‘‘İslam düşmanları bir kez daha cani kâfir teröristleri sahaya sürdüler ve Cuma namazı esnasında mazlum Afganistan halkının kanını döktüler.’’ İran Dışişleri Bakanlığı.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 16 Ekim 2021
Dış basında yer alan haberlere göre Afganistan’ın güneyinde bulunan Kandahar kentinde Cuma namazı esnasından bir camiye düzenlenen intihar saldırısında düzinelerce Müslüman hayatını kaybetmiştir.
The Associated Press’in Taliban’ın Kandahar kültür ve enformasyon şefine dayandırdığı haberine göre saldırıda 47 Müslüman ölmüş, en az 72 Müslüman da yaralanmıştır.
Bir görgü tanığının ifadesine göre; Kandahar kentinin merkezinde bulunan Şii Fatimiya camiine düzenlenen saldırıda dört intihar eylemcisi kullanılmıştır. İki eylemci arkadan gelen intihar eylemcilerine yolu açmak için girişte kendilerini patlatmıştır.
Geçtiğimiz hafta ülkenin Kunduz kentinde gerçekleştirilen benzer saldırıda en az 45 Müslüman hayatını kaybetmiş, düzinelerce Müslüman da yaralanmıştır. Kunduz kentindeki saldırı da cemaatin en kalabalık olduğu Cuma namazı esnasında gerçekleştirilmiştir.
Kunduz kentindeki saldırıyı İslami Devlet Terör Örgütü Horasan (ISIS-K) Grubu üstlenmiştir. ISIS-K, Şii Müslümanları dinden dönmüşler olarak görmekte ve ‘‘İğrenç Milliyetçiler’’ olarak nitelendirdiği Taliban terör örgütüne karşı çıkmaktadır.
ISIS-K, kendisi gibi cihatçı bir terör örgütü olan Afgan Taliban’ını rakip olarak görmekte ve onları sadece Afganistan sınırları içinde sınırlı bir hükümet kurma hırsı olan ‘‘İğrenç Milliyetçiler’’ olarak nitelendirmektedir. İğrenç Milliyetçi Taliban teröristlerinin bu sınırlı hedefi, İslami Devlet terör örgütünün küresel bir halifelik kurma hedefiyle çelişmektedir.
Bazı kaynaklara göre, İslami Devlet Terör Örgütü Horasan Grubu cani saldırının sorumluluğunu üstlenmiştir.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, ABD’nin Kandahar kentinde Şii camiine düzenlenen terör saldırısını şiddetle kınadığını, kurbanlar ve ailelerine taziyelerini sunduğunu ve Afgan halkının, hangi dini inançtan olursa olsun barış ve güvenlik içinde yaşama ve ibadet hakkına sahip olduğunu ifade etmiştir.