Yazar: Phillip Schneider, ACTIVIST POST, 9 Temmuz 2018
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 3 Eylül 2017
MIT (Massachusetts Institute of Technology) Üniversitesinden bir araştırma ekibi, yapay zekâ kullanarak, katı duvarların ötesindeki insanların hareketlerini izleyebilen ve konumlarını belirleyebilen, RF-Pose adını verdikleri bir teknoloji geliştirmiş ve testlerini başarıyla gerçekleştirmiştir.
Kullanılan teknoloji, insanların bedenlerine çarparak geri dönen radyo sinyallerini analiz ederek, onların konum ve hareketlerini, aşağıda sunulan fotoğrafta da görüldüğü gibi, çubuk şeklinde de olsa, %83 oranında bir hassaslıkla belirleyebilmektedir.
MIT Üniversitesinden araştırma ekibi, RF-Pose adını verdikleri teknolojinin, sağlık personeli tarafından Multipl Skleroz (MS), kas distrofisi ve Parkinson hastalıklarının izlenmesinde kullanılabileceğini ifade etseler de teknoloji gizlilik ve özel hayatın mahremiyetini savunanlar için bir endişe kaynağı oluşturmaktadır.
Carnegie Mellon Üniversitesi Robot Teknolojisi Enstitüsünden Araştırma Görevlisi Ginés Hidalgo; normal bir kamera bir insanı kaydettiğinde o insanın da kamerayı görebildiğini, fakat kameranın bir objenin arkasına ve hatta içine yerleştirilerek gizlenmesi durumunda insanların izlendiklerini asla fark edemeyeceklerini ifade etmektedir.
MIT Üniversitesi araştırma ekibi ise, teknolojinin başka maksatlarla kullanımının engellenmesi için mekanizmalar geliştirdiklerinden bu problemin halledildiğini, alınan görüntülerde insanların kimliklerinin belli olmadığını ve verilerin kriptolandığını iddia etmektedir.
Geliştirdikleri teknolojiyi bu ayın sonlarına doğru, Salt Lake City-Utah eyaletinde icra edilecek olan CVPR (Computer Vision and Pattern Recognition – Bilgisayarlı Görü ve Görüntü İşleme) Konferansında sunmaya hazırlanan MIT Üniversitesi araştırma ekibi, teknolojinin diğer kullanım alanları arasında; arama ve kurtarma görevlerinin yanı sıra video oyunlarının da olduğunu ifade etmektedirler.
MIT Üniversitesinden yapılan bir açıklamaya göre; araştırma ekibi bunun yanı sıra; çok daha fazla hassasiyet ve daha küçük cisimlerin de tanımlanabilmelerini sağlayacak 3B (üç boyutlu) görüntüler oluşturma teknolojisi üzerinde de çalışmaktadır.
Araştırmacı Mingmin Zhao’ya göre; duvarların içinden görebilmeyi sağlayan görsel veri ve AI (Artificial Intelligence – Yapay Zekâ) kombinasyonu kullanılarak, daha güvenli ve üretken hayatlar yaşamak için daha iyi bir ortam yorumlama ve akıllı ortamlar yaratmak mümkün hale gelebilir.
Bu tür teknoloji aslında yeni bir teknoloji değildir, bu alanda 2013 yılına kadar uzanan çalışmalar, MIT araştırmacılarının en az beş yıldır ‘‘X-ışın görüş’’ teknolojisi elde etmek için çabaladıklarını ortaya koymaktadır. Isı düzenleme ve Hollywood film setlerinde farklı faydalar sağlayacak olsa da duvarların ötesini görmenin hedefi aslında herkes tarafından çok iyi bilinmektedir.
Güvenlik güçleri, 2015 yılında duvarların arkasını görebilmek için benzer bir cihazı kullanarak, özel hayatın gizliliğini koruyan yasayı (Fourth Amendment – Dördüncü Değişiklik) ihlal ettikleri gerekçesiyle ciddi bir soruşturmaya maruz kalmıştır.
ACLU (American Civil Liberties Union – Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği)’dan Avukat Nathan Wessler; duvarların arkasını gösterebilen sistemlerin emniyet ve güvenlik faaliyetlerinde kullanılmasının gerçekten de çok faydalı olduğunu ifade etmektedir. Fakat Avukat Wessler; bu tür sistemlerin faydalı olmalarının, kullanımlarının yasa ile düzenlenmemesi anlamına gelmediğini ifade etmekte ve polisin bir eve girerek araştırma veya tutuklama yapabilmesi için, önce bir hâkim kararına gereksinim olduğuna da dikkat çekmektedir.
MIT Üniversitesi araştırma ekibi tarafından geliştirilen yeni RF-Pose adlı cihaz, güvenlik güçlerinden ziyade özel şirketlere satılmak için geliştirilen bir teknoloji olmasına rağmen ayrı bir tartışma ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte, 2015 yılında da görüldüğü gibi hükümet her zaman en son teknolojilere sahip olmak ve kullanmak istemektedir.
