terbiyesi soslu tarzı ile kükredi,

“İşte çıkmış bir tanesi Kızılay nerede? Ne çadırını ne yemeğini gördük diyor. Be ahlaksız, namussuz, be adi. Günde yaklaşık 2.5 milyona bu Kızılay yemeğini ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu?”

Kimeydi sözleri?

Muhalefete veya medyaya diyelim.

İyi de onlar kimin sesini duyuruyordu?

Elbette iktidarın “Hizmetkarıyız” dedikleri halkın.

Hani derler ya “Allah’ın sopası yok ya gözüne soksun.”

Sokuverdi.

İki gün sonra, Kızılay’ın vatandaştan aldığı kanı, ikinci el eşyayı ve açıkta kalan milyonlarca vatandaşın beklediği çadırları sattığı ortaya çıkıverdi.

STATLARDAN YÜKSELEN SESLER

Cumartesi yeniden başlayan lig maçları halkın dayanışmasında zirveyi gösterirken aynı zamanda beceriksiz iktidara da sesler yükseldi.

Fenerbahçe ve Beşiktaş tribünleri “Hükümet istifa” sloganları ile inledi.

Koltuk değneği parlak zekası ile çözümü buldu ve tehdidi savurdu.

“Ya kulüp başkanları tedbir alsın ya da maçlar seyircisiz oynasın.”

Arkasından yaptığı açıklama Beşiktaşlıları yasa boğdu.

Beşiktaş kongre üyeliğinden istifa ettiğini artık Karagümrük’ lü olduğunu söyledi.

Beşiktaş semtindeki takım bayrakları yarıya indirilmiş durumda.

Bahçeli kızar da hapisten çıkardığı kankası durur mu?

Çakıcı da gürledi, “Devlet ve milletine bağlı olanlar bu ihaneti asla unutmayacaktır”

Ben kimin kime ihanet ettiğini anlamadım ama tehdit ciddi.

“Not ettik” ifadesine göre hayli sert.

Devlet Bey, Mafya Bey gürler de her karanlık kişilikle boy boy poz veren emir bakanı Soylu geri kalır mı, patlattı,

“Bizim deprem meselesine gömüldüğümüzü zannedenler güvenlik meselesinde kalkanlarımızı kaldırmayacağımızı zannetmesinler. Hodri meydan”

Hadi bakalım çıkın işin içinden.

Fenerbahçe seyircisine Kayseri deplasmanı yasaklandı.

Eee, sonra. Haftaya ne olacak?

Hodri meydanı göreceğiz.

BULGAR SAVUNMA BAKANI

Elbistan’a neden geldilerse, geldiler.

Oranın il olmasını isteyen depremzedelerin haykırışlarına sinirlenen Bahçeli yüzünün bütün sevimliliği ile:

 “Sayın cumhurbaşkanını ve burayı ziyareti sabote etmeye hakkınız yok. Sessizlik olacak. Dağılın gitsin, indirin şunları” diye sevgisini gösterip elinin tersi ile okşama işareti verdi.

“İndirin şunları” deyince ilk anda polisin vatandaşları zor kullanarak dağıtmasını istediğini sandım.

Donup kaldım.

Aklıma yıllar öncesi yaşadığım bir olay geldi.

1989 yılı.

Bulgaristan’da askeri ataşeyim.

Sovyet Bloku (Demirperde) çöküyor.

Halk isyan halinde, komünist rejimin bitmesini istiyor.

Polis etkinliğini yitirmiş hatta halkın yanında yer alıyor.

Mecliste toplantıda.

Halk meclisi kuşatmış, sloganlar atıyor.

Bir ara bakanlar salondan meclisin kapısına çıktılar.

Topluluk merdivenlere kadar yanaşmış. Polis engel olamıyor.

Durumu gören Savunma Bakanı Jurov otoritelerinin yitişinin verdiği hazımsızlık ile halkı tehdit edercesine “BARİ TANKLAR GELSİN!” dedi.

Düşünebiliyor musunuz?

Bakan halkın gösterilerini engellemek ve onları dağıtmak için tankları çağırıyor.

Son günleri, son çırpınışları idi.

Tanklar gelmedi.

Halk dağılmadı.

Jurov’un o sözleri Bulgar TV’sinde günlerce flaş flaş verildi.

Başkan Jivkov istifaya mecbur kaldı. İktidar devrildi.

 Seçimlerde Komünist Partisi nal topladı. Sosyal demokratlar iktidar oldu.

Neyse ki Bahçeli Jurov gibi densiz değilmiş.

“Elbistan il olsun” afişlerinin indirilmesini istemiş.

O kadarcık olur.

Depremzedeler de ne isteyeceklerini bilsinler. Sayın cumhurbaşkanını, koltuk değneğini üzmesinler.

Sessizce oturup bekleşsinler.

Büyükleri konuşsun, onlar dinlesinler.

Halleri sorulursa “Çok şükür iyiyiz. Allah sizi başımızdan eksik etmesin. Kader planı bizi bu hale getirdi sayenizde atlatacağız” desinler ki destek aksın.

KANADOĞLU

Bağımsız yargının kalesi, hukukçuların duayeni, Atatürk Türkiye’sinin aydınlık yüzü Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu aramızdan ayrıldı.

Işıklar içinde yatsın.

Saygın insana saygılar.

Naci BEŞTEPE

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.