Sekiz Dakika Kırk Altı Saniye
Ercan Caner, Sun savunma Net, 06 Haziran 2020
‘’Nefes alamıyorum.’’ Bunlar, elleri arkadan kelepçelenmiş bir şekilde yerde yüzükoyun yatarken ve bir polis diziyle sekiz dakikadan fazla bir süre, direkt olarak boynuna basarken, George Floyd’un dudakları arasından çıkan son kelimelerdi.
Irkçı polis sonunda dizini Floyd’un boynundan çektiğinde, Floyd’un bedeni artık hareketsizdi. Hastaneye götürülen Floyd’un hayatını kaybettiği açıklandı.
George Floyd, silahsız bir Siyahî adamdı. Bir market tezgâhtarı polisi aramış ve George’nin sahte para kullanmayı denediğini ihbar etmişti. Bu telefon araması ne yazık ki ölümle sonuçlandı. Polis yasadışı şiddet uygulamasaydı, şimdi George Floyd yaşıyor olacaktı.
George’nin ölümü, Birleşik Devletlerde görülen siyahlara karşı uygulanan ve şaşırtıcı seviyelere ulaşan bir seri ırkçı şiddet ve ayrımcı yaklaşımlar sonrasında gerçekleşmiştir. Bu ırkçı ve faşist şiddet olaylarına; spor yaparken öldürülen siyah Ahmaud Arbery, yatağında yatarken açılan polis ateşiyle hayatını kaybeden Breonna Taylor ve daha birçok örnek verilebilir.
Birleşik Devletler polisi tarafından, özellikle ırkı ve etnik kökeni farklı olan Amerikan vatandaşlarına uygulanan insan hakkı ihlalleri şok edici seviyelere ulaşmış durumdadır. Sadece 2019 yılında, Birleşik Devletlerde polis 1.000’den fazla insanın ölümüne neden olmuştur. Bu rakamlar sadece sayılardan ibaret değildir, bu rakamlar; birinin eşi, kuzeni, yeğeni, çocuğu, akrabası olan bir insanın hayatını göstermektedir.
George Floyd’un ölümüne neden olan polis memurları görevlerinden uzaklaştırıldılar, fakat bu ADALET DEĞİLDİR! George’nin ailesi ve yakınları bütün sorumluların cezalandırılması ve benzer olayların bir daha yaşanmayacağına dair garanti istemektedir.
Birleşik Devletler halkı sokaklarda polis cinayetini protesto etmekte ve George’nin ölümüyle ilgili sorulara yanıt aramakta, fakat yine polisin baskı ve şiddetine maruz kalmaktadır.