Anayasa Mahkemesi, Haziran ayında sayısal gizlilik konusunda bir açıklama yaparak, telefon şirketi üzerinden bir müşterinin yeri hakkında veri toplamak isteyen güvenlik güçlerinin, önce bir yetki belgesi alması gerektiğini ifade etmiştir. Anayasa Mahkemesi açıklamasında; özel bir şirketin kişisel bilgilerine ulaşmasına izin veren bir bireyin bu izni, bir hâkim kararı olmaksızın güvenlik güçlerine de verdiği anlamına gelmediği vurgulanmıştır.
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bunun yanı sıra hükümetin illegal olarak RF-Pose teknolojisiyle toplanan bilgileri kullanamayacağı anlamına da gelmektedir. Fakat Anayasa Mahkemesinin, tüketici haklarının korunması lehine verdiği 5-4’lük kararın, lehte oy kullanan 85 yaşındaki Yargıç Ruth Bader Ginsburg’un yakında emekli olacağı göz önüne alındığında değişmesi de mümkündür.
Silahlı soygun suçundan mahkum olan Steven Denson şartlı tahliye memuruna rapor vermeyi durdurur ve ortadan kaybolur, polis onu neredeyse tamamen elinden kaçırdığını düşünmektedir. Fakat zeki ve çalışkan polis memurları onun adına, Wichita’da bir banka hesabında rastlar ve onu bulmak ümidiyle harekete geçerler.
Elde taşınabilen bir Doppler radarı verileri ve diğer kanıtlara dayanarak Bay Denson’un evin içinde olduğuna inanan polisler onu tutuklamak için içeri girer. Bay Denson’u tutuklar ve birçok silah ele geçirirler. Daha önce silahlı suçtan hüküm giydiğinden Bay Denson’un silah taşıma ve bulundurma hakkı da yoktur.
Silahlarla ilgili suçunu kabul eden Bay Denson, polislerin evine o anda içeride olduğundan emin olmadan girdiği, eve girmeleri sonrasında onu tutuklamak için yasal bir nedenleri olmadığı ve silahlarına el koymaya haklarının olmadığı yönünde şikayetçi olur. Polisler Bay Denson’un içeride olup olmadığını belirlemek için diğer delillerin yanı sıra RANGE-R adlı bir Doppler radar cihazı kullanmıştır. Bu cihazın kullanılmasını Anayasanın Dördüncü Değişikliğine aykırı bulan mahkemenin konuyla ilgili değerlendirmesi aşağıdadır:
‘‘Hükümetin, evlerin içini araştırmak maksadıyla, yetkisiz olarak böylesine güçlü bir cihazı kullanmasının, Anayasanın Dördüncü Değişikliği açısından büyük bir tehdit oluşturduğu, bu davaya bakan bizler ve herkes için açıktır. Yeni teknolojiler sadece polisin suçluları yakalaması için yeni fırsatların yanı sıra anayasal hakların kötüye kullanılması ve ihlal edilmesi risklerini de beraberinde getirmektedir. Yasa dışı araştırmalar yalnızca özel şikayet davalarının sayısının yükselmesine değil, aynı zamanda ceza yargılamalarında kanıtların bastırılmasını da gerektirebilir. Bu olayda kullanılan radar cihazının çok yakında bu mahkeme ve herkes için olayın iki boyutu açısından ortaya bir çok soru çıkaracağı konusunda çok az şüphemiz bulunmaktadır.’’
RANGE-R cihazı da duvarların ötesini görebilen, binalar ve evler gibi diğer yapıların içindeki insanları tespit edebilen bir sistemdir. Elde taşınabilen cihaz yaklaşık 700 gram ağırlığındadır ve bir duvara doğru tutulduğunda duvarın içinden geçen bir radyo frekans sinyali göndermektedir. Duvarın arkasındaki hedef hareket ettiğinde sinyalin frekansı değişir ve sinyal işleme ile hareketin miktarı belirlenir. Cihaz, nefes alıp verme hareketini de belirlediğinden gizlenmek mümkün değildir. 160 derece görüş açısı olan cihazla 30 santimetre kalınlığındaki tavan, zemin ve duvarların ötesindekileri tespit edebilmek mümkündür.
RANGE-R cihazı başlangıçta güvenlik güçleri ve arama kurtarma personelinin kullanımı için tasarlanmıştır. Güvenlik güçleri binaların içinde saldırgan veya rehinelerin yerini belirlemek, arama kurtarma personeli yaralı ve kazazedelerin yerlerini belirlemek ve itfaiye personeli de bina içlerinde personel olup olmadığını belirlemek için bu cihazı kullanabilirler. RANGE-R cihazını tasarlayanlar, cihazlarının hayat ile ölüm arasındaki ince çizgiyi belirlediğini iddia etmektedirler.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiş, RANGE-R cihazı ve Birleşik Devletler-Bay Denson Davasıyla ilgili bilgiler çeviren tarafından eklenmiştir. Orijinal yazının kullanılması makale ve yazar adı verilerek yapılabilir. Yazının orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
Smart Technology That Tracks People Through Walls Raises Privacy Concerns
By Phillip Schneider A team of researchers from MIT have developed and tested a technology called RF-Pose, which uses artificial intelligence to track and identify the postures and movements of individuals through solid walls. By analyzing radio signals which are bounced off people’s bodies, the technology can create stick figure interpretations of the subject with an accuracy of about 83%.