savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5503
EURO
36,4552
ALTIN
2.965,61
BIST
9.131,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
17°C
Ankara
17°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazartesi Az Bulutlu
2°C

Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Faaliyetleri Nedeniyle Türkiye’ye Yaptırım Çağrıları Artıyor

Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Faaliyetleri Nedeniyle Türkiye’ye Yaptırım Çağrıları Artıyor

Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Faaliyetleri Nedeniyle Türkiye’ye Yaptırım Çağrıları Artıyor

 

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 18 Ekim 2020

 

 

Christopher Pitchers ve Efi Koutsokosta tarafından kaleme alınan ve 15 Ekim 2020 tarihinde euronews.com sitesinde paylaşılan bir yazıda; Avrupa Birliği içinde cezai tedbirler uygulanması yönündeki çağrılar yükselirken Türkiye’nin bir kez daha yaptırım tehdidiyle karşı karşıya olduğu ifade edilmektedir.

Yazıda; Türk araştırma gemisi Oruç Reis’in Doğu Akdeniz’deki tartışmalı sulara geri dönmesinin, Yunanistan ile Ankara arasındaki gerginlikleri yeniden canlandırdığı ve Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ersin Tatar’ın, adanın işgal altındaki hayalet kenti Varosha’yı (Maraş) yeniden açmasının da Nicosia’daki (Lefkoşa) yetkilileri öfkeden deliye döndürdüğü dile getirilmektedir.

İddialara göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AB’nin çekilme çağrılarını defalarca hiçe saymış ve aksine bölgedeki saldırgan tutumunu giderek artırmıştır. Bütün bunlar da Brüksel’de Türkiye’ye yaptırım uygulanması yönündeki çağrıların artmasına neden olmuştur.

Fransa Avrupa Parlamentosu Üyesi Nathalie Loiseau Euronews’e verdiği demeçte; artık Türkiye meselesini ciddi bir problem olarak değerlendirmeyen hiçbir üye devlet kalmadığını ifade etmiştir.

Loiseau açıklamasında; ‘‘Türk ordusu Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve Nagorno-Karabakh’da askeri manevralar yapıyor. Türkiye’ye güçlü bir sinyal göndermek için neyi bekliyoruz? Avrupa Konseyi’ne bu saflık ve pasifliği bırakmasını ve Yunanistan ve Kıbrıs’ı destekleyen eylemlerle kendisini ifade etmesini şiddetle tavsiye ediyorum. Eylemlerden kastım da yaptırımlardır.’’ ifadelerini kullanmıştır.

Almanya Şansölyesi Angela Merkel,  Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, Belçika Başbakanı Alexander De Croo ve Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel, Avrupa Konseyi zirvesi öncesinde, COVID-19 salgınının başladığı günden beri ikinci yüz yüze konuşurlarken. 01 Ekim 2020. Kaynak: Olivier Hoslet/Al Jazeera

Bu ayın başlarında Avrupa Birliği, blok tarafından yasadışı olarak nitelendirilen Doğu Akdeniz’deki sondaj ve enerji arama faaliyetlerini sonlandırmaması durumunda Türkiye’yi yaptırımlarla cezalandırma tehdidinde bulunmuştur.

Türkiye’nin son hamlesi Berlin’i de öfkelendirmiş ve hatta Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın Ankara’ya yapmayı planladığı ziyareti iptal etmesine neden olmuştur. Maas bununla birlikte Atina ve Nicosia’yı ziyaret etmiş ve anlaşmazlığa dâhil olan bütün taraflar arasında diyalog çağrısını yinelemiştir.

Maas açıklamalarında; ‘‘Son haftalar ve aylar içinde yapmaya çalıştıklarımızı, yani AB Konseyi gündeminde direkt görüşmeler için bir ortam yaratma arzumuzu sürdürmek istiyoruz, fakat bunun için güven ve itimatla karakterize edilen bir atmosfere ihtiyacımız var. Ve son günlerde meydana gelen gelişmeler nedeniyle bunun, şu anda başarılması mümkün değil.’’ ifadelerini kullanmıştır.

Washington Institute Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay; bölgede Ankara’yı da dâhil etmenin Erdoğan’ın mevcut saldırgan stratejisini sürdürmesini durdurmada anahtar rol oynadığına inanmaktadır. Çağaptay Euronews’e verdiği demeçte; ‘‘Doğu Akdeniz girişimleri Türkiye’yi dışlamayı sürdürdükçe Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’a yönelik bu işbirliğinin en zayıf halkası olarak gördüğü bu girişimlere karşı tepkilerini sürdürmeye devam edecektir.’’ ifadelerini kullanmıştır. ‘‘AB’nin değil de NATO’nun bir rol oynayabileceğini değerlendiriyorum. Türkiye NATO’yu daha çok bir hakem ve tarafsız bir güç olarak görmektedir. Türkiye ve Yunanistan’ın her ikisi de NATO üyesidir, bu nedenle NATO’yu daha tarafsız bir platform olarak görmektedir. Türkiye’nin AB’yi daha çok Fransa’nın hâkimiyetinde ve Atina ile Nicosia’ya çok fazla eğilimli olarak görmektedir.’’

Ankara’nın saldırgan tutumunda azalma belirtilerinin görülmediği bu ortamda yaptırımlar konusu önümüzdeki zirvede liderlerin gündemine alınabilir.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.