Aydınlık mı? Karanlık mı? – 2
Osman Başıbüyük, Sun Savunma Net, 08 Kasım 2022
Geldik yazı dizisinin ikinci bölümüne. Bu bölümde, Aydınlıkçıların ayrılıkçı Kürt hareketinin yaratılmasına, her safhada, nasıl katkıda bulunduklarını anlatacağız. PKK, gladyo operasyonu ile yaratılmış bir örgüttür ve operasyonun başrol oyuncuları kripto Aydınlıkçılardır. Türk milletinin hafızası inanılmaz ölçüde zayıftır. Geçmişte PKK’yı yaratanları bugün vatansever zannetmek büyük hatadır. Aydınlıkçıların bugün PKK düşmanı olduklarına bakmayın, kriptolar açısından bu düşmanlığın taktiksel bir amacı vardır. Anlatacağız.
Ayrılıkçı Kürt Hareketi PKK, silahlı mücadeleye başladığı 1984 yılından bu yana Türkiye Cumhuriyeti’ne hem ekonomik hem de insan kaybı açısından korkunç büyüklükte bir zarar vermiştir ve hâlâ da zarar vermeye devam etmektedir. Bu hareketin nasıl yaratıldığını ve perde arkasındaki aktörlerin kimler olduğunu bilmek, gelecekte benzer hatalara düşmemizi engelleyecektir.
Perinçek, 2014 yılında yayınladığı “Abdullah Öcalan ile Görüşmeler” isimli kitabına, 1999 yılında Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra verdiği ifadede geçtiği söylenen, “Perinçek, bize ABD’nin ve Avrupa’nın peşinden gitmeyin. Bu yoldan bir yere varamazsınız. PKK’yı dağıtın, Türkiye’nin bütünlüğü içinde yer alın telkininde bulundu.” ifadesini koymuştur.
O zaman adama şu soruyu sorarlar: Sen Öcalan ile yaptığın görüşmeden sonra terörist başına ne söylediğini niçin o dönemde yazmadın veya söylemedin de 8 sene bekledin?
Adam, Öcalan’a ne söylediğini Hürriyet Gazetesinin 18 Nisan 1999 tarihli nüshasında yer alan bir haberden alıntı ile kendi kitabına koyuyor. Ne ilginç öyle değil mi? Perinçek’in, “Benim o görüşmemi özel kuvvetler komutanlığı binlerce çoğaltarak güneydoğuda yaydı” söylemi tam bir aldatmacadır. Öcalan yakalandıktan sonra uydurulan bu söylem, kullanışlı kriptoları aklamak ve PKK’yı tasfiye etmek için devlet tarafından gazetelere servis edilerek kullanılmıştır. Gladyonun Gülü’nün 1999’a kadar bu konuyu çağrıştıran ne tek bir yazısı ne de tek bir sözü vardır.
O dönemde Aydınlıkçıların PKK’ya dağılın falan dediği de yoktur. Her iki görüşme de tam bir PKK propagandasıdır. Özetle görüşmelerde; “PKK’nın çok güçlendiği, TSK operasyonlarının başarısız olduğu, Devletin Kürt sorununu askerî yöntemlerle çözme politikasının iflas ettiği, soruna silahlı bir çözüm bulunamayacağı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin taviz vermeyi kabul etmesi gerektiği” tezleri Öcalan’ın ağzından kamuoyuna duyurulmuştur. Aslında Öcalan, Aydınlıkçıların 2000’e Doğru ve Teori Dergilerinde yazdıkları tezleri, her iki görüşmede de papağan gibi tekrar etmiştir.
Yazının tamamını PDF olarak okuyabilirsiniz.
NOT: Bir sonraki bölümde kripto Aydınlıkçıların, Kıbrıs davasını nasıl sattığını yazacağız